Yeni göstergeler: Türkiye, Libya’daki iki askeri üsse kalıcı olarak yerleşmeyi düşünüyor

Trablus’un güneyindeki Selahaddin bölgesinde, 15 Haziran’da 2 Türk güvenlik gücü (AFP)
Trablus’un güneyindeki Selahaddin bölgesinde, 15 Haziran’da 2 Türk güvenlik gücü (AFP)
TT

Yeni göstergeler: Türkiye, Libya’daki iki askeri üsse kalıcı olarak yerleşmeyi düşünüyor

Trablus’un güneyindeki Selahaddin bölgesinde, 15 Haziran’da 2 Türk güvenlik gücü (AFP)
Trablus’un güneyindeki Selahaddin bölgesinde, 15 Haziran’da 2 Türk güvenlik gücü (AFP)

Türkiye’nin Libya’daki iki askeri üsse kalıcı şekilde mevzilenme niyetine dair yeni göstergeler ortaya çıkarken, Fayiz es-Serrac başkanlığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) güçleri de stratejik öneme sahip kıyı şehri Sirte’deki konumlarını güçlendirmeye devam ediyor.
Reuters’ın 15 Haziran’da Türk kaynaklardan aktardığına göre, Ankara ve Serrac hükümeti, Doğu Akdeniz bölgesinde kalıcı bir Türk varlığı için Türkiye’nin Libya’da iki askeri üssü kullanma olasılığını araştırıyor. Kaynak, Türkiye destekli Serrac hükümetinin yakın bir zamanda ele geçirdiği Misrata deniz üssü ve el-Vatiyye hava üssünün olası bir askeri Türk üssü olarak kullanılması hususunda nihai bir kararın henüz verilmediğini söyledi. İsminin verilmesini istemeyen kaynak, “Türkiye’nin üssü kullanması meselesi gündemde. Türkiye’nin Misrata deniz üssünü kullanması da mümkün olabilir” ifadelerini kullandı. Yeni Şafak gazetesi de iki gün önce Türkiye’nin iki üssü kullanmayı planladığını ve Türk mayın ve patlayıcı madde imha uzmanlarının, şu anda el-Vatiyye üssünü ve LUO’nun ayrıldığı diğer alanları patlayıcılardan temizlediğini yazdı.
Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Erdoğan ve Serrac’ın geçen hafta Ankara’da düzenledikleri toplantıda petrol ve doğalgaz sondajlarında işbirliğini geliştirme yollarını ele aldıklarını belirtti. Ülkesinin Libya’da iki büyük elektrik santrali inşa etmeye kararlı olduğunu söyleyen Dönmez, devlet tarafından işletilen Türk Petrol Şirketinin, Kasım 2019’da Türkiye ve Serrac hükümeti arasında imzalanan mutabakat uyarınca 3 ay içerisinde Akdeniz’in bazı bölgelerinde arama faaliyetlerine başlayacağını ifade etti.

