Husiler, ‘Humeyni Haykırışı’ için bir milyon dolar harcadı

Husi milisler, Sana’da Humeyni haykırışı sloganı atıyor (Reuters- Arşiv)
Husi milisler, Sana’da Humeyni haykırışı sloganı atıyor (Reuters- Arşiv)
TT

Husiler, ‘Humeyni Haykırışı’ için bir milyon dolar harcadı

Husi milisler, Sana’da Humeyni haykırışı sloganı atıyor (Reuters- Arşiv)
Husi milisler, Sana’da Humeyni haykırışı sloganı atıyor (Reuters- Arşiv)

Husi milisleri, Tahran’dan ithal edilen ‘Humeyni Haykırışı’nın yıl dönümünde, Sana’daki ve kontrol ettikleri diğer Yemen şehirlerindeki sokakları ve caddeleri sloganlar eşliğinde kapattı. Milyonlarca Yemenli, darbenin neden olduğu zor yaşam koşulları altında Husilerin kontrolündeki bölgelerde yaşarken Sana’daki kaynaklar da Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, Husilerin ‘başkent Sana’nın sokaklarını, mahallelerini, devlet kurumlarının duvarlarını, hastane binalarını, sağlık merkezlerini, okulları, üniversiteleri, enstitüleri ve camileri kaplayan Humeyni Haykırışı sloganını ve on binlerce afişi bastırmak için yaklaşık 1 milyon dolar ayırdığını aktardı.
Kaynaklar, geçen perşembe günü Sana’daki milis liderliğinin başkentte, İb, Zamar, Amran, Hacca, el-Mehvit ve Husilerin kontrolü altındaki diğer şehirlerde denetçilerine ve takipçilerine talimatlar verdiğini, kontrol altındaki tüm köy ve kasabaları bu sloganlarla doldurmaları çağrısı yaptığını belirtti.
Sana’daki vatandaşlar da Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamalarda başkentteki çok sayıda camiden Cuma Namazı’nı takiben Humeyni haykırışlarının yükseldiğini aktardı.
Vatandaşlar, silahlı Husi unsurların Muin kasabasının es-Sunaynah mahallesindeki 5 caminin, ayrıca Sana’daki diğer bölge ve kasabalardaki birçok caminin kubbesinin bu sloganlarla donatıldığına dikkat çekti.
Husilerin söz konusu faaliyetleri, başta cami cemaati olmak üzere geniş bir kesim tarafından kınanırken milislerin halen mezhep merkezli ve ırkçı faaliyetlerini tırmandırdığı, kutsal alanları ve ibadet yerlerini aşağılamaya çalıştığı kaydedildi.
Halk aynı zamanda Husi milisleri kasıtlı olarak camilere ve ibadet yerlerine hakaret etmek, onları küçümsemek, mezhep ve siyasi amaçları için kullanmakla suçladı.
Kaynaklar, Husilerin ‘Haykırış Haftası’ olarak adlandırdıkları kutlama düzenlediğini ve bu yıl, geçen yıl aynı vesile için harcanan bütçe miktarını aştıklarını vurguladı.
Kaynaklar, kontrol altındaki şehirler, köyler, kasabalar ve hükümet kurumları düzeyinde ‘Humeyni Haykırışı’ haftası faaliyetleri çerçevesinde kutlamalar için milisler tarafından tahsis edilen bütçenin yaklaşık 500 milyon riyal olduğunu bildirdi.  
Başkent Sana ve diğer Yemen şehirleri sokakları son iki gündür, darbeci Husi liderlerin Yemen’de yüzyıllardır var olan mezhep ve ideolojik yapıyı değiştirme girişimi çerçevesinde on binlerce afiş ve pankartla donatıldı.
Yağma ve Husilerin kamu parasını israfı karşısında grubun kontrolü altındaki bölgelerin sakinleri, darbeciler tarafından benzeri görülmemiş düzeyde uygulanan baskı altında yaşıyor.
Sana’daki vatandaşlar ve hükümet yetkilileri, son Husi faaliyetlerini, kontrol ettikleri bölgelerdeki Yemenlilerin duygularına yönelik kasıtlı provokasyonun bir parçası olarak nitelendirirken milislerin dört yıldır vatandaşların haklarını ve maaşlarını yağmaladığına dikkat çektiler.
Vatandaşlar ayrıca zorlu yaşam koşulları, sağlık riskleri ve halkın karşılaştığı acılar çerçevesinde mezhep merkezli kutlamalar düzenlemek için devam eden Husi uygulamalarına yönelik öfkelerini dile getirdiler
Vatandaşlar tarafından Şarku’l Avsat’a yapılan açıklamalarda şu bilgiler verildi:
“Milisler, devlet bütçesinde açık olduğunu ve maaşları ödeyemediklerini iddia etmelerine rağmen her yıl düzenledikleri etkinliklere cömertçe harcamalar yapıyorlar. Devlet kurumlarının gelirlerinden beslenerek büyük miktarlarda para harcıyorlar.”
Humeyni Haykırışı yıl dönümü başta gençler ve çocuklar olmak üzere vatandaşları kendilerine çekmek, onları mezhep temelli kurslarına sürüklemek ve daha sonra da savaş cephelerine göndermek amacıyla Husiler tarafından başvurulan onlarca ihlal arasında yer alıyor.
Yerel gözlemcilere göre milislerin bu yılki ‘haykırışın’ yıl dönümü münasebetiyle yaptıkları hazırlıklar, harcanan paranın büyüklüğünü de gözler önüne seriyor.
Darbeci milislerin zaman zaman gerçekleştirdikleri tüm siyasi ve dini etkinlikler gibi grup liderleri tarafından verilen dersler ve yapılan konuşmalar yoluyla radikalizm yanlısı fikirlerini yaymak için bu yıl da ‘Humeyni Haykırışı’ yıl dönümünden faydalandığı kaydedildi. 
 



Husiler, Yemen’i ‘iç sömürgecilik’ ile sömürüyor

EPA / Majalla
EPA / Majalla
TT

Husiler, Yemen’i ‘iç sömürgecilik’ ile sömürüyor

EPA / Majalla
EPA / Majalla

Muhammed Ebi Semra

Husilerin kontrol ettikleri Yemen şehirlerinde milislerin günlük eylemlerine dair ne zaman bir haber toplansa eğilimleri ve davranışları hakkında Yemen’i ‘iç sömürgecilik’ ile sömürgeleştirme iradesi içeren bir tablo çizilmiş oluyor. ‘İç sömürgecilik’ kavramı, tanınmış Yemenli araştırmacı ve Sana Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden Prof. Dr. Ebu Bekir es-Sakkaf (2022’de öldü) tarafından 90’larda, iki Yemen’in 1990’da başlayan birleşme döneminde Kuzey Yemen’deki otoritenin ve onun askeri topluluğunun Güney Yemen’e yönelik benimsediği otoriter tavrı açıklamak için Batılı siyasi literatürden ödünç alındı.

Birlik, askeri bir işgaldir

1994 yılında Kuzey Yemen ordusu, ayrılmayı veya ‘birliği’ devirmeyi planladığı gerekçesiyle Güney’e karşı bir saldırı savaşı başlatmakta aceleci davrandı. Kuzeyli saldırganlar, birleşmeyi korumak ve tamamlamak için, Güney Yemen topraklarını işgalciler gibi işgal etti ve halkına silah zoruyla boyun eğdirdi. Husilerin bugünkü eylemlerine benzer eylemleri arasında şunlar da bulunuyor;

-On binlerce Güneyli çalışan ve asker, hükümet işlerinden ve askeri rütbelerinden ihraç edildi. Bu, 2003’teki ABD işgalinden sonra Irak’ta izlenen ve ‘Baaslaştırmadan arındırma’ olarak bilinen yok etme sürecinden hiçbir farkı olmayan bir şekilde ortaya koyuldu.

-Güneyde ve kuzeyde savaşa ve sonuçlarına ve güneylilerin istismarına karşı çıkan her sesi soruşturmak, hapsetmek veya öldürmek. Böyle bir ses, birliği sorgular, reddeder, ayrılık çağrısı yapar. Ayrıca o, bir komplocu ve haindir.

-Bölücü oldukları için, ‘birlik’ adı altında birçok güneylinin malları ve toprakları ellerinden alındı. Geniş güney topraklarına el konuldu, kuzeyliler tarafından ele geçirildi ve güneydeki sahipleri yerlerinden edildi.

Savaştan sonra bu ve benzeri pek çok eyleme dayanarak, iki Yemen arasında yarı zorlayıcı bir birlik ortaya çıktı. Ebu Bekir es-Sakkaf ise kuzeyin güneyi sömürgeleştirmesine, ‘iç sömürgeleştirme’ adını verdi.

‘Sürekli savaş topluluğu’

Almanya doğumlu Yahudi kökenli ABD’li siyaset bilimci Hannah Arendt’in (1906-1975) siyaset felsefesi alanında geliştirdiği kavramın bir başka yönü, Husilerin Yemen’deki eylemleri için geçerli olabilir. Bu, iki dünya savaşı arasında Almanya’da totaliter hareketin veya Nazi totalitarizminin ortaya çıkışını açıklayabilir. Arendt, bu hareketin, toplumları parçalamak, atomize etmek, yok etmek, ezmek ve insani bağ öncesi bir barbarlığa dönmek için ‘kötülüğün iradesine’ dayandığına inanıyor. Bunun amacı ise, gaddarlığa ve güce tapmaya dayalı yeni bir totaliter toplum yaratmaktır.

csdfv
Husi isyancılar, 24 Temmuz 2015’te başkent Sana’daki bir miting sırasında orta menzilli topçu taşıyan bir araç (AFP)

Husi isyancıların Yemen’deki eylemleri bu ‘kötü iradenin’ bir kısmını içerebilir. Bu eylemler, kurdukları askeri milislere verdikleri Ensarullah isminin tam tersi şekilde ortaya koyuluyor. Bu adlandırma, eylemlerindeki kötülüğü kutsal mertebesine yükselten Husi Ensarların Yemen topraklarında her gün yaptıklarıyla tamamen çelişmektedir. Bu kutsallık mertebesi, Allah’ın yeryüzündeki diğer tüm yaratıklarını dışlayarak yalnızca kendilerinin O’nun adıyla konuştuğu iddiasını içeriyor.

Husi hareketinin kutsallığı, Yemenli bireyler, gruplar ve sosyal sektörler arasında gerginlik, şüphe, korku, terör, ayrımcılık, nifak, düşmanlık ve intikam yaymakta somutlaşıyor. Amaç ise seferberlik, kışkırtma, zorla askere alma, tutuklama ve suikast yoluyla sıradan toplumla çelişen, onu yok eden ve ezen sürekli bir savaş toplumu oluşturmaktır.

Husi grubu, destekçilerini ve sadık takipçilerini seferber ederken ve onları sıradan, bilindik toplumdan uzaklaştırırken, onları, el koyma ve ceza politikasının odak noktası olan motorlu örgütler içinde çerçeveleyerek, insanları yoksulluk, açlık ve aşağılanmadan kurtardıklarına dair yanılgıya düşüyor. Ama aslında onları daha fakir, daha aç, daha aşağılanmış bir gerçeklik içine sokarken, onlara lütuf, mevki ve şeref bahşettiklerini sanıyor. Hayata ve dünyaya dair algısına karşılık vermeyen, itaat ve sadakatini göstermeyenlere gelince onları, bir mürted, hain ve ajan, ‘kötülüğün iradesi ve kalıcı bir savaş toplumunun inşasından başka bir şey olmayan’ kutsallıklarının düşmanı olarak görüyorlar.

Humeyni çığlığı

Şarku’l Avsat gazetesinin yayınladığı haberlere göre Husilerin davranışları, Yemen’de inşa etmek istedikleri toplum ve devlet projesini açıkça gösteriyor. 9 yıl önce Yemen’de ‘Humeyni çığlığının’ başlatılmasının yıl dönümünde, 16 Mayıs’ta Husi grubu, kontrol ettiği bölgelerde genel bir kampanya başlattı. Milislerini, aygıtlarını ve destekçilerini tüm halkı bu olayı kutlamaya ve düzenlediği alaylara ve kalabalıklara katılmaya teşvik etmek için görevlendirdi. Ayrıca bu kutlamalara katılmayanlar ise takip edildi, tehdit edildi ve milislerle aralarında anlaşmazlıklar yaşandı.

Bunun amacı, insanlar arasında güvensizlik ve korku tohumları ekmek, toplumsal dokuda huzursuzluk çıkarmaktır.

der
Yemenliler, 22 Haziran 2023’te Kurban Bayramı öncesinde başkent Sana’da bir pazarda alışveriş yapıyor (AFP)

Husi ritüelleri sokaklarda, evlerde, camilerde, kamu ve özel kurumlarda kök salmalı ve yayılmalıdır ki insanlar savaş ve onun seferberlik makinesinden başka bir toplumda yaşadıklarını unutsunlar. Bunu servis etme araçları arasında ise şunlar yer alıyor;

-Hareketin toplum çevrelerinde düzenlediği seminerlere katılım gerekliliği.

-Halka açık yerlerde toplanmak.

-Humeyni çığlığıyla ve kurucu lider Abdülmelik el-Husi adıyla tezahürat.

-Grubun sloganlarının kaydedilmesi ve sloganların araçlara, evlere, kurumlara ve sokaklara yazılması.

Bu vesileyle camiler, grup liderlerinin başlattığı kışkırtıcı vaazları dinlemek üzere toplanma yerlerine dönüştü.

Arındırma, orduya alma ve üremeye teşvik

Husi savaş camiasının çığlığı, ardı arkası kesilmeyen yankılara sahip.

Kutsal olaydan iki gün sonra, yani 18 Mayıs’ta grup, kendisine sadık olduğundan şüphelendiği kişiler hakkında bir inceleme kampanyası başlattı. Haftalık seminerlerine ve derslerine katılmamaları, bunu kanıtlıyor. Husilerin intikamları, onları devlet dairelerindeki işlerinden uzaklaştırma yönünde oldu. Husi hareketi, arınma kampanyasından önce, bu departmanlarda çalışanların cinsiyetleri arasında ayrım yapma emri vermişti.
Hareket, ‘Baaslaştırmadan arındırma’ kampanyalarından ilham alıyor. Husiler ayrıca, bu tasfiyenin Irak’ta devlet yapısının baltalanmasına ve ordunun dağıtılmasına yol açtığını ve DEAŞ’ın ortaya çıkmasına ve Haşdi Şabi gruplarının kurulmasına yol açtığını biliyor. Bu eylem, aynı zamanda hareketin Yemen’deki milislerini ve birimlerini Yemen devletinin yıkıntıları üzerine inşa ederken ilham aldığı örneklerden biridir.

Husiler, Yemenlileri kovma ve onları devlet dairelerinden tasfiye etme karşılığında, kuraklık ve çölleşmeden kaçmak için ülkelerinden (Kenya ve Somali) Yemen’e kaçan Afrikalı göçmenleri işe almaya çalışıyor. Husi hareketinin, bu işe alım kampanyaları için, kalesi Saada vilayetinde Yemenlilere karşı savaş görevleri için askerlerin işe alınmasıyla sona eren yoğun seferberlik ve eğitim kursları için merkezler açıyor.

Şarku’l Avsat’ın 11 Mayıs’ta uluslararası kuruluşlardan aktardığı haberine göre Husi Caydırıcı Güvenlik Servisi, Yemen’de 300 Afrikalı mülteciyi kaçırdı, onları seferberlik kurslarına tabi tuttu ve faaliyetlerinde kullandı.

19 Mayıs tarihli bir haberine göre ise Husi grubu, Yemen toplumunu çocuk doğumunu artırmaya ve Batı kültürel istilasının bir kalıntısı olarak aile planlaması politikalarını benimsememeye çağıran kampanyalar yürütüyor. Kadınların doğum kontrol yöntemlerini kullanmasına ve hamile kalmaları halinde bakımlarına yardımcı olan üreme sağlığı merkezlerini kapattı. 520 bin Yemenli hamile kadının sağlık sorunları yaşadığına dikkat çekiliyor. Yemen’de her 100 bin doğumda 400 hamile kadın, doğum sırasında bebekleriyle birlikte ölüyor.

Ancak bu zikredilenler, Husilerin bir aylık uygulamalarının sadece kısmi bir örneğidir. Bunlar gibi çifte yoğunlukta tekrar eden ve sürekli olan binlerce olay var. Yemen’de her sabah güneş doğduğunda Husiler, toplumdan geriye kalanları yok etmeye, Yemen’de kendi savaşçı toplumunu kurmaya ve içeride sömürgeleştirmeye çalışıyor.

* Şarku’l Avsat okurları için Al Majalla dergisinden tercüme edilmiştir.