Filistin Yönetimi: 67 sınırları dışında hiçbir haritayı müzakere etmeyiz

20 Haziran’da Dünya Mülteciler Günü’nde Gazze sahil kampı (AFP)
20 Haziran’da Dünya Mülteciler Günü’nde Gazze sahil kampı (AFP)
TT

Filistin Yönetimi: 67 sınırları dışında hiçbir haritayı müzakere etmeyiz

20 Haziran’da Dünya Mülteciler Günü’nde Gazze sahil kampı (AFP)
20 Haziran’da Dünya Mülteciler Günü’nde Gazze sahil kampı (AFP)

Filistin Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, Filistin liderliğinin müzakere masasından başka hiçbir haritayı görüşmeye hazır olmadığını belirtti.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın başkanlık yaptığı Fetih Hareketi Merkezi Komitesi toplantısında yaptığı açıklamada, “Filistin’in meşruiyeti ve uluslararası meşruiyet temelinde müzakereler olan esas şartların yerine getirilmesi dışındaki, ayrıca Trump’ın planı ve İsrail’in ilhak projesi esasına dayalı olmayan, 1967 sınırlarında bir Filistin Devleti’nin kurulmasına olanak sağlayan FKÖ’nün Ulusal ve Merkezi Konseylerinin kararlarına dair müzakere masası dışındaki hiçbir haritayı konuşmayı kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.
Abbas, “Bu mesele, Filistin liderliği için esastır. ABD ve İsrail, Filistin halkının mesajının net olduğunu tam olarak anlamalıdır. Bu mesaj şudur; Tek bir santimetrenin ilhakını dahi kabul etmeyeceğiz. Ya 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin Devleti kurulacak ya da bölgede güvenlik, barış ve istikrar olmayacak” dedi.
Filistin Başkanlığı’nın mesajı, mevcut tırmanışta önemli bir dönüm noktası sayılıyor. Yüzyılın Anlaşması’nın bir kenara bertaraf edilmesi taktirde yönetimin, derhal müzakere masasına oturmaya ve haritalar dahil her şeyi tartışmaya hazır olacağına dikkati çekti.
İlgili kaynaklar da Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, “Toprak takası ve sınır değişikliği fikri, Filistin otoritesi tarafından mevcut ve kabul edilebilirdir” diyerek, bunun Yüzyılın Anlaşması olarak bilinen ABD barış planına atıfla, her şeyi yok eden bir plan uyarınca olamayacağını vurguladı.
Filistinliler, ilhak planının dondurulması şartıyla masadaki tüm meseleleri ele almak için uluslararası Dörtlü Komite’nin denetiminde, uluslararası ilkeler temelinde müzakerelere dönme fikrini ilerletmeye çalışıyor.
Söz konusu mesele, Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safadi ve Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın birkaç gün önce Ramallah’ta gerçekleştirdiği toplantılarda da ele alındı. Filistin otoritesi, müzakerelere hazır olduğunu ilan ederken, Batı Şeria’nın yüzde 30’unun ele geçirilmesiyle tehdit eden ilhak sürecini sonlandırmaya yardımcı olabilecek bir uluslararası pozisyonu acil şekilde harekete geçirmeye çalışıyor.
Uluslararası arenada ve Arap camiasında İsrail planını reddetme hususunda neredeyse bir fikir birliği mevcut. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun önde gelen müttefikleri, ABD senatosunda bu planı reddedenlere dahil oldu. Senatoda demokrat parti üyeleri Chuck Schumer, Bob Menendez ve Ben Cardin yaptığı bir açıklamada, ilhak planının ‘bölgenin güvenliğine ve istikrarına zarar vereceğini’ söyledi. Üç senatör, yayınladıkları bildiride, “İsrail- ABD ilişkilerinin güçlü ve sadık destekçileri olarak, Batı Şeria’nın tek taraflı ilhak edilmesi önerisine karşı olduğumuzu ifade etmeye kararlıyız. Bölgede barışa ulaşmanın tek yolu diplomasi ve müzakerelerdir. Bu nedenle Kongre, son yıllarda ilhak fikrine karşı çıkmaktadır” ifadelerine yer verdi.
