Lübnan: Hariri kaosa karşı uyardı

Müftü Şeyh Abdullatif Daryan, 9 Haziran’da eski Başbakan Hariri ile görüşmesi sırasında (Dalati ve Nahra)
Müftü Şeyh Abdullatif Daryan, 9 Haziran’da eski Başbakan Hariri ile görüşmesi sırasında (Dalati ve Nahra)
TT

Lübnan: Hariri kaosa karşı uyardı

Müftü Şeyh Abdullatif Daryan, 9 Haziran’da eski Başbakan Hariri ile görüşmesi sırasında (Dalati ve Nahra)
Müftü Şeyh Abdullatif Daryan, 9 Haziran’da eski Başbakan Hariri ile görüşmesi sırasında (Dalati ve Nahra)

Eski Lübnan Başbakanı ve (Sünni) Müstakbel Hareketi Genel Başkanı Saad Hariri, “Güçlü bir dönem olursa, Cumhurbaşkanı da güçlü olur ve krizlerle kolaylıkla mücadele eder ” dedi.
Eski Başbakan Saad Hariri, “Güçlü bir dönem, Cumhurbaşkanını da güçlü kılar. o zaman böyle bir Cumhurbaşkanı atama krizleri, idari, finansal ve ekonomik krizlerle daha rahat biçimde mücadele eder. Böylece anayasa ihlalleri, gerginliğe teşvik ve kronik açlıkla hızlı şekilde mücadele edilebilir” dedi. Lübnan’da bir arada yaşamanın önemine dikkati çeken Hariri, bölünmüşlüğü ve kaosa sürüklenmeye karşı ortak mücadele çağrısı  yaptı.
Lübnan Yüksek İslam Şeriat Konseyi toplantısı öncesinde Cumhurbaşkanlığı Müftüsü Şeyh Abdullatif Daryan ile Daru’l Fetva’daki görüşmesinin ardından Hariri, “Bir arada yaşamak, Lübnan’ın yaşayabileceği tek yoldur. Bugünlerde tanık olduğumuz radikalizm ve fanatizm ise bilinmeye giden bir yoldur” açıklamasında bulundu. Eski Başbakan, ülkede duyulması gereken başka bir fikrin varlığını kabul ettiklerini de belirterek, “Sabırlı olmalı ve ülkeyi yok etmek isteyenlerin var olduğunun farkına varmalıyız” dedi.
Hariri, “Bu ülke, bir arada yaşamın var olması gereken bir ülkedir. Başka bir yere kayma, Lübnan’ın parçalanmasına yol açar. Buna izin vermemeliyiz” ifadelerini kullandı. Geçen cumartesi günü sokaklarda yaşanan mezhep gerginliğinin tekrarını önlemek için siyasi liderler arasında bir fikir birliğinin mevcut olduğunu söyleyen Hariri, “Ülkeyi yıkmak ve sorun üretmek için kan dökmek isteyenlerin var olduğunu idrak etmeliyiz. Bu yüzden yaşanan sorunlardan sonra, tüm siyasi partiler, taraflar ve Daru’l Fetva’dan yaşananların sonlandırılması çağrıları duyduk” dedi.
Saad Hariri, Twitter üzerinden yaptığı bir açıklamada da Cumhurbaşkanı Mişel Avn ve görev sürecine saldırdı. Hariri, “Başbakan Hasan Diyab’ın Bakanlar Kurulu Genel Sekreterine karşı şüpheli bir kampanyaya ve Kamu Hizmeti Konseyi’ni ekonomik ve finansal hususlara dahil etme girişimine imza atması sonrasında Selaata konulu Bakanlar Kurulu kararından vazgeçerek yargı oluşumlarının yanıtına yönelmeye, atamaları bir partiye münhasır bir mülk olarak değerlendirmeye, birincil başkanlığı dönemin partisinin taleplerini savunmak için siper olarak ele almaya kadar durum, anayasayı ihlal eden, yetkileri aşan, ulusal çıkarlar karşısında parti çıkarlarını gündeme getiren rastgele politikaların bir parçasıdır” açıklamasında bulundu.



Naim Kasım: İran'ın her türlü destekle yanındayız

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (Arşiv- Reuters)
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (Arşiv- Reuters)
TT

Naim Kasım: İran'ın her türlü destekle yanındayız

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (Arşiv- Reuters)
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (Arşiv- Reuters)

Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri Naim Kasım dün yaptığı açıklamada, grubunun bir tarafta İran, diğer tarafta İsrail ve ABD arasındaki çatışmada “tarafsız olmadığını” söyledi.

Naim yaptığı açıklamada, “Bu nedenle İran'ın, liderliğinin ve halkının yanında olduğumuzu ifade ediyor ve bu acımasız İsrail-Amerikan saldırganlığı karşısında uygun gördüğümüz şekilde hareket ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Naim şöyle devam etti: "İsrail'in son günlerdeki saldırganlığı bu halkın direncini ve tüm baskılara meydan okuduğunu kanıtlamıştır. Ayrıca İsrail'in acizliğini, ağır kayıplarını ve saldırganlığında Amerika'nın desteğini aramaya yönelik çaresizliğini de gösterdi. Ancak bu, bizi İran'ın yanında durma ve bu kibir ve zorbalığa son verilmesine katkıda bulunacak her türlü desteği verme sorumluluğumuzdan kurtarmaz."

Kasım, “Amerika bölgeyi kaos ve istikrarsızlığa, dünyayı da açık krizlere sürüklüyor” diyerek, “İran'ın kendini savunma hakkı vardır ve bölge halkları ile dünyanın özgür insanlarının büyük lider ve İran'la aynı siperde olma hakkı vardır” dedi.

Hizbullah'ın İran lideri Ali Hamaney'in “yaklaşımına” bağlı kalması, Lübnanlıların, Tahran'ın istemesi halinde Hizbullah'ın İsrail ile İran arasında devam eden savaşa katılacağı yönündeki korkularını tazeledi. Lübnan'da resmi düzeyde bu hipotezi çevreleyen belirsizlik ve askeri analistlerin Hizbullah'ın böyle bir savaşa girebilecek askeri kapasitesi konusundaki kuşkuları göz önünde bulundurulduğunda, Hizbullah'ın İsrail ile İran arasında devam etmekte olan savaşa müdahil olacağına dair endişelerini artırıyor.