Tunus: Nahda ‘terörizme destek’ iddialarını yargıya taşıyor

Özgür Anayasa Partisi, Nahda Hareketi’nden bazı liderlerin hapishanedeki teröristleri ziyaret ettiğini iddia etti

Tunus parlamentosunda düzenlenen bir önceki oturum (EPA)
Tunus parlamentosunda düzenlenen bir önceki oturum (EPA)
TT

Tunus: Nahda ‘terörizme destek’ iddialarını yargıya taşıyor

Tunus parlamentosunda düzenlenen bir önceki oturum (EPA)
Tunus parlamentosunda düzenlenen bir önceki oturum (EPA)

Tunus’taki Nahda Hareketi Partisi Sözcüsü İmad el-Himeyri muhalefetteki Özgür Anayasa Partisi Genel Başkanı Abir Musa’yı  “2011’den sonra yaşananları, devrimin beraberinde getirdiği bir yıkım olarak kabul eden bir sistemden geldiği için Tunus anayasal kurumlarının itibarını sarsmaya” çalışmakla suçladı ve partisinin, terörü desteklediğine ilişkin yöneltilen suçlamaları toptan reddettiğini belirtti.
Himeyri dün parlamento merkezinde düzenlenen bir basın toplantısında Abir Musa’nın Nahda Hareketi Partisi’nin bazı liderlerini, hapishanelerde terörizm suçundan yatan sanıkların bazılarına gece ziyaretleri düzenlemekle suçladığına işaret ederek yaydığı şeyin “tamamen yalan olduğunu ve yaptığı şeyin, kasıtlı olarak yalan söyleyip iftira atarak siyasi bir rakibine suçlamada bulunmak” olduğunu söyledi.
Himeyri siyasi partilerin, siyasi rakiplerine karşı “son derece tehlikeli suçlamalar uydurmak için yöneltilen zayıf ve aslı astarı olmayan iddialara güvenmemesi gerektiğini” vurguladı. Himeyri yargıya, Musa’nın suçlamalarını doğrulayacak somut deliller bulana ve “bu yöntemleri benimseyenlerin sorumluluktan kurtulamayacağını anlayınca dek” gerçeklerin açıklanmasını hızlandırma çağrısında bulundu. Himeyri “Nahda Hareketi, Özgür Anayasa Partisi başkanı tarafından başlatılan asılsız iddiaları çürütmek için yargıya başvurmayı seçti. Bu iddiaların sonuncusu Cezaevleri ve Reform Genel Müdürlüğü’nün yalanladığı ancak Musa’nın hala ısrar ettiği Nahda milletvekillerinin hapishanedeki teröristleri ziyaret ettiğine ilişkin asılsız suçlamalarıydı” ifadelerini kullandı.
Himeyri, Abir’in suçlamalarını eleştirerek “Önceki sisteme mensup olanların ve baskıcı sistemi savunanlarıın, devlet kurumlarını siyasi rakiplerine karşı kışkırtmak amacıyla bu yöntemlere başvurmaları şaşırtıcı değil” ifadelerini kullanarak Tunus’un Zeynel Abidin Bin Ali sisteminin yöntemleri ile ilişkisini kestiği vurguladı.
Dün sabah parlamentoda yapılan genel oturumda Nahda Hareketi ile Özgür Anayasa Partisi arasındaki sözlü atışmalar tekrarlandı. Parlamento Başkanı Raşid Gannuşi, parlamento ve milletvekillerinin maruz kaldıkları şeyin “Tunus’taki devrimi ve demokrasiyi reddedenlerin acımasız bir kampanyasını temsil ettiğini” vurgulayarak bu kampanyaların “rejim değişikliği ve parlamentoyu feshetme çağrısıyla bugün doruk noktasına ulaştığını” belirtti.
Gannuşi parlamento kurumunun, kamu otoritesi ve diğer simgeler arasındaki ilişkileri germeye yönelik girişimlerde çeşitli suçlamalara ve sıfatlara maruz kaldığını ancak Tunusluların, demokrasiyi tanımayan ve buna inanmayan partilerin düzenlediği kaos ve provokatif çağrılara kapılmayı reddederek verdikleri cevabın oldukça açık olduğunu sözlerine ekledi.
Gannuşi’nin parlamentonun çalışmasında aydınlık bir sayfa açmak ile ilgili yaptığı konuşmasına karşılık ise Abir Musa “Parlamento başkanından güven çekilinceye kadar aydınlık bir sayfa olmayacak” şeklinde yanıt verdi.
Diğer taraftan Nahda Hareketi’nden Samir Delo, Abir Musa’yı “bazı milletvekillerini geceleri hapishanelerdeki teröristleri ziyaret etmekle suçlayarak” iş arkadaşlarına zorbalık yapmakla suçladı ve kendisi yolsuzlukla suçlanıp Ceza Kanunu’nun 96. faslı uyarınca adli takibe konu olurken, bu ithamları ile devlet kurumlarına ve Adalet Bakanlığı’na yolsuzluk suçlamaları yönelttiğini belirtti.
Cezaevleri ve Reform Genel Müdürlüğü (Adalet Bakanlığı) milletvekillerinin terörizmle ilgili davalardan hüküm giymiş kişileri ziyaret etmesine izin verilmesine ilişkin milletvekili Musa’nın açıklamalarına karşı verdiği cevapta, terörizmle ilgili davalardan hüküm giyerek cezaevlerinde tutuklu bulunan kişilerin hareketlerinin ve giriş-çıkışlarının yüksek ve sıkı güvenlik kontrollerine tabi olduğunu vurguladı.
Diğer yandan parlamento içerisindeki grupların başkanları, dün akşam Özgür Anayasa Partisi bloğu tarafından sunulan bir listede “Müslüman Kardeşler’in (İhvan) bir terör örgütü olarak sınıflandırılmasını” incelemek üzere bir toplantı düzenlediler.
Söz konusu toplantıda iki partinin milletvekilleri arasında tartışmalar yaşandı ve Nahda Hareketi’nin Parlamento Grubu Başkanı Nureddin el-Buhayri, Özgür Anayasa Partisi Başkanı’nı parlamentonun işleyişini sekteye uğratma ve yabancı gündemler uygulamaya çalışmakla suçladı.
Özgür Anayasa Partisi parlamentoya sunduğu bir önergede Müslüman Kardeşler’in (İhvan) “sivil devlete karşı bir terör örgütü” olarak sınıflandırılması talebinde bulunarak bu sınıflandırmayı resmi bir şekilde duyurmasını ve 2015 yılında onaylanan terörle mücadele yasasına göre bu örgütle bağlantıları olan her Tunuslu gerçek veya tüzel kişinin terör suçu işlemiş biri olarak değerlendirilmesini istedi.



Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.


Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü, SDG güçlerinin Suriye Savunma Bakanlığı'na entegre edilmesi çağrısında bulundu

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü, SDG güçlerinin Suriye Savunma Bakanlığı'na entegre edilmesi çağrısında bulundu

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü Albay Myles Caggins, Palmira'daki ortak Suriye-Amerikan devriyesine yapılan saldırının sürpriz olduğunu belirterek, Washington'un Suriye ile uzun vadeli güvenlik ilişkileri kurmak istediğini kaydetti.

Suriye devlet televizyonunda yayınlanan açıklamalarında Caggins, “Amerika Birleşik Devletleri’nin Suriye güvenlik güçlerini DEAŞ’a karşı mücadelede destekleme konusunda özel ve devam eden bir misyonu var ve bu, Suriye hükümetiyle iş birliği içinde yapılacak” dedi. Caggins, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Savunma Bakanlığı ile bütünleştirilmesinin gerekliliğini de vurguladı.

Ayrıca, “Amerikan mevzilerine sık sık saldırılar düzenleniyor ve İran milisleri, güçlerimizin bulunduğu bölgelerde gerilim yaratmaya çalışıyor ve çalışmaya devam edecek” ifadelerini kullandı.

Amerikalı yetkili, Suriye Devlet Başkanı Ahmed elş-Şara'nın bölgede barışa yönelik önemli çalışmalar yaptığını ve Suriye-Amerika ilişkilerinin güçlü olduğunu, ekonomiyi ve refahı güçlendirmenin terörizmle mücadelede önemli bir unsur olduğunu açıkladı.

Şam, cumartesi günü Suriye'nin merkezindeki Palmira kenti yakınlarında ABD-Suriye ortak askeri heyetine yönelik düzenlenen ve üç Amerikalının (iki asker ve bir sivil tercümanları) öldüğü, birçok personelin ise yaralandığı silahlı saldırıyı "terör saldırısı" olarak kınadı.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani, X platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, "Suriye, Palmira yakınlarında Suriye-ABD ortak terörle mücadele devriyesini hedef alan terör saldırısını şiddetle kınıyor" dedi. Şeybani, sözlerine şöyle devam etti: "Kurbanların ailelerine, Amerikan hükümetine ve halkına başsağlığı diliyor, yaralılara acil şifa temenni ediyoruz."