Haaretz gazetesine göre bildiri, Washington’daki Siyonist ‘AIPAC’ lobisiyle yakın ilişkileri nedeniyle ve daha önce İsrail’i doğrudan eleştirmedikleri için ABD Kongresi’nde ‘şaşkınlığa’ yol açtı.
Bildiri, geçen ay ABD Senatosu’nda önde gelen Demokratlar tarafından Netanyahu ve müttefiki Benny Gantz’a gönderilen bir mektubun ardından geldi. Mektupta, “Batı Şeria’da geniş çaplı tek taraflı ilhaklar, ABD- İsrail ilişkilerine ciddi zararlar verecektir” uyarısı yapıldı. Mektup, Bernie Sanders, Elizabeth Warren ve 2016 seçimlerinde Hillary Clinton’ın Başkan Yardımcısı pozisyonu için aday olan Tim Kaine de dahil olmak üzere 18 Kongre üyesi tarafından imzalandı.
Mektupta imzası olanlar, ilhakın İsrail ile birlikte bir Filistin devleti kurma olasılığını ortadan kaldıracağı ve deniz ile Ürdün arasında tek bir ülkenin gerçekliğini dayatacağı uyarısında bulundu. Mektupta, “İsrail’in destekçileri ve dostları olarak, iki ülkemizin özel ilişkilerine zarar veren, İsrail’in geleceğini tehlikeye atan ve barışı düşünülemez bir olasılığa dönüştüren tek taraflı eylemlere karşı sizi uyarıyoruz. Tek taraflı karar verirseniz, sizi desteklemeyeceğiz” denildi. Bunun yanı sıra ABD Demokrat Partisi’nden 200 milletvekili, Netanyahu’ya, orduya, Dışişlerine, Benny Gantz’e ve Gabi Ashkenazi’ye ilhakı reddetmeleri için bir mektup imzalatmak istiyor.
ABD Başkanlığına aday olan Demokrat Joe Biden ise New York’taki ABD’li Yahudi yatırımcılarla yapılan kapalı oturumda, Filistin Vadisi’ni İsrail egemenliğine ilhak etmeye yönelik bir plana karşı olduğunu söyledi.
Ürdün ve Mısır da dahil olmak üzere Avrupa Birliği (AB), Rusya, Çin ve diğer ülkelerin baskılarının yanı sıra söz konusu bu baskılar da Filistinliler açısından bir umut işareti oldu. İsrail’in içerisinde, Netanyahu ve Gantz arasında süreçle ilgili devam eden anlaşmazlıklar da bu umudu ikiye katladı.
Bir başka baskı girişimi çerçevesinde ise Fetih Hareketi, halk direnişini artırma kararı aldı. Merkezi Komite, İsrail’in ilhak planıyla mücadele etmek için her düzeyde ve tüm bölgelerde halk faaliyetlerine devam etme kararı aldığını vurguladı. Komite Genel Sekreteri Cibril Rajoub ve bazı üyeler, söz konusu meseleyi takip etmek üzere görevlendirildi. Bu çerçevede Rajoub, ilhak planına karşı büyük bir Filistin halk hareketi başlatma taahhüdünde bulundu. Cibril Rajoub, “İsrail işgaline ve politikalarına karşı tüm barışçıl araçlarıyla halk direnişini canlandırarak, Filistin tepkisini tırmandırmak amacıyla ulusal bir uzlaşının geliştirilmesini gerektiren ortak bir aşamadayız” dedi.
Rajoub, “İsrail’e uluslararası toplumdan ilhak planını durdurması için baskı unsurları oluşturan ve Filistin meselesini kapsamlı ve barışçıl bir direnişle tasfiye etme girişimleri ortaya koyan saha faaliyetleri başlamalıdır” değerlendirmesinde bulundu.



Haşim Safiyuddin'in akıbeti üzerindeki gizem… İsrail hava saldırıları Safiyuddin'in hedef alındığı bölgeyi kuşattı

TT

Haşim Safiyuddin'in akıbeti üzerindeki gizem… İsrail hava saldırıları Safiyuddin'in hedef alındığı bölgeyi kuşattı

Haşim Safiyuddin'in akıbeti üzerindeki gizem… İsrail hava saldırıları Safiyuddin'in hedef alındığı bölgeyi kuşattı

Hizbullah Yürütme Konseyi Başkanı Haşim Safiyuddin'in hedef alındığına inanılan güney banliyölerindeki şiddetli saldırıların ardından akıbeti hakkında çelişkili haberler yayıldı.

