Ürdün İhvan'ından hükümete Hafter baskısı

Ürdün Kralı, 2015'te Mareşal Hafter’ı Amman’da ağırlamıştı (Kraliyet Divanı)
Ürdün Kralı, 2015'te Mareşal Hafter’ı Amman’da ağırlamıştı (Kraliyet Divanı)
TT

Ürdün İhvan'ından hükümete Hafter baskısı

Ürdün Kralı, 2015'te Mareşal Hafter’ı Amman’da ağırlamıştı (Kraliyet Divanı)
Ürdün Kralı, 2015'te Mareşal Hafter’ı Amman’da ağırlamıştı (Kraliyet Divanı)

Tarık Dilvani
Ürdün’deki Müslüman Kardeşler; Arap Baharı ayaklanmaları sonrasında birbirini takip eden hükümetleri yatıştırıcı ve temkinli politikasından vazgeçti. Şimdi ise özellikle de Ürdün Krallığının dış politikadaki tutumlarına karşı bir çatışma ve karışıklık çıkarma yolunda ilerliyor gibi görünüyor. Geçtiğimiz birkaç hafta içerisinde hükümete yönelik eleştirilerini artıran İhvan, bu yaz yapılacak parlamento seçimleri yaklaşırken iç ve dış kararlardan hoşnutsuzluğunu daha önceden yapmadığı şekillerde dile getirdi.

Siyasi ayaklanma
Son günlerde İhvan, devlete yönelik siyasi ayaklanmalara başladı. Bunların ucu, Kahire Bildirgesi’nin Ürdün Krallığı tarafından memnuniyetle karşıladığını açıklayan Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi’ye siber zorbalık yapmaya kadar uzandı. Bakan, İhvan’ı rahatsız eden tweetinde şu ifadeleri kullanmıştı:
“Kardeş Mısır’ın, Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi öncülüğünde Kahire Bildirgesi ile sonuçlanan çabalarını memnuniyet ile karşılıyoruz. Nitekim bu bildirge; Libya krizine diyalog aracılığıyla ülkeyi, birliğini ve istikrarını koruyacak siyasi bir çözüm bulma yönündeki uluslararası girişimlerle uyumlu ve önemli bir başarı teşkil ediyor.”

Gözlemcilere göre Safedi’nin bu tutumu, Ürdün Kralı 2. Abdullah’ın yürüttüğü, sopayı daima ortasından tutmaya çalışan -tüm taraflara aynı mesafede duran- ve kendisini birlik kurmaktan uzak tutan Ürdün dış politikasını yansıtıyor. Müslüman Kardeşler cemaati ise ülkedeki siyasi kanadı olan İslami Eylem Cephesi aracılığıyla Safedi’nin görüşüne karşı çıktı. Cephenin parlamentodaki blok Başkanı Abdullah el-Akayile, hükümeti Mareşal Halife Hafter ile ilişkisinin gerçeklerini -kendi tabiri ile- açıklamaya çağırdı.
İhvana ait Alyarmouk TV, Ürdün dışişleri bakanının açıklamalarına ilişkin yer yer çirkin eleştirilerin ve Ürdün resmi tutumunun sokağın görüşü ile uyum içerisinde olmadığına dair yorumların bulunduğu bir anket de yayınladı.

Hafter ve Serrac
İhvanın Ürdün parlamentosundaki milletvekilleri, Ürdün'ün Halife Hafter’a askeri ve lojistik hizmetler sunduğu gerçeği hakkında hükümete suçlayıcı sorular yöneltti. Bu suçlamalar, Birleşmiş Milletler (BM) uzmanlarının Güvenlik Konseyi (BMGK) üyelerine Libya hakkında sundukları son raporuna dayanıyor. Raporda Ürdün, Muammer Kaddafi rejiminin 2011'de devrilmesinden bu yana Libya’ya uygulanan silah ambargosunu ihlal eden ülkelerden biri sayılıyor.
Ancak hükümet, raporda geçenleri görmezden gelerek herhangi bir yorumda bulunmadı. Independent Arabia’ya konuşan hükümet kaynakları ise “Ürdün, ekonomisini canlandırmak için sadece Libya'nın yeniden yapılanma dosyasından pay almak istiyor” ifadelerini kullanıyor.

