Hafter, UMH güçleriyle mücadele etmek için takviyelerini artırdı

UMH güçlerine karşı savaşta takviye edilen LUO’ya mensup kuvvetler (Özel kuvvetler)
UMH güçlerine karşı savaşta takviye edilen LUO’ya mensup kuvvetler (Özel kuvvetler)
TT

Hafter, UMH güçleriyle mücadele etmek için takviyelerini artırdı

UMH güçlerine karşı savaşta takviye edilen LUO’ya mensup kuvvetler (Özel kuvvetler)
UMH güçlerine karşı savaşta takviye edilen LUO’ya mensup kuvvetler (Özel kuvvetler)

Libya Ulusal Ordusu (LUO) komutanı Mareşal Halife Hafter, Türkiye tarafından desteklenen Fayiz es-Serrac başkanlığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) güçlerine karşı savaşta kuvvetlerini birkaç cephede güçlendirmeyi sürdürdü. Mısır ise Libya’daki gelişmeleri görüşmek üzere Arap Birliği’ne acil durum toplantısı düzenleme çağrısında bulundu.
Serrac, İtalya’da yayınlanan ‘La Repubblica’ gazetesine yaptığı açıklamada hükümetinin, Libya’da diktatörlüğün hiçbir şeklinin görünmesine izin vermeyeceğini vurgulayarak, Türkiye’nin ‘hükümetinin, saldırıları geri püskürtme talebine yanıt veren tek ülke’ olduğunu ifade etti.
Ülkede çatışmalar devam ederken, Hafter, Mısrata’nın doğu cephesinde askeri takviyelerini artırdı. Güneyde Tuğgeneral Mebruk Sabhan başkanlığında Sebha askeri bölgesindeki askeri birlikleri içeren bir operasyon odası kurduğunu açıkladı.
Özel Kuvvetler Destek ve Ahlaki Rehberlik Dairesi Başkanlığı, General Ness Boukhamada’nın 497’inci Yıldırım Tugayı’ndan bir bölüğün amirine teçhizatlarla donatıldıktan sonra harekete geçme emri verdiğini duyurdu.
Boukhamada, yayınladığı bir bildiride bu güçleri gönderme amacının, ‘petrol sahalarını ve Libya halkının mülklerini korumak’ olduğunu söylerken, “Biz sadece ülkemizi ve vatanımızı korumak istiyoruz” dedi.
Öte yandan Burkan el-Gadab (Öfke Volkanı) operasyonu odası, batı askeri bölgesindeki unsurlarının Tarhuna şehrinde 200 varil patlayıcı ve kimyasal madde içeren bir depoyu kontrol altına aldığını duyurdu. Operasyon odası, LUO güçlerini de bunları başkent Trablus’a karşı saldırılarında kullanmayı planlamakla suçladı.
Bölgedeki ortak operasyon odası, UMH güçlerinin yakıt kaçakçılığı yapan çetelerin sığınaklarına baskın düzenlediğini açıkladı. Oda, bu süreci ‘tüm kanun kaçakları için ciddi bir uyarı’ olarak nitelerken, bozgunculuk çıkaranları yok etmek amacıyla daha sert önlemler alma tehdidinde bulundu.
Burkan el-Gadab operasyonu odası, başkentin güneyindeki Ayn Zara bölgesinde bir vatandaşın evinde yaşanan mayın patlaması sonrasında, saha mühendisliği ekibine mensup 2 üye de dahil 3 kişinin yaralandığını belirtti. Oda, bir mayın patlaması sonucu hayati bölgelerden birinde bulunan bir savaşçının da yaralandığını söyledi. Operasyon odası, sahil yolunun güvenliğini sağlamak ve korumak için güvenlik odasının, Garabulli bölgesinde farklı alanlara saklanan LUO’ya mensup 10 üyeyi tutukladığını vurguladı.
Öte yandan İtalya’nın Libya Büyükelçiliği tarafından Perşembe günü yayınlanan bir bildiride, İtalya ikinci misyonunun, Libya askeri mühendislerine yardım ve destek sağlamak için Trablus’ta yeni kayıpların yaşanmasını önlemek amacıyla yürütülen mayınları temizleme faaliyeti kapsamına dahil olduğu belirtildi.

Mısır’dan Libya toplantısı çağrısı
Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Hussam Zeki, “Genel Sekreterlik, Mısır heyetinden Libya’daki gelişmeleri görüşmek üzere dışişleri bakanları düzeyinde video konferans aracılığıyla birlik konseyinin olağanüstü toplantısını düzenlemesi yönünde bir talep aldı” ifadelerini kullandı. Zeki, 19 Haziran’da yayınladığı bir bildiride, Mısır’ın talebinin birkaç ülke tarafından iç sistemde destek almasının ardından toplantının gelecek haftalarda düzenlenmesinin planlandığını söyledi.
Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih ve Fransa’nın Libya Büyükelçisi Beatrice Le Fraper de Perşembe akşamı gerçekleştirdikleri bir telefon görüşmesinde, ateşkese saygı duyma, silah ve paralı askerlerin akışını durdurmanın yanı sıra Libyalıların servetinin adil bir şekilde dağıtılmasını sağlayacak mekanizmalar inşa etme gerekliliğine dikkati çekti.
Meclis sözcüsü, her iki tarafın da Libya’daki çözümün siyasi olduğunu, Berlin Konferansı’nın çıktıları uyarınca BM himayesinde siyasi diyaloğu sürdürme ihtiyacını, dış müdahaleyi durdurma ve Libya egemenliğine saygı gösterme gereğini vurguladığını belirtti.
Avrupa Birliği’nin (AB) Libya Misyonu Başkanı Alan Bugeja, ülkenin doğusundaki Bingazi’de sivil aktivist Halid es-Sakran’ın gözaltına alınması ve keyfi olarak tutuklanması hususunda endişelerini dile getirdi. Bugeja, ilgili makamlara ise ‘temel hak ve özgürlüklere saygı duyma, Sakran’ı derhal adli prosedürlere tabi tutma ve serbest bırakma’ çağrısında bulundu.
Misyon, 19 Haziran’da yayınladığı bir bildiride, “Libya’daki aktivistlerin ve sivil toplum üyelerinin haklarına yönelik ihlalleri sürekli olarak takip ediyoruz” ifadelerine yer verdi.
Libya’daki BM misyonu, geçtiğimiz Perşembe akşamı Sakran’ın bir hafta önce, ‘barışçıl faaliyeti nedeniyle’ Bingazi’de tutuklanmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Misyon, uluslararası hukuka göre Sakran’ın kişisel özgürlük ve güvenlik hakkına, kendisine karşı yöneltilen suçlamalardan derhal haberdar olma hakkına sahip olduğunu vurguladı. BM misyonu, aktivistin derhal serbest bırakılması çağrısında da bulundu.



Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
TT

Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)

Tunus ana muhalefet partisi Ulusal Kurtuluş Cephesi (NSFT) üyesi ve siyasi aktivist Şeyma İsa, tutukluluk koşullarını protesto etmek için başladığı açlık grevinde dokuzuncu gününe girdi.

1 Aralık'ta muhalefet tarafından düzenlenen yürüyüşe katılan İsa, devlet güvenliğine karşı komplo kurmak suçundan Temyiz Mahkemesi tarafından verilen bir kararla sivil polisler tarafından gözaltına alındı. Muhalif aktivist, hapishaneye girer girmez açlık grevine başladı.

Şeyma İsa (45), 2023 yılının şubat ayında yakalanmış, gözaltında tutulmuştu ve aynı yılın temmuz ayında serbest bırakılmıştı. Birinci Derece Mahkemesi tarafından 18 yıl hapis cezasına çarptırılan İsa’nın cezası temyiz sonucunda 20 yıla çıkarılmıştı.

İsa'nın yanı sıra aynı davayla bağlantılı olarak NSFT lideri, tanınmış siyasetçi Ahmed Necib eş-Şabi (82) de tutuklandı ve 12 yıl hapis cezasına çarptırdı. Muhalif Avukat Ayaşi Hammami (66) de terör suçlamasıyla beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölümü Müdür Yardımcısı Bessam Havaci, “Tunus muhalefetinin önemli simalarının tutuklanması, Cumhurbaşkanı Kays Said'in tek başına iktidarına alternatif olan her şeyi ortadan kaldırma planının son adımıdır. Bu tutuklamalarla Tunuslu yetkililer, siyasi muhalefetin çoğunu etkili bir şekilde hapse atmayı başardı” değerlendirmesinde bulundu.

Tunus muhalefeti ve NSFT, 25 Temmuz 2021'de olağanüstü hal (OHAL) ilan edip ardından yeni bir siyasi sistem kurarak geniş yetkilerle iktidarını sürdüren Cumhurbaşkanı Kays Said'in yönetimine karşı çıkıyor ve demokrasinin yeniden tesis edilmesini talep ediyor. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre buna karşın yetkililer tutuklananları hükümeti devirmeye ve devlet kurumlarını yıkmaya teşebbüs etmekle suçluyor. Muhalefet ise mevcut rejimi tutuklulara karşı siyasi suçlamalar uydurmak ve yargıyı emirlerine boyun eğdirmekle suçluyor.


Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
TT

Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)

Hamas, ateşkesin ikinci aşamasına geçilmesini desteklediklerini ve silah bırakmaya açık olduklarını duyurdu.

Adının paylaşılmaması şartıyla Times of Israel'e konuşan Hamas yetkilisi, Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak müzakerelerin başlatılması halinde silah bırakacaklarını söylüyor:

Bu zorla veya ültimatomlarla yapılamaz. İsrail iki yıl boyunca Hamas'ı silahsızlandırmak için tüm askeri gücünü kullandı ama işe yaramadı. Silah bırakma meselesi siyasi bir sorunla bağlantılıdır ve bu nedenle siyasi bir çözüm gerektirir.

Yetkili, Filistinlilerin 78 yıllık İsrail işgaline karşı silahlı mücadele hakkının olduğunu belirterek, 1967 sınırlarının esas alınacağı bir Filistin devleti kurulması taleplerini yineliyor.

Gazze savaşının sonlandırılması için ABD öncülüğünde hazırlanan 20 maddelik barış planı 10 Ekim'de devreye girmişti. Anlaşmanın garantörleri arasında Türkiye, Mısır ve Katar var.

Plan kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve Gazze'nin geleceğinde söz sahibi olmaması isteniyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlık edeceği Barış Kurulu'na ek olarak bölgeye Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) konuşlandırılması öngörülüyor.

Anlaşmanın ilk aşamasında Hamas ve İsrail arasında rehine takası gerçekleştirilmişti. Ayrıca İsrail askerleri belirlenen "sarı hatta" geri çekilmişti. Haberde, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin yüzde 53'ünü kontrol ettiği belirtiliyor.

İsrail, Hamas'ın elindeki 28 rehinenin hepsini teslim etmeden ikinci aşamaya geçilmeyeceğini duyurmuştu. Filistinli örgüt şimdiye dek 27 rehineyi İsrail'e gönderdi. Ancak 7 Ekim saldırısında öldürülen İsrailli polis memuru Ran Gvili'nin naaşı hâlâ Gazze'de. Hamas yetkilisi, cesedin yerini bulmak için çalışmaların sürdüğünü söylüyor.

İkinci aşama kapsamında Barış Kurulu üyelerinin belirlenmesi ve Gazze'ye güvenlik gücü konuşlandırılması hedefleniyor. Bu aşamaya geçiş için Hamas'ın silah bırakmayı kabul etmesi gerekli. Bunun ardından İsrail askerleri daha gerideki bir hatta çekilecek.

Trump ikinci aşamaya "çok yakında geçileceğini" söylemiş fakat bir takvim açıklamamıştı. Ocak itibarıyla Gazze'ye ISF askerlerinin gönderilmesi planlanıyor.

Hamas yetkilisi, 7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nda esir alınan kişileri ilk etapta operasyondan kısa süre sonra bırakmayı düşündüklerini söylüyor.

Ancak İsrail'in saldırıları durdurmaması ve arabulucular tarafından savaşın sonlandırılacağına dair garantiler sunulmaması nedeniyle bu plandan vazgeçtiklerini ifade ediyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın öncülüğünde hazırlanan plana göre ISF, Hamas'ın silahsızlandırılmasında da rol oynayacak.

Öte yandan Hamas yetkilisi, ISF kontrolündeki böyle bir sürece yanaşmayacaklarını belirterek, güvenlik gücü askerlerinin Gazze'de İsrail ordusuyla Filistin halkı arasında "tampon bölge" görevi görmesi gerektiğini savunuyor.

Ayrıca silahsızlanma karşılığında İsrail ordusunun tamamen Gazze'den çekilmesini talep ettiklerini aktarıyor.

7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nın sonuçlarından pişmanlık duymadıklarını söyleyen Hamas yetkilisi, dünya kamuoyunun İsrail'in gerçek yüzünü görmesini sağladıklarını vurguluyor:

Tarihi değiştirmeyi başardık. Dünya gözlerini açtı, Filistinlilerin yaşadıklarını ve İsrail'in ne suçlar işlediğini gördü.

IDF ve Yahudi yerleşimciler işbirliği yapıyor

Diğer yandan İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF), Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerle aktif işbirliği yaptığı aktarılıyor.

İsrail'in kamu yayıncısı Kan'ın hazırladığı Zman Emet (Gerçek Zamanlı) programına katılan Tuğgeneral Avi Bluth, ISF'nin "sınır bölgelerinde çiftlikler kurmaları için yerleşimcilerle tam işbirliği içinde hareket ettiğini" söyledi.

Bluth, bu işbirliğinin özellikle geçen yıl temmuzda hızlandırıldığını belirtti.

Independent Türkçe, Times of Israel, Haaretz


Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
TT

Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman bin Abdulaziz, dün Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'dan telefon aldı.

Prens Muhammed bin Salman ve Ahmed eş -Şara, Suudi Arabistan ve Suriye arasındaki ikili ilişkilerin çeşitli yönlerini ve bu ilişkileri bir dizi alanda güçlendirme fırsatlarını gözden geçirdiler.

İki taraf ayrıca ortak ilgi alanlarına giren konuları ve Suriye'de güvenlik ve istikrarın pekiştirilmesi ile ekonomik toparlanmanın sağlanması çabalarını görüştü.