Resmi olmayan haberlerde Safiyuddin ve arkadaşlarıyla irtibatın kesildiğinden söz edilirken, Hizbullah bir açıklama yayınlayarak bazı liderlerinin durumuyla ilgili ‘yalan haberler ve değersiz söylentiler’ olarak nitelendirdiği durumu ‘psikolojik savaşın’ bir parçası olarak tanımladı.

Genel Sekreter Hasan Nasrallah'ın yerine geçecek adaydan, İsrail medyasının Beyrut'un güney banliyölerinde şiddetli saldırılara hedef olduğunu söylemesinin ardından perşembeyi cumaya bağlayan geceden bu yana haber alınamıyor. Safiyuddin, Nasrallah'ın 27 Eylül'de Beyrut'un güney banliyölerinden Haret Hreik'e düzenlenen bir dizi İsrail hava saldırısında öldürülmesinden bu yana kamuoyunun karşısına çıkmadı. İsrail tarafından aranan tüm Hizbullah liderleri gibi onun da nerede olduğu bilinmiyor.

defvrbthy
Hizbullah'ın üst düzey liderlerinden Haşim Safiyuddin, Suriye'nin İdlib kentinde öldürülen bir Hizbullah komutanının cenaze törenine katıldı. (AFP)

İsrail saldırının gerçekleştiği yeri halen ateşle kuşatıyor, kurtarma ve ambulans ekiplerinin çalışmasını engelliyor ve saldırının gerçekleştiği günden bu yana aynı yere belli aralıklarla saldırılar düzenliyor. Beyrut'un güney banliyöleri o günden bu yana sürekli bombardımana ve art arda saldırılara sahne olurken, bu saldırıların bazıları Burc el-Baracne'deki Ayn es-Sikke gibi yerleşim yerlerini hedef aldı ve bu bölgelerde can kayıpları yaşandığı bildirildi.

Dün (cumartesi) öğleden sonra, Nasrallah'ın hedef alınmasında olduğu gibi Safiyuddin ile de irtibatın kesildiğine dair bilgiler gelmeye başladı. İsrail operasyonun başarılı olduğunu teyit etse de, Hizbullah resmi bir açıklamayla genel sekreterinin öldüğünü duyurmadan önce sızan bilgiler irtibatın kesildiğini gösteriyordu.

Bazı medya kuruluşları Safiyuddin'in öldürüldüğünü belirtirken, dün Reuters'a konuşan bir güvenlik kaynağı, İsrail tarafından öldürülen eski Genel Sekreter Hasan Nasrallah'ın yerine geçmesi beklenen Safiyuddin ile irtibatın kesildiğini söyledi. Reuters'in üç Lübnanlı güvenlik kaynağından aktardığına göre İsrail'in dünden bu yana Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği yoğun saldırılar, kurtarma ekiplerinin Safiyuddin'in öldüğünden şüphelenilen el-Mureyce'deki bölgeyi taramasını engelliyor.

sxfb g
Beyrut'un güney banliyösü eş-Şiyah'ta İsrail bombardımanı sonucu yanan binalar (Reuters)

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kanal 12 televizyonundan aktardığı habere göre İsrail, İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani'nin Beyrut'taki aynı İsrail saldırısında yaralanmış olabileceği ihtimalini araştırıyor.

Kaani, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın emriyle 3 Ocak 2020'de Bağdat Havaalanı yakınlarında bir ABD insansız hava aracı (İHA) saldırısıyla öldürülen Kasım Süleymani'nin yerine geçmişti.

Lübnan Ulusal Haber Ajansı’nın (NNA) İsrail savaş uçaklarının güney banliyölerine 12 saldırı düzenlediğini ve el-Kaim Camii civarı, Burc el-Baracne, Haret Hreik'teki Seyyid eş-Şuheda kompleksi civarı, er-Ruveys, el-Ebyad mahallesi ve eş-Şuveyfat'ı iki füze ile hedef aldığını bildirdiği gibi, İsrail bombardımanının cuma gecesinden bu yana el-Mureyce bölgesine erişimi engellemek amacıyla yoğunlaşması dikkat çekicidir.

