Tunus Cumhurbaşkanı Said ziyaretlerine Fransa ile başladı

Fransa Cumhurbaşkanı, Tunuslu mevkidaşını Elysee Sarayı'nda ağırladı. (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı, Tunuslu mevkidaşını Elysee Sarayı'nda ağırladı. (AFP)
TT

Tunus Cumhurbaşkanı Said ziyaretlerine Fransa ile başladı

Fransa Cumhurbaşkanı, Tunuslu mevkidaşını Elysee Sarayı'nda ağırladı. (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı, Tunuslu mevkidaşını Elysee Sarayı'nda ağırladı. (AFP)

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said’in Arap ve Mağrip dünyası haricindeki ilk ziyaret noktası Paris oldu. Nitekim Tunus ile Fransa arasında ‘özel’ bağlar olduğu biliniyor.
Mart ayında tüm ülkeleri izolasyona mecbur bırakan koronavirüs salgını nedeniyle ertelenen, resmi bir davet üzerine gerçekleştirilen bu ziyaret her iki tarafın da zor koşullardan geçtiği bir dönemde gerçekleşti.
Tunus, ekonomik, sosyal, siyasi ve finansal sorunlardan muzdarip. Tatavin şehrindeki çatışmalar, bu sorunların en belirginleri arasında yer alıyor. Ülke dışında ise Libya ile 500 kilometrekarelik bir sınırı paylaşan, 2011'den bu yana on binlerce Libyalıya ev sahipliği yapan Tunus, Libya krizi altında eziliyor. Paris'teki Avrupa kaynaklarının da belirttiği gibi; Kartaca Sarayı ile parlamento başkanlığı arasında Libya dosyası hakkında bir tür ‘yetki çatışması’ ortaya çıktı. Bu durum, dış ve savunma politikalarını Cumhurbaşkanı'na veren anayasal metne rağmen ‘çifte standart’ yaşandığı izlenimini veriyor.
Diğer yandan Fransa ise Kovid-19’un olumsuz etkileri, ekonomi çarkının kesintiye uğraması ile yaşanan mali kayıplar, borçların birikmesi, şirketlerin askıya alınması ve yüksek işsizlikten muzdarip. Paris’in Libya’da artan dış askeri varlığı, ABD’nin bu konudaki tutumunun belirsizliği ve Ankara ile arasında artan gerilim sonrasında Libya'daki kartlarını kaybetmiş olabileceği belirtiliyor. Dolayısıyla Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Tunuslu mevkidaşı Kays Said’in görüşmelerine damgasını vuracak ana meselenin Libya dosyası olduğu görüşü hakim.
Söz konusu ziyareti önemli kılan bir diğer konu da Paris ve Tunus’un Libya’da devam eden savaşı kontrol etme ve diyalogu kolaylaştırmada rol oynayabilecek olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) iş birliği yapıyor oluşu.
‘İş ve dostluk’ ziyareti olarak nitelenen ziyaret, iki hafta önce Tunus parlamentosunda Fransa’nın sömürge döneminde Tunus aleyhinde işlediği suçlar için özür dilemesinin ve hem ülkeye hem de Tunuslulara tazminat ödemesinin talep edildiği bir kanun taslağının çıkarıldığı bir zamanda geliyor. Meclisten geçmesi için 107 oy alması gereken taslağa yalnızca 77 oy verilmesine almasına rağmen konu hakkındaki tartışmalar ve çatışmalar, Fransa’nın eski sömürgesi olan Tunus ile Paris arasındaki ilişkilerde derin çatlakların varlığına işaret ediyor. Diğer yandan, iki cumhurbaşkanının ülkeleri arasındaki dostluğu vurgulamak için söz konusu ziyaretten yararlanacaklarına kesin gözüyle bakılıyor.
Yalnızca 24 saat sürecek olan ziyaret programı, iki taraf arasında genişletilmiş bir toplantı niteliği taşıması dolayısıyla yoğundu. Kapalı bir toplantı ile Elysee Sarayı'nda resmi bir akşam yemeği ve basın toplantısı gerçekleştirildi.
Ziyaret kapsamında aynı zamanda Fransa’daki Tunus topluluğuyla tanışan Said’in ülkesine dönmeden önce Paris’teki Arap Dünya Enstitüsü’nü ziyaret etmesi bekleniyor.
Fransız kaynaklar, Paris'in Tunus'u istikrara kavuşturmaya ve Libya savaşının etkilerinden korumaya ‘istekli’ olduğunu aktardı. Paris, Türkiye'nin Mağrip ülkelerine yönelik adımları konusunda daha önce uyarıda bulunmuş, bunu Fransız ve Avrupa çıkarlarına yönelik ‘stratejik bir tehdit’ olarak nitelendirmişti.
Libya’nın Suriye modeline bir örnek teşkil edeceğinden korkuluyor. Bugün Paris ve Tunus’un bu meseledeki ortak tutumu; ateşkese varılması, yabancı güçlerin ülkeden çıkarılması ve herkesi kapsayan siyasi bir çözüm bulunması üzerine odaklanıyor. Cumhurbaşkanı Macron’un Said’den ülkesinin bu meseleyi nasıl okuduğu ve ne tür bir tutum takındığı hakkındaki ayrıntıları dinlemek istediğine ise şüphe yok.
Ekonomi konusunda ise içinde bulunduğu yoğun krizde Paris'i yanında görmeyi bekleyen Tunus’ta işsizliğin yüzde 20’lere ulaşmasından korkuluyor. Ancak Tunus'un ilk ekonomik ortağı olan Paris'in benzeri görülmemiş bir borç birikiminden muzdarip olması, Fransa’nın yardım etme yeteneğini sınırlıyor. Nitekim Avrupa Birliği’ndeki (AB) İtalya ve İspanya gibi birçok ülke, AB’nin kredi projesine başvurmuştu. Başkan Macron koronavirüsün 500 milyar euro gibi bir yüke mâl olduğunu açıklamıştı. Ancak Fransa tüm bu olumsuzluklara rağmen, aralarındaki özel ilişki göz önüne alındığında, Tunus'un AB’ye ulaşması yolundaki ‘ana kapı’ olmaya devam ediyor.



Esed'in devrilmesinin yıldönümü kutlanıyor... ve destekçileri iki ayaklanma planlıyor

Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin birinci yıl dönümü dün Hama'daki el-Asi Meydanı'nda büyük bir kalabalık tarafından kutlandı
Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin birinci yıl dönümü dün Hama'daki el-Asi Meydanı'nda büyük bir kalabalık tarafından kutlandı
TT

Esed'in devrilmesinin yıldönümü kutlanıyor... ve destekçileri iki ayaklanma planlıyor

Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin birinci yıl dönümü dün Hama'daki el-Asi Meydanı'nda büyük bir kalabalık tarafından kutlandı
Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin birinci yıl dönümü dün Hama'daki el-Asi Meydanı'nda büyük bir kalabalık tarafından kutlandı

Suriye'de devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesinin yaklaşık 1. yıl dönümünü anma etkinlikleri devam ederken, dün Suriye'nin eski istihbarat şefi ve Esed’in kuzeni tarafından, Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara yönetimine karşı Suriye kıyılarında iki ayaklanma başlatma planları hakkında bilgi sızdırıldı.

Bu bilgi, dün Hama'daki el-Asi Meydanı'nda, Esed güçlerinden kurtuluşunun birinci yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen büyük bir miting sırasında geldi. Resmi SANA haber ajansının haberine göre, etkinliğe katılanlar, meydanın ortasına 500 metre uzunluğunda ve 4 metre genişliğinde bir Suriye bayrağı asarak "toprak ve halkın birliğini sembolik bir şekilde vurguladılar."

Bu kutlamalarla eş zamanlı olarak Reuters, Suriye'nin eski istihbarat yetkilisi Tümgeneral Kemal Hasan ile Esed'in milyarder kuzeni Rami Mahluf'un, yeni hükümete karşı iki ayaklanma başlatma umuduyla on binlerce potansiyel savaşçıya milyonlarca dolar harcadığını belirten bir araştırma yayınladı.

Aileye yakın dört kişi, Aralık 2024'te Rusya'ya kaçan Esed'in Moskova'da sürgünde yaşama fikrine büyük ölçüde alıştığını söyledi.


Kanada, Suriye'yi terörü destekleyen devletler listesinden çıkardı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşuyor (Arşiv-Reuters)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşuyor (Arşiv-Reuters)
TT

Kanada, Suriye'yi terörü destekleyen devletler listesinden çıkardı

Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşuyor (Arşiv-Reuters)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşuyor (Arşiv-Reuters)

Kanada hükümeti, dün yaptığı açıklamada, Suriye'yi terörü destekleyen yabancı devletler listesinden çıkardığını ve Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in devrilmesine yardımcı olan muhalif ittifakın lideri olan Heyet Tahrir el-Şam'ı da terör örgütleri listesinden çıkardığını bildirdi.

Hükümet yaptığı açıklamada, "Bu önlemler, Birleşik Krallık ve ABD de dahil olmak üzere müttefiklerimiz tarafından yakın zamanda alınan kararlarla uyumlu olup, Suriye geçiş hükümetinin Suriye'de istikrarı teşvik etme ve vatandaşları için kapsayıcı ve güvenli bir gelecek inşa etme, bölgesel istikrarı teşvik etmek ve terörizmle mücadele etmek için küresel ortaklarla çalışma çabalarını takip etmektedir" ifadelerine yer verdi.


Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
TT

Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Gazze’deki ateşkes anlaşmasının “ikinci aşamasının değiştirileceği” yönündeki kısa ve belirsiz açıklaması, bu değişikliğin ne anlama geldiğine ilişkin soruları gündeme taşıdı.

Uzmanlara göre Trump’ın işaret ettiği değişiklik, anlaşmanın uygulanma biçiminde bir revizyon anlamına geliyor. Buna göre, İsrail’in hâlihazırda yüzde 55’ini kontrol ettiği Gazze’den çekilmesi ve Hamas’ın silahsızlandırılmasına geçilmesi yerine, 17. maddenin devreye alınması söz konusu olabilir. Bu madde, barış planının taraflardan biri kabul etmese bile tek taraflı olarak ilerletilmesine imkân tanıyor.

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasındaki 17. madde, Hamas’ın öneriyi geciktirmesi veya reddetmesi halinde, “yardımların genişletilmesi dahil, planın belirtilen unsurlarının, İsrail ordusunun terörden arındırılmış olarak uluslararası istikrar gücüne devrettiği bölgelerde uygulanacağını” düzenliyor.

Geçen ekim ayında Hamas ile İsrail arasında imzalanan “barış belgesi” sadece birinci aşamayla ilgili maddeleri içeriyordu. Bu aşama; ilk ateşkes, İsrail güçlerinin geri çekilmesi, esir takası ve insani yardım girişlerinin kolaylaştırılmasını kapsıyor. Ancak savaş sonrası Gazze’nin yönetimine ilişkin “ikinci aşama” konusunda resmî bir mutabakat sağlanmış değil.

Perşembe günü yaptığı açıklamada Trump, planın ikinci aşamasının “çok yakında değiştirileceğini” söyledi. Açıklama, sürecin tıkanması ve sahadaki ilerlemenin sınırlı kalması nedeniyle endişelerin arttığı bir döneme denk geldi; ancak Trump değişikliğin içeriğine dair ayrıntı vermedi.

Görsel kaldırıldı.
Filistinli bir kadın, İsrail'in Han Yunus'ta düzenlediği bir baskın sonucu akrabalarından birinin öldürülmesine tepki gösteriyor (AFP)

Ahram Siyaset ve Strateji Merkezi İsrail Çalışmaları uzmanı Dr. Said Okaşa, (Saeed Okasha) Trump’ın sözünü ettiği değişikliğin büyük olasılıkla 17. maddeye dayanacağını belirtiyor. Okaşa’ya göre bu adım, “eski Gazze” ve “yeni Gazze” ayrımını güçlendirecek bir fiili bölünmeye kapı aralayabilir. Bu yaklaşımı geçen ay ABD’nin bölge özel temsilcisi Steve Witkoff’un da çeşitli görüşmelerde dile getirdiğini hatırlattı.

Okkaşa, anlaşmanın geçen ay Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onaylandığını anımsatarak, Hamas’ın silahsızlanma sürecine yanıt vermemesi gibi gerekçelerle 17. maddenin yeniden devreye sokulmasının mümkün olduğunu söyledi. Uzman, böyle bir senaryonun Gazze’de “ne savaş ne barış” şeklinde sürecek bir çıkmaz yaratabileceğini ifade etti.

Görsel kaldırıldı.
Filistinliler, Cebaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında sokaklara kurulmuş çadırların yanından geçiyor (AFP)

Filistinli siyaset analisti Dr. Ayman el-Rakkab da, Trump’ın değişiklik açıklamasının içeriğinin belirsizliğine işaret ederek, “İsrail’in bölgede kalma isteğiyle birleştiğinde, Gazze’nin fiilen ikiye bölünmesi ihtimali güçleniyor” değerlendirmesinde bulundu.

Bu belirsizlik sürerken, Axios haber sitesi Trump’ın 25 Aralık’tan önce Gazze’de barış sürecinin ikinci aşamasına geçileceğini açıklamayı planladığını duyurdu. Habere göre Washington, Gazze’de oluşturulacak yeni yönetim yapısı ve uluslararası istikrar gücünün son hazırlıklarını tamamlıyor. ABD Başkanı’nın, bu adımları görüşmek üzere İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ay sonundan önce bir araya gelmesi bekleniyor.

İkinci aşamanın önünde ciddi engellerin olduğunu ifade eden Rakkab: “Barış Konseyi ile teknokrat hükümet henüz kurulmadı. Güvenliği devralacak polis gücü ve uluslararası istikrar kuvveti oluşturulmadı. Bu nedenle somut bir hareketin en erken ocak ayında mümkün olabileceğini düşünüyorum” dedi.

Okaşa, yakın vadede İsrail’in kontrolde tuttuğu bölgeyi yüzde 60 seviyesine çıkarmaya çalışabileceğini, ancak anlaşmanın genel çerçevesinde büyük bir tırmanış beklemediğini belirtti.

Geçtiğimiz günlerde Yedioth Ahronoth, İsrail’in yaklaşık iki milyon Filistinliyi sarı çizginin doğusunda İsrail kontrolündeki yeni bölgelere yeniden yerleştirmeyi, Hamas kontrolündeki bölgeleri tamamen sivillerden boşaltmayı ve Hamas unsurlarını bu bölgelerde aşamalı şekilde takip etmeyi içeren bir plan hazırladığını yazmıştı. Şarku’l Avsat’ın  Telegraph gazetesinin Batılı diplomatlara dayandırdığı haberinden aktardığı bilgilere göre ABD planının Gazze’nin kalıcı biçimde ikiye ayrılması riskini barındırdığını bildirmişti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ise geçtiğimiz günlerde Barselona’da AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile yaptığı görüşmede, Gazze ile Batı Şeria’nın birliğinin korunması gerektiğini vurgulayarak, ayrıntıları tartışılan hiçbir adımın “bölünmeyi pekiştirmesine” izin verilemeyeceğini söyledi. Abdulati, çarşamba günü yaptığı başka bir açıklamada da, “Gazze’nin bölünmesini konuşmak dahi mümkün değildir. Gazze, Doğu Kudüs dâhil olmak üzere, kurulacak Filistin devletinin ayrılmaz bir parçasıdır” dedi.

Uzman Okaşa’ya göre Mısır, hem Gazze’nin bölünmesini hem de anlaşmayı zayıflatacak her türlü değişikliği engellemek için diplomatik çabalarını sürdürecek. Buna karşın, Trump’ın planı etrafındaki belirsizlik nedeniyle önümüzdeki döneme ilişkin tüm senaryolar hâlâ masada.