5 Körfez ülkesinde 3 bini aşkın yeni koronavirüs vakası tespit edildi

5 Körfez ülkesinde 3 bini aşkın yeni koronavirüs vakası tespit edildi
TT

5 Körfez ülkesinde 3 bini aşkın yeni koronavirüs vakası tespit edildi

5 Körfez ülkesinde 3 bini aşkın yeni koronavirüs vakası tespit edildi

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) dün 304 yeni tip koronavirüs vakasının görülmesiyle ülkedeki toplam vaka sayısının 42 bin 294’e yükseldiğini duyurdu. BAE Sağlık ve Toplum Koruma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, bir kişinin daha yaşamını yitirdiği, koronavirüs kayaklı ölü sayısının toplam 289 olduğu bildirildi. 707 kişinin daha iyileşmesiyle BAE’de sağlığına kavuşanların sayısı 27 bin 462 oldu.
BAE’de dün yapılan kabine toplantısında alınan kararlara göre koronavirüs salgının etkilerine karşı yürütülen ekonomik toparlanma sürecinin hızlandırılması amaçlanıyor. BAE Başbakanı ve Dubai Emiri Muhammed bin Raşid Âl Maktum, toplum içerisinde her yönüyle hükümetle el ele verebilen vatandaşlarla gurur duyduğunu belirterek koronavirüs krizinin sona ermesinin ardında ülkesinin daha güçlü toparlanabilmesi için birçok kesimden yapılan katkıya dikkat çekti.
Muhammed bin Raşid Âl Maktum dün düzenlenen kabine toplantısında yaptığı açıklamada, çeşitli sektörlerde iş ve ekonomik faaliyetlere geri dönmesine atıfta bulunarak BAE hükümetinin tüm gelişmeleri takip edebilecek sistemleri ve altyapısı sayesinde çeşitli zorluklara uyum sağlayabilecek bir hükümet olduğunu kanıtladığını vurguladı. BAE hükümetinde çalışmaların devam ettiğini belirten Başbakan, yeni sistemler üzerinde çalışıldığını kaydetti.
Diğer yandan BAE Maliye Bakanı Obaid et Tayer de toplantı sırasında yaptığı açıklamada hükümetin geçtiğimiz günlerde aldığı etkili önlemlere dikkat çekerek tedarikçiler ve şirketler için devlet aidatı değişiminin hızlandırıldığını, böylece fatura ödeme için ortalama sürenin 5 gün olduğunu bildirdi. Olumsuz etkilerin azaltılması adına tedarikçileri ve şirketleri yenileme ücretlerinden muaf tuttuklarını söyleyen Bakan, bu girişimlerin ülkesinde finansal istikrarın sürdürülebilirliğine olan güveni artırdığına dikkat çekti.

Kuveyt
Kuveyt Sağlık Bakanlığı son 24 saat içerisinde 454 kişide daha yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tespit edilmesiyle ülkedeki toplam vaka sayısının 35 bin 920’ye yükseldiğini bildirdi. Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Abdullah es-Sened bugün düzenlediği basın toplantısında, son 24 saat içerisinde 7 kişinin yaşamını kaybetmesiyle ülkedeki toplam can kaybının 296’ya ulaştığı bilgisini verdi. Bakanlık Sözcüsü 171’i yoğun bakımda olmak üzere 8 bin 865 aktif vaka olduğunu, 877’si son 24 saat içerisinde olmak üzere şimdiye kadar toplam 26 bin 759 kişinin iyileştiğini kaydetti.

Bahreyn
Bahreyn’de dün koronavirüs kaynaklı 4 ölüm daha kaydedilmesiyle ülkede yaşamını yitirenlerin sayısı 41 oldu. Bahreyn Sağlık Bakanlığı son 24 saat içerisinde 514 yeni vakanın görüldüğünü, bunlardan 281’inin yabancı, 230’unun virüs bulaşmış insanlarla temas halinde olan diğer 3’ünün de yurt dışı kaynaklı olduğunu bildirdi. Bahreyn’de toplam vaka sayısı 5 bin 368’e ulaşırken 628 kişinin iyileşmesiyle ülkede sağlığına kavuşanların sayısı 12 bin 818 kişi oldu.

Umman
Umman Sultanlığı’nda 5 kişinin daha yaşamını yitirmesiyle koronavirüsten ölenlerin sayısı 104 oldu. Umman Sağlık Bakanlığı’nda yapılan açıklamada bin 404 yeni vaka kaydedildiği, toplamda 8 bin 454 kişinin iyileştiği bilgisi verildi.

Katar
Katar’da 3 kişinin daha ölmesiyle koronavirüsten yaşamını yitirenlerin sayısı 73’e yükseldi. Katar Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada son 24 saat içerisinde bin 186 kişide vaka görülmesiyle ülkedeki toplam vaka sayısının 79 bin 602’ye ulaştığı bildirildi. Bakanlık, bin 646 kişinin daha sağlığına kavuştuğunu, toplam iyileşen sayısının 56 bin 898’e ulaştığını kaydetti.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.