Mali’de düzenlenen terör saldırılarında 43 sivil öldü

Fransız ve Malili askerler, Liptako bölgesinde devriye gezerken (AFP)
Fransız ve Malili askerler, Liptako bölgesinde devriye gezerken (AFP)
TT

Mali’de düzenlenen terör saldırılarında 43 sivil öldü

Fransız ve Malili askerler, Liptako bölgesinde devriye gezerken (AFP)
Fransız ve Malili askerler, Liptako bölgesinde devriye gezerken (AFP)

Batı Afrika ülkesi Mali’nin orta kesimindeki bir köye düzenlenen silahlı saldırıda aralarında çoğunlukla kadın ve çocukların bulunduğu 43 sivil hayatını kaybetti. Mali’de son birkaç yıldır El Kaide ve DEAŞ bağlantılı grupların artan faaliyetleri nedeniyle kanlı ve silahlı çatışmalara tanıklık edilirken, yaşanan bu gelişmeler ülke merkezinde etnik bir çatışmaya dönüştü.
Mali hükümeti dün, Mali ordusunun Fulabi kabilesini hedef alan saldırılara karışmakla suçlanmasının ardından, ülkenin merkezindeki Binedama ve Niangassadiou köylerine yapılan saldırılara ilişkin soruşturma emri verildiğini duyurdu. Görgü tanıkları, askeri üniforma giyen saldırganların, haftalık olarak Fulani kabile üyeleri tarafından hayvan ve tarım ürünlerini satmak için ziyaret edilen köyü çevrelediklerini söyledi. Sığır yetiştirme ve tarım alanlarında çalışan Fulani kabile üyeleri diğer kabileler tarafından özellikle Massena tabanlı Kurtuluş Cephesi gibi terörist gruplarla ittifak halinde olmakla suçlanan Mali’deki  etnik bir azınlık olarak kabul ediliyor. El Kaide’ye bağlı bu örgüt, kabileler arasındaki su kaynaklı eski çatışmaları körükledi. Mali’nin orta kesimleri son yıllarda Dogon ve Fulani kabileleri arasında kanlı ve etnik çatışmalara tanıklık edilirken, çatışmalarda yüzü aşkın insan hayatını kaybetti. Daha önce ise uluslararası insan hakları örgütleri Mali ordusunu çatışma ve etnik cinayetler işlemekle suçlamıştı.
Yerel yetkililer son birkaç gün içerisinde askeri üniforma giymiş silahlı bir grubun Binedema köyüne düzenlediği saldırıda aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 29 kişi yaşamını yitirdiğini söyledi. Saldırganların köydeki tüm evleri yaktığı belirtilirken, hükümet tarafından dün yapılan açıklamada ise, silahlı kimselerin Niangassadiou köyündeki 14 kişinin ölümüne sebep olduğu kaydedildi.
Bu bağlamda Fulani kabilelerinin savunulması için kurulan yerel bir dernek olan Tabital Pulaaku, bütün kurbanların orduyu saldırılara karışmakla suçlayan 'masum siviller' olduğunu duyurdu. Hükümet ise yaptığı açıklamada, bu 'ciddi suçlamaların' soruşturulmasını emrettiğini ve orduya yönelik suçlamaları açıkça reddetmeden ülkenin merkezindeki durumla ilgili 'derin endişe duyduğunu' bildirdi.
Hükümet, orduya üye olsalar bile saldırılara karıştığı tespit edilenleri caydırıcı cezaların beklediğini ve yaptırımların 'suçun çirkinliği' ile orantılı olacağını açıkladı.
Bu etnik gerilim, Fransızların geçtiğimiz günlerde Mağrip El Kaidesi örgütünün kollarından birinin lideri olan ‘Ebu Musab Abdulvedud’ lakaplı Abdulmalik Droukdel’in öldürülmesi sonrası yaşandı.
Fransa tarafından geçtiğimiz hafta yapılan açıklamada Mağrip El Kaidesi örgütünün kollarından birinin lideri olan ‘Ebu Musab Abdulvedud’ lakaplı Abdulmalik Droukdel’in öldürüldüğü bildirildi.
Fransa Savunma Bakanı Florence Parly, yaptığı açıklamada, Droukdel’in El Kaide Yönlendirme Komitesi üyesi olduğunu ve Kuzey Afrika ve Sahel bölgesinde bu örgüte bağlı tüm grupları komuta ettiğini söyledi. Florence Parly ayrıca, Droukdel’in Sahel bölgesindeki en tehlikeli militan gruplarından biri olan Cemaat Nusret el İslam vel Müslimin'in (CNİM) yönetiminde olduğuna işarette bulundu.



