Türkiye ve İtalya, Libya’da ‘adil bir barış’ konusunda anlaştı

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İtalyan mevkidaşı ile birlikte Ankara’da basın açıklaması yaparken (EPA)
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İtalyan mevkidaşı ile birlikte Ankara’da basın açıklaması yaparken (EPA)
TT

Türkiye ve İtalya, Libya’da ‘adil bir barış’ konusunda anlaştı

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İtalyan mevkidaşı ile birlikte Ankara’da basın açıklaması yaparken (EPA)
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İtalyan mevkidaşı ile birlikte Ankara’da basın açıklaması yaparken (EPA)

Türkiye ve İtalya tarafından yapılan ortak açıklamada, iki ülkenin, Libya’da Birleşmiş Milletler (BM) tarafından çizilen çerçeve içerisinde istikrarlı ve adil bir barış sağlamak için birlikte çalışacakları vurgulandı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İtalya Dışişleri Bakanı Luigi Di Maio ile dün Ankara’da gerçekleştirdikleri görüşmenin ardından düzenledikleri ortak basın toplantısında, Türkiye’nin, Libya'da kalıcı bir barış ve verimli bir siyasi süreç için İtalya ile çalışmaya devam edeceğine söyledi.
Çavuşoğlu, Libya'nın elektrik ihtiyacını da İtalya ile karşılayabileceklerini söyledi. İki ülkenin bölgedeki petrol ve doğal gazla ilgili diğer bölgesel oyuncular olarak Ankara'nın Atina ile çatışmaya girdiği Doğu Akdeniz'de de işbirliği yapabileceğine işarette bulundu. İtalya’nın oynadığı role övgüde bulunan Çavuşoğlu, “Burada İtalya'nın oynadığı kritik rolün farkındayız. Kendilerine teşekkür ediyoruz. Dengeli bir rol oynadılar. Siyasi süreç için samimi çaba sarf etti” ifadelerini kullandı. Ayrıca İtalya'nın, aralarındaki coğrafi yakınlık nedeniyle Libya'da olanlardan en çok etkilenen ülke olduğuna dikkati çekti.
Çavuşoğlu, Libya konusunda bundan sonraki ikili üçlü ve diğer platformlarda İtalya'yı da görmek istediklerini ifade etti. Bu konuda Rusya ve diğer ülkeleri de bilgilendirdiklerini söyleyen Türk Bakan, ülkesinin Avrupa tarafından gerçekleştirilen ‘İrini’ operasyonunu eleştirdiğine dikkati çekti.
Öte yandan İtalya Dışişleri ve Ulusal İşbirliği Bakanı Luigi Di Maio, ülkesinin BM önderliğindeki barış süreci ve Libya’da kalıcı bir ateşkes sağlanmasını desteklediklerini dile getirdi. Di Maio, “Biz hep diyalogdan yana olduk ve her zaman Birleşmiş Milletler'in de kabul ettiği Fayiz es-Serrac başkanlığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti ile müzakere çabasında olduk. Bizim pozisyonumuz da her zaman Libya halkına destek vermek, bütün aktörlerle ve bu bölge üzerinde etkisi olan bütün ülkelerle maksimum diyalogdur. Libya birkaç kilometre ötemizde, sahilimize çok yakın. Libya'nın birliğini ve egemenliğini muhafaza etmeyi arzu ettik ve terörizm riskinin olmamasını sağlamaya çalıştık. Libya halkının kabul edeceği bir noktaya ulaşmak istiyoruz” şeklinde konuştu.
Di Maio, Fransa, Yunanistan ve Türkiye arasındaki Libya ve Doğu Akdeniz arasındaki anlaşmazlıklar hakkında ise ülkesinin her zaman diyaloğu desteklediğine vurgu yaptı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, geçtiğimiz Perşembe akşamı CNN Türk televizyonunda katıldığı bir programda, önümüzdeki süreçte güvenlik konusundaki iş birliğinin kapsamının genişleyebileceğine işaret etti. Türkiye'nin Libya'daki meşru Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin yanında olduğunu ve her türlü desteği vereceğini vurguladı.
Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Libya konusunu ele aldığını dile getirdi. Dışişleri Bakanı, ABD merkezli Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi’nin (TASC) video-konferansla düzenlediği panelde Türkiye-ABD ilişkilerinde koronavirüs (Kovid-19) salgınına kadar gerileme yaşandığı ancak pandemi sürecinin iki ülke arasındaki ilişkilere ‘yeni bir boyut eklediğine’ dikkati çekti.
ABD'nin de Libya'ya son zamanlarda ilgi gösterdiğini ifade eden Çavuşoğlu, “Cumhurbaşkanımız, Türkiye ve ABD olarak birlikte çalışmamızı önerdi. Sayın Trump da buna olumlu baktı ve dışişleri, savunma bakanları, istihbaratlar düzeyinde birlikte çalışma talimatı aldık” dedi. Çavuşoğlu, bölgeyi istikrara kavuşturmak ve Libya için daha iyi bir gelecek sağlamak amacıyla Türkiye ile ABD arasındaki ortak çalışmanın önemini vurguladı.



