AFAD'dan deprem raporu: Bingöl depreminde 22 yapı yıkıldı, 214 yapı ağır hasar gördühttps://turkish.aawsat.com/home/article/2339636/afaddan-deprem-raporu-bing%C3%B6l-depreminde-22-yap%C4%B1-y%C4%B1k%C4%B1ld%C4%B1-214-yap%C4%B1-a%C4%9F%C4%B1r-hasar
AFAD'dan deprem raporu: Bingöl depreminde 22 yapı yıkıldı, 214 yapı ağır hasar gördü
Ankara/İHA
TT
TT
AFAD'dan deprem raporu: Bingöl depreminde 22 yapı yıkıldı, 214 yapı ağır hasar gördü
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), merkez üssü Bingöl Karlıova olan 5.7 büyüklüğündeki depremde şu ana kadar Karlıova,Yedisu ve Çat ilçelerinde yapılan tespitlere göre 22 yapının yıkıldığını, 214'ünün ise ağır hasar aldığını açıkladı. Öte yandan kentte şu ana kadar ise 253 artçı depremin yaşandığı kaydedildi.
AFAD'dan yapılan açıklamada, "14.06.2020 tarihi saat 17.24'te Bingöl ili Karlıova ilçesinde 5,7 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir.
Deprem; Malatya, Tunceli, Elazığ, Erzincan, Şanlıurfa illerinde hissedilmiş olup Erzurum Çat ilçesi ve Bingöl Karlıova, Adaklı ve Yedisu ilçelerinde yıkıma sebep olmuştur. Meydana gelen deprem sonrası 4'ü 4 üzeri olmak üzere 253 artçı deprem meydana gelmiştir. 15.06.2020 tarihi saat 09.51'de Karlıova ilçesinde 5,6 büyüklüğünde ikinci bir deprem daha meydana gelmiş olup herhangi bir ilave olumsuz duruma sebep olmamıştır.Arama Kurtarma Çalışmaları kapsamında, 8 vatandaşımız göçük altından çıkartılmıştır.Sağlık çalışmaları kapsamında, Yaşanan her iki deprem sonucunda 1 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 35 vatandaşımız yaralanmıştır. Tedavisi tamamlanan 33 vatandaşımız taburcu edilmiştir.Hasar tespit çalışmaları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ekiplerince 15.06.2020 tarihinde başlatılmış olup 90 personel görevlendirilmiştir.Meydana gelen deprem sonrası, şu ana kadar gerçekleştirilen hasar tespit çalışmaları kapsamında Erzurum Çat'ta 93 yapı ağır hasar görmüş, 11 yapı yıkılmıştır. Bingöl Karlıova ve Yedisu'da 11 yapı yıkılmış, 121 yapı ağır hasar görmüştür. Barınma çalışmaları kapsamında Bingöl'de 1.621 ve Erzurum'da 2.000 çadır kurulumu tamamlanmıştır" denildi.
İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir bin kişi ile Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledihttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5171304-i%CC%87srailin-a%C5%9F%C4%B1r%C4%B1-sa%C4%9Fc%C4%B1-ulusal-g%C3%BCvenlik-bakan%C4%B1-ben-gvir-bin-ki%C5%9Fi-ile-mescid-i-aksaya
İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir bin kişi ile Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Ben-Gvir yerleşimcilerle birlikte Mescid-i Aksa çevresinde (WAFA)
Kudüs'teki İslami Vakıflar Dairesi, İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir liderliğindeki bin 251 yerleşimcinin bu sabah (Pazar) Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlediğini bildirdi.
Vakıflar Dairesi'ne göre: bu sabah Ben-Gvir, İsrail Likud partisinden bir Knesset üyesi olan Amit Halevi birlikte bin 251 yerleşimci ile bir provokatif bir yürüyüşe öncülük etti.
İsrail basınında yer alan video görüntülere göre, Ben Gvir, baskını Filistin topraklarını gasbeden bir grup İsrailliyle birlikte gerçekleştirdi.
Baskında Yahudilik inancına göre Tapınak'ın yıkılış dönümünü (Tişa BeAv) anma gerekçesiyle Mescid-i Aksa'nın avlusunda Talmud ayinleri gerçekleştirildi..
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir geçtiğimiz Mayıs ayında Kudüs'ün Eski Şehrindeki Şam Kapısını ziyaret etmek üzere yürürken (Reuters)
Ben-Gvir, Ortadoğu'daki en hassas bölgenin kurallarına karşı gelerek Tapınak Tepesi'nde dua ettiğini söyledi. Müslüman yetkililerle on yıllardır süren hassas “statüko” düzenlemeleri uyarınca Tapınak Tepesi Ürdünlü bir dini kurum tarafından yönetiliyor ve Yahudiler burayı ziyaret edebiliyor ancak dua edemiyor.
Tapınak Tepesi İdaresi (TMA) adlı küçük bir Yahudi kuruluşu tarafından yayınlanan videolarda Ben-Gvir'in Tapınak Tepesi'nde ibadet eden bir gruba liderlik ettiği görülüyor. İnternette dolaşan diğer videolarda ise dua ederken görülüyor.
Ben-Gvir daha önce bölgeyi ziyaret etmiş ve burada Yahudilerin ibadet etmesine izin verilmesi çağrısında bulunmuş, Başbakan Binyamin Netanyahu da bunun İsrail'in politikası olmadığı yönünde açıklamalar yapmıştı. Ben-Gvir yaptığı açıklamada İsrail'in Gazze savaşında Hamas'a karşı zafer kazanması ve orada silahlı gruplar tarafından tutulan İsrailli rehinelerin geri dönmesi için dua ettiğini söyledi. İsrail'in Gazze Şeridi'nin tamamının kontrolünü ele geçirmesi çağrısını yineledi.
İsrail'in Tapınak Tepesi'ndeki kuralları değiştirdiği yönündeki iddialar Müslüman dünyasında öfke yaratacak ve geçmişte şiddet olayları patlak vermişti. Bugün herhangi bir şiddet olayı yaşanmamıştır.
Bir İsrailli sertlik yanlısı 23 Haziran 2025 tarihinde Kudüs'teki Mescid-i Aksa'nın Batı Duvarı önünde yürürken (AFP)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, Ben-Gvir'in Tapınak Tepesi'ne yaptığı ziyareti kınayarak bunun “tüm kırmızı çizgileri aştığını” söyledi.
Sözcü Rudeyne yaptığı açıklamada, uluslararası toplumun, özellikle de ABD yönetiminin, yerleşimcilerin suçlarına ve aşırı sağcı hükümetin Mescid-i Aksa'daki provokasyonlarına son vermek, Gazze Şeridi'ndeki savaşı durdurmak ve insani yardım getirmek için derhal müdahale etmesi gerektiğini söyledi.
Ürdün Dışişleri Bakanlığı da yaptığı açıklamada İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı'nın Mescid-i Aksa'ya saldırısını kınayarak kabul edilemez bir provokasyon olarak nitelendirdi.
Filistin Haber ve Bilgi Ajansı'na WAFA göre aşırılık yanlısı sömürgeci Tapınak Tepesi örgütleri, İncil'de ‘Tapınağın yıkılışının yıldönümü’ olarak bilinen güne denk gelen bugün Mescid-i Aksa'ya geniş çaplı bir baskın düzenlenmesi çağrısında bulundu.
Kudüs Valiliğine göre bu yılki yıldönümü Mescid-i Aksa için en tehlikeli günlerden biri olarak görülüyor çünkü Tapınak Tepesi grupları, hükümetin aşırılık yanlısı gündemlerinin arkasında tam bir uyum içinde olmasından yararlanarak dini ve yasal kırmızı çizgileri aşmak için niteliksel bir girişimle üç Ağustos'u en büyük saldırı günü haline getirmeyi planlıyor.
Kudüs (DPA)
WAFA, Ben-Gvir'in polis memurlarına İsrailli yerleşimcilerin Mescid-i Aksa'da dans etmelerine ve şarkı söylemelerine izin vermeleri yönünde talimat vermesinden sadece birkaç hafta sonra, özellikle de geçtiğimiz Mayıs ayında camiye düzenlediği baskın sırasında Tapınak Tepesi'nde dua ve secdenin mümkün hale geldiğini ve mevcut statükonun açık ve tehlikeli bir şekilde ihlal edildiğini açıklamasının ardından, yeni gerçeklikleri zorla dayatmanın önünü açan bir adım olarak bu tırmanışa eşi benzeri görülmemiş bir kışkırtma ortamının eşlik ettiğine dikkat çekti.