Sudan da Mısır gibi Nahda Barajı krizini BM’ye taşıyorhttps://turkish.aawsat.com/home/article/2349776/sudan-da-m%C4%B1s%C4%B1r-gibi-nahda-baraj%C4%B1-krizini-bm%E2%80%99ye-ta%C5%9F%C4%B1yor
Sudan da Mısır gibi Nahda Barajı krizini BM’ye taşıyor
Arşivlerden Nahda Barajı’nın bir görüntüsü (Reuters)
Hartum / Muhammed Emin Yasin
TT
TT
Sudan da Mısır gibi Nahda Barajı krizini BM’ye taşıyor
Arşivlerden Nahda Barajı’nın bir görüntüsü (Reuters)
Sudan yönetimi, Nahda (Rönesans - Hedasi) Barajı krizinin tarafı olan üç ülke arasındaki ihtilaflara ilişkin son gelişmelerle ilgili olarak, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) çağıracağı herhangi bir oturuma katılmaya hazır olduğunu açıkladı.
Mısır BMGK’ya, tarafları müzakereleri sürdürmeye teşvik etmek ve anlaşma sağlama fırsatını baltalayan tek taraflı adımlar atılmasını önlemek için müdahale etmesi talebinde bulunmuştu.
Sudan Sulama ve Su Kaynakları Bakanı Yasir Abbas konuya ilişkin yaptığı açıklamada “BMGK Nahda Barajı konusunu görüşmek üzere bir oturum düzenlemeye karar verirse, ülkemiz bu konudaki tutumunu takdim etmeye ve tüm taraflara dengeli ve adil çözümler sunmaya hazırdır” ifadelerini kullandı.
Abbas dün yaptığı açıklamada, Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk’un üç ülke arasındaki girişiminin, müzakerelere devam etmek için hala masada olduğunu da sözlerine ekledi.
Geçtiğimiz günlerde üç ülkenin sulama bakanlarının katılımıyla gerçekleştirilen toplantılar hukuki yönlerin engelini aşmada başarısız oldu ve Sudan hükümeti, görüş ayrılıkları yaşanan noktaların üç ülkenin başbakanlarına sevk edilmesini önerdi.
Abbas, Nahda Barajı’nın herhangi bir siyasi çekişme ya da anlaşmazlık yaşanmasına tahammül etmeyen ulusal bir sorun olduğunu vurguladı. Sudan’ın tutumuna değinen Abbas, ülkesinin Nahda Barajı dosyasındaki çözüme kavuşmamış sorunlara ilişkin uzlaşmalarda en etkili yolun müzakereler olduğunu düşündüğünü ifade etti. Abbas 2015 yılında üç ülke arasında imzalanan İlkeler Anlaşması’nın, Nahda Barajı’nı doldurmaya başlamadan önce bir anlaşmaya varılmasının önemini teyit ettiğini belirterek “Bunun dışındaki herhangi bir açıklama güvenilir ve doğru değildir” dedi.
Abbas Sudan hükümetinin, aşağı havzadaki ülkelere herhangi bir zarar teşkil etmemesi şartıyla Etiyopya’nın adil ve makul kullanımı vurgulayan uluslararası kanunlara uygun olarak barajı inşa etme kararını desteklediğini vurguladı.
Abbas, ülkesinin müzakerelerde asıl taraf olarak haklarını özenle koruduğunu vurgulayarak Etiyopya ile Mısır’ın görüşlerini yakınlaştırmaya çalıştığını ve her zaman her iki tarafın da kabul edebileceği orta yollu çözümler önerdiğini kaydetti.
Abbas barajı ilk kez doldurmaya başlamadan önce, Nahda Barajı’na 100 kilometre uzaklıkta bulunan Sudan er-Roseires Barajı’nın güvenliği ve işletimi ile ilgili tamamen teknik nedenlerden dolayı tüm taraflar için bağlayıcı bir uzlaşmaya varmanın önemini vurguladı. Ancak er-Roseires Barajı’nın suları Nahda Barajı’na sadece 15 km uzaklıkta bulunuyor.
Sudan, Nahda Barajı’nın doldurulmasına ve işletilmesine başlanmadan önce Sudan, Mısır ve Etiyopya arasında bir anlaşma imzalanmasını ana koşul olarak görüyor.
Netanyahu ‘ateşkes’ müzakerelerine rağmen neden İsrail ordusundan Gazze'yi işgal planı yapmasını istiyor?https://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5162198-netanyahu-%E2%80%98ate%C5%9Fkes%E2%80%99-m%C3%BCzakerelerine-ra%C4%9Fmen-neden-i%CC%87srail-ordusundan-gazzeyi
Netanyahu ‘ateşkes’ müzakerelerine rağmen neden İsrail ordusundan Gazze'yi işgal planı yapmasını istiyor?
Netanyahu, Kabinet toplatısına başkanlık ederken (Arşiv - DPA)
Hamas Hareketi ve İsrail’den müzakereciler Katar’ın başkenti Doha'da Gazze'de ateşkes konusunda dolaylı müzakerelere başlamaya hazırlanırken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ordusundan Gazze'yi işgal etmek için bir plan hazırlamasını istedi.
Netanyahu'nun adamları, cumartesi akşamı savaşı yönetmek için yapılan güvenlik toplantılarında yaşananları sızdırdılar. Toplantıda şiddetli tartışmalar, bağırışmalar ve masaya vurmalar yaşandığını söylediler. Ayrıca Başbakan’ın Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'e Gazze'yi işgal etmek için bir plan hazırlamasını ve ateşkesin ilan edilmesi muhtemel görünen Washington ziyaretinden döndükten sonra kendisine sunması talimatı verdiğini aktardılar.
İsrailli analistler bu sızıntının amacına ilişkin farklı görüşlere sahipler. Bazıları, bunun sadece ‘Hamas liderliğine Doha turunda önerileri kabul etmesi için son anda baskı yapmayı amaçladığını’ bazıları ise Netanyahu'nun ‘hükümetin kendisine Gazze'yi işgal etmesi ve Filistinlilere karşı şiddetli operasyonlarının dozunu artırması için baskı uyguladığını sızdıran ordu kademesine öfkesini göstermeyi amaçladığını’ söylediler.
Üçüncü bir analist grubu ise bu gidişatın ‘hükümetin ateşkesi reddetme tutumunun gerçeğini’ yansıttığı görüşündeydi.
Birden fazla sebep
Ancak tüm bu nedenlerin bir araya gelmesi Netanyahu'nun Zamir'den taleplerinin arkasında yatan neden gibi görünüyor. Netanyahu, Hamas'a baskı uygulayarak kalıcı ateşkes şartından vazgeçmesinin yanı sıra (Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in temsil ettiği) Dini Siyonizm akımının hükümetten çekilmemesi için işgal ve sürgün tehdidini masada tutmak ve böylece sağcı tabanını memnun etmek istiyor.
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Kudüs'ün eski kentinde dolaşıyor (Arşiv - Reuters)
Son olarak Netanyahu, ordunun kendini savunma konumunda kalmasını istiyor ve başarısızlıkla suçlanmaktan korkuyor. Ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump’a da Netanyahu’nun kendisi gibi ‘sadece güç yoluyla barış istediği’ mesajını veriyor.
Toplantıda neler oldu?
Toplantı, ateşkes anlaşmasına varılamaması durumunda askeri planların görüşülmesi üzerineydi. İsrail merkezli televizyon kanalı Kanal 12'nin haberine göre toplantı, İsrail ordusunun ‘Gideon'un Arabaları Operasyonu’nun hedeflerine ulaşmaya yaklaştığını açıklamasının ardından, ‘savaşın, rehineleri kurtarma ve Hamas'ı hezimete uğratma hedeflerini gerçekleştirmek amacıyla siyasi düzeyde sunacağı çeşitli olasılıkların ve planların ortaya çıkmasının ardından gerçekleşti.
Kanal 12, toplantıda Başbakan Netanyahu ile Genelkurmay Başkanı Zamir arasında sert bir tartışma yaşandığını, bakanlar Ben Gvir ve Smotrich'in ise başbakanı desteklediğini bildirdi.
Ben Gvir ve Smotrich'in Genelkurmay Başkanı'nı siyasi düzeydeki tavsiyeleri uygulamamakla suçladığını aktaran Kanal 12, Genelkurmay Başkanı'nın ise “Gazze'de oyalanacak zaman yok... Sözlerinize dikkat edin. Savaşlarda askerler ölüyor” şeklinde yanıt verdiğini kaydetti.
Toplantı sırasında Netanyahu'nun sesini yükselterek masaya yumruğunu vurduğunu ve Gazze halkı için geniş çaplı bir tahliye planı hazırlanarak onların Gazze'nin güneyine yerleştirilmesini talep ettiğini iddia eden Kanal 12’ye göre Netanyahu, “Taviz vermeyeceğim. Hamas hiçbir koşulda Gazze'de kalmayacak” dedi.
Kanal 12 ayrıca Genelkurmay Başkanı Zamir’in İsrail'in Gazze halkı üzerinde kontrolünü sürdürmesine karşı çıktığını ve kontrolün kaybedileceği konusunda uyardığını bildirdi.
İsrail Genelkurmay Başkanı toplantıda, “Askeri yönetim mi istiyorsunuz? İki milyon aç ve aşağılanmış insanı kim yönetecek?” diye sordu. Bunun üzerine Netanyahu yüksek sesle “Ordu ve İsrail Devleti” yanıtını verdi ve ardından “Askeri yönetim istemiyorum, ancak Hamas'ı hiçbir şekilde kabul etmeyeceğim” diye ekledi.
Zamir, Netanyahu'nun sözlerine “Bunu konuşmalıyız, bu konuda anlaşamadık. Aç ve öfkeli insanları kontrol etmek, kontrolün kaybedilmesine ve ordunun saldırıya uğramasına yol açabilir” diye yanıt verdi. Zamir ayrıca, bu planın İsrail ekonomisi ve toplumu üzerinde muazzam etkileri olacağını ve düzenli ve yedek kuvvetlerin konuşlandırılması açısından büyük kaynaklar gerektireceğini belirtti.
Netanyahu, toplantı sırasında Zamir'den, ABD Başkanı Donald Trump ile Gazze ve İran konusunda görüşmeler yapmak üzere Washington'a gittikten sonra geri dönene kadar Gazze Şeridi için tahliye planı hazırlamasını istedi. Netanyahu, hafta sonuna kadar Washington'da kalacak.
Zafer pozu arayışı
İsrail ordusu Gazze'deki operasyonlarını korkunç bir şekilde yoğunlaştırdı. Çünkü savaşı güçlü bir zafer pozuyla bitirmek istiyor.
Şimdiye kadar onun Lübnan, Suriye ve İran cephelerinde ‘başarılı’, ancak Gazze cephesinde ‘başarısız’ olduğu yönünde bir tablo ortaya çıktı. Savaşın Hamas'a ağır darbeler indirilmeden sona ermesini hayal edemeyen İsrail ordusu, Gazze'de şimdiye kadar elde ettiği başarıların hükümet tarafından siyasi kazanca dönüştürülmesi için yeterli olduğuna inanıyor.
Netanyahu’nun öfkesinin sebebi de tam olarak bu eğilim. Çünkü bu durum topu kendi sahasına atıyor. Oysa sorumluluğu başkalarına yükleme konusunda gerçek bir usta olan Netanyahu 7 Ekim 2023’ten bu yana görevden aldığı çoğu komutan ve güvenlik yetkilisiyle de aynısını yapmıştı.
Hem Netanyahu hem de Zamir, Hamas'ın İsrail askerlerinin hayatına kasteden operasyonlarını sürdürmesinden dolayı bir miktar hayal kırıklığı yaşıyor. Halbuki Hamas büyük suikastlara uğramış, kalesi olan Gazze ile halkı katliama ve yıkıma maruz kalmıştı.
Gazze'de yaralanan bir İsrail askerini taşıyan İsrail Hava Kuvvetleri askerleri, Ocak 2024 (AFP)
Ancak Genelkurmay Başkanı Zamir, Gazze'deki başarısızlıkları diğer cephelerdeki kazanımlarla telafi etmenin mümkün olduğunu düşünüyor. Savaşı bu aşamada sona erdirmeyi tercih eden Zamir, “Gazze'de kalmak bir kumar ve dünyanın en güçlü orduları bile işgalci örgütlerle savaşamaz” diyor.
Bununla birlikte Zamir, farklı bir görüşe sahip olsa bile siyasi liderliğin emirlerine uymaya hazır olduğunu söyledi.
Sızıntılar öfkeye neden oldu
Ancak sorun şu ki, Netanyahu'nun hükümetteki arkadaşları, sadece Ben-Gvir ve Smotrich değil, Likud Partisi’nden milletvekilleri ve bakanlar da Netanyahu'nun açıklamalarıyla yetinmiyor ve bunları Beyaz Saray'da olacakları örtbas etme girişimi olarak görüyorlar.
Bu yüzden pazar günü Zamir ve Netanyahu'yu eşit şekilde eleştiren açıklamalarda bulunan Smotrich, “Kabinet’ten sızdırılan bilgiler, devletin güvenliğini tehdit eden kabul edilemez bir durumdur ve buna bir son verilmeli” ifadelerini kullandı.
Netanyahu ve Smotrich Kabinet toplantılarından birinde (Reuters)
İsrail Maliye Bakanı Smotrich, eleştşirilerini şöyle sürdürdü:
“Gerçek şu ki tüm cephelerdeki büyük başarılara rağmen, insani yardımların Hamas'a ulaşmasını engellemek konusunda Genelkurmay Başkanı görevini yerine getirmiyor ve siyasi liderliği Hamas'a yardım ulaştırmaya zorluyor. Bu yardımlar savaş sırasında düşmanın lojistik tedarikine dönüşüyor. Tüm saygımla, eleştirilerim aynı zamanda savaşın sürdüğü aylar boyunca siyasi düzeyde alınan kararları uygulamaya koyamayan ve ordunun üst düzey komutanlarına dayatamayan Başbakan’a da yöneliktir. Bu kararlar, Hamas'ı ortadan kaldırmak ve rehineleri geri almaktı.”