Rusya'dan Ukrayna'nın başkentine "büyük" bir saldırı düzenlendi

Rus hava saldırılarının ardından Kiev'deki bir binada çıkan yangını söndürmeye çalışan itfaiyeciler, (Arşiv-AFP)
Rus hava saldırılarının ardından Kiev'deki bir binada çıkan yangını söndürmeye çalışan itfaiyeciler, (Arşiv-AFP)
TT

Rusya'dan Ukrayna'nın başkentine "büyük" bir saldırı düzenlendi

Rus hava saldırılarının ardından Kiev'deki bir binada çıkan yangını söndürmeye çalışan itfaiyeciler, (Arşiv-AFP)
Rus hava saldırılarının ardından Kiev'deki bir binada çıkan yangını söndürmeye çalışan itfaiyeciler, (Arşiv-AFP)

Kiev Belediye Başkanı bugün yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın başkentinin "büyük" bir saldırı altında olduğunu ve şehirde bir dizi patlama duyulduğunu söyledi.

Vitali Klitschko, Telegram'da yaptığı açıklamada, "Hava savunma kuvvetleri Kiev'de çalışıyor" diyerek, "başkente geniş çaplı bir saldırı" olduğunu belirtti ve Dnipro semtinde iki kişinin yaralandığını ifade etti.

Ukrayna Hava Kuvvetleri, Rus füzelerinin Kiev ve diğer birçok bölgeyi hedef aldığını bildirdi.


Bir raporda, Gazze Savaşı sırasında İsrail'e petrol sağlayan ülkelerin "soykırıma" "ortak" olduğu iddia ediliyor

İsrail ordusuna ait bir F-16 savaş uçağı, hava üssünden kalkış sırasında havadan havaya füzeler ve ilave yakıt tankları taşıyor,  (İsrail Ordusu)
İsrail ordusuna ait bir F-16 savaş uçağı, hava üssünden kalkış sırasında havadan havaya füzeler ve ilave yakıt tankları taşıyor, (İsrail Ordusu)
TT

Bir raporda, Gazze Savaşı sırasında İsrail'e petrol sağlayan ülkelerin "soykırıma" "ortak" olduğu iddia ediliyor

İsrail ordusuna ait bir F-16 savaş uçağı, hava üssünden kalkış sırasında havadan havaya füzeler ve ilave yakıt tankları taşıyor,  (İsrail Ordusu)
İsrail ordusuna ait bir F-16 savaş uçağı, hava üssünden kalkış sırasında havadan havaya füzeler ve ilave yakıt tankları taşıyor, (İsrail Ordusu)

Sivil toplum kuruluşu Oil Change International tarafından dün yayınlanan bir rapora göre, Gazze Şeridi'ndeki savaş sırasında 25 ülke İsrail'e petrol tedarik etti. Raporda, iklim krizini körükleyen ve "soykırım" olarak nitelendirilen fosil yakıt bazlı sistem kınandı.

Brezilya'daki 30. Taraflar Konferansı (COP30) kapsamında yayınlanan rapora göre, Azerbaycan ve Kazakistan, 1 Kasım 2023 ile 1 Ekim 2025 tarihleri ​​arasında ham petrol sevkiyatının yüzde 70'ini gerçekleştirdi.

Rusya, Yunanistan ve Amerika Birleşik Devletleri, İsrail'e rafine petrol ürünlerinin en büyük ihracatçıları arasında yer alıyor. Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Amerika Birleşik Devletleri aynı zamanda İsrail'e askeri uçaklarda kullanılan JP-8 jet yakıtı sağlayan tek ülke.

Oil Change International, "Bu dönemde İsrail'e yakıt sağlayan ülkeler, İsrail'in vahşetinin tamamen farkındaydı" dedi. Örgüt, "Bu raporda, İsrail'in suç ortaklığı belgelenerek hesap sorulmasına olanak sağlanmıştır. Bu ülkeler, bu soykırımdaki rollerini kabul etmeli ve suç ortaklığına son vermelidir" ifadesini kullandı.

STK, petrol akışlarını analiz etmesi için araştırma şirketi Datadesk'i görevlendirdi ve söz konusu dönemde 323 sevkiyat tespit ederek, toplam 21,2 milyon ton petrol sevkiyatı tespit etti.

Gazze Şeridi'ndeki savaş, Hamas'ın güney İsrail'e düzenlediği ve AFP'nin resmi rakamlara dayanan verisine göre İsrail tarafında bin 221 kişinin ölümüne yol açan eşi benzeri görülmemiş bir saldırının ardından Ekim 2023'te patlak verdi.

