Tunus’un güneyindeki işsizlik protestoları yeniden başladı

Tunus’un güneyindeki Tatavin şehrinde dün göstericilerle güvenlik güçleri arasında çatışmalar yaşandı. (AFP)
Tunus’un güneyindeki Tatavin şehrinde dün göstericilerle güvenlik güçleri arasında çatışmalar yaşandı. (AFP)
TT

Tunus’un güneyindeki işsizlik protestoları yeniden başladı

Tunus’un güneyindeki Tatavin şehrinde dün göstericilerle güvenlik güçleri arasında çatışmalar yaşandı. (AFP)
Tunus’un güneyindeki Tatavin şehrinde dün göstericilerle güvenlik güçleri arasında çatışmalar yaşandı. (AFP)

Tunus’ta iş imkanları sağlanması ve yaşam standartlarının iyileştirilmesi talebiyle gençler tarafından düzenlenen oturma eylemlerinin ve gösterilerin ardından dün başkent Tunus’un güney doğusundaki Tatavin şehrinde güvenlik güçleriyle protestocular arasında yeniden çatışmalar meydana geldi.
Molotof kokteylleri ile güvenlik merkezlerine saldırı girişiminde bulunan göstericilerle güvenlik güçleri arasında yaşanan vur kaçın ardından ordu birimleri, güvenlik zafiyetini önlemek için bölgedeki belediyeler, ilçeler, depolar ve güvenlik merkezlerinin güvenliğini devraldı.
Tunus İşçi Sendikası Genel Sekreteri Nureddin et-Tabubi, Başbakan İlyas Fahfah’ın somut sonuçları olacak, bölgenin gençlerine umut ışığı niteliğinde “sakin ve amaca yönelik bir diyalog” yürütmek için Tatavin vilayetine bir hükümet heyeti göndermeyi kabul ettiğini açıkladı. Tabubi, toplumsal sorunlardan kaynaklanan protestolara yönelik güvenlik tedbirlerinin meseleyi daha da karmaşık hale getireceğine işaret etti.
Tabubi, yerel bir radyoya yaptığı açıklamalarında, Tunus İşçi Sendikası’nın Kamur bölgesinde hükümet ile bir anlaşma yaptığını ancak anlaşmadaki tüm yükümlülüklerin yerine getirilmediğini ve bunun da ülkedeki genel siyasi durumla ilgili olduğunu söyledi. Söz konusu anlaşmaya göre 2017-2019 yılları arasında bin 500 işsizin petrol şirketlerinde, üç bin işsizin de devlet şirketlerinde istihdam edilmesi ve vilayetteki kalkınma projelerini finanse etmek için 80 milyon dinar (28 milyon dolar) tahsis edilmesi gerekiyordu.
İşsizler, anlaşma hükümlerinin yerine getirilerek petrol şirketlerinde bin 500, devlet şirketlerinde ise 500 kişinin istihdam edilmesi ve kalkınma için tahsis edilen finans desteğinin sağlanmasını talep ediyorlar. Protestocuları temsil eden Kamur Anlaşması Koordinatörlüğü Sözcüsü Tarık el-Haddad, hükümetin taleplerine karşılık vermediğini, anlaşma şartlarında yer alan çevre, ekim-dikim ve peyzaj şirketlerinde 2 bin 500 işsizin istihdam edilmesini sağlamak dışında anlaşma maddelerinin yükümlülüklerini yerine getirmediğini bildirdi. Tatavin, yüzde 30’un üzerindeki işsizlik oranıyla -ülke ortalamasının neredeyse iki katı- ülkede işsizliğin en yüksek olduğu şehir olarak kabul ediliyor.
Tatavin’daki yerel İşçi Sendikası Başkan yardımcısı Adnan el-Yahyavi, günlerdir devam eden gerginliğin sona ermesi için protestolarda tutuklanan herkesin serbest bırakılması, protestoculara karşı yürütülen güvenlik operasyonlarının durdurulması, bölgenin taleplerini dikkate almak acil bir kabine toplantısı düzenlenmesi gerektiğini dile getirdi.
Tatavin şehri, pazar gününden bu yana protestocular tarafından kurulan çadırların kaldırılması amacıyla ulusal güvenlik kuvvetleri tarafından düzenlenen baskınlara, ateşe verilen araç lastikleri ve kapatılan yollar eşliğindeki bir çözümsüzlüğe tanık oluyor. Güvenlik güçleri göstericileri dağıtmak için göz yaşartıcı gaz kullandıktan sonra aralarında oturma eyleminin sözcüsü olan Tarık el-Haddad’ın da bulunduğu bazı protestocuları tutukladı. Söz konusu olayların ardından Bölgesel İşçi Sendikası Yönetim Kurulu, “oturma eylemine son vermeye yönelik güvenlik müdahalesini kınayarak bakanlar kurulunun en kısa zamanda acil olarak toplanması şartına bağlılıklarını dile getirmek için” genel greve gitme kararı aldı.
Tatavin Valisi Adil el-Vargi, “güvenlik müdahalesinin, ekonomik ve toplumsal tüm faaliyetler ile haklarında tutuklama emri çıkarılan üç kişinin tutuklanmasına yönelik kanunun uygulanması çerçevesinde geldiğini” ifade etti. Vali, “Kamur Anlaşması’nın hükümleri gömülmeyecek, hükümlerine bağlı kalınmaya devam edilecektir” dedi.  Ayrıca protestocuların taleplerini değerlendirmek üzere Enerji, Madencilik ve Yenilenebilir Enerji Bakanlığı’nda bugün düzenlenecek bir oturuma dikkat çekti.



