Cezayir, Libya’daki çatışma taraflarına mesafeli yaklaşıyor

Cezayir Dışişleri Bakanı Sabri Bukadum, Libyalı mevkidaşı ile ülkedeki gelişmeleri ele aldı (Sosyal medya organları)
Cezayir Dışişleri Bakanı Sabri Bukadum, Libyalı mevkidaşı ile ülkedeki gelişmeleri ele aldı (Sosyal medya organları)
TT

Cezayir, Libya’daki çatışma taraflarına mesafeli yaklaşıyor

Cezayir Dışişleri Bakanı Sabri Bukadum, Libyalı mevkidaşı ile ülkedeki gelişmeleri ele aldı (Sosyal medya organları)
Cezayir Dışişleri Bakanı Sabri Bukadum, Libyalı mevkidaşı ile ülkedeki gelişmeleri ele aldı (Sosyal medya organları)

Atıf Katadre
Cezayir, Mısır girişiminin ‘not alındığını’ ilan ederek, Libya krizine yönelik birkaç yeni noktaya dikkati çekti. Cezayir diplomasisi ise sözlerini ‘Libya’daki dostlara aynı mesafede yaklaşıldığı’ yönündeki ifadelerle desteklemek için sembolik girişimleri canlandırmayı tercih etti. Öte yandan Cezayir’deki siyasi analistler, Dışişleri Bakanlığı tarafından Mısır girişimine dair sunulan Cezayir beyanının ne anlama geldiği hakkında çeşitli yorumlarda bulundu. Söz konusu beyan öncesinde de Dışişleri Bakan Sabri Bukadum ve Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti’ndeki (UMH) mevkidaşı arasında ‘son gelişmeleri ele almak’ üzere bir telefon görüşmesi gerçekleştirildi.

Not alındı
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Profesörü Selim Hammadi, Independent Arabia’ya yaptığı açıklamada, “Not aldığım terimin tercihi, Mısır’ın Libya sahasındaki siyasi projeden faydalandığı anlamına gelmiyor. Mısırlı yetkililerin, Hafter’e desteklerini gizlemese de her zaman Libya’nın komşu ülkeleri grubuna koordinasyon sinyalleri gönderdiğine inanıyorum” dedi.
Ancak Siyaset Bilimi Profesörü Abdulhak Saidi, Cezayir’in beyanının ise bu girişimin beklenen sonuçlarına ilişkin bir beraat ilanı olduğunu ve bunun, girişimin kesin şekilde reddedildiği anlamına gelmediğini, ancak bir çekingenlik içerdiğini vurguladı. Saidi, ”Cezayir’in istediği, uluslararası tarafların siyasi tarafı zorlayacak şekilde genişlediği bir girişimdir. Aynı şekilde girişimin, bir taraf pahasına diğerini kurtaracak bir girişim olmamasını talep ediyor. Hafter’in ordu güçlerinin geri çekildiği iyi biliniyor. Bu yüzden belki de şu an savaş sınırları mantığını dengede tutmak için müzakere etme niyetine sahiptir” değerlendirmesinde bulundu.

Cezayir’in beyanı
Cezayir’in beyanı, çeşitli bölgesel ve uluslararası aktörlere ‘Libya’daki krize kalıcı bir siyasi çözüm bulmak için çabalarını koordine etme’ çağrısı içeriyor. Cezayir ayrıca, Libyalı dostlarla aynı mesafede durduğunu, ateşkesle başlayıp (uluslararası meşruiyet, Güvenlik Konseyi (BMGK) kararları uyarınca ve kardeş Libya halkının iradesine saygı çerçevesinde kapsamlı bir siyasi çözüm için Libyalı tarafları bir araya getiren) diyalog masasına yönelerek, siyasi çözüme ulaşmak için çeşitli düzeylerde çaba sarf ettiğini hatırlattı.
Cezayir, Libya’da barışı sağlamanın, birlik ve toprak bütünlüğünü güvence altına almanın tek yolu olarak kapsamlı bir diyaloğu benimseyerek, Libyalıların görüşlerini yakınlaştırmak için komşu ülkelerin rollerinin son derece önemli olduğuna da dikkati çekti.
Öte yandan Siyaset Bilimi Profesörü Abdunnur Şarşali, Independent Arabia’dan Atıf Katadre’ye yaptığı açıklamada, “Cezayir’in beyanı, Mısır girişimiyle çelişmiyor ama onunla yüzde yüz de uymuyor. Ancak faaliyetlerimize karşı memnuniyetini dile getiren İtalya Dışişleri Bakanlığı’nın bildirisiyle son derece tutarlı görünüyor. Aynı zamanda beyan, girişimi siyasi yol haritasının başarısı için tavsiye gibi görünen noktalara yönlendirmeye çalışıyor” ifadelerini kullandı.
“Cezayir ‘Cezayir, Tunus ve Mısır’ı içeren ve bir noktada Sudan, Çad ve Nijer’e kadar genişleyen Komşu Ülkeler Mekanizması’ aracılığıyla istişarelerin canlandırılması gerektiğini hatırlatıyor” diyen Şarşali, Cezayir’in uluslararası meşruiyeti savunmasının, BM’nin UMH’yi tanımasından kaynaklı olabileceğine dikkati çekti.
Cezayir Dışişleri Bakanlığı’nın ‘Bakan Sabri Bukadum’un UMH’deki mevkidaşı Muhammed et-Tahir Seyyale ile telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini’ açıklaması sonrasında ise Abdunnur Şarşali, “Cezayir diplomasisi Bingazi’deki geçici hükümetle doğrudan bir hat açarken Cezayir’in beyanı ise bu söylemden ve Bingazi’den gelen bilgileri de dikkate alıyor” dedi.

Ekonomik açılım
Öte yandan Şarşali, Libya’daki çatışma tarafları arasında iki iletişim hattı açıldığını söylerken, “Cezayir, bu hattı birkaç aydır takip etmeyi sürdürüyor. Durum, diğer bölgesel veya uluslararası taraflar için nadir görülen bir çerçevede her iki taraftan da daha fazla güvenilirlik ve kabul edilebilirlik sağlamıştır” ifadelerini kullandı.
Profesör ayrıca, bu dengenin, Cezayir lojistiğinin Bingazi’ye ulaşmasıyla geri çekilebileceğini söyledi. Bu çerçevede Libya gazetelerinin Cumartesi sabahı (6 Haziran) şehirde bulunan limandaki petrol platformlarının, başkent Cezayir’in 500 km doğusundaki Skikda limanından 31 bin metrik ton dizel temin ettiği yönündeki haberlerine dikkat çekildi.
Independent Arabia tarafından elde edilen bilgilere göre Cezayir, Dışişleri Bakanı Sabri Bukadum’un geçtiğimiz Şubat ayındaki ziyaretinden bir gün sonra Bingazi’deki yetkililerin ‘elektrik üretiminin kapasitelerini telafi etmek için enerji arzına katkı sağlandığı’ yönündeki ifadelerini kabul etti. 
Bukadum, Bingazi’de ‘Cezayir’in Libya’daki kardeşlerini destekleyemediği’ yönünde bölgesel elitler tarafından ortaya koyulmuş ‘eleştirilerle’ karşı karşıya kalmıştı. Bakan da bu eleştirilerin daha sonra Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun’a döndüğünü ifade etmişti.



Gazze ateşkesi: Geri çekilmeler anlaşmayı tehdit ediyor ve müzakereleri kurtarmak için ertelenmesi talep ediliyor

İsrail tanklarının Gazze Şeridi'nin güneyine girmesinin ardından, geçici mülteci kampındaki derme-çatma çadırların arasında enkazın üzerinde oturan bir kadın (AFP)
İsrail tanklarının Gazze Şeridi'nin güneyine girmesinin ardından, geçici mülteci kampındaki derme-çatma çadırların arasında enkazın üzerinde oturan bir kadın (AFP)
TT

Gazze ateşkesi: Geri çekilmeler anlaşmayı tehdit ediyor ve müzakereleri kurtarmak için ertelenmesi talep ediliyor

İsrail tanklarının Gazze Şeridi'nin güneyine girmesinin ardından, geçici mülteci kampındaki derme-çatma çadırların arasında enkazın üzerinde oturan bir kadın (AFP)
İsrail tanklarının Gazze Şeridi'nin güneyine girmesinin ardından, geçici mülteci kampındaki derme-çatma çadırların arasında enkazın üzerinde oturan bir kadın (AFP)

İsrail'in Gazze Şeridi’nde işgal ettiği yeni bölgelerden çekilme görüşmelerinin son iki aydır tıkanması, Katar’ın başkenti Doha'daki (yedinci gününe giren) ateşkes müzakerelerini yeni bir ‘karanlık tünele’ soktu. Hamas Hareketi, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümeti tarafından önerilen yeniden konuşlandırmayı reddetti.

Medyada yer alan sızıntılara göre arabulucular, özellikle Washington, müzakerelerin sonuna kadar çekilme maddesinin ertelenmesini talep ettiler. Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar bu durumu, müzakereleri ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin istemediği yeni bir başarısızlıktan kurtarmak için son bir girişim olarak görüyorlar ve bu yüzden Netanyahu'ya esneklik göstermesi için baskı yapabileceğini düşünüyorlar. Uzmanlara göre bunun aksi bir durum söz konusu olursa Hamas, İsrail'in bu şekilde kalmasının, sürgün planını hızlandırmak, olası ateşkesin sona ermesinden sonra askeri bölgeler dayatmak ve anlaşmayı bozmak için bir manevra olduğunu düşünerek bunu reddedecek.

İki Filistinli kaynak cumartesi günü, Doha’daki müzakerelerin, İsrail'in cuma günü sunduğu, İsrail ordusunun yeniden konuşlandırılması ve konumlandırılması için hazırladığı çekilme haritasında ısrar etmesi nedeniyle, karmaşık zorluklarla karşı karşıya olduğunu bildirdi. Bu plan, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin yüzde 40'ından fazlasında kalmasını öngörüyor, ancak Hamas bunu reddediyor.

Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan kaynaklardan biri, ‘Hamas’ın müzakere heyetinin İsrail'in sunduğu haritaları kabul etmeyeceğini, çünkü bu haritaların Gazze Şeridi'nin yaklaşık yarısının yeniden işgalini meşrulaştırdığını ve İsrail'in insani olduğunu söylediği ve Gazze Şeridi'nin güneyinde yer alacak ve yaklaşık 600 bin Filistinliyi barındıracak olan şehre atıfla Gazze Şeridi'ni Nazi kampları gibi geçiş noktaları ve seyahat özgürlüğü olmayan izole bölgeler haline getirdiğini’ vurguladı.

Diğer kaynak, Hamas'ın İsrail güçlerinin 2 Mart'tan sonra, yani iki ay süren ateşkesin çökmesinden sonra yeniden kontrol altına aldığı tüm bölgelerden çekilmesini talep ettiğini belirtti. İsrail’i, ‘soykırım savaşını sürdürmek için oyalamaya devam etmek ve anlaşmayı engellemekle’ suçladı.

Kaynak, Katarlı ve Mısırlı arabulucuların ‘taraflara, ABD Başkanı Donald Trump'ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un Doha'ya gelene kadar çekilme müzakerelerini ertelemelerini’ istediklerini, ancak ‘yardımlar ve esir takası konusunda ilerleme’ kaydedildiğini belirtti.

ABD merkezli haber sitesi Axios, bazı kaynaklardan, ABD'nin Hamas'tan İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nden çekilmesini tartışmayı ertelemesini ve diğer konulara geçmesini istediğini, böylece esir takası anlaşması müzakerelerinin çökmesini önlemeye çalıştığını aktardı.

juı
Yaralıları Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta bulunan Kızıl Haç kliniğine taşıyan Filistinliler (AFP)

Reuters, cumartesi günü Filistinli ve İsrailli kaynaklardan benzer bir doğrulama aktardı. Doha görüşmelerinin, İsrail’in Gazze Şeridi’nden çekilmesi konusunda tıkanma yaşadığını, Hamas Hareketi’nin İsrail'in önerdiği çekilme haritalarını reddettiğini, çünkü bu haritaların toprakların yaklaşık yüzde 40'ını İsrail kontrolünde bırakacağını, bunların arasında güneydeki Refah bölgesi ve Gazze'nin kuzeyindeki ve doğusundaki diğer bölgelerin de bulunduğunu belirtti. Kaynaklar, ‘görüşmelerin devam etmesinin beklendiğini’ ifade ettiler.

Mısır Dışişleri Konseyi üyesi Reha Ahmed Hasan, İsrail'in, güneydeki Morag Ekseni de dahil olmak üzere birçok yerden çekilmeyerek Filistinlileri sürmeye devam etmek gibi kendi şartlarını dayatmak istediğini düşünüyor. Kuzey bölgesini askeri olarak kontrol altına alarak buradaki nüfusu sürme olasılığı olduğunu ifade eden Hasan, böylece ateşkes sona erdikten sonra Filistinlilerin sürülmesinin kolaylaşacağına dikkati çekti. Hasan, ABD'nin İsrail'e baskı yapmamasının müzakerelere zarar verdiğini ve bu tür konuların ertelenmesinin bir fayda sağlamayacağını, bunların erken çözülmesi gerektiğini, çünkü bu konuların belirleyici olduğunu vurguladı.

