Ürdün Medya İşleri Bakanı: İsrail’in Ürdün Vadisi’ni ilhak planını uygulamasının bölge için yıkıcı sonuçları olacaktır

Ürdün Medya İşleri Bakanı Amjad Adaileh. (Şarku’l Avsat)
Ürdün Medya İşleri Bakanı Amjad Adaileh. (Şarku’l Avsat)
TT

Ürdün Medya İşleri Bakanı: İsrail’in Ürdün Vadisi’ni ilhak planını uygulamasının bölge için yıkıcı sonuçları olacaktır

Ürdün Medya İşleri Bakanı Amjad Adaileh. (Şarku’l Avsat)
Ürdün Medya İşleri Bakanı Amjad Adaileh. (Şarku’l Avsat)

Ürdün Medya İşleri Bakanı Amjad Adaileh, ülkesinin ‘İsrail’in Batı Şeria ve Ürdün Vadisi olarak bilinen Ölü Deniz’in kuzeyini ilhak etmek planını’ kabul etmediğini bildirdi. Ürdün’ün ilhak konusundaki istikrarlı ve ilkeli tavrına dikkati çeken Bakan, İsrail’in bu alandaki tek taraflı hareketlerinin kabul edilemez olduğunu, bölgedeki barış ve istikrar şansını baltaladığını vurguladı. Adaileh, Filistin- İsrail çatışmasını sona erdirme yönündeki olası bir fırsatın yalnızca iki devletli bir çözüm temelinde gerçekleşebileceğini söyledi.
Uzun yıllar boyunca Ürdün Kralı’nın medya danışmanlığı internet sitesini yöneten Amjad Adaileh, 4 Haziran 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve yaşanabilir bir Filistin Devleti kurulması yönünde çabaların birleştirilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Bakan Adaileh, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Ürdün Kralı 2. Abdullah’ın İsrail’in ilhak planını uygulamasını engellemek için üstlendiği diplomatik ve siyasi çabaların altını çizdi. Bakan, ilhakın engellenmesinin dünyanın bölgedeki çatışmanın tek çözümü olarak gördüğü iki devletli çözüm temelinde barışa ulaşmak için ciddi ve aktif müzakerelere geri dönmek üzere gerçek bir ufuk ortaya koyarak, barışın korunmasını sağlayacağını vurguladı.
İsrail’in tek taraflı adım atması halinde beklenen senaryolara ilişkin de açıklamalarda bulunan Amjad Adaileh, Ürdün’ün tavrının daima ulusal çıkarlarını korumaya dayandığını vurguladı. İsrail’in bu kabul edilemez adımı atmasının bölgenin istikrarı açısından yıkıcı sonuçlar doğuracağını belirten Adaileh, sadece Ürdün- İsrail ilişkileri değil, aynı zamanda tüm bölgenin barış çabalarını da olumsuz etkileyeceğini kaydetti.
Ürdün Medya İşleri Bakanı Amjad Adaileh aynı zamanda ülkesinin, çeşitli çabalarla ve ülkenin tanık olduğu karantina sırasında tedbir kararlarına bağlılığının bir yansıması olarak yeni tip koronavirüs salgınını kontrol altına alabildiğini açıkladı.
Adaileh, Ürdün’ün koronavirüs krizini disiplinli şekilde ele aldığını, kararların kriz boyunca sürekli olarak gözden geçirildiğini ve ‘bugün vatandaşların neredeyse normal bir duruma ulaştığını’ belirtti.
Bakan Adaileh, Ulusal Kriz Yönetim Merkezi’ndeki korona krizi hücresinin Kral Abdullah’ın yakın gözetimi ve takibi altında çalışmalarını sürdürdüğünü, günlük meselelerin yönetiminde büyük çabalar sarf ettiğini ve kriz günlerinde ortaya çıkan sorunları kontrol altına almak için tüm hayati kurumlarla sürekli temas halinde olduğunu ifade etti.
Ürdün’deki sağlık otoriteleri, ülke sınırları içerisinde salgın düzeyini ‘ılımlı risk düzeyinde’ olarak nitelendirirken Adaileh ise virüs tehlikesinin sona erdiğine yönelik iddiaları yalanladıBakan, tedbir olmaksızın kamu güvenliği önlemlerinin hafifletilmesi halinde vaka sayısının yeniden artmaya başlayabileceği uyarısında bulundu.
Ürdünlü Bakan şu an ve ilerleyen dönemlerde savunma yasası yürürlüğe koyularak salgının ekonomik sonuçlarının da ele alınacağını belirttiği açıklamasında bugün Başbakan Ömer er-Rezzaz adına yayınlanan savunma kararlarının çoğunun kriz sürecinde günler ve aylar boyunca yaşanan ekonomik dengesizlikleri ele almayı amaçladığını vurguladı. Adaileh ayrıca özel sektör üzerindeki yükleri azaltmanın Ürdün’deki iş gücünü koruyacağını ve böylece toplumsal koruma programlarını krizden en fazla etkilenen gruplara yönlendireceğini söyledi.
Amjad Adaileh, savunma kararlarının koronavirüs salgını kriziyle ilgili faaliyetleri içerdiğine ve sonuç olarak ekonomik çözümlerin yararına olduğuna dikkat çekti. Gelecek aylarda düzenlenmesi planlanan seçimleri gerçekleştirmek de dahil anayasal kazanımlar için hükümetin savunma yasasına bağlı olduğu suçlamalarına ilişkin de açıklamalarda bulunan Adaileh “Bugün hükümetin önceliği vatandaşların sağlığı ve koronavirüs krizine eşlik eden ekonomik krizlerle mücadeledir” dedi. Ürdünlü Bakan, hükümetin yasa uyarınca belirlenen tarihlere saygı duyduğunu ve bu çerçevede Ürdün Kralı 2. Abdullah’ın talimatlarına bağlı olduğunu vurguladı.
Bakan Adaileh, tüm anayasal makamların çalışmalarının belirtilen doğrultuda gerçekleşmesini sağlayan Ürdün anayasasına bağlı olduklarını vurguladığı açıklamasında Kral’ın anayasanın koruyucusu olarak tavrının kamu menfaatlerini doğru bir şekilde değerlendirmek olduğunu ifade etti.
Son dönemde Ürdün’deki yolsuzlukla mücadele çabalarına ve hükümete bağlı kontrol makamları tarafından yürütülen kampanyalara da değinen Adaileh, bu çaba ve kontrol faaliyetlerinin yetkili denetim organları tarafından yürütülen soruşturmalar kapsamında olduğunu belirtti. Sosyal medya organları üzerinden yapılan yanlış açıklamalar hakkında açıklamada bulunmayı reddeden Bakan Amjad Adaileh, “Hüküm ve sonuçlar ancak soruşturmaların bitmesiyle mümkündür. Ürdün yargısı, kararların hakimidir” dedi.



İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
TT

İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)

Lübnan’ın resmî haber ajansı Ulusal Haber Ajansı (NNA), bugün (Cuma) Güney Lübnan’daki Vezzani ve Mecidiye çevresinin İsrail topçuları tarafından hedef alındığını bildirdi.

Ajansa göre, İsrail’e ait bir insansız hava aracı Ras el-Nakura bölgesinde bir balıkçı teknesinin yakınına ses bombası bıraktı; olayda yaralanan olmadı. Aynı bölgede İsrail’e ait bir savaş botu da ülkenin kara sularına doğru makineli tüfekle ateş açtı.


İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
TT

İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)

Filistinli kaynaklar, İsrail’in iki gündür öne sürdüğü, İslami Cihad Hareketi’nin Hamas ile iş birliği yapmayı reddettiği ve ateşkesin ikinci aşamasına geçilmeden önce elindeki son İsrailli esirin cesedini teslim etmediği yönündeki iddiaları yalanladı.

İsrail’in Maariv gazetesinin güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Hamas ile İslami Cihad arasında, Ran Gafeli isimli son esirin cesedinin teslim edilmemesi konusunda gerilim yaşandığı iddia edildi. İsrail, Gafeli’nin kaçırılmasında İslami Cihad mensuplarının doğrudan rol aldığını düşünüyor.

İslami Cihad’ın askeri kanadı Saraya el-Kudüs, günler önce yaptığı açıklamada tüm esirleri teslim ettiklerini ve ateşkes anlaşmasına tamamen uyduklarını belirtti. Hareketten Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Gafeli’nin cesedinin kendi ellerinde bulunmadığını, cesedin Hamas’ın kontrolünde olduğunu ifade etti. Kaynaklar, Hamas ile koordinasyonun “mükemmel seviyede” olduğunu ve İsrail basınında yer alan gerilim iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

dsvf
İslami Cihad savaşçıları ve Mısırlı işçiler, Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat'ın kuzeyinde İsrailli rehinelerin cesetlerini arıyor (Arşiv - AP)

Hamas kaynakları da Şarku’l Avsat’a, cesedin Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye ve Zeytun mahallelerinde 3 veya 4 farklı noktada bulunmuş olabileceği yönünde şüpheler olduğunu aktardı. Ancak bu noktalarda yürütülen aramalarda cesede ulaşılamadığı, esir alma ve gömülme süreçlerine dahil olan saha sorumluları ve militanların tamamının çeşitli saldırılarda öldüğü için kesin yer tespiti yapmanın zorlaştığı bildirildi. Kaynaklar ayrıca yoğun bombardıman ve bölgenin tamamen yıkılması nedeniyle tespit çalışmalarının daha da güçleştiğini belirtti.

Yediot Aharonot gazetesine göre İsrail, arabulucular aracılığıyla Hamas’a, cesedin yerinin belirlenmesine yardımcı olabilecek kişilere ilişkin bilgiler ve bölgenin olası konumunu gösteren uydu görüntüleri iletti. Hamas kaynakları, bu dosya ve diğer konularla ilgili arabulucularla temasın sürdüğünü söyledi.

Yeni videonun ortaya çıkardığı soru işaretleri

Bu gelişmeler, İsrailli esir ailelerinin yayımladığı görüntülerle eş zamanlı yaşandı. Videolarda, Ağustos 2024’te Refah’taki bir tünelde cesetleri bulunan altı esirin, tünelde birlikte yaşarken Hanuka’yı kutladıkları, 2024 yeni yılına girdikleri, konuşup saç tıraşı oldukları ve tünel içinde farklı noktalara hareket ettikleri görülüyor.

dfgh
Hamas militanları, 20 Şubat 2025'te Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerinin Kızılhaç'a teslimi sırasında tabutlardan birini taşıyor (DPA)

Görüntüler, İsrail ordusunun söz konusu altı kişinin tünele ulaşımdan iki gün önce Hamas tarafından öldürüldüğü yönündeki açıklamalarına dair soru işaretleri doğurdu. Hamas bu iddiayı reddederek, esirlerin bölgeyi hedef alan İsrail bombardımanında öldüğünü söyledi.

Maariv'den gazeteci Miki Levine, esirlerin “Nisan ayında anlaşma sağlanmış olsaydı hayatta olabileceklerini” belirten bir değerlendirme yayımladı. Levine, Başbakan Netanyahu ile bakanlar Smotrich ve Ben-Gvir’in “tam zafer” stratejisinde ısrar etmelerinin, Refah’a girilmesinin esirleri tehlikeye atacağı yönündeki uyarıları göz ardı ettiklerini yazdı.

İsrail devlet televizyonu da, esirlerin öldürülmesinden birkaç gün önce müzakerelerin tıkanma noktasına gelmesinin, Tel Aviv’in Filadelfi Koridoru’nun kontrolünü şart koşmasından kaynaklandığını; o aşamada anlaşma imzalansaydı altı esirden beşinin serbest bırakılacağını aktardı.

Hamas kaynakları ise Şarku’l Avsat’a, esirlerin topçu ve hava bombardımanında öldüğünü, saldırı sırasında bazı esir gardiyanlarının da yaşamını yitirdiğini teyit etti. Kaynaklar, savaş boyunca İsrail güçleri esirlere yaklaşırsa “tehlike durumunda esirin öldürülmesi” yönünde talimat bulunduğunu da belirtti.7Tünelin Refah’ın batısındaki Tel Sultan’da bulunduğu, İsrail ordusunun sonraki incelemelerinde esirlerin “bölgedeki yoğun askeri baskı nedeniyle hayatını kaybettiğini” kabul ettiği bildirildi.

Ekim 2024’te İsrail, Hamas’ın eski siyasi büro şefi Yahya es-Sinvar’ı, Tel Sultan’daki bir evde, yanında silahlı bir grupla bulunduğu sırada öldürmüştü. Kasım ayında Hamas kaynakları, Muhammed es-Sinvar’ın oğlu İbrahim’in de Refah’taki bir tünelde hava saldırısında öldüğünü açıklamıştı. DNA bulgularının, aynı tünelde Hamas mensuplarının bulunduğuna işaret ettiği belirtildi. Esirlerin, İbrahim es-Sinvar’ın öldüğü saldırıda hayatını kaybetmiş olabileceği değerlendiriliyor.

Hamas kaynakları, İsrailli esirlere ilişkin talimatların çok sıkı olduğunu ve hayatta kalmaları için tüm imkânların seferber edildiğini vurguladı.


Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.