Türk askeri müdahalesine destek
Öte yandan Ürdün'deki Müslüman Kardeşler, Libya çatışmasında Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) tarafına olan siyasi desteğini medya kolları aracılığıyla açıkça gösterdi. İhvan, Türkiye’nin Libya’daki askeri müdahalesine verdiği desteği, aynı zamanda bu müdahalenin meşru ve gerekçeli olduğu düşüncesini de gizlemedi.
Ürdün’ün dış politikasını protesto eden İhvan, Ürdün Kralı’nın 2015’te Hafter’ı ağırlamasını delil göstererek Krallığın Hafter’ı desteklediği konusunda ısrar ediyor. Ancak, Hafter’ın rakibi Serrac’ın da 2018 yılında benzer bir ziyaret yaptığını gözden kaçırıyor.

Anlaşmazlık mı yoksa farklılık mı?
Ürdün hükümeti ile Müslüman Kardeşler, ‘Yüzyılın Anlaşması’ karşıtı tutumları haricinde neredeyse hiçbir siyasi tutumu paylaşmıyor.
2014 yılında garip bir açıklamada bulunan cemaat, Krallığın terör örgütüne karşı uluslararası koalisyonu kapsamındaki DEAŞ karşıtı rolünü reddetmişti. Krallığın DEAŞ tarafından rahatsız ediliyor olmasına rağmen bunun Ürdün savaşı olmadığı gerekçesini sunmuştu.
İhvan, Ürdün Kralı’nın 2013’teki Mısır ziyaretine de karşı çıkmış, bunu Sisi’nin başkanlığını meşrulaştırmak olarak nitelemişti.
Hükümet ile Müslüman Kardeşler arasındaki çatışmanın tek başlığı Libya meselesi değil; nitekim İhvanın bu yılın başında öğretmenler grevi krizine -önderlerinin cemaate bağlı olduğuna inanılıyor- müdahale etmeyi reddetmesinin ardından iki taraf arasındaki geçici sakin iklim kırılganlaştı. Gözlemciler, cemaatin 2011'de rejimin düşmesini talep eden halk hareketinin ardından Ürdün tarafından kendisine verilen ikinci fırsatı Kral’ın yetkilerinin azaltılmasını talep etmesi nedeniyle
kaçırdığına inanıyor.

Endişe ve mahkeme kararı
Cemaate yakın kişiler, hükümetle son zamanlarda yaşanan çatışmalı tutumları ‘Ürdün’ün cemaatin yasaklanması için Washington tarafından yapılan baskılara boyun eğeceği korkusunun bir tercümesi’ şeklinde yorumluyor. Ürdün yargısı, yaklaşık bir yıl önce İhvan’ı feshedilmiş, gayrimeşru ve ruhsatsız sayan katî bir karar çıkarmıştı.  
Ürdün hükümeti, gerektiğinde veya Müslüman Kardeşler’in ayaklanmaları daha önce görülmemiş seviyelere yükseldiğinde bir koz olarak kullanmak için bu yargı kararına güveniyor. İhvan liderleri ise yaklaşan seçimlerde parlamentoya dönemeyeceklerinden duydukları endişeyi gizlemiyor. Bu, özellikle cemaatin Ürdün sokaklarındaki popülaritesi azaldıktan ve birkaç alt gruba parçalandıktan sonra, Ürdün parlamentosundaki milletvekillerinin ‘siyasi ayaklanmalarını’ açıklıyor.



Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.


Berri: Barack'ın Lübnan'ı Suriye'ye ilhak etme söylemi "kabul edilemez bir hata"

Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)
Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)
TT

Berri: Barack'ın Lübnan'ı Suriye'ye ilhak etme söylemi "kabul edilemez bir hata"

Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)
Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)

Lübnan Parlamentosu Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Tom Barrack'ın Lübnan'ın Suriye'ye ilhak edilmesi çağrısıyla ilgili zaman zaman yaptığı tehditleri kabul edilemez bir hata olarak nitelendirerek reddetti. Berri, "Hiç kimse Lübnanlıları tehdit edemez. Özellikle diplomatlar ve hele ki Büyükelçi Tom Barrack gibi bir isim tarafından Lübnanlılara bu şekilde hitap etmek, akıl almaz bir durumdur. Lübnan'ın Suriye'ye ilhak edilmesiyle ilgili söyledikleri ciddi ve kesinlikle kabul edilemez bir hatadır." dedi.

Öte yandan Berri, Basın Sendikası'ndan bir heyete, ilgili yasa konusunda yaşanan görüş ayrılıklarına rağmen, gelecek mayıs ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerinin iptal edilmeyeceğini ya da ertelenmeyeceğini vurguladı.

Parlamento başkanlığından yapılan açıklamaya göre Berri'nin ABD'nin Beyrut Büyükelçisi Michel Issa'yı 24 saat içinde ikinci kez kabul etmesi dikkat çekiciydi; zira görüşmede "iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin yanı sıra genel durumdaki gelişmeler ve güncel olaylar" ele alındı.


İsrailli bakanlar eski Gazze yerleşiminde bayrak töreni düzenlenmesini talep etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
TT

İsrailli bakanlar eski Gazze yerleşiminde bayrak töreni düzenlenmesini talep etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)

Aralarında Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki Likud Partisi’nden sekiz ismin de bulunduğu 11 İsrailli bakan, dün Savunma Bakanı Yisrael Katz’dan Hanuka Bayramı sırasında Gazze Şeridi’nde bayrak töreni düzenlenmesine izin verilmesini talep etti.

Aşırı sağcı ve yerleşim yanlısı Nahala Hareketi tarafından başlatılan girişim kapsamında yayımlanan mesajda, “Gazze’nin İsrail topraklarının bir parçası olduğunu gururla teyit etmenin zamanı geldi. Bu bölge yalnızca Yahudi halkına aittir ve derhal İsrail devletinin bir parçası hâline gelmelidir” ifadeleri yer aldı.

Mesajda ayrıca, etkinliğin temel amacının ‘İsrail’in 2005’te bölgeden çekilirken boşalttığı, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki eski Nisanit yerleşiminin kalıntıları üzerinde İsrail bayrağını göndere çekmek’ olduğu belirtildi.

dfrtg
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (Reuters)

Mesajın imzacıları arasında, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ile aralarında Ulaştırma Bakanı Miri Regev’in de bulunduğu sekiz Likud’lu bakan yer aldı.

Ayrıca, toplam 120 sandalyeli Knesset’ten 21 milletvekili de metne imza attı. İmzacı vekiller Ben-Gvir liderliğindeki Otzma Yehudit (Yahudi Gücü) Partisi ile Likud’a mensup.

Nahala Hareketi, ‘Nisanit’te bayrak töreni’ olarak duyurduğu etkinliğin, Gazze Şeridi’nde hâlen İsrail ordusunun kontrolündeki bölgede yapılacağını açıkladı.

Etkinliğin 18 Aralık’ta, sekiz gün süren Hanuka’nın beşinci gecesinde düzenlenmesi planlanıyor. Bayram bu yıl pazar günü başlayacak.

İsrail Savunma Bakanlığı, konuya ilişkin AFP’nin yorum talebine henüz yanıt vermedi.

jbhj
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)

İsrail ordusu çarşamba akşamı yaptığı açıklamada, ‘İsrail topraklarından Gazze Şeridi’ne geçen birkaç İsrailli sivilin gözaltına alındığını’ duyurdu.

Yerleşimciler ve Filistinlilere yönelik saldırılarla suçlanan aşırılık yanlılarına hukuki destek veren Honenu örgütü ise yaptığı açıklamada, ‘Çarşamba günü onlarca sağcı aktivistin, Nisanit’in kalıntıları üzerinde bir yerleşim kurulmasını talep etmek üzere Gazze sınır çitini aştığını’ belirtti.

10 Ekim’de İsrail ile Hamas arasında yürürlüğe giren kırılgan ateşkes kapsamında, İsrail ordusu Gazze Şeridi’nin yarısından fazlasında kontrol sağlamasına imkân veren bir hatta çekilmişti. Savaşın büyük yıkıma uğrattığı bölgede bu hat fiili kontrol sınırı olarak işliyor.

Geçtiğimiz kasım ayında Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi tarafından da desteklenen ABD’nin Gazze barış planı ise İsrail güçlerinin bölgeden kademeli olarak çekilmesini öngörüyor.