Hasan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Anlaşmaya varılmasının gecikmesi, engellerin devam etmesi ve Filistinlilerin hedef alınması nedeniyle, direnişin İsrail'e teslim olmasını isteyen bir manevra ile karşı karşıya olduğumuzu düşünüyoruz ve Hamas bunu kabul etmeyecektir. ABD’nin İsrail'e baskı yapmaktan başka seçeneği yok. Özellikle Kahire'nin talep ettiği Mısır sınırındaki Philadelphia (Salahaddin) Koridoru’ndan çekilme gibi henüz çözülmemiş ve belirsizliği devam eden başka konular da var.”

Filistinli siyasi analist Nizar Nazzal, Hamas'ın talebi olan İsrail ordusunun Gazze'den çekilmesinin gerçekleşmemesi halinde bunun müzakereleri engelleyebileceğini düşünüyor. Nazzal, çekilme maddesinin ertelenmesinin müzakereleri kurtarmak için yapılan bir girişimden ibaret olduğunu ve Netanyahu hükümetinin çekilme gibi siyasi konularda taviz vermediği sürece, Washington veya İsrail'in iddia ettiği gibi anlaşmanın yakın zamanda imzalanmayacağını belirtti.

Cuma günü ABD ziyaretinden dönmeden önce, ABD Başkanı Donald Trump ile bir araya gelen İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, perşembe günü yaptığı açıklamada, “Birkaç gün içinde (anlaşmayı) tamamlayabileceğimizi umuyorum” ifadelerini kullandı.

Geçtiğimiz hafta Beyaz Saray'da Netanyahu ile iki kez görüşen Trump, yakın zamanda ateşkes sağlanacağına dair açıklamalarını yineledi ve bu haftayı (yani birkaç gün sonra) olası bir tarih olarak belirledi. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio da perşembe günü yaptığı açıklamada, anlaşmaya varılması konusunda ‘büyük umutları’ olduğunu söyledi.

dfgthy
İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye’ye düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

Ancak sahada durum bu umutların aksine gelişiyor. Gazze Sivil Savunma Sözcüsü Mahmud Basal yaptığı açıklamada cumartesi günü 20'den fazla Filistinlinin öldüğünü ve İsrail ordusunun son 48 saat içinde Gazze Şeridi'nde ‘yaklaşık 250 terörist hedefi vurduğunu’ söyledi.

Hamas, İsrail ordusuna karşı operasyonlarını sürdürürken, İsrail ordusu cuma günü, Gazze'nin güneyindeki Han Yunus kentinde çıkan çatışmalarda Golani Tugayı'na bağlı keşif biriminden bir subayın öldürüldüğünü, ayrıca Gazze'nin kuzeyinde çıkan çatışmada iki askerin yaralandığını açıkladı. Bu açıklamadan iki gün önce Gazze'nin güneyinde kaçırılmak üzere olan bir İsrail askerinin öldürüldüğü bildirilmişti.

Birleşmiş Milletler (BM), cumartesi günü yaptığı ortak açıklamada, Gazze'deki yakıt kıtlığının kritik seviyelere ulaştığı konusunda uyarıda bulundu. BM’nin aralarında İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Dünya Gıda Programı (WFP) da bulunduğu yedi ayrı kuruluşu tarafından yapılan ortak açıklamada, “Yakıt, Gazze'de hayatta kalmanın bel kemiğidir” denildi.

Bu olumsuz gelişmeler devam ederken Reha Ahmed Hasan, Trump'ın dün değil, bugün bir anlaşma sağlayabileceğini düşünüyor. Hasan’a göre ABD'nin tutumu, İsrail'e baskı uygulayarak bir anlaşma sağlamaya ve Gazze'yi yerinden etme ve yok etme planlarından vazgeçmeye yönelik gerçek bir adım atarak tüm bu sorunları sona erdirebilir.

Bu görüşe katılan Nizar Nazzal da Washington'ın, Nobel Barış Ödülü almayı uman Trump'ın çabalarının başarısız olmaması için müdahale edeceğini ve Netanyahu'yu daha geniş çaplı yayılma haritasını kabul etmeye zorlayacağını (bu cümle tuhaf geldi ama böyle yazıyordu) vurguladı. Ateşkes yapılmaması halinde İsrail Başbakanı’nın popülaritesinin daha da zarar göreceği ve İran'a karşı savaşından elde ettiği son siyasi kazanımlarını kaybedebileceği uyarısında bulunan Nazzal, bu nedenle Netanyahu'nun çıkarlarına en uygun olanın anlaşmayı geçici olarak kabul etmek olduğunu belirtti.