Ürdün Dışişleri Bakanı İsrail’in ilhak planına karşı Ramallah’ta

Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safadi ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas
Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safadi ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas
TT

Ürdün Dışişleri Bakanı İsrail’in ilhak planına karşı Ramallah’ta

Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safadi ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas
Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safadi ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas

Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen Safadi, Kral Abdullah’ın mesajını Filistin Devlet Başkanı’na ulaştırmak için Filistin Yönetimi’nin merkezi Ramallah’ı ziyaret etti.
es-Safadi, İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarının büyük bölümünü ilhak etme planına karşı, “devam etmekte olan koordinasyon ve istişare süreci çerçevesinde” Ramallah’a gerçekleştirdiği dünkü ziyareti sırasında, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’a Ürdün Kralı II. Abdullah’ın mesajını iletti.
Safadi’nin ziyareti, İsrail ile güvenlik ve sivil koordinasyonun bulunmadığı ve Abbas’ın yurtdışına çıkmasının biraz karmaşık göründüğü bir dönemde ani bir biçimde gelişti.
Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Mâlikî, Abbas ile yaptığı görüşmenin ardından, Safadi ile düzenlediği ortak basın toplantısında, yapılan görüşmenin ana gündem maddesinin, “İsrail’in işgal atlındaki Filistin topraklarının büyük bir bölümünü ilhak etme planının nasıl önleneceği, İsrail’in bu adımını önlemeye yönelik üzerinde çalışılan amaca ulaşmak için Filistin-Ürdün müşterek adımlarının nasıl koordine edileceği konusu olduğunu” ifade etti.
Bakan Maliki, “Kral II. Abdullah liderliğinde Ürdün Krallığı’ndaki kardeşlerimiz, İsrail’in ilhak planını önlemek için dünya çapında, yorucu, büyük ve cesur çabalar gösteriyorlar. Bu durum, Kral Abdullah’ın ABD Temsilciler Meclisi ve diğer komitelerle yaptığı görüşmelerin yanı sıra aynı şekilde Bakan Safadî’nin her düzeyde gösterdiği gayretten açıkça anlaşılıyor. Bu çabalar, İsrail’in ilhak politikasına karşı uluslararası en büyük duruşu harekete geçirmek için durumu dünyanın çeşitli ülkelerine açıkça aktarmada önemli katkılar sağladı” ifadelerine yer verdi.
Bakan Maliki, “Bugün yapılan müzakerelerin önemli olduğunu düşünüyorum. İlhakın önlenmesi konusunda net bir karara varmak, bunun için Filistin Devletinin hazır olduğunu, Ürdün Krallığı’nın, uluslararası meşruiyet ve uluslararası referanslar temeline oturtma ve müzakere etme konusundaki desteğini vurgulamak için ortak çabanın ve Filistin-Ürdün ortak çabalarının nasıl koordine edileceğini açık ve net bir biçimde konuştuk” ifadelerini kullandı.
Ürdün Dışişleri Bakanı Safadi, Abbas’ın tutumunun altını çizerek, “Bu tutum, kardeşlerimizin özgürlük hakkını kendilerine iade etmeye, başkenti işgal altındaki Kudüs, sınırları 4 Haziran 1967 sınırı olan, tam bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulması Ürdün’ün tarihsel ve değişmeyen tutumudur. Bu, Filistin Devleti’ndeki kardeşlerimiz, biz Krallıktakiler ve tüm Arap ülkeleri için stratejik bir alternatif oluşturan adil ve kapsamlı bir barışa ulaşmanın tek yoludur” ifadelerine yer verdi.
Safadi Ayrıca, “değişmeyen tarihsel mesajımız, Kral Abdullah’ın rehberliğindeki Krallığın, meşru haklarını tam olarak desteleme konusunda tüm imkanlarıyla kardeşlerimizin yanında durmasıdır” dedi.
Safadi, Ürdün Krallığı’nın ilhak kararını reddettiğini yenileyerek, bu girişim “iki devletli çözümü yok edecek, barış sürecinin temellerini tümüyle havaya uçuracak, bölgenin tüm halklarını güvenlik, barış ve istikrar içinde yaşama hakkında mahrum bırakacağını” belirtti. Ayrıca, “İlhakın önlenmesi barışın korunmasıdır. Tüm çabalarımızla ilhakı önlenmeye, adil ve kapsamlı bir barışa ulaşmanın yolunu bulmaya, dünya üzerinde oybirliğiyle kabul edilen iki devletli çözüm temelinde barışa ulaşmaya, ciddi ve etkili müzakereleri sürdürmek için gerçek bir ufuk bulmaya odaklandık” dedi.
Şarku’l Avsat’a açıklamada bulunan kaynaklar, Amman yönetiminin ilhak planına karşı Filistin yönetiminin tutumuna tak destek verdiğini, ancak geri dönüşü olmayan kararlar vermeden önce beklemesi ve daha fazla zaman tanımasını istedi. Kaynaklar ayrıca, Ürdün’ün “ilhakı önlemek, siyasi süreci sürdürmek ve diplomatik çabalar göstermek için daha fazla zaman istediğini” ekledi.
Ürdün Dışişleri Bakanı, ülkesinin “elindeki tüm imkanlarla Filistin’deki kardeşlerine yaptığı ve yapabileceği her türlü yardımla onlara destek olduğunu ve olmaya da devam edeceğini, İsrail’in işgal altındaki Batı Şeria’nın üçte birini ilhak etmesi durumunda, bölgeyi meydana gelebilecek bir çatışmanın sonuçlarından koruyan adil ve kapsamlı bir barışa ulaştırmanın uzun ve acı verici olacağını” belirtti. Bakan ayrıca dün yaptığı açıklamada, “İsrail’in ilhakı barış yerine çatışmayı seçtiği anlamına geldiğini ve böyle bir kararın sadece Ürdün-İsrail ilişkilerinde değil fakat aynı zamanda, tüm bölgenin adil ve kapsamlı bir barış sağlama çabaları üzerinde sonuçlarının olacağını söyledik.” dedi. Ürdün Krallığı’nın, “ilhak planını engellemek için kardeş ülke Filistin ve dünya ile çalışmaya, adil barışa ulaştıracak faal müzakereler başlatmak için gerçek ufuklar bulmaya devam ettiğini, bu barışın, bölgesel ve küresel güvenlik ve istikrar için gerekli olduğunu” vurguladı.
Safadi’nin ziyareti, Batı Şeria’nın yüzde 30’luk alanını tehdit eden ilhak planının uygulanmasından iki haftadan daha kısa bir süre önce gerçekleşti. Filistin topraklarını kemiren, şehirlerini bölerek, başkentini, sınırlarını ve egemenliğini yağmalayan ilhak planı, gelecekteki Filistin devletinin varlığı için bir tehdit oluşturuyor.
Filistin yönetimi İsrail ile yaptığı anlaşmaları sona erdirdi ve İsrail ilhak planını gerçekten uygularsa, yıkıcı bir İsrail tepkisi meydana getirebilecek iki adım olan, İsrail’i tanımayı geri çekmeye ve Filistin yönetimini başka bir devlete havale etmeye hazırlanıyor. Yönetim herhangi bir çatışmadan kaçınmak istiyor ve İsrail’in ilhak planının uygulamaya konulmasını önlemek için geniş bir uluslararası platformları harekete geçirmeye çalışıyor.
Ürdün Kralı ilhak planına karşı olduğunu sert bir biçimde açıkladı, bu planın çatışmaya dönüşebileceğini söyledi. İsrail, Ürdün’ün konumunu dikkate alıyor ve Ürdün Vadisini ve Batı Şeria’nın bazı bölgelerini ilhak etmesi durumunda ilişkilerinin kötüye gideceğinden korkuyor. Kaynaklar, “Ürdün istikrar istiyor ve İsrail’in sebep olabileceği her türlü kaosla her şekilde mücadele edebileceğini” vurguluyor.



Esed'in devrilmesinin yıldönümü kutlanıyor... ve destekçileri iki ayaklanma planlıyor

Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin birinci yıl dönümü dün Hama'daki el-Asi Meydanı'nda büyük bir kalabalık tarafından kutlandı
Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin birinci yıl dönümü dün Hama'daki el-Asi Meydanı'nda büyük bir kalabalık tarafından kutlandı
TT

Esed'in devrilmesinin yıldönümü kutlanıyor... ve destekçileri iki ayaklanma planlıyor

Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin birinci yıl dönümü dün Hama'daki el-Asi Meydanı'nda büyük bir kalabalık tarafından kutlandı
Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin birinci yıl dönümü dün Hama'daki el-Asi Meydanı'nda büyük bir kalabalık tarafından kutlandı

Suriye'de devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesinin yaklaşık 1. yıl dönümünü anma etkinlikleri devam ederken, dün Suriye'nin eski istihbarat şefi ve Esed’in kuzeni tarafından, Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara yönetimine karşı Suriye kıyılarında iki ayaklanma başlatma planları hakkında bilgi sızdırıldı.

Bu bilgi, dün Hama'daki el-Asi Meydanı'nda, Esed güçlerinden kurtuluşunun birinci yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen büyük bir miting sırasında geldi. Resmi SANA haber ajansının haberine göre, etkinliğe katılanlar, meydanın ortasına 500 metre uzunluğunda ve 4 metre genişliğinde bir Suriye bayrağı asarak "toprak ve halkın birliğini sembolik bir şekilde vurguladılar."

Bu kutlamalarla eş zamanlı olarak Reuters, Suriye'nin eski istihbarat yetkilisi Tümgeneral Kemal Hasan ile Esed'in milyarder kuzeni Rami Mahluf'un, yeni hükümete karşı iki ayaklanma başlatma umuduyla on binlerce potansiyel savaşçıya milyonlarca dolar harcadığını belirten bir araştırma yayınladı.

Aileye yakın dört kişi, Aralık 2024'te Rusya'ya kaçan Esed'in Moskova'da sürgünde yaşama fikrine büyük ölçüde alıştığını söyledi.


Kanada, Suriye'yi terörü destekleyen devletler listesinden çıkardı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşuyor (Arşiv-Reuters)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşuyor (Arşiv-Reuters)
TT

Kanada, Suriye'yi terörü destekleyen devletler listesinden çıkardı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşuyor (Arşiv-Reuters)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşuyor (Arşiv-Reuters)

Kanada hükümeti, dün yaptığı açıklamada, Suriye'yi terörü destekleyen yabancı devletler listesinden çıkardığını ve Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in devrilmesine yardımcı olan muhalif ittifakın lideri olan Heyet Tahrir el-Şam'ı da terör örgütleri listesinden çıkardığını bildirdi.

Hükümet yaptığı açıklamada, "Bu önlemler, Birleşik Krallık ve ABD de dahil olmak üzere müttefiklerimiz tarafından yakın zamanda alınan kararlarla uyumlu olup, Suriye geçiş hükümetinin Suriye'de istikrarı teşvik etme ve vatandaşları için kapsayıcı ve güvenli bir gelecek inşa etme, bölgesel istikrarı teşvik etmek ve terörizmle mücadele etmek için küresel ortaklarla çalışma çabalarını takip etmektedir" ifadelerine yer verdi.


Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
TT

Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Gazze’deki ateşkes anlaşmasının “ikinci aşamasının değiştirileceği” yönündeki kısa ve belirsiz açıklaması, bu değişikliğin ne anlama geldiğine ilişkin soruları gündeme taşıdı.

Uzmanlara göre Trump’ın işaret ettiği değişiklik, anlaşmanın uygulanma biçiminde bir revizyon anlamına geliyor. Buna göre, İsrail’in hâlihazırda yüzde 55’ini kontrol ettiği Gazze’den çekilmesi ve Hamas’ın silahsızlandırılmasına geçilmesi yerine, 17. maddenin devreye alınması söz konusu olabilir. Bu madde, barış planının taraflardan biri kabul etmese bile tek taraflı olarak ilerletilmesine imkân tanıyor.

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasındaki 17. madde, Hamas’ın öneriyi geciktirmesi veya reddetmesi halinde, “yardımların genişletilmesi dahil, planın belirtilen unsurlarının, İsrail ordusunun terörden arındırılmış olarak uluslararası istikrar gücüne devrettiği bölgelerde uygulanacağını” düzenliyor.

Geçen ekim ayında Hamas ile İsrail arasında imzalanan “barış belgesi” sadece birinci aşamayla ilgili maddeleri içeriyordu. Bu aşama; ilk ateşkes, İsrail güçlerinin geri çekilmesi, esir takası ve insani yardım girişlerinin kolaylaştırılmasını kapsıyor. Ancak savaş sonrası Gazze’nin yönetimine ilişkin “ikinci aşama” konusunda resmî bir mutabakat sağlanmış değil.

Perşembe günü yaptığı açıklamada Trump, planın ikinci aşamasının “çok yakında değiştirileceğini” söyledi. Açıklama, sürecin tıkanması ve sahadaki ilerlemenin sınırlı kalması nedeniyle endişelerin arttığı bir döneme denk geldi; ancak Trump değişikliğin içeriğine dair ayrıntı vermedi.

Görsel kaldırıldı.
Filistinli bir kadın, İsrail'in Han Yunus'ta düzenlediği bir baskın sonucu akrabalarından birinin öldürülmesine tepki gösteriyor (AFP)

Ahram Siyaset ve Strateji Merkezi İsrail Çalışmaları uzmanı Dr. Said Okaşa, (Saeed Okasha) Trump’ın sözünü ettiği değişikliğin büyük olasılıkla 17. maddeye dayanacağını belirtiyor. Okaşa’ya göre bu adım, “eski Gazze” ve “yeni Gazze” ayrımını güçlendirecek bir fiili bölünmeye kapı aralayabilir. Bu yaklaşımı geçen ay ABD’nin bölge özel temsilcisi Steve Witkoff’un da çeşitli görüşmelerde dile getirdiğini hatırlattı.

Okkaşa, anlaşmanın geçen ay Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onaylandığını anımsatarak, Hamas’ın silahsızlanma sürecine yanıt vermemesi gibi gerekçelerle 17. maddenin yeniden devreye sokulmasının mümkün olduğunu söyledi. Uzman, böyle bir senaryonun Gazze’de “ne savaş ne barış” şeklinde sürecek bir çıkmaz yaratabileceğini ifade etti.

Görsel kaldırıldı.
Filistinliler, Cebaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında sokaklara kurulmuş çadırların yanından geçiyor (AFP)

Filistinli siyaset analisti Dr. Ayman el-Rakkab da, Trump’ın değişiklik açıklamasının içeriğinin belirsizliğine işaret ederek, “İsrail’in bölgede kalma isteğiyle birleştiğinde, Gazze’nin fiilen ikiye bölünmesi ihtimali güçleniyor” değerlendirmesinde bulundu.

Bu belirsizlik sürerken, Axios haber sitesi Trump’ın 25 Aralık’tan önce Gazze’de barış sürecinin ikinci aşamasına geçileceğini açıklamayı planladığını duyurdu. Habere göre Washington, Gazze’de oluşturulacak yeni yönetim yapısı ve uluslararası istikrar gücünün son hazırlıklarını tamamlıyor. ABD Başkanı’nın, bu adımları görüşmek üzere İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ay sonundan önce bir araya gelmesi bekleniyor.

İkinci aşamanın önünde ciddi engellerin olduğunu ifade eden Rakkab: “Barış Konseyi ile teknokrat hükümet henüz kurulmadı. Güvenliği devralacak polis gücü ve uluslararası istikrar kuvveti oluşturulmadı. Bu nedenle somut bir hareketin en erken ocak ayında mümkün olabileceğini düşünüyorum” dedi.

Okaşa, yakın vadede İsrail’in kontrolde tuttuğu bölgeyi yüzde 60 seviyesine çıkarmaya çalışabileceğini, ancak anlaşmanın genel çerçevesinde büyük bir tırmanış beklemediğini belirtti.

Geçtiğimiz günlerde Yedioth Ahronoth, İsrail’in yaklaşık iki milyon Filistinliyi sarı çizginin doğusunda İsrail kontrolündeki yeni bölgelere yeniden yerleştirmeyi, Hamas kontrolündeki bölgeleri tamamen sivillerden boşaltmayı ve Hamas unsurlarını bu bölgelerde aşamalı şekilde takip etmeyi içeren bir plan hazırladığını yazmıştı. Şarku’l Avsat’ın  Telegraph gazetesinin Batılı diplomatlara dayandırdığı haberinden aktardığı bilgilere göre ABD planının Gazze’nin kalıcı biçimde ikiye ayrılması riskini barındırdığını bildirmişti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ise geçtiğimiz günlerde Barselona’da AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile yaptığı görüşmede, Gazze ile Batı Şeria’nın birliğinin korunması gerektiğini vurgulayarak, ayrıntıları tartışılan hiçbir adımın “bölünmeyi pekiştirmesine” izin verilemeyeceğini söyledi. Abdulati, çarşamba günü yaptığı başka bir açıklamada da, “Gazze’nin bölünmesini konuşmak dahi mümkün değildir. Gazze, Doğu Kudüs dâhil olmak üzere, kurulacak Filistin devletinin ayrılmaz bir parçasıdır” dedi.

Uzman Okaşa’ya göre Mısır, hem Gazze’nin bölünmesini hem de anlaşmayı zayıflatacak her türlü değişikliği engellemek için diplomatik çabalarını sürdürecek. Buna karşın, Trump’ın planı etrafındaki belirsizlik nedeniyle önümüzdeki döneme ilişkin tüm senaryolar hâlâ masada.