Salih iddiaları yalanladı
Öte yandan Libya Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, 15 Haziran’da Türkiye’ye yakın zamanda bir ziyaret planladığı veya ziyaret daveti aldığı söylentilerini yalanladı. Salih, “Bu mesele kapalı. Tartışmaya bile açık değil” dedi. LUO sözcüsü Ahmed el-Mismari ise geçtiğimiz Pazar günü düzenlediği basın toplantısında, “Erdoğan destekli güçlerin büyük oranda ekipman ve savaşçı kaybı vermesinden sonra çok sayıda paralı asker ve Türk subayın takviyesinin yanı sıra Libya kıyılarında 7 Türk savaş gemisi bulunuyor” dedi. Mismari, “Erdoğan’ın ilan ettiği hayaller, Libya’daki birçok yabancı şirketin yatırımlarının bulunduğu Petrol Hilali Bölgesini kontrol etmekle ilgili” diyerek, UMH kuvvetlerini ‘Libya’da insanlık suçu’ işlemekle suçladı. Trablus’un güneyinde, el-Urban, el-Asaba ve Tarhuna kasabalarında UMH’ye bağlı güçler tarafından işlenen suçların belgelendiğini iddia eden Ahmed el-Mismari, “Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu’nun bu eylemleri kınadığını ve bu ciddi ihlallerle ilgili şeffaf bir soruşturma yapılmasını istediğini duymayı umuyoruz” dedi. Mismari ayrıca, BM’nin, Tarhuna kentinde toplu mezarların varlığına ilişkin soruşturmayı hızlandırma çağrısı yapmasına rağmen, uluslararası kuruluşun milislerin şehri kontrolü çerçevesinde herhangi bir soruşturma yürütme yeteneğinden şüphe duyduğunu belirtti.
Mismari, ordunun faaliyetlerine değinmezken, tüm operasyonların tam gizlilik altına yürütüldüğünü vurguladı.
LUO savaş medyası bölümü, terör gruplarının ve kanun kaçaklarının şüpheli hareketlerini takip etmek ve bu alanlarla çevre bölgelerin güvenliğini sağlamak amacıyla Şerare, el-Fil alanları ve Ubari şehrinin güneyini kapsayan bir keşif turu gerçekleştirmiş birimlerin görüntülerini yayınladı. UMH’ye yakın yerel medya organları 15 Haziran’da, el-Kazazefe kabilesinden 3 gencin, kıyı kenti Sirte’nin idari sınırlarındaki Carif bölgesinde mayın patlaması sonucunda öldüğünü açıkladı.
Öte yandan Mısır kaynakları, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, yakın zamanda UMH tarafından kontrol edilen Tarhuna şehrinde işkence gören Mısırlı işçiler hakkında gerçekleri ortaya çıkarmak için soruşturma başlatıldığını belirtti. Kaynaklar, “Bu işçilerin işkence görmesini engellemek ve mümkün olan en yakın zamanda ülkelerine iadelerini sağlamak için kapsamlı temaslar yürütülüyor” dedi. Mısır Temsilciler Meclisi Başkanı Ali Abdulal, “Verilecek yanıtın zamanını ve mekanını belirliyoruz” derken, Mısır Göçmenlik Bakanı Nabila Makram da Mısır Temsilciler Meclisi’nde Arap İşleri Komitesi’nde yaptığı açıklamada, “Mısır Devleti’nin yurt dışındaki çocuklarına yönelik saldırılara izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı. LUO sözcüsü de Tarhuna’daki Mısırlıların işkence videoları nedeniyle özür diledi.

Türkiye’den Rusya açıklaması
Öte yandan Ankara, 15 Haziran’da Rusya ile Libya’da prensip olarak anlaşmazlıkların bulunduğu iddialarını yalanlarken, kalıcı bir ateşkes sağlamak için birlikte çalıştıklarını vurguladı. Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ülkesinin Libya’da kalıcı bir ateşkes sağlamak için Rusya ile görüşmelerini sürdüreceğini belirtirken, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ve Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun Libya konusunda görüşmek üzere geçtiğimiz Pazar günü İstanbul’a ziyaretlerinin iptaline ilişkin yanlış yorumlardan kaçınılması çağrısında bulundu. 15 Haziran’da İstanbul’daki görüşmeleri sonrasında İranlı mevkidaşı Muhammed Cevad Zarif ile ortak bakın toplantısında konuşan Çavuşoğlu, Türkiye’nin Libya’da saldırıları sonlandırmak için Rusya ile çalışmaya devam edeceğine dikkati çekti. Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in de Libya’da kalıcı ateşkesin tesis edilmesi için birlikte çalışma konusunda mutabık kaldıklarını vurguladı.
Bu çerçevede iki ülke arasında teknik düzeyde toplantılar düzenlendiğine dikkati çeken Mevlüt Çavuşoğlu, “Bu toplantıda gördük ki, temel prensiplerde görüş ayrılığımız yok Rusya ile. Burada ateşkesin kalıcı olması için ayrıca ateşkes sonrası adımların modeliteleri için görüşmelere teknik düzeyde devam edilmesinin daha doğru olacağına karar verdik” dedi. Türk Bakan, “Libya'da ateşkes tek taraflı olmaz. Çatışan taraflar var, kabileler var, farklı tutumlar var. Dolayısıyla oturup tarih ve diğer konularda Türkiye ile Rusya’nın, Libyalıların ve özellikle meşru yönetimin olurunu almadan bir karar vermesi gerçekçi olmayabiliyor” değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Çavuşoğlu, Serrac’ın, Türkiye ve Rusya arasındaki ateşkes mutabakatını imzalaması meselesine de değinerek, LUO komutanı Hafter’in bunu imzalamayı reddettiğini vurguladı.
Çavuşoğlu’nun açıklamalarının aksine bir Türk yetkili, Rusya ve Türkiye’nin Serrac hükümetinin sahil kenti Sirte’yi kontrol etme çabalarına dair anlaşmazlık nedeniyle Libya ile ilgili görüşmelerini ertelediğini savundu. Reuters’a konuşan yetkili, “Türk- Rus toplantılarının bir sonuca varması gerekiyordu, ancak bu aşamaya ulaşmak mümkün olmadı. İki ülkenin karşı uçlarda durduğu sorunlar var. Lavrov’un ziyaretinin ertelenmesine yol açan ana konulardan biri, UMH’nin Sirte’de bir operasyon başlatma planıdır” ifadelerini kullandı.



Rapor: Washington, Gazze'de Hamas'ın bulunmadığı bir ‘yeşil bölge’ kurulmasını istiyor

Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)
Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)
TT

Rapor: Washington, Gazze'de Hamas'ın bulunmadığı bir ‘yeşil bölge’ kurulmasını istiyor

Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)
Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)

ABD, Gazze Şeridi ile İsrail arasındaki sınır hattının İsrail tarafında Filistinliler için konut inşa etme planlarını ilerletiyor. Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal’dan aktardığına göre, sahaya gönderilen ekipler alan temizliği çalışmalarına başladı. Söz konusu planla, Hamas’ın kontrolündeki bölgelerden sivillerin uzaklaştırılması hedefleniyor.

Bu girişim, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’ye ilişkin 20 maddelik barış planında öngörüldüğü gibi silahlı grubun etkisiz hale getirilmesi ve yetkilerden uzaklaştırılmasının yakın gelecekte gerçekleşmeyeceğine dair dolaylı bir kabul olarak değerlendiriliyor.

Alternatif güvenli alanlar

ABD, Gazze Şeridi’nin İsrail kontrolündeki bölgelerinde ‘alternatif güvenli alanlar’ oluşturmayı planlıyor. Bu bölgeler, Amerikalı yetkililer tarafından ‘yeşil bölge’ olarak adlandırılıyor.

İsrail’in güneyindeki Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi’nde, ABD ordusunun çok uluslu bir çaba ile savaş sonrası Gazze’de istikrar sağlamayı ve geleceğe yönelik planlar geliştirmeyi yürüttüğü bildirildi. Yetkililer, mühendis ekiplerinin yeni yerleşim yerlerinin planlarını hazırladığını, enkaz ve patlamamış mühimmatların temizlenmesi çalışmalarını yürüttüğünü belirtti. İnşaat süreci henüz başlamadı.

ABD’li yetkililere göre bu yerleşim alanları, savaş nedeniyle yerinden edilmiş Gazze sakinlerine geçici olarak konut, okul ve hastane imkânı sunmayı amaçlıyor. Yetkililer, bu toplulukların gelecekteki yeniden imar projeleri için bir model oluşturmasını ve Gazze halkını Hamas’ın kontrolündeki bölgelerden uzaklaştırmasını hedefliyor.

Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)

Gazze'nin ikiye bölünmesi

İlk konutlar, İsrail saldırıları nedeniyle ağır hasar gören ve mayıs ayından bu yana İsrail'in tam kontrolü altında bulunan, Mısır sınırındaki Refah'ta inşa edilecek. İsrailli ve Amerikalı yetkililer, Refah planının henüz erken aşamalarda olduğunu söylediler.

Gazze Şeridi'nin kontrolü, Trump'ın arabuluculuğunda yapılan ateşkes anlaşması kapsamında ekim ayında kabaca ikiye bölündü. Filistinlilerin çoğu, Hamas'ın kontrolündeki batı yarısında yaşıyor. İsrail ise diğer yarısını kontrol ediyor.

Potansiyel bağışçılar, Hamas'ın kontrolünde bulunan bölgelerdeki yeniden inşa çalışmalarına fon sağlamayacağından, Hamas ortadan kaldırılana kadar yeniden inşa çalışmalarına başlamak için Amerikan önerisi muhtemelen tek yol. Bağışçılar, İsrail tarafındaki çalışmalara da fon sağlamayabilirler.

Ayrıca, yeni konut alanlarına sadece sivillerin girmesini ve Hamas'ın bu alanlara sızmamasını sağlamak için Gazze nüfusunun nasıl taranacağı sorusu da var.