Birleşmiş Milletler'in güvenilir bulduğu Gazze Sağlık Bakanlığı verilerine göre, o tarihten bu yana İsrail'in misilleme amaçlı askeri harekâtı sonucunda Gazze'de çoğunluğu sivil olmak üzere 69 binden fazla Filistinli öldürüldü.

Temmuz 2024'te Uluslararası Adalet Divanı, İsrail'in Filistin topraklarını işgalinin "yasadışı" olduğu sonucuna varan bir tavsiye kararı yayınlarken, bir BM komisyonu İsrail'i Gazze Şeridi'nde "soykırım" yapmakla suçladı.

İngiliz Uluslararası ve Karşılaştırmalı Hukuk Enstitüsü'nde insan hakları ve ekonomik işler araştırmacısı olan Irene Petropaoli ise devletlerin, Uluslararası Adalet Divanı'nın "soykırımın önlenmesi ve cezalandırılması" çağrısında bulunan geçici emrine uymakla yükümlü olduğunu ifade etti.

Açıklamada, "Devletler, İsrail'e yapacakları yardımların, özellikle askeri yardımların, kendilerini Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi uyarınca soykırıma ortak olma riskine maruz bırakabileceğini akıllarında tutmalıdırlar" denildi.


Kanada istihbaratı: İran'ın düşman olarak gördüğü sakinleri öldürme tehditleri engellendi

Kanada Başbakanı Mark Carney (AFP)
Kanada Başbakanı Mark Carney (AFP)
TT

Kanada istihbaratı: İran'ın düşman olarak gördüğü sakinleri öldürme tehditleri engellendi

Kanada Başbakanı Mark Carney (AFP)
Kanada Başbakanı Mark Carney (AFP)

Kanada Güvenlik İstihbarat Servisi (SIS) direktörü Dan Rogers, dün yaptığı nadir bir kamu konuşmasında, kurumun bu yıl Tahran'ın düşman olarak gördüğü Kanadalılara suikast düzenleme yönündeki olası İran tehditlerini engellediğini söyledi.

Rogers, SIS'in ayrıca Rusya'nın Kanada mallarını ve teknolojisini yasadışı yollarla edinme girişimlerini de engellediğini belirtti.

Şubat ayında atanan Rogers bu açıklamaları, Kanada'nın güvenlik sorunlarına ilişkin yıllık bir rapor sunarken yaptı. SIS direktörleri nadiren kamuoyu önüne çıkıyor.

Rogers'ın açıklamaları, kurumun Kanada'da ikamet eden İran muhaliflerini korumak için yaptığı müdahalenin ilk teyidiydi. Ağustos ayında, Kanada kurumu yalnızca İran tehditlerini araştırdığını belirtmişti.

Rogers, "Geçtiğimiz yıl özellikle endişe verici vakalarda, rejimlerine tehdit olarak gördükleri kişileri hedef alan İran istihbarat servislerinin ve vekillerinin eylemlerine karşı koymak için operasyonlarımızın önceliklerini yeniden belirlemek zorunda kaldık" ifadelerini kullandı.

 İran-Irak Savaşı'nın yıldönümünde Tahran'daki bir sokakta Dini Lider Ali Hamaney ve , İsrail saldırılarında hayatını kaybeden Devrim Muhafızları komutanlarının görüntülerinin bulunduğu bir pankartın yanında, İran'a ait bir balistik füze sergileniyor (Reuters)İran-Irak Savaşı'nın yıldönümünde Tahran'daki bir sokakta Dini Lider Ali Hamaney ve , İsrail saldırılarında hayatını kaybeden Devrim Muhafızları komutanlarının görüntülerinin bulunduğu bir pankartın yanında, İran'a ait bir balistik füze sergileniyor (Reuters)

"Birden fazla durumda, bu, Kanada'daki bireyleri hedef alan potansiyel ölüm tehditlerini ortaya çıkarmayı, soruşturmayı ve engellemeyi içeriyordu" diye ekledi ancak ayrıntı vermedi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Ottawa, 2012 yılında Tahran ile diplomatik ilişkilerini kesti. Geçen yıl Kanada, İran'ın İslam Devrim Muhafızları Ordusu'nu (DMO) terör örgütü ilan etti ve bu hareket Tahran tarafından kınandı.

Kanada ayrıca Rusya'yı ve 2022'de Ukrayna'yı işgal etmesini eleştiriyor. Rogers, yasadışı Rus tedarik ağlarının Kanada mallarını ve teknolojilerini yasadışı yollarla edinmeye çalıştığını söyledi.

"Bu yıl Kanada Güvenlik İstihbarat Servisi, Avrupa'da bulunan ve mallarını ele geçirmeye çalışan paravan şirketlerin aslında Rus müşterilerle bağlantılı olduğunu bir dizi Kanada şirketine bildirerek bunu önlemek için adımlar attı" diyen Rogers, söz konusu şirketlerin Rusların ürünlerine erişimini engellemek için derhal harekete geçtiğini ifade etti.