ABD ve Suriye Dışişleri Bakanları kimyasal silahlar, yaptırımlar ve ‘İran'ın müdahalesini’ görüştü

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)
TT

ABD ve Suriye Dışişleri Bakanları kimyasal silahlar, yaptırımlar ve ‘İran'ın müdahalesini’ görüştü

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)

Suriye Dışişleri Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani'nin ABD'li mevkidaşı Marco Rubio ile telefonda kimyasal silahlar, yaptırımlar ve “İran'ın müdahalesi” konularını görüştüğünü bildirdi.

Bakanlığın açıklamasında eş Şeybani'nin, Şam'ın yaptırımların, özellikle de Sezar Yasası'nın kaldırılması için Washington ile birlikte çalışma arzusunu dile getirdiği belirtilerek, iki tarafın bu yasanın devam etmesinin “şirketlerin ve yatırımcıların uzun vadede Suriye'de ekonomik faaliyette bulunma kabiliyetlerini kısıtladığını” vurguladığı kaydedildi.

Açıklamada Rubio'nun, ABD yönetiminin, Başkan Donald Trump'ın Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılması yönündeki direktiflerini uygulamaya devam ettiği ve “önümüzdeki aylarda Sezar Yasası'nın yürürlükten kaldırılması için Kongre ile birlikte çalışacaklarını” söylediği aktarıldı.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani, (AFPSuriye Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani, (AFP

Açıklamada, iki ülkenin katılımıyla kimyasal silahlar konusunda özel bir komite kurulması için tarafların ortak koordinasyon içinde hareket ettiği duyuruldu.

İran'la ilgili olarak Şam, “özellikle Tahran'a yönelik son saldırıların ardından İran'ın Suriye'nin iç işlerine karışma girişimleri” olarak tanımladığı durumdan duyduğu endişeyi dile getirirken, Washington da “mevcut meşguliyetlerine rağmen Tahran'ın Suriye'deki güç dengesini değiştirme arayışından vazgeçmeyeceği” uyarısında bulundu.

Suriye Dışişleri Bakanlığı'na göre iki bakan terörle mücadele dosyasını da ele aldı ve özellikle Şam'daki Mar Elias Kilisesi'ne yapılan son saldırıdan sonra DEAŞ'ın hala “gerçek bir tehdit oluşturduğunu” teyit etti.

Açıklamada, ABD tarafının DEAŞ'ın “şu anda Suriye hükümetine yönelik en büyük tehdit” olduğunu vurguladığı ve bu alanda istihbarat paylaşımı ve Suriye'nin kabiliyetlerinin geliştirilmesi konusundaki kararlılığını ifade ettiği ifade edildi.

Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra geçidi yakınlarında BM gözlemci bölgesindeki İsrail askerleri, (UNDOF)Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra geçidi yakınlarında BM gözlemci bölgesindeki İsrail askerleri, (UNDOF)

İki taraf ayrıca İsrail'in, Suriye'nin güneyine yönelik tekrarlanan saldırılarını da ele aldı ve eş Şaybani Suriye'nin 1974 tarihli Ayrılma Anlaşmasına geri dönmek için ABD ile işbirliği yapma arzusunu dile getirdi.

Şarku’l Avsat’ın açıklamadan aktardığına göre Rubio, “bölgenin tanık olabileceği en kötü şeyin Suriye'nin bölünmesi ya da iç savaşa dönmesi” olduğu uyarısında bulundu.

Rubio, ülkesinin Şam'daki büyükelçiliğini yeniden açma arzusunu dile getirerek, “iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılmasına yönelik somut değişimi teyit eden bir adım olarak” eş Şeybani'ye mümkün olan en kısa sürede Washington'u ziyaret etmesi için resmi davette bulundu.