İsrail ve Hamas, hareketin yaklaşık 100 mensubunun Refah'ın altındaki tünellerde saklandığını söylüyor. Bu güçler, ekim ayında ateşkesin başlamasından bu yana İsrail güçleriyle birkaç kez çatışmaya girdiler. Bölgede çatışma riski tamamen ortadan kalkmadan yeniden imar çalışmaları için güvenli bir ortam sağlanamayacak.

ABD ve Hamas, İsrail'e Hamas mensuplarının bölgeden ayrılmasına izin vermesi için baskı yaparken, İsrail onların teslim olmasını talep ediyor.

İsrail ordusu dün, 15 Hamas mensubunun Refah'ın doğusunda yeraltından çıktığını duyurdu. Altısını öldürdüğünü, beşini gözaltına aldığını ve diğer dördünü aradığını bildirdi. İsrail, ‘sarı hat’ olarak adlandırılan ve Gazze’yi bölen hattı asker, tank ve toprak setleriyle güçlendirdi; bu durum, bölgede bir süre kalmayı planladığını gösteriyor. Ordu ayrıca, hattın kendi tarafındaki gelişmeleri desteklemek için elektrik ve su altyapısı inşa ediyor.

Uluslararası güvenlik gücü

ABD ve müttefikleri, Gazze Şeridi’nde güvenliği sağlamak için uluslararası bir güç kurma çalışmalarını sürdürüyor. Bu hafta söz konusu plan, BM Güvenlik Konseyi’nden onay aldı. Ancak gücün görev tanımlarına ilişkin anlaşmazlıklar (silahsızlandırma ve uygulama yetkisi mi yoksa sadece barışı koruma rolü mü üstleneceği) oluşturulmasını zorlaştırıyor.

İsrailli yetkililere göre, gündeme gelen önerilerden biri, Hamas’a karşı olan ve İsrail tarafından desteklenen silahlı grupların yeni yerleşim alanlarının güvenliğini sağlaması. Bu grupların, Gazze’deki ‘yeşil bölge’ içinde yerleşim alanları kurmaya başladığı belirtiliyor. Farklı tahminlere göre, bu bölgede şimdiden yüzlerce, hatta birkaç bin sivil yaşamaya başlamış durumda.

Bu yerleşim yerlerinin ilki, Gazze savaşı sırasında İsrail kontrolündeki Refah'ta ortaya çıktı.

İsrail, Gazze savaşı sırasında Hamas karşıtı gruplarla güçlerini birleştirerek onlara silah ve mühimmat sağladı.Şarku'l Avsat'ın Wall Street Journal'den aktardığına göre, İsrail bu gruplara istihbarat da sağladı ve bazen Hamas saldırılarından korumak için müdahale etti.

Bir Amerikalı yetkiliye göre, ABD bu gruplarla Gazze’de çalışmayı planlamıyor. Yetkililer, Hamas’ın kontrol ettiği bölgelerin zamanla küçülmesini ve nihayetinde ortadan kalkmasını, güvenliğin ise uluslararası istikrar gücü ve Filistin polisi tarafından sağlanmasını umuyor. Trump’a bağlı Barış Konseyi ise sivil yönetim ve yeniden imar sürecini denetleyecek, nihayetinde yetki Filistin hükümetine devredilecek.

Ancak Hamas silah bırakmayı reddediyor ve ABD'nin Gazze vizyonuna karşı olduğunu, bunun Filistinlilerin siyasi haklarını zedelediğini savunuyor.


Irak, sınır şeridi boyunca "entegre savunma ağı"nın tamamlandığını duyurdu

7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)
7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)
TT

Irak, sınır şeridi boyunca "entegre savunma ağı"nın tamamlandığını duyurdu

7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)
7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)

Irak Haber Ajansı'nda bugün yer alan habere göre Sınır Kuvvetleri Komutanlığı, tüm komşu ülkeler dahil olmak üzere Irak'ın bütün sınır şeridinde "entegre savunma ağı"nın tamamlandığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Ajans’tan aktardığına göre Komutanlık, “Suriye sınırında 618 kilometreden uzun tahkimat çalışmalarına 2022'de başladığını ve "Şu ana kadar beton güvenlik duvarının 350 kilometresinde çalışmaların tamamlandığını, sızma ve kaçakçılığı önlemek için kalan tüm boşlukların kapatılması çalışmalarının devam ettiğini" ifade etti.

7. Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetleme operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)7. Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetleme operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)

Sınır Kuvvetleri Komutanlığı, tahkimatların sadece beton duvarla sınırlı olmadığını, hendekler, dikenli teller, erken uyarı sistemleri, gece ve gündüz gözetleme kameraları gibi çok sayıda engelin bulunduğunu belirtti.

Komutanlık, tüm komşu ülkelerle sınırlarda sınır tahkimatlarının uygulandığını, ancak "her bölgedeki güvenlik tehditlerine bağlı olarak farklı derecelerde" uygulandığını vurguladı.


Güney Lübnan'da İsrail’in bir araca düzenlediği hava saldırısında bir genç hayatını kaybetti

İsrail'in Frun'a düzenlediği saldırının gerçekleştiği yerden bir görüntü, (X)
İsrail'in Frun'a düzenlediği saldırının gerçekleştiği yerden bir görüntü, (X)
TT

Güney Lübnan'da İsrail’in bir araca düzenlediği hava saldırısında bir genç hayatını kaybetti

İsrail'in Frun'a düzenlediği saldırının gerçekleştiği yerden bir görüntü, (X)
İsrail'in Frun'a düzenlediği saldırının gerçekleştiği yerden bir görüntü, (X)

İsrail ordusunun bugün Güney Lübnan'daki Zavtar el-Şarkiye'de düzenlediği saldırıda bir gencin öldürülmesiyle yeni bir gerilim yaşandı. UNIFIL ise sınırda devam eden gerginliğin ortasında Lübnan'ın egemenliğine saygı gösterilmesi çağrısını yineledi.

Ulusal Haber Ajansı'nın (NNA) haberine göre, İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Zavtar bölgesinde bir aracı hedef alan hava saldırısında bugün bir Lübnanlı genç hayatını kaybetti.

Ajans haberinde, "Genç Kamil Reda Karabaş, İsrail insansız hava aracının (İHA) Ayn el-Semahiye yolunda seyir halindeki aracına iki güdümlü füzeyle saldırması sonucu şehit oldu. Ambulans ekipleri olay yerine geldi" ifadelerini kullandı.

İsrail ordusu ayrıca Bint Cubeyl sektörüne bağlı Frun kasabasında bir Hizbullah mensubunu hedef alan hava saldırısı düzenlediğini duyurdu.

Ordu sözcüsü Avichay Adraee, X hesabından baskına ilişkin bir video yayınlayarak, hedefin "İsrail'e karşı terörist planlar yürüttüğünü" ve faaliyetlerinin "Lübnan ile varılan mutabakatların ihlali anlamına geldiğini" belirtti.

Adraee, ordunun Güney Lübnan'dan gelebilecek "her türlü tehdidi ortadan kaldırmaya" devam edeceğini ifade etti.

Lübnan Halk Sağlığı Acil Durum Operasyon Merkezi, dün yaptığı açıklamada, Frun kasabasında bir aracı hedef alan İsrail hava saldırısında bir vatandaşın hayatını kaybettiğini duyurdu.

UNIFIL: Lübnan'ın egemenliğine saygı gösterilmelidir

Bu arada, Lübnan'daki Birleşmiş Milletler Geçici Gücü (UNIFIL) Başkanı Diodato Abagnara, 1701 sayılı Kararın uygulanmasında ilerleme sağlanması için "Lübnan'ın egemenliğine, birliğine ve toprak bütünlüğüne tam saygı" gösterilmesinin gerekliliğini vurguladı.

"X" platformunda açıklama yapan Abagnara, Lübnan ordusunu destekleme taahhüdünü teyit ederek, orduyu güneyde "istikrarı sağlamada kilit ortak" olarak nitelendirdi. Ayrıca, Lübnan ordusunun bölgede yeniden konuşlandırılmasını, devlet otoritesinin genişletilmesinde hayati bir adım olarak değerlendirdi.

İsrail, Gazze'deki savaş sonrasında Hizbullah ile yaşanan çatışmanın ardından bir yıl önce varılan ateşkes anlaşmasına rağmen güney ve doğuda saldırılarını sürdürüyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre ateşkes anlaşmasının amacının "partinin askeri kapasitesini yeniden inşa etmesini engellemek" olduğu belirtiliyor.