Yemen: Koalisyon Abyan’da ateşkes için gözlemciler gönderiyor

Suudi Arabistan’ın Yemen Büyükelçisi Muhammed Âl Câbir
Suudi Arabistan’ın Yemen Büyükelçisi Muhammed Âl Câbir
TT

Yemen: Koalisyon Abyan’da ateşkes için gözlemciler gönderiyor

Suudi Arabistan’ın Yemen Büyükelçisi Muhammed Âl Câbir
Suudi Arabistan’ın Yemen Büyükelçisi Muhammed Âl Câbir

Yemen'de Meşruiyeti Destek Koalisyonu Çarşamba günü, ülkenin güneyindeki Abyan vilayetinde Yemen hükümet güçleriyle Güney Geçiş Konseyi’ne bağlı kuvvetler arasında ateşkes sağlamak için gözlemciler göndermeye başladı.
Suudi Arabistan’ın Yemen Büyükelçisi Muhammed Âl Cabir, Twitter üzerinden yaptığı bir paylaşımda, koalisyon kuvvetlerinin, Yemen hükümet güçleri ve Güney Geçiş Konseyi ile koordineli olarak ateşkes sağlamak için Abyan vilayetine gözlemciler göndermeye başladığını doğruladı. Âl Cabir, medya mensupları ve sosyal medya aktivistlerine, akan kanı durdurmaya ve Riyad Anlaşmasını uygulamaya yönelik samimi çabaları destekleme çağrısında bulunarak, “Söz bir güvendir, o halde sözünüz çatlağı kapatsın ve anlaşmazlığı sona erdirsin” dedi.
Bu arada, saha kaynaklarının Şarku’l Avsat’a ifade ettiğine göre, gözlemcilerin Koalisyon güçleriyle birlikte Aden’den Abyan’a doğru harekete geçerek, Zinzibar şehrinin doğusunda Yemen hükümet güçleriyle “Geçiş” kuvvetleri arasındaki temas bölgelerine ulaşacağı belirtiliyor.
Meşruiyeti Destek Koalisyonu daha önce Yemen hükümeti ve Geçiş Konseyinin, Sokotra Adası’ndaki gelişmelerin arka planına ilişkin kapsamlı bir ateşkes talebine yanıt verdiğini duyurmuştu.
Yemen’de Meşruiyeti Destek Koalisyonu resmi sözcüsü Albay Türki el-Maliki, “Sokotra Adası ve Abyan Vilayetindeki son gelişmeler ışığında, Destek Koalisyonu, Yemen hükümeti ve Güney Geçiş Konseyi’nin kapsamlı bir ateşkes ilan edilmesi, şiddetin tırmanışını durdurulması, Riyad Anlaşması’nın uygulanmasında mesafe kat etmek için Suudi Arabistan’da bir toplantı düzenlenmesi ve ateşkesi uygulamak için acil bir biçimde siyasi ve askeri komitelerin ve ekiplerin yeniden bir araya gelmesi talebine verdiği olumlu yanıtı memnuniyetle karşılıyor.” ifadelerine yer verdi.
Albay Maliki, Koalisyonun güvenlik ve istikrara zarar veren ve kurtarılmış bölgelerin herhangi birinde Riyad Anlaşması’nın ihlal ede her türlü uygulamayı reddettiğini belirtti. Maliki, Koalisyonun her zaman Yemen’in ve kardeş halkının yanında durduğunu, Yemen halkının saflarını birleştirmek, bileşenler arasındaki çatlağı kapatmak, Yemenlilerin devletini, güvenliğini, istikrarını ve toprak bütünlüğünü yeniden sağlamak için gösterdiği çabaları sürdüreceğini vurguladı.  Albay Maliki, Koalisyona bağlı Ortak Kuvvetler Komutanlığı’nın kapsamlı ateşkesi ve kuvvetlerin ayrıldığını izlemek için Abyan’a gözlemciler gönderileceğini açıkladı.



Suriye ordusu Süveyda'dan çekilmeye başladı

TT

Suriye ordusu Süveyda'dan çekilmeye başladı

Suriye ordusu Süveyda'dan çekilmeye başladı

Suriye ordusu, şiddet olaylarına sahne olan kentte yeni bir ateşkes anlaşmasının ilan edilmesinden saatler sonra, Dürzilerin çoğunlukta olduğu Süveyda kentinden çekilmeye başladı.

Suriye Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, “Suriye Arap Ordusu güçlerinin Süveyda kentinden çekilmesi, anlaşma şartlarına uygun olarak ve kentin yasadışı gruplardan temizlenmesinin tamamlanmasının ardından başladı” denilirken, kentte konuşlu diğer hükümet güçlerinin çekilmesinden söz edilmedi.

Anlaşma, İsrail'in Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayı ve Suriye ordusu karargâhı yakınlarına ve Suriye'nin güneyindeki Süveyda ve Dera vilayetlerindeki hükümet güçlerine art arda düzenlediği saldırıların ardından sağlandı.

Ateşkes anlaşmasının şartları

Anlaşma, hükümet ile Süveyda ileri gelenleri arasında bir anlaşmaya varıldığını duyuran topluluğun Dürzi Şeyhi Akl Yusuf Cerbu tarafından imzalanırken, Dürzi Şeyh Hikmet El Hicri anlaşmayı reddederek çatışmaların “tüm Süveyda'nın kurtarılmasına” kadar devam edeceğini vurguladı.

El Hicri yaptığı açıklamada herhangi bir anlaşma, müzakere ya da yetkilendirmeyi reddetti ve bu birleşik pozisyondan sapan ve tek taraflı olarak iletişim kuran ya da anlaşan herhangi bir kişi ya da tarafları uyardı.

Cerbu, anlaşmanın Süveyda'daki askeri operasyonların tamamen ve derhal durdurulmasını, ordu güçlerinin kışlalarına dönmesini ve ateşkesin uygulanmasını denetlemek üzere devlet ve Süveyda ileri gelenlerinden bir izleme komitesi kurulmasını içerdiğini söyledi.

Dürzi lider anlaşmanın ayrıca Süveyda'nın Suriye devletine tam entegrasyonunu öngördüğünü ve tüm vilayet toprakları üzerindeki tam egemenliğini teyit ettiğini söyledi.

Anlaşma aynı zamanda iç güvenlik kontrol noktaları ve devlet polisi ile Süveyda ve komşu bölgelerden polis personelinin konuşlandırılmasını ve Süveyda'dan polis memurlarının vilayetteki güvenlik dosyasını yönetmek için liderlik ve yürütme görevlerini üstlenmesini de içeriyor.

Cerbu ayrıca iki tarafın, silahların devlet çerçevesi dışında ortaya çıkmasına son verilmesini sağlamak amacıyla Süveyda'daki ağır silahları düzenleyecek bir mekanizma üzerinde ve Süveyda'nın tüm bölgelerindeki tüm devlet kurumlarının Suriye yasaları ve yönetmeliklerine uygun olarak yeniden faaliyete geçirilmesi konusunda anlaştığını söyledi.

Çok sayıda ceset

Suriye Sağlık Bakanlığı bugün İsrail'in Şam'a yönelik saldırılarında üç kişinin öldüğünü ve 34 kişinin yaralandığını bildirdi. Bakanlık Süveyda'daki Ulusal Hastane'de aralarında güvenlik güçleri mensupları ve sivillerin de bulunduğu onlarca cesedