SunExpress dış hat uçuşlarına başladı

SunExpress dış hat uçuşlarına başladı
TT

SunExpress dış hat uçuşlarına başladı

SunExpress dış hat uçuşlarına başladı

SunExpress, yolcularının ve uçuş ekiplerinin sağlıklı ve emniyetli seyahati için gerekli tüm tedbirleri alarak 10 Haziran itibarıyla kademeli olarak dış hat uçuşlarını başlattı. Havayolu, özel izinler çerçevesinde Ankara’dan Düsseldorf’a (XQ794), Antalya’dan Hamburg’a (XQ170), İzmir’den Zürih’e (XQ960) gerçekleştirdiği uçuşlar ile Ankara, Antalya ve İzmir’den dış hat uçuşu düzenleyen ilk havayolu oldu.
SunExpress, Sağlık Bakanlığı ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nce getirilen sağlık önlemleri çerçevesinde dış hat uçuşlarına başladığı ilk gün, İzmir’den 9, Antalya’dan 7 ve Ankara’dan 3 Avrupa şehrine karşılıklı olarak toplamda 38 uçuş gerçekleştirdi.
Ülkelerin seyahat yasaklarını kaldırmalarına bağlı olarak önümüzdeki günlerde genişletilmiş dış hat uçuş planını duyuracak olan havayolunun mevcut dış hat uçuşları şu şekilde açıklandı:
“SunExpress, merkezi Antalya’dan Almanya’nın Köln, Düsseldorf, Frankfurt, Hamburg, Münih, Stuttgart ve Berlin şehirlerine her gün uçuş düzenliyor. Havayolu, ayrıca Amsterdam’a haftada üç, Brüksel’e haftada iki ve Paris ile Kopenhag’a ise haftada bir kez sefer sunuyor.
İzmir kalkışlı Almanya uçuşlarını ise Köln, Düsseldorf, Frankfurt, Münih ve Stuttgart’a her gün, Berlin’e haftada beş kez, Hamburg ve Hanover’e haftada üç kez olarak planlayan söz konusu havayolu şirketi, diğer Avrupa kentlerinden Zürih’e haftada dört, Amsterdam’a haftada üç, Brüksel ve Viyana’ya haftada iki, Paris, Kopenhag ve Stockholm’e haftada bir kez İzmir’den uçuş düzenliyor.
Merkezleri Antalya ve İzmir’in yanı sıra Anadolu şehirlerini de Avrupa’da en çok noktaya bağlayan havayolu SunExpress, Adana, Kayseri, Diyarbakır, Ankara, Elazığ, Gaziantep, Konya, Malatya, Ordu-Giresun, Samsun ve Trabzon olmak üzere Anadolu’nun 11 şehrinden Almanya’nın Düsseldorf, Frankfurt, Stuttgart ve Hanover kentlerine uçuyor. Havayolu, Ankara ve Münih arasında sunacağı günlük uçuşların yanı sıra Amsterdam ve Brüksel gibi pek çok Avrupa kentine de uçuş düzenliyor.
Avrupa ülkelerinde hala uygulanmakta olan ve önümüzdeki günlerde kaldırılması beklenen seyahat kısıtlamaları çerçevesinde şu an için sadece Avrupa Birliği vatandaşlarınının yanı sıra Avrupa’da oturma izni, çalışma izni veya aile birleşmesi amacıyla D tipi pasaportu olan Türk vatandaşlarının kabul edildiği bu uçuşlar, önümüzdeki günlerde genişletilerek güncellenecektir.”

Kovid-19 önlemleri
Seyahat edecek yolcuların, alınan hijyen ve sosyal mesafe önlemleri nedeniyle havalimanına uçuşlarından en az üç saat erken gelmelerini tavsiye eden şirket, misafirlerinin ve uçuş ekiplerinin sağlıklı ve emniyetli seyahati için ulusal ve uluslararası sağlık ve havacılık otoriteleri ile iş birliği içinde gerekli tüm önlemleri almaktadır.
Tüm uçuşlarında yolcularına ve uçuş ekiplerine maske ile seyahat etme zorunluluğu getiren havayolu, teması azaltmak adına kabin içi hizmetlerini de bu doğrultuda güncelledi. İki saatten kısa süren uçuşlarda uçak içi servislerini kaldıran şirket, daha uzun uçuşlarda ise teması azaltacak şekilde servislerini düzenledi. Kurallar gereği, dizüstü bilgisayar, el çantası, evrak çantası ve bebek eşyaları dışında kabine hiçbir el bagajının kabul edilmeyeceğini açıklayan havayolu, ayrıca tüm uçuşlarında yolcularına dezenfektan mendil dağıtıyor.
Bunlara ek olarak, şirket, uçaklarında düzenli olarak uluslararası otoriteler tarafından etkisi kanıtlanmış dezenfeksiyon işlemleri uygulanmaktadır. Tüm uçaklarda ameliyathanelerde kullanılan HEPA filtreleme sistemi mevcuttur ve bu filtreler, Koronavirüs de dahil olmak üzere bilinen tüm virüslere karşı yüzde 99,9’luk bir başarı oranı ile uçak içindeki havayı her üç dakikada bir sürekli olarak temizlemektedir.
Sağlık Bakanlığı’nın hayata geçirdiği ‘Hayat Eve Sığar’ projesi kapsamında Türk vatandaşlarının iç hat uçuşlarına kabulü HES kodu ile sağlanacak. HES kodu sorgulamalarında uçuşa elverişli olmadığı tespit edilen yolcular, uçuşlara alınmayacak.



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe