Sudan da Mısır gibi Nahda Barajı krizini BM’ye taşıyor

Arşivlerden Nahda Barajı’nın bir görüntüsü (Reuters)
Arşivlerden Nahda Barajı’nın bir görüntüsü (Reuters)
TT

Sudan da Mısır gibi Nahda Barajı krizini BM’ye taşıyor

Arşivlerden Nahda Barajı’nın bir görüntüsü (Reuters)
Arşivlerden Nahda Barajı’nın bir görüntüsü (Reuters)

Sudan yönetimi, Nahda (Rönesans - Hedasi) Barajı krizinin tarafı olan üç ülke arasındaki ihtilaflara ilişkin son gelişmelerle ilgili olarak, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) çağıracağı herhangi bir oturuma katılmaya hazır olduğunu açıkladı.
Mısır BMGK’ya, tarafları müzakereleri sürdürmeye teşvik etmek ve anlaşma sağlama fırsatını baltalayan tek taraflı adımlar atılmasını önlemek için müdahale etmesi talebinde bulunmuştu.
Sudan Sulama ve Su Kaynakları Bakanı Yasir Abbas konuya ilişkin yaptığı açıklamada “BMGK Nahda Barajı konusunu görüşmek üzere bir oturum düzenlemeye karar verirse, ülkemiz bu konudaki tutumunu takdim etmeye ve tüm taraflara dengeli ve adil çözümler sunmaya hazırdır” ifadelerini kullandı.
Abbas dün yaptığı açıklamada, Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk’un üç ülke arasındaki girişiminin, müzakerelere devam etmek için hala masada olduğunu da sözlerine ekledi.
Geçtiğimiz günlerde üç ülkenin sulama bakanlarının katılımıyla gerçekleştirilen toplantılar hukuki yönlerin engelini aşmada başarısız oldu ve Sudan hükümeti, görüş ayrılıkları yaşanan noktaların üç ülkenin başbakanlarına sevk edilmesini önerdi.
Abbas, Nahda Barajı’nın herhangi bir siyasi çekişme ya da anlaşmazlık yaşanmasına tahammül etmeyen ulusal bir sorun olduğunu vurguladı. Sudan’ın tutumuna değinen Abbas, ülkesinin Nahda Barajı dosyasındaki çözüme kavuşmamış sorunlara ilişkin uzlaşmalarda en etkili yolun müzakereler olduğunu düşündüğünü ifade etti. Abbas 2015 yılında üç ülke arasında imzalanan İlkeler Anlaşması’nın, Nahda Barajı’nı doldurmaya başlamadan önce bir anlaşmaya varılmasının önemini teyit ettiğini belirterek “Bunun dışındaki herhangi bir açıklama güvenilir ve doğru değildir” dedi.
Abbas Sudan hükümetinin, aşağı havzadaki ülkelere herhangi bir zarar teşkil etmemesi şartıyla Etiyopya’nın adil ve makul kullanımı vurgulayan uluslararası kanunlara uygun olarak barajı inşa etme kararını desteklediğini vurguladı.
Abbas, ülkesinin müzakerelerde asıl taraf olarak haklarını özenle koruduğunu vurgulayarak Etiyopya ile Mısır’ın görüşlerini yakınlaştırmaya çalıştığını ve her zaman her iki tarafın da kabul edebileceği orta yollu çözümler önerdiğini kaydetti.
Abbas barajı ilk kez doldurmaya başlamadan önce, Nahda Barajı’na 100 kilometre uzaklıkta bulunan Sudan er-Roseires Barajı’nın güvenliği ve işletimi ile ilgili tamamen teknik nedenlerden dolayı tüm taraflar için bağlayıcı bir uzlaşmaya varmanın önemini vurguladı. Ancak er-Roseires Barajı’nın suları Nahda Barajı’na sadece 15 km uzaklıkta bulunuyor.
Sudan, Nahda Barajı’nın doldurulmasına ve işletilmesine başlanmadan önce Sudan, Mısır ve Etiyopya arasında bir anlaşma imzalanmasını ana koşul olarak görüyor.



Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
TT

Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)

Eski Başbakan Haydar el-İbadi Irak'ta ‘seçim sisteminin reforme edilmesi’ çağrısında bulunurken, Koordinasyon Çerçevesi’nin Mukteda es-Sadr'ın Kasım 2025'te yapılması planlanan seçimleri boykot etme kararına karşı tavır alması bekleniyor.

El-İbadi liderliğindeki Zafer Koalisyonu, seçim sisteminin ‘yolsuzluk’ suçu işleyen kişilerin seçime katılmasını engellemesi gerektiğini bildirdi. Koalisyon tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, “Ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklar, özellikle de bu tarihi anda, sistemin siyasi tabanını genişletmeyi, herkesi dahil etmeyi ve seçim sürecini yolsuzluğa bulaşmış kişilerden ve manipülatörlerden korumayı gerektiriyor” denildi.

Koalisyon, ‘herhangi bir devletin çöküşünün üstesinden gelmenin, halkın çıkarlarını ve devletin varlığını koruyarak iç siyasi ve sosyal birlikle başarılabileceğini’ vurguladı. Açıklamada, “Ulusal bir reform vizyonu temelinde aday olmamak, çıkarlar nedeniyle başkalarının seçimlere katılmasına izin vermemekten temelde farklıdır” ifadesi yer aldı.

Koordinasyon Çerçevesi’nin ana bileşenlerinden biri olan el-İbadi'nin koalisyonu, Sadr'ın benzer bir açıklama yapmasından bir gün sonra seçimleri boykot ettiğini duyurdu.

 Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)

Koordinasyon Çerçevesi'nin pozisyonu

Koordinasyon Çerçevesi, Sadr ve el-İbadi'nin kararları ve bunların bir sonraki parlamentoda Şii temsiliyeti üzerindeki etkileri konusunda hemen bir görüş bildirmedi. Bilgi sahibi kaynaklar, “Sadr ve el-İbadi'nin kararlarını ele alma konusunda Şii meclisi içinde anlaşmazlıklar var” dedi.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar şu ifadeleri kullandı: “Bedir Örgütü lideri Hadi el-Amiri ve Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim'in başını çektiği bazı Şii liderlerin durumu kontrol altına alma çabaları var. Yaşananlara uyum sağlamak için uzlaşmacı bir çözüm arayışının yanı sıra Sadr'a seçimlere katılması ve boykotu tersine çevirmesi için davette bulunma ve Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu'nu birkaç günlüğüne adaylık kapısını yeniden açmaya davet etme olasılığı da var… Koordinasyon Çerçevesi içinde farklı görüşler var, ancak Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki'nin tutumunun Sadr'ı boykotu kırmaya ve seçimlere katılacağını açıklamaya davet etme eğiliminde olduğu dikkat çekiyor.”

Sadr, Kasım ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerini boykot etme kararından dönmek için zorlu koşullar öne sürdü.

Sadr X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Yolsuzluk var olduğu sürece hiçbir seçime katılmayacağım. Doğruluk ancak kontrolsüz silahların teslim edilmesi, milislerin dağıtılması ve ordunun güçlendirilmesiyle tesis edilecektir” ifadelerini kullandı.

Yerel platformlarda, Sadr Hareketi liderleri ile aralarında Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin de bulunduğu Şii liderler arasında seçimlere katılma amacıyla temaslar kurulduğuna dair sızıntılar dolaşıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan siyasi bir kaynak, ‘Sadr Hareketi ile geri dönme olasılıkları konusunda şu ana kadar görüşmelerin durmadığını’ söyledi.

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)

Seçimlerin meşruiyeti

Son dönemde izlenen çeşitli göstergelere göre seçimlerin meşruiyetine ilişkin endişeler bulunuyor. Boykotun kırılgan bir bölgesel ve uluslararası ortamda diğer kesimler tarafından da tekrarlanması, özellikle silah taşıyan ya da geçmişte silah taşımış olanlar başta olmak üzere pek çok Şii gücün, İran'ın hedef alınmasının ardından ABD ve İsrail tarafından hedef alınabilecekleri korkusunu taşımaya devam ettikleri bir dönemde, siyasi sistemin meşruiyetini etkileyebilir.

Aynı bağlamda araştırmacı Seyf es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Irak'taki siyasi sınıf, boykot eden çoğunluğun seçimlere katılma güvenini yeniden tesis edecek olgun bir seçim sistemi sunamadı. Bunun nedeni, seçim yasasının her seçim döneminde, oy veren halkın gerekçeleri dikkate alınmaksızın, büyük geleneksel partilerin ölçülerine uyacak şekilde değiştirilmesidir… Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ve iki eski başbakan Haydar el-İbadi ve Mustafa el-Kazımi'nin boykotu, seçimlere giden sürecin ciddiyetinin bir göstergesidir.”

Ancak es-Saadi, ‘seçim bölgesi sistemi, Sainte Lague sistemi ve benimsenen yüzde ile her seçimde sorunlara neden olan sonuç hızlandırma cihazlarına ilişkin doğru istatistiklere dayanan olgun bir yasanın çıkarılması yoluyla Irak'taki seçim sisteminde reform yapılabileceğini’ düşünüyor.