Afrika’yı koranavirüs felaketinden kurtaran 3 faktör

WHO’nun Afrika’daki salgınla mücadele direktörü yardımcısı Dr. Richard Mihigo, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, Afrika’nın koranavirüs ile mücadelesine dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

Okulların yeniden açılmasının ardından Cape Town’da öğrencilerin ateşlerini ölçülüyor (Reuters)
Okulların yeniden açılmasının ardından Cape Town’da öğrencilerin ateşlerini ölçülüyor (Reuters)
TT

Afrika’yı koranavirüs felaketinden kurtaran 3 faktör

Okulların yeniden açılmasının ardından Cape Town’da öğrencilerin ateşlerini ölçülüyor (Reuters)
Okulların yeniden açılmasının ardından Cape Town’da öğrencilerin ateşlerini ölçülüyor (Reuters)

Afrika kıtasında Kovid-19 kaynaklı can kayıpları oranlarının düşük olması, dünyanın dikkatini çekti ve soru işaretlerine neden oldu. Bazıları resmi rakamların gerçeği yansıtmadığını öne sürerken, diğerleri ise bunu erkenden sıkı önlemler alınmasına bağladı.
Gerçekten de demografik ve önleyici faktörlerin bir karışımı, kıta ülkelerinin ölümcül koronavirüs salgınını kontrol altına almadaki başarısına katkıda bulundu. Avrupa’da şuana kadar 2 milyon 156 bin 146 vaka, 181 bin 458 can kaybı kaydedilirken Afrika’da ise yalnızca 219 vaka 5 bin 881 ölüm kaydedildi. Diğer yandan, kıtadaki vakalar arttıkça Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tehlike çanlarını çaldı. WHO Afrika Bölge Direktörü Dr. Matshidiso Moeti, yaptığı bir basın açıklamasında “Etkili bir aşıya ulaşana kadar bölgede devamlı bir artış ile birlikte yaşamamız gerekeceğinden korkuyorum. Güney Afrika, Cezayir ve Kamerun'daki gibi bazı ülkelerdeki birtakım sıcak noktaların ele alınması gerekecek. Bu da halk sağlığı ve sosyal izolasyon önlemlerinin çok sıkı bir şekilde uygulanmasını gerektiriyor” ifadelerinde bulundu.
Reuters’ın haberine göre 10 farklı ülkenin Afrika’da salgının başını çektiğini ve kıtadaki toplam vakaların yüzde 75’ini içerdiğini söyleyen Moeti, Güney Afrika’nın ise toplam vakaların dörtte birini oluşturduğuna değindi. Aynı zamanda “Kritik vaka sayısının ve gözlemlenen can kayıplarının yüksek olmadığına inanıyoruz. Afrika'daki en büyük zorluklardan biri, başta teşhis araçları olmak tıbbi malzeme eksikliğidir” dedi. 
Nitekim Afrika, salgın başlarında WHO tarafından uyarıda bulunan olası ‘sağlık felaketini’ kısıtlamayı başardı. Sağlık uzmanları ise ülkeler Mart ayından bu yana uygulanan karantina önlemlerini gevşettikçe vaka ve ölümlerin artmasından korkuyorlar. WHO’nun Afrika’daki salgınla mücadele direktörü yardımcısı Dr. Richard Mihigo, Şarku’l Avsat verdiği röportajda şu ifadeleri kullandı:
“Afrika’daki bazı ülkeler, salgının üçüncü ayında vaka sayılarında yükseliş kaydetmeye devam ediyor. Genel olarak, çoğu ülke salgının zirvesine henüz ulaşmadı. Güney Afrika’daki ülkeler ve Kuzey Afrika’dan Mısır, Cezayir ve Fas, en yüksek vaka sayılarına sahip. Diğer yandan başta Nijerya, Gana, Senegal, Mali ve Burkina Faso olmak üzere Batı Afrika ülkeleri de salgından etkilendi. Gabon, Kamerun ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde artan vakaların olmasına rağmen, Doğu ve Orta Afrika salgından daha az etkilendi.”
WHO’nun kıtadaki salgına dair yüksek alarm seviyesini koruduğunu söyleyen Mihigo, önleyici tedbirleri azaltmanın henüz zamanı gelmediğini söyledi. Aynı zamanda Afrika ülkelerini dünya çapındaki etkisi kanıtlanmış halk sağlığı ve sosyal izolasyon önlemlerini uygulamayı sürdürmeye çağırdı.
Afrika ülkelerinde, salgınının burada daha geniş yaşanacağının olası felaket sonuçlarına ilişkin uluslararası uyarılara rağmen, Avrupa ve Latin Amerika ülkelerine kıyasla yüksek ölüm oranları kaydedilmedi. Dr. Mihigo ise bunun 3 ana faktörden kaynaklandığını söylüyor.
İlki, Afrika ülkelerinin salgının sıçradığı son ülkeler arasında yer alması; nitekim buradaki ilk vakalar Şubat sonu ve Mart ayı başında kaydedilmişti. Bu husus, kıta ülkelerinin dünyanın geri kalanına yayılan salgının doğası hakkında çok şey öğrenmelerine ve mücadele için hazırlık önlemleri almalarına yardımcı oldu. Mihigo ise “Belki de en önemlisi, Afrika’da henüz ilk vakalar kaydedildiğinde özellikle de Avrupa ve Asya ülkelerinden gelen yolcuların kontrol edilmesi hakkında hızlı ve başarılı önlemlerin alınmasıydı. Aynı zamanda vakaların çoğunun yaşandığı başkentlerde sıkı kapanışlar yürütüldü ve şüpheli vakalar izlendi” ifadelerini kullandı.
WHO yetkilisinin söylediğine göre ikinci faktör ise birçok ülkenin yeterli laboratuvar ve test araçlarına sahip olmamasına rağmen muayene yeteneklerini güçlendirmiş olması. Üçüncü faktör ise genç kıtanın demografisinden kaynaklanıyor. Bu hususta Dr. Mihigo, “Kıtadaki ortalama yaşın 20’nin altında olduğunu görüyoruz. Dünyanın özellikle yaşça büyüklerin etkilendiği diğer ülkeleri ile karşılaştırıldığında Afrika’daki Kovid-19’a bağlı can kaybı oranı çok düşüklerde seyrediyor” açıklamalarında bulundu. The Economist gazetesi 2020 istatistiklerine bakıldığında, en az 22 Afrika ülkesindeki nüfusun yüzde 52’si 19 yaşın altında.
Afrika'nın krizi henüz atlatmadığı hakkında uyaran Dr. Mihigo, “mümkün olduğunca fazla insanı inceleme, vakaları izleme ve karantina altına alma, ilgili kişilerle bağlantıları izleme” ihtiyacını vurguladı. Nitekim bu tür hususların salgını kontrol altına almada yardımcı olduğu biliniyor. Öte yandan, birkaç Afrika ülkesi karantina prosedürlerini hafifletmeye başladı. Bunun alınan önlemler nedeniyle ekonominin kötüye gitmesinden kaynaklandığını söyleyen Mihigo ise “Ülkelerin vatandaşların ekonomik ihtiyaçlarını karşılamalarına izin vermek ile önleyici tedbirleri ve sosyal izolasyonu uygulamaya devam etmek arasında denge kurmaları gerekiyor. Bugün kıtanın çeşitli ülkelerindeki vatandaşların koruyucu maske taktıklarını görmek çok güzel” ifadelerini kullandı.
Afrika ülkeleri; vakaların artmasıyla birlikte, zayıf sağlık sistemleri, Ebola gibi bulaşıcı hastalıkların yeniden ortaya çıkması ve vakalar ya da salgına yakalandığından şüphelenilenleri karantina altına almanın zorluklarını yaşıyor. Bu bağlamda Dr. Mihigo ise şöyle söylüyor:
“Ev karantinası nimeti, Afrika ülkelerinin çoğunda mevcut değil. Zirâ aileler tek çatı altında yaşıyor. Ruanda, Uganda, Mauritius ve Botsvana gibi birçok ülke, hükümetler tarafından sağlanan özel karantina merkezlerinde vaka ve şüphelileri izole etmeyi başardı. Bu da salgının kontrol altına alınmasına katkıda bulundu.”
Öte yandan, vaka sayısı arttıkça ve salgın yurtdışından gelenlerden yerel halka sıçramaya devam ettikçe, önemli vakaların karantina altına alınması zor bir hale geliyor. Bu nedenle maske takılması, hijyene dikkat edilmesi ve sterilizasyon önlemleri önem teşkil ediyor. Diğer bir zorluğun belirti göstermeyen vakalar olduğunu söyleyen Mihigo ise “Bu tür vakalar salgını çok daha geniş bir şekilde yayıyor. Zirâ belirti göstermedikleri için aslında birer vaka oldukları anlaşılmıyor” ifadelerine başvurdu. Nitekim bu konudaki çalışmalar, belirti göstermeyen vakaların toplam vakaların yüzde 60 ila 70’ini teşkil ettiğini ortaya çıkarmıştı.



Burhan: Trump'ın danışmanı en kötü çözümü sundu

Ordu personeli, 21 Mart 2025'te Hartum'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nı geri aldıktan sonra kutlama yapıyor (AP)
Ordu personeli, 21 Mart 2025'te Hartum'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nı geri aldıktan sonra kutlama yapıyor (AP)
TT

Burhan: Trump'ın danışmanı en kötü çözümü sundu

Ordu personeli, 21 Mart 2025'te Hartum'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nı geri aldıktan sonra kutlama yapıyor (AP)
Ordu personeli, 21 Mart 2025'te Hartum'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nı geri aldıktan sonra kutlama yapıyor (AP)

Sudan Ordusu Başkomutanı Orgeneral Abdülfettah el-Burhan, Hızlı Destek Kuvvetleri'ni (HDK) koruyacak veya hükümetteki ortaklığa geri getirecek herhangi bir anlaşmayı reddettiğini açıklayarak, ABD Başkanı'nın Arap ve Afrika İşleri Danışmanı Massad Boulos'a, taraflı olduğu gerekçesiyle sert bir saldırı yöneltti. Ayrıca, Boulos'un Sudan'daki krizi çözmek için bir yol haritası olarak sunduğu "Uluslararası Dörtlü" girişimine de güvenmediğini ifade etti.

El-Burhan, Amerikalı danışmanı "barışın önünde bir engel" olarak nitelendirerek, "Sanki bize çözümler dayatmak istiyormuş gibi davranıyor. Bize sunduğu belge en kötü belgedir çünkü silahlı kuvvetlerin varlığını ortadan kaldırıyor, güvenlik güçlerinin dağıtılmasını talep ediyor ve HDK'nin mevzilerini ve varlığını koruyor" dedi. El-Burhan, Boulos'un sunduğu "Dörtlü" yol haritasını kesin bir dille reddettiğini açıklayarak, ona doğrudan hitap etti: "Bu belgeniz kabul edilemez; ne burada ne de orada."

El-Burhan, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'a, ABD Başkanı Trump ile Sudan'daki savaşın sona erdirilmesinin önemi hakkında görüşme girişiminden dolayı teşekkür ederek, Veliaht Prens'in bu hamlesinin Başkan Trump için Sudan'ın gerçek resmini netleştirdiğini söyledi.

Burhan, buna cevaben BAE'nin Dörtlü'ye katılımını eleştirerek, HDK’yı desteklemekle suçladı ve Dörtlü'deki varlığının gayri meşru olduğunu belirtti. BAE ise Burhan'ı ateşkes önerisini reddettiği için eleştirerek karşılık verdi. Uluslararası İşbirliği Devlet Bakanı Riem el Haşimi, "General Burhan bir kez daha barış girişimlerini reddediyor... Ateşkesi sürekli reddetmesi, onun engelleyici tavrını ortaya koyuyor" ifadelerini kullandı.


Boko Haram’ın Nijerya'nın kuzeyindeki bir köyde evleri yakması askeri müdahaleye yol açtı

Boko Haram militanlarının saldırdığı köyde askerler devriye geziyor (Arşiv- Yerel Medya)
Boko Haram militanlarının saldırdığı köyde askerler devriye geziyor (Arşiv- Yerel Medya)
TT

Boko Haram’ın Nijerya'nın kuzeyindeki bir köyde evleri yakması askeri müdahaleye yol açtı

Boko Haram militanlarının saldırdığı köyde askerler devriye geziyor (Arşiv- Yerel Medya)
Boko Haram militanlarının saldırdığı köyde askerler devriye geziyor (Arşiv- Yerel Medya)

Cumartesi gecesi, Boko Haram militanları Nijerya'nın kuzeydoğusundaki bir köyü ele geçirerek, birkaç ev ve aracı ateşe verdi. Takviye ordu birliklerinin gelmesi üzerine yakındaki ormanlara çekildi. Yerel gazeteler, güvenlik kaynaklarından alınan bilgilere göre operasyona katılan ordu birliklerinin militanları başarıyla püskürttüğü ve Borno Eyaleti'nin Magumeri bölgesindeki köyden çekilmeye zorladığı bildirildi.

Güvenlik sağlayan polis memurları, 18 Kasım'da Nijerya'nın Kwara Eyaleti'ne bağlı Iroko kasabasında silahlı kişiler tarafından düzenlenen saldırıda öldürülen ve kaçırılanlar için düzenlenen pazar ayini sırasında Christ the Apostle Kilisesi'nin dışında nöbet tutuyor- 23 Kasım 2025 (Reuters)Güvenlik sağlayan polis memurları, 18 Kasım'da Nijerya'nın Kwara Eyaleti'ne bağlı Iroko kasabasında silahlı kişiler tarafından düzenlenen saldırıda öldürülen ve kaçırılanlar için düzenlenen pazar ayini sırasında Christ the Apostle Kilisesi'nin dışında nöbet tutuyor- 23 Kasım 2025 (Reuters)

Karanlıkta Saldırı

Kaynaklar, "Boko Haram militanlarının cumartesi gecesi geç saatlerde köye baskın düzenleyerek, birkaç evi ateşe verdiğini ve Sivil Savunma Kuvvetleri'ne ait bir araç da dahil olmak üzere araçları tahrip ettiğini" bildirdi. Magumeri Yerel Meclisi Başkanı Abubakar Abdulkadir Yaro, saldırıyı ve bazı ev ve araçların yakıldığını doğrulayarak, "teröristlerin karanlıktan istifade ederek kasabaya sızdığını" ve saldırının "kasaba halkı uyurken" ani ve beklenmedik bir şekilde gerçekleştiğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın yerel gazetelerden aktardığı açıklamada yerel yetkili, "Teröristlerin, kuşatma altına alındıktan sonra saat 03:00 civarında kasabadan kaçtıklarını ifade etti. Maalesef, evleri ve diğer mülkleri yaktılar, ancak herhangi bir can kaybı bildirilmedi" dedi.

Şöyle devam etti: "Kahraman askerlerimiz, sivil güçler, balıkçılar ve gönüllülerle birlikte acil yardım çağrılarına yanıt verdi ve saldırıyı tamamen püskürtmeyi başardı." Yetkili, "Güvenlik kurumları arasındaki koordinasyonu" övdü ve "kasabada durumun yavaş yavaş normale döndüğünü" vurguladı.

Terörün Tırmanışı

Bu saldırı, Boko Haram ve DEAŞ Batı Afrika Bölgesi'nin Borno Eyaleti'nin çeşitli bölgelerindeki askeri ve sivil tesisleri hedef alan yeni bir operasyon dalgasının parçası olarak gerçekleşti. Son haftalarda Nijerya ordusu, Bama ve Damboa bölgelerinde temizlik operasyonlarına liderlik ederken, iki saha komutanını kaybetti.Nijerya'nın Nijer Eyaleti'ndeki Babiri kentinde bulunan St. Mary's Katolik Okulu'nun müdürü ve çocukların velileri, 21 Kasım 2025'te 300'den fazla çocuk ve personelin kaçırıldığı bildirildi (Reuters)Nijerya'nın Nijer Eyaleti'ndeki Babiri kentinde bulunan St. Mary's Katolik Okulu'nun müdürü ve çocukların velileri, 21 Kasım 2025'te 300'den fazla çocuk ve personelin kaçırıldığı bildirildi (Reuters)

Ancak, geçen hafta üst düzey ordu ve hava kuvvetleri komutanlarının cephe hatlarına yaptığı saha ziyaretlerinin ardından, terörle mücadele çabalarını güçlendirmek için yeni askeri stratejilerin benimsendiği bildirildi.

Ülkenin kuzeydoğusunda konuşlandırılan askerler, yerel toplulukları koruma konusundaki kararlılıklarını yinelerken, askeri liderler, 2009'dan beri Kuzey Nijerya'yı etkileyen terörizme karşı kazanımlar elde etmek için askerlerin durumlarında sürekli destek ve iyileştirme sağlanması gerektiğini vurguladılar.

Uluslararası endişe

Sahel bölgesindeki güvenlik durumu ve Batı Afrika ülkelerine yayılması nedeniyle, BM Güvenlik Konseyi cuma günü terör örgütlerinin güçlü yükselişinin neden olduğu bölgedeki zorlu güvenlik durumunu görüştü.

Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) Komisyonu Başkanı Ömer Aliou Toure, Güvenlik Konseyi toplantısında, Afrika ülkelerinin terörle mücadele planları hakkında detaylı bir sunum yaptı. Toure, terör örgütlerinin Atlantik Okyanusu'nda Gine Körfezi'ne kıyısı olan Batı Afrika ülkelerine doğru genişlemesine atıfta bulunarak, "Terörizm, tüm Sahel ve kıyı devletleri için varoluşsal bir tehdit haline geldi" ifadelerini kullandı.

Muhafazakar Parti, terörist grupların "ulusal ekonomileri zayıflatmak ve sivillerin acısını artırmak amacıyla yakıt tedarikini ve ticari ulaşım hatlarını aksatarak giderek artan bir şekilde ekonomik savaşa giriştiğini" kaydetti.

 Nijerya'nın Nijer Eyaleti'ndeki Babiri kentinde bulunan St. Mary's Katolik Okulu'nun müdürü ve çocukların velileri, 21 Kasım 2025'te 300'den fazla çocuk ve personelin kaçırıldığı bildirildi (Reuters)Nijerya'nın Nijer Eyaleti'ndeki Babiri kentinde bulunan St. Mary's Katolik Okulu'nun müdürü ve çocukların velileri, 21 Kasım 2025'te 300'den fazla çocuk ve personelin kaçırıldığı bildirildi (Reuters)

Afrika Yaklaşımı

Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) Komisyonu Başkanı, sunumunda ECOWAS'ın "askeri ve askeri olmayan çabalarını" özetledi ve "Komisyonun yaklaşımının, güçlü güvenlik müdahaleleri ve toplum temelli önleyici stratejilerin bir kombinasyonuna dayandığını" açıkladı.

Batı Afrika ülkelerinin, "terörist operasyonların artışı ve karmaşıklığıyla mücadele etmek ve bölgesel düzeyde güvenlik müdahalelerini koordine etmek için gerekli bir araç olan yedek kuvvetlerinin harekete geçirilmesini hızlandırmak" için çalıştıklarını vurguladı.

Askeri olmayan çabalara ilişkin Touré, Batı Afrika ülkelerinin önceliklerinin "üye ülkeler arasında güveni güçlendirmek, Mali, Burkina Faso ve Nijer ile siyasi diyaloğu ilerletmek, istikrar girişimlerini desteklemek, aşırıcılığı besleyen sosyoekonomik faktörleri iyileştirmek, aşırıcı söylemlere karşı koymak ve terörist grupları destekleyen finansal ve lojistik ağları bozmak" olduğunu açıkladı.


Silahlı kişiler, Nijerya'nın orta kesimindeki bir Katolik okulundan 300'den fazla öğrenciyi kaçırdı

Nijerya'nın Baberi bölgesinde silahlı kişiler 300’den fazla öğrenci ve öğretmeni kaçırdıktan sonra St. Mary's Katolik Okulu'nun yatakhaneleri (AP)
Nijerya'nın Baberi bölgesinde silahlı kişiler 300’den fazla öğrenci ve öğretmeni kaçırdıktan sonra St. Mary's Katolik Okulu'nun yatakhaneleri (AP)
TT

Silahlı kişiler, Nijerya'nın orta kesimindeki bir Katolik okulundan 300'den fazla öğrenciyi kaçırdı

Nijerya'nın Baberi bölgesinde silahlı kişiler 300’den fazla öğrenci ve öğretmeni kaçırdıktan sonra St. Mary's Katolik Okulu'nun yatakhaneleri (AP)
Nijerya'nın Baberi bölgesinde silahlı kişiler 300’den fazla öğrenci ve öğretmeni kaçırdıktan sonra St. Mary's Katolik Okulu'nun yatakhaneleri (AP)

Silahlı kişiler, dün sabah Nijerya’nın orta kesiminde bir Katolik okulundan 300’den fazla öğrenci ve öğretmeni kaçırdı. Bu olay ülkede bir hafta içinde yaşanan ikinci kaçırma olayı oldu.

Nijerya Hristiyanlar Birliği, dün sabah gerçekleşen kaçırma olayının ardından yapılan incelemeler sonucunda, toplam 303 öğrencinin ve 12 öğretmenin kaçırıldığını bildirdi. Bu bilgi, AFP aracılığıyla duyuruldu.

Kaçırılanlar, Niger eyaletindeki St. Mary’s Katolik Okulu’ndan. Olay, ülkenin kuzeybatısındaki Kebbi eyaletinde pazartesi günü bir liseden silahlı kişilerce 25 kız öğrencinin kaçırılmasının ardından meydana geldi.

Nijerya’da fidye karşılığı kaçırma olayları sık görülen bir suç olarak öne çıkıyor. Afrika’nın en kalabalık ülkesi olan Nijerya, güvenlik sorunlarıyla mücadele ediyor. En bilinen örnek, 2014 yılında Boko Haram’ın kuzeydoğudaki Borno eyaletinde yaklaşık 300 kız öğrenciyi kaçırmasıydı.

Silahlı kişiler tarafından St. Mary's Katolik Okulu'ndan kaçırılan öğrencilerin etrafa dağıtılmış eşyaları (AP)Silahlı kişiler tarafından St. Mary's Katolik Okulu'ndan kaçırılan öğrencilerin etrafa dağıtılmış eşyaları (AP)

Nijerya Hristiyanlar Birliği, ‘terör saldırısı sırasında bazı öğrencilerin kaçmayı başardığını’ belirtti.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Ulusal Öğrenci Derneği Sözcüsü Daniel Atori yaptığı açıklamada, gece yarısı kaçırılan öğrenciler arasında erkeklerin de olduğunu söyledi. Daha önce sadece kızların kaçırıldığını belirtmişti.

Nijerya yetkilileri henüz kurbanların sayısını açıklamadı. Eyalet yönetimi ‘bölgedeki tüm yatılı okulların geçici olarak kapatılması’ talimatını verdi.

Eyalet yönetimi, St. Mary's Katolik Okulu’nun ‘eyalet hükümetini bilgilendirmeden veya onay almadan akademik faaliyetlerine yeniden başladığını, bunun da öğrencileri ve personeli önlenebilir risklere maruz bıraktığını’ ifade ederek üzüntüsünü dile getirdi.

Polis dün, ‘ormanlarda arama yapmak’ için bölgeye personel gönderdiğini duyurdu.

İsmini açıklamadan AFP'ye konuşan bir Birleşmiş Milletler (BM) kaynağı, St. Mary's Katolik Okulu öğrencilerinin birçok suç çetesinin kalesi olan Kaduna eyaletindeki Birnin Gwari ormanına götürüldüğünü söyledi.

Nijerya Devlet Başkanı Bola Ahmed Tinubu dün uluslararası gezilerini iptal etti ve ülkenin güvenlik güçlerini yüksek alarm durumuna geçirdi.

Bu saldırı, pazar akşamı Kano eyaletindeki bir kız yatılı okulundan 25 kız öğrencinin silahlı kişiler tarafından kaçırılmasından birkaç gün sonra gerçekleşti.

Bu kaçırma olayları, ABD Başkanı Donald Trump'ın bu ay Nijerya’daki Hristiyanların öldürüldüğünü öne sürerek askeri bir harekât tehdidinde bulunmasının ardından geldi.

Salı akşamı da Nijerya'nın batısındaki Kwara eyaletinde silahlı kişilerce bir kiliseye düzenlenen saldırıda iki kişi öldürüldü.