İsrail savaş uçakları gün boyunca güney banliyölerindeki bir yerleşim caddesine şiddetli saldırılar düzenledi. NNA dört füzenin Beyrut'un güney banliyölerinden Burc el-Baracne'deki Ayn es-Sikke'yi hedef aldığını kaydetti.

xc svdfbg
Beyrut'un güney banliyösü eş-Şiyah bölgesinde yıkılmış bir bina (Reuters)

Kurtarma ekiplerinin hedef alınması ve İsrail'in Safiyuddin’e yönelik saldırının gerçekleştiği iddia edilen bölgeye erişimi engellediğinden bahsedilmesi, Başbakanlık ve Hizbullah'ın cuma günü kurtarma ekiplerinin yaralıları enkaz altından çıkarmasına izin verilmesi için çağrıda bulunmasının ardından geldi. Başbakanlık Ofisi, Başbakan Necib Mikati'nin ‘kurtarma ve yardım ekiplerinin saldırıya uğrayan bölgelere ulaşmasına ve kurbanlarla yaralıların taşınmasına izin vermesi için İsrail’e baskı yapmak üzere bir dizi diplomatik temaslarda bulunduğunu’ ve ‘İsrail’in uluslararası yasaları ve insani normları ihlal etmesini kınadığını’ açıkladı.

Hizbullah'tan yapılan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi: “Düşmanın cuma gecesi güney banliyölerinde onlarca konutun yıkılmasına neden olan acımasız saldırılarının ardından, uçakları enkazı kaldırmak ve yaralıları kurtarmak için çalışan sivil savunma ekiplerine saldırı düzenledi... Lübnan hükümeti ve ilgili uluslararası kuruluşlar bu insani yardım ekiplerinin insani kurtarma görevlerini yerine getirebilmeleri için ellerinden geleni yaptı.”

İsrail medyası Dahiye saldırılarının hedefinin Safiyuddin olduğunu belirtmiş, Amerikan Axios internet sitesi de üç İsrailli yetkiliye dayandırdığı haberinde, İsrail ordusunun cuma günü öğleden sonra Hizbullah'ın istihbarat merkezinin hedef alınmasının sonuçlarını değerlendirmeye devam ettiğini söylediğini aktarmıştı.

New York Times da üç İsrailli yetkiliye dayandırdığı haberinde saldırıların ‘Safiyuddin'in de aralarında bulunduğu üst düzey Hizbullah liderlerinin bir toplantısını hedef aldığını’ belirtti. Bu haberler doğruysa, Safiyuddin'in öldürülmesi Nasrallah suikastından bu yana İran ve Hizbullah'a vurulan en büyük darbe olacak.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, ordunun cuma gecesi düzenlediği saldırılarda Hizbullah'ın Beyrut'un güney banliyölerindeki merkezi istihbarat karargâhını hedef aldığını duyurdu. Adraee, X platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, bombardımanın Hizbullah’ın İletişim Birimi Komutanı Muhammed Reşid Sakafi'yi ortadan kaldırdığını belirterek, ‘Sakafi'nin Hizbullah’ın emektarlarından biri olduğunu, 2000 yılından bu yana iletişim birimi komutanlığı görevini yürüttüğünü, üst düzey liderlere yakın olduğunu ve örgüt içinde geniş deneyim ve yetkilere sahip olduğunu’ kaydetti. Adraee, Sakafi'nin ‘Hizbullah'taki tüm birimler ve sistemler arasında rutin ve acil durumlarda iletişimi geliştirmek ve örgüt içinde sürekli bilgi aktarımını sağlamak amacıyla aralıksız çaba gösterdiğini’ söyledi.

NNA'ya göre cuma gecesi düzenlenen hava saldırılarında el-Mureyce civarı, Hadi Nasrallah otoyolu ve el-Hades civarı hedef alındı ve aralarında el-Mureyce stadyumu, polis karakolu ve belediyenin de bulunduğu bir dizi bina ve tesis yıkıldı.