AB, ABD’den gelenlerin girişini önlemeyi görüştü

AB ülkeleri iç sınırlarını yeniden açtıktan sonra Venedik'teki turistler (Reuters)
AB ülkeleri iç sınırlarını yeniden açtıktan sonra Venedik'teki turistler (Reuters)
TT

AB, ABD’den gelenlerin girişini önlemeyi görüştü

AB ülkeleri iç sınırlarını yeniden açtıktan sonra Venedik'teki turistler (Reuters)
AB ülkeleri iç sınırlarını yeniden açtıktan sonra Venedik'teki turistler (Reuters)

Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) salgının yeni ve çok tehlikeli bir aşamaya girdiğine ve yayılmasını önlemek için tedbirlere uyulmasına dair tekrarlanan uyarılarının yanı sıra, her gün dünyada yeni Kovid-19 vaka sayısının arttığını gösteren rakamlara rağmen sınırlarını aşamalı olarak açmaya hazırlanıyor. Ancak ABD’den gelenler için kapıların kapalı kalması öneriliyor. AB Komisyonu, üye ülkelerin heyetlerine gelecek ayın başına kadar 1 Temmuz'dan itibaren vatandaşlarının Avrupa Birliği'ne üye ülkelere seyahat etmesine izin vermek için yeterli sağlık koşullarını karşılayan ülkelerin ortak bir ön listesini hazırlamasını istedi.
Diplomatik kaynaklar, üye ülkeler arasında hazırlanma ve müzakere sürecinin ilk aşamasında olan listenin üç temel kritere dayandığını aktardı; salgın durumu, karşılıklılık ve AB ile bağlantılar. Salgın ve sağlık durumuyla ilgili raporların geliştirilmesi için gerekli olan entegre ve güvenilir bilgi kaynaklarının eksikliği nedeniyle uzmanların hazırlanmasında büyük zorluklarla karşılaştığı ve nihai kararların temelini oluşturacak listeye ABD, Brezilya ve Rusya gibi ülkeler dahil edilmeyecek. 
AB ülkeleri 16 Mart'ta sınırlarını kapatmaya karar vermişti. Aynı zamanda, Avrupa vatandaşlarının yurt dışından dönüşleri, diplomatik ve insani görevler gibi zorunlu olan durumlar dışında seyahatleri kısıtladı. Temmuz ayının başlarına yaklaşırken bazı üye devletler AB ülkelerine  seyahat edilmesine izin verilen ülkelerin bir listesinin yayınlanmasını hızlandırmak için baskı yaptı. Bazı ülkeler, ortak bir liste üzerine herhangi bir anlaşmaya varılamadığı durumda kendi kriterlerini belirleyerek dış sınırları açmaya uygun oldukları ülkelerin listesini hazırlama teklifinde bulundu. 
En zor kararın, 2,3 milyondan fazla kayıp ve 120 bin ölüm kaydedilen ABD ile ilgili olması bekleniyor. Uzmanlar, mevcut duruma bağlı olarak AB sınırlarının şu anda ABD’den gelişlere kapalı kalması gerektiğini belirterek Washington'un Avrupa hükümetleri ile herhangi bir işbirliği yapmadan Avrupalılara sınırlarını kapatma hevesine dikkati çekti. Söz konusu karar verilirken ABD-Avrupa ilişkilerinde son zamanlarda çeşitli dosyalarla ilgili yaşanan gerilimlerin etkisi olduğu düşünülüyor. Ayrıca İtalya gibi ülkeler ABD'den gelenlere kapıları açmak için baskı yapıyor.
Salgın durumu ve karşılıklılık kriterlerinin yanı sıra üçüncü kriter ise Avrupalı ​​ortaklar arasında büyük tartışmalara yol açan ve AB dışındaki ülkelerle karşılıklılık olmaksızın vatandaşlarına sınırlarını açmasını zorlayan diplomatik veya özel ilişkilerle ilgili. Çoğu Avrupa Birliği'ne katılmaya aday olan Balkan ülkeleri veya İspanya'nın, sınırlarını İspanya'dan gelen yolculara kapatmış olsa da Fas ile sınırlarını açmak istemesi bu durumdaki ülkelerden bazıları.
AB üyesi turizm ülkelerinin dış sınırların açılmasına yönelik baskısı, özellikle turizmi gayri safi milli hasılasının yüzde 21'ini oluşturan Yunanistan tarafından geliyor. Yunan hükümeti, salgın açısından güvenli olduğunu düşündüğü 30 ülkenin bir listesini hazırladı. Yıllardır Yunanistan’ın turizm pazarını oluşturan Rusya listenin başında yer aldı. Gelecek ay başlayarak listesindeki tüm ülkelere sınırlarını açmaya hazır olduğunu açıklayan Yunanistan, havayolu şirketlerinin ve seyahat ve turizm acentelerinin tekliflerini sunmaya başlamasına izin verdi.
Danimarka gibi bazı AB ülkeleri iç sınırlarını korumaya devam ederek bu ayın sonuna kadar sadece Almanya, Norveç ve İzlanda'dan gelenlerin girişine izin verecek. Gelecek hafta bitmeden listeyi doldurmakla görevli diplomatik heyet, başlıca engelin çoğu Avrupa hükümetinin bu konudaki tutumlarını birinci dereceden siyasi ve coğrafi konumlarına dayandırması ve AB dışındaki ülkeler tarafından sağlanan sağlık bilgileri ve raporlarının gerçekliğinde yattığını belirtti. Heyet, ortak bir liste üzerinde anlaşmaya varılamaması durumunda Birliğin dış sınırlarında bir tehlike çemberi ve Schengen bölgesinde geçiş ve hareket özgürlüğüne yönelik bir tehdit oluşmasından endişe ediyor.



Gazze ateşkesi: İsrail'in adımları müzakerelerdeki çıkmazı derinleştiriyor

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile Antalya Diplomasi Forumu'nda Gazze konulu toplantı sırasında (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile Antalya Diplomasi Forumu'nda Gazze konulu toplantı sırasında (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
TT

Gazze ateşkesi: İsrail'in adımları müzakerelerdeki çıkmazı derinleştiriyor

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile Antalya Diplomasi Forumu'nda Gazze konulu toplantı sırasında (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile Antalya Diplomasi Forumu'nda Gazze konulu toplantı sırasında (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri tırmanışı ve Hamas'ın buna nitelikli operasyonlarla karşılık vermesi, bir süredir durmuş olan ateşkes müzakerelerindeki çıkmazı derinleştirdi. Şarku’l Avsat'a konuşan Mısırlı resmi bir kaynak, “İki taraf (İsrail ve Hamas) arasında ateşkese varmak için yapılan dolaylı görüşmeler, sahadaki gerilim nedeniyle şu anda durmuş durumda. Ancak arabulucular, görüşmeleri yeniden başlatmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz dün yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerine düzenlediği saldırıdan bu yana Gazze Şeridi'nde tutulan Taylandlı esir Pinta Nattapong’un cesedine ulaştığını söyledi.

Tayland vatandaşı Nattapong, 7 Ekim 2023'te Kibbutz Nir Oz'da Hamas mensupları tarafından esir alınmıştı. Taylandlılar, Hamas tarafından esir alınan en fazla sayıda yabancıyı oluşturuyor.

Bu olay, ABD vatandaşlığına sahip iki İsrailli esirin cesedine ulaşılmasından iki gün sonra gerçekleşti. Gazze Şeridi'nde halen 55 esir tutuluyor ve İsrail bunların yarısından fazlasının öldüğünü iddia ediyor.

sdfgyjuı
Gazze Şeridi'nde ilerleyen bir İsrail tankı (Reuters)

İsrail ordusu, Hamas'ın geçen ayın sonunda ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un ateşkes önerisine verdiği -ilkeleri kabul ettiği ancak bazı şartlar sunduğu- yanıtı fırsat bilerek geniş çaplı bir saldırı başlattı. İsrail ordusu, hava ve topçu bombardımanını iki katına çıkararak, vatandaşları kuzeyden güneye ve güneyden orta kesimlere sürerek tam ölçekli bir tırmanışa geçti.

Mısırlı resmi kaynak şunları söyledi: “Söz konusu tırmanışın bir sonucu olarak durum çok zor ve şu ana kadar durumun çözümüne dair yeni bir şey yok. Müzakereler durmuş durumda ama birkaç gün içinde yeniden başlaması için çaba sarf ediliyor. Çünkü özellikle Kahire izlediği bilgiler ışığında herkesin pozisyonunu gözden geçiriyor.”

Mısır, Katar ve ABD, Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanması için müzakereler yürütüyor. Kaynağa göre Mısır'ın pozisyon okuması şöyle: “İsrail savaşı mümkün olduğunca uzun süre devam ettirmeye çalışıyor. Zira ABD ile İran arasındaki müzakerelerin başarısız olmasını ve İran'a askeri bir darbe vurulmasını istiyor ki Hamas yalnız kaldığını hissetsin ve Gazze Şeridi'ni terk etmek istesin.”

Kaynak sözlerini şöyle sürdürdü: “İsrail, Hamas'ın Gazze Şeridi'nin yönetimini devretmesi konusuna hiç ikna olmuş değil. Çünkü İsrail’e göre Hamas esirleri elinde tuttuğu ve Gazze Şeridi'nin geleceğine ilişkin müzakereleri yürüttüğü sürece Gazze Şeridi'ndeki askeri varlığını güçlendirecek şeyleri kabul edecek. Tel Aviv'in istemediği de bu. Hamas ise esirleri teslim etmesi halinde İsrail'in herhangi bir anlaşmaya uyacağına artık güvenmiyor ve özellikle de ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander'ı bir iyi niyet jesti olarak teslim etmesine rağmen Washington'un bunu takdir etmemesi ve Witkoff'un önerisinin gelmesinin ardından artık ABD'ye güvenmiyor.”

ıo90
Refah'ta Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından sağlanan gıda yardımını taşıyan Filistinliler (AP)

Kaynak ayrıca, ‘ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nde Gazze'de ateşkes kararını veto etmesinin ortalığı karıştırdığını ve Washington'un bu dosyadaki ciddiyetine ve arabuluculuğuna gölge düşürdüğünü’ belirtti. Kaynağa göre, tüm bunlara rağmen Kahire, uluslararası kamuoyunu harekete geçirerek Tel Aviv ile Washington'a müzakereleri yeniden başlatmaları ve bir çözüme ulaşmaları için baskı yapmak amacıyla uluslararası temaslarını yoğunlaştırıyor. Kahire, savaş ne kadar sürerse sürsün durması gerektiğine, özellikle de Mısır'ın ulusal güvenliğinin bu savaşın uzaması nedeniyle tehdit altında olduğuna inanıyor.

Mısır Dışişleri Bakanlığı dün, Bakan Bedr Abdulati'nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Dışişleri Bakanı Constantinos Kombos ile bir telefon görüşmesi yaptığını ve ikilinin ‘Mısır'ın Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanması ve insani yardımın ulaşması için gösterdiği çabaları’ ele aldığını duyurdu. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre iki bakan, ‘bölgesel güvenlik ve istikrarı desteklemek üzere bölgedeki gerilimin azaltılması için koordinasyonun sürdürülmesi gerektiği’ konusunda mutabık kaldı.

Filistin meseleleri konusunda uzman Mısırlı gazeteci Eşref Ebu’l Hul, Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte şunları söyledi: “Ortamın karmaşıklığına ve sahadaki gerilim nedeniyle artan uçuruma rağmen, arabulucular müzakereleri yeniden başlatmak ve İsrail ile Hamas'a koşullarını hafifletmeleri ve ateşkes için bir uzlaşmaya varmaları yönünde baskı yapmak için büyük çaba sarf ediyor. Çünkü sahadaki insani durum vahim bir hal aldı.”

Ebu’l Hul, ‘İsrail'in esirlerin cesetlerini kurtararak sahada elde ettiğini düşündüğü başarıların Hamas'ı bazı koşullardan geri adım atmaya itebileceğini, zaten Hamas'ın Witkoff'un önerisini reddetmediğini, sadece Tel Aviv'in varılacak herhangi bir anlaşmaya bağlı kalacağını garanti eden bir taahhüt istediğini, Kahire ve Doha'daki arabulucuların da Washington'la birlikte bunun üzerinde çalıştığını defalarca teyit ettiğini’ belirtti.

Filistin Dışişleri Bakanlığı danışmanlarından Munir el-Cağub ise Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, ‘müzakerelerin durmasına rağmen çıkmaza gireceğine inanmadığını, çünkü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun mevcut stratejisinin savaşla müzakere olduğunu’ söyledi. El-Cağub, ‘savaşın devam etmesinin Tel Aviv'in esirlerin hayatlarını önemsemediğini ve bu nedenle artık esir meselesinin Hamas'ın elinde bir güç kartı olmadığını doğruladığını’ düşünüyor.

Hamas dün bir açıklama yayınlayarak uluslararası toplumu, Arap ve İslam ülkelerini işgalcilerin Gazze Şeridi'nde işlediği suçları durdurmak için harekete geçmeye çağırdı.

ABD ve uluslararası ilişkiler uzmanı Muhammed es-Satuhi, “Washington, Hamas'ı Witkoff önerisini çekincesiz kabul etmeye ikna etmek için özellikle Kahire ve Doha ile temaslarını yoğunlaştırıyor. Söz konusu öneri, pek çok kişinin gözünde sadece İsrail'in isteklerini yerine getiren kötü bir öneri. Bu da Mısır ve Katar'daki arabulucular ile Hamas'ı zor durumda bırakıyor” dedi.