Lübnan’ın eski başbakanları Avn’ın çağrısını boykot ediyor

Hariri, Mikati, Sinyora ve Selam, 22 Haziran tarihinde Beyrut’ta toplantı düzenlediler. (Dalati ve Nahra)
Hariri, Mikati, Sinyora ve Selam, 22 Haziran tarihinde Beyrut’ta toplantı düzenlediler. (Dalati ve Nahra)
TT

Lübnan’ın eski başbakanları Avn’ın çağrısını boykot ediyor

Hariri, Mikati, Sinyora ve Selam, 22 Haziran tarihinde Beyrut’ta toplantı düzenlediler. (Dalati ve Nahra)
Hariri, Mikati, Sinyora ve Selam, 22 Haziran tarihinde Beyrut’ta toplantı düzenlediler. (Dalati ve Nahra)

Lübnan’da bugün gözler, eski başbakanların ‘zaman kaybı’ olarak niteleyerek boykot ettikleri ve Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın çağrısıyla düzenlenmesi planlanan ‘Baabda Toplantısı’nın akıbetine dair cumhurbaşkanlığının yapacağı açıklamaya çevrildi. Perşembe günü düzenlenmesi beklenen toplantının ertelenip ertelenmeyeceğine dair bekleyiş sürerken  Avn, diyalog konusunun ‘sivil barışı güçlendireceği’ açıklamasında bulundu.
Eski başbakanlar Fuad Sinyora, Tamam Selam, Saad Hariri ve Necib Mikati, Avn’ın çağrı yaptığı ulusal toplantıya katılamayacaklarından dolayı özür dilerken söz konusu toplantıyı ‘zaman kaybı’ olarak nitelediler. Başbakanlar yaptıkları açıklamada, ufku olmayan bir toplantıya katılmak istemediklerini vurgulayarak davetin ve amacının yerinde olmadığını bildirdiler.
Kararın ‘yönetimin, başta orta sınıf olmak üzere tam bir çöküş tehdidiyle karşı karşıya olan Lübnan’ı kurtarmak için bir çözüm üretememesine karşı açık bir itiraz’ olduğunu vurgulayan. Fuad Sinyora şunları söyledi:
“Hükümetin elektrik planı, atamalar ve döviz kurları kapsamında Selaata fabrikası aracılığıyla ortaya koyduğu performans açık bir şekilde ülkenin zorluklar karşısında aciz kaldığını gösteriyor.”
Avn, 22 Haziran’da İktisatçılar Medya Derneği Yönetim Kurulu ile gerçekleştirdiği toplantıda şu açıklamada bulunmuştu:
“Diyalogun ana teması, iç tarafların her birinin kendi sorumluluklarının bulunduğunu varsayarak sivil barışı güçlendirmektir. Bu durum, son hareketliliğin ardından başta Beyrut ve Trablusşam sokaklarında yaşananları gördükten sonra kötü uygulamalardan ve kan dökülmesinden kaçınmak üzere ortaya koyuldu.”
Lübnan Cumhurbaşkanı, diyalog meselesinin amacının ulusal uzlaşı hükümetine geri dönmek olduğu yönündeki iddiaları yalanladığı açıklamasında “Uzlaşmacı sistem, azınlık ve çoğunluğun yokluğunda demokrasiden yoksundur” dedi.
Mişel Avn, mevcut krize çözüm bulmak amacıyla Cumhurbaşkanı olarak tüm sorumluluklarını üstlendiğine dikkat çekerken “Lübnan’ı yeniden inşa etmek için çalışıyoruz ve bu uzun zaman alıyor” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı kaynakları, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamalarda şunları aktardılar:
“İlan edilen toplantılarda alınacak kararlara dayalı olarak yapılan davetlere bu sabah cevapların gelmeye başlaması, bu çerçevede konunun ele alınması ve uygun kararın verilmesi eklenmektedir. Nihayetinde bazı hususlar dikkate alınarak toplantı ya düzenlenecek ya da ertelenecektir. Bu yüzden son tepkileri öğrenmek için sabırsızlanıyoruz. Taraflara gönderilen davetler, ele alınacak konularla birlikte açıktır. Bu konular büyük ölçüde güvenlik, istikrar ve sivil barış üzerine odaklanmaktadır.”
Toplantı konusunda bazı taraflar arasında siyasi görüşmeler devam ederken 22 Haziran akşamı da eski başbakanlar arasında davete ilişkin tavırlarını belirlemek üzere bir toplantı düzenlendi. Hem Ketaib Partisi hem de Lübnan Kuvvetleri Partisi, İlerici Sosyalist Parti başkanı Velid Canbolad’ın katılma niyetini ilan etmesi sonrasında ilerleyen saatlerde tavırlarını netleştireceklerini ilan etti.
Başbakanlar, tavırlarını açıklamadan önce Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri ve eski Başbakan Necib Mikati arasında bir görüşme gerçekleşti. Görüşmede Baabda Toplantısı’na odaklanıldı. Mikati konuya dair şu değerlendirmelerde bulundu:
“Cumhuriyet Sarayı’na yönelik davet hakkında uzun bir süre boyunca konuştuk. Eski başbakanların tavırlarını değil, kişisel görüşümü ifade ettim. Bu toplantının, bir gündem ya da yol haritası olmadan yapılacağını söyledim. Tek oturumla mı yoksa birkaç oturumla mı sınırlı olacağını bilmiyoruz. Toplantıda ulusal sabitler meselesinin gündeme geleceğini duydum. Bu sabitler, diyalog maddesi değildir. Bazılarının bize vatanseverlik dersi verdiğinden bahsetmeye gerek dahi yok.”
“Biz, diyalog öğrencisiyiz ve daima diyalog talep ediyoruz” diyerek ‘kararları, henüz pratiğe dökülmeyen’ eski diyalog turlarını hatırlatan Mikati sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu hükümet, programının bugün yüzde 97’sini başardığını söylüyor. Kurulalı 132 gün oldu. Yani hesaplarına göre görevlerinin yüzde 127’sini gerçekleştirdiler. Dolayısıyla Baabda’ya giderek kendimize işkence etmemiz gerekmiyor.”
Mikati, diyalogun boykot edilmesinin, cumhurbaşkanlığını hedef almaya yönelik bir girişim olup olmadığı sorusuna şu cevabı verdi:
“Makamlara saygılıyız. Boykot gibi bir karar söz konusu değil. Gündemi ve neler yayınlanacağını önceden bilmeden bu tür toplantılar yaparak insanların uyuşturulmasını kabul edemeyiz. Ülkenin koşulları biliniyor. İnsanlar için önemli olan, ekonomik konulardır. Çünkü yoksulluk ve açlık tüm kapıları çalıyor.
Herhangi bir makamı boykot edemem. Ama herhangi bir adım atmadan önce ne için ilerlediğimizi önceden bilmeliyiz. Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu tür bir toplantı çağrısı yapmadan önce çeşitli taraflarla ikili görüşmeler gerçekleştirmesini umardım. Toplantının neyde karar kılınacağı konusunda önceden yapılan bir anlaşma ışığında yapılması için genel atmosfer öngörülüyor. Ancak sadece bir toplantıyla insanların uyuşturulması meselesine gelince; bu kabul edilemez.”
Necib Mikati açıklamasının devamında ikna edilmesi gerekenin vatandaşlar olduğunu vurguladı:
“Başkan Berri bana bu toplantının öneminden bahsettiğinde, kendisine beni ikna etmeden önce kitlemizi ve vatandaşları ikna etmesi gerektiğini söyledim. Mezhep merkezli ya da sivil olsun, hiçbir fitnenin içine giremeyiz. İşe yaramaz tartışmalarla oyalanmak yerine riskli ekonomik ve toplumsal meseleleri ele almak için çalışmalıyız.”



Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.


Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü, SDG güçlerinin Suriye Savunma Bakanlığı'na entegre edilmesi çağrısında bulundu

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü, SDG güçlerinin Suriye Savunma Bakanlığı'na entegre edilmesi çağrısında bulundu

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü Albay Myles Caggins, Palmira'daki ortak Suriye-Amerikan devriyesine yapılan saldırının sürpriz olduğunu belirterek, Washington'un Suriye ile uzun vadeli güvenlik ilişkileri kurmak istediğini kaydetti.

Suriye devlet televizyonunda yayınlanan açıklamalarında Caggins, “Amerika Birleşik Devletleri’nin Suriye güvenlik güçlerini DEAŞ’a karşı mücadelede destekleme konusunda özel ve devam eden bir misyonu var ve bu, Suriye hükümetiyle iş birliği içinde yapılacak” dedi. Caggins, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Savunma Bakanlığı ile bütünleştirilmesinin gerekliliğini de vurguladı.

Ayrıca, “Amerikan mevzilerine sık sık saldırılar düzenleniyor ve İran milisleri, güçlerimizin bulunduğu bölgelerde gerilim yaratmaya çalışıyor ve çalışmaya devam edecek” ifadelerini kullandı.

Amerikalı yetkili, Suriye Devlet Başkanı Ahmed elş-Şara'nın bölgede barışa yönelik önemli çalışmalar yaptığını ve Suriye-Amerika ilişkilerinin güçlü olduğunu, ekonomiyi ve refahı güçlendirmenin terörizmle mücadelede önemli bir unsur olduğunu açıkladı.

Şam, cumartesi günü Suriye'nin merkezindeki Palmira kenti yakınlarında ABD-Suriye ortak askeri heyetine yönelik düzenlenen ve üç Amerikalının (iki asker ve bir sivil tercümanları) öldüğü, birçok personelin ise yaralandığı silahlı saldırıyı "terör saldırısı" olarak kınadı.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani, X platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, "Suriye, Palmira yakınlarında Suriye-ABD ortak terörle mücadele devriyesini hedef alan terör saldırısını şiddetle kınıyor" dedi. Şeybani, sözlerine şöyle devam etti: "Kurbanların ailelerine, Amerikan hükümetine ve halkına başsağlığı diliyor, yaralılara acil şifa temenni ediyoruz."