Etiyopya, Mısır'ı Afrika Boynuzu'nda ‘istikrarsızlaştırma kampanyası’ yürütmekle suçluyor

Rönesans Barajı (Reuters)
Rönesans Barajı (Reuters)
TT

Etiyopya, Mısır'ı Afrika Boynuzu'nda ‘istikrarsızlaştırma kampanyası’ yürütmekle suçluyor

Rönesans Barajı (Reuters)
Rönesans Barajı (Reuters)

Etiyopya Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Mısır’ı Afrika Boynuzu bölgesinde ‘Etiyopya’yı hedef alan bir istikrarsızlaştırma kampanyası yürütmekle’ ve ‘gerilimi artırmaya zemin hazırlamakla’ suçladı.

İki ülke arasında Mavi Nil üzerindeki Rönesans Barajı konusunda süren anlaşmazlığa atıfta bulunan bakanlık, açıklamasında Mısır’ın ‘Afrika Boynuzu’nda Etiyopya’yı merkeze alan, ancak onunla sınırlı olmayan bir istikrarsızlaştırma kampanyası yürüttüğünü’ savundu.

Bakanlık, Mısır’ın ‘diyaloğu reddettiğini ve gerilimi artırma niyetini açıkça ortaya koyan düşmanca söylemini yoğunlaştırdığını’ iddia etti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ise dün yaptığı açıklamada, ülkesinin Etiyopya’nın Rönesans Barajı’na ilişkin tek taraflı adımlarını reddettiğini yineleyerek, “Etiyopya’nın uygulamaları tüm Afrika kıtasının istikrarını tehdit eden ciddi bir tehlike oluşturuyor” dedi.

Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanlığı da geçen ay yaptığı açıklamada, Etiyopya’nın baraj yönetiminde ‘tek taraflı ve kontrolsüz uygulamalarını’ sürdürdüğünü, bunun ‘havza ülkelerinin hak ve çıkarlarını tehdit eden ciddi riskler barındırdığını’ vurguladı.

Etiyopya, milyarlarca dolara mâl olan dev Rönesans Barajı’nın inşasına Nil Nehri üzerinde 2011 yılında başladı. Mısır ise projeyi, Afrika’nın en uzun nehrindeki tarihi su haklarını tehdit eden bir girişim olarak görüyor.

Afrika Birliği (AfB) arabuluculuğunda Mısır ile Etiyopya arasında yürütülen müzakereler Nisan 2021’de sonuçsuz kalmış; bunun üzerine Kahire, Addis Ababa’ya baskı uygulanması için konuyu Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’ne taşımıştı.


İsrail, Gazze’nin güneyine düzenlediği hava saldırılarında 2’si çocuk 6 Filistinli hayatını kaybetti

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
TT

İsrail, Gazze’nin güneyine düzenlediği hava saldırılarında 2’si çocuk 6 Filistinli hayatını kaybetti

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)

Filistin merkezli Ma'an haber ajansının bildirdiğine göre, dün akşam (Çarşamba) Gazze Şeridi’nin güneyine düzenlenen İsrail hava saldırılarında 6 Filistinli hayatını kaybetti, çok sayıda kişi de yaralandı.

Ajans, İsrail ordusunun Han Yunus kentinin batı bölgelerini en az dört füzeyle vurduğunu aktardı.

Filistinli sağlık kaynakları, “aralarında iki çocuğun da bulunduğu 6 kişinin İsrail bombardımanında yaşamını yitirdiğini” bildirdi.

Saldırının, Han Yunus’un batısındaki Mevasi bölgesinde bulunan bir çadırı hedef aldığı belirtilirken, gelişmenin İsrail ordusunun gün içinde Refah’ın güneyinde yaşanan çatışmalarda 5 askerinin yaralandığını duyurmasının ardından geldiği ifade edildi.


40 yıldır bir ilk: Lübnan ve İsrail arasında ‘sivil’ müzakereler

UNIFIL güçleri, Lübnan’ın güneyinde İsrail hava saldırısının hedef aldığı bir bölgeden enkazın kaldırılmasını izliyor (AFP)
UNIFIL güçleri, Lübnan’ın güneyinde İsrail hava saldırısının hedef aldığı bir bölgeden enkazın kaldırılmasını izliyor (AFP)
TT

40 yıldır bir ilk: Lübnan ve İsrail arasında ‘sivil’ müzakereler

UNIFIL güçleri, Lübnan’ın güneyinde İsrail hava saldırısının hedef aldığı bir bölgeden enkazın kaldırılmasını izliyor (AFP)
UNIFIL güçleri, Lübnan’ın güneyinde İsrail hava saldırısının hedef aldığı bir bölgeden enkazın kaldırılmasını izliyor (AFP)

Dün, Lübnan ve İsrail arasında 40 yıldır bir ilk olarak sivil müzakereler başladı. ABD eski Beyrut Büyükelçisi ve avukat Simon Karam ve İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi Dış Politika Kıdemli Direktörü Uri Resnick, ABD Danışmanı Morgan Deann Ortagus ile birlikte Ateşkes Anlaşması'nın Uygulanması Denetim Komitesi (Mekanizma) toplantısına sivil katılımcılar olarak katıldı.

ABD’nin Beyrut Büyükelçiliği bu katılımı ‘her iki taraf için kalıcı barış ve karşılıklı refahı desteklemek’ olarak değerlendirirken, Lübnan Cumhurbaşkanlığı bu adımı, Mekanizma'nın başkanlığını yürüten ABD yönetiminin ‘takdire şayan çabalarına yanıt vermek’ olarak nitelendirdi. Bu atamanın, ‘Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri ve Nevvaf Selam hükümeti ile koordinasyon ve istişare sonrasında’ yapıldığını doğruladı. Meclis Başkanı Berri ise görüşmelerin ‘henüz bir sonuca ulaşmadığını’ söyledi. Bu adımın, ‘Berri ve Başbakan Selam ile koordinasyon ve istişare toplantısı sonrasında’ atıldığını vurgulayan Lübnan Cumhurbaşkanlığı, görüşmelerin ‘henüz barış görüşmeleri aşamasına gelmediğini’ belirtti.

Şarku’l Avsat’a konuşan Lübnanlı kaynaklara göre Cumhurbaşkanı Joseph Avn, bu hamlesiyle gerilimin tırmanmasını engellerken uluslararası taleplere açık olduğunu teyit ederek İsrail'i uluslararası alanda zor durumda bıraktı.

Öte yandan Hizbullah destekçileri İsrail ile normalleşmeyi protesto etmek için Beyrut'un güneyinde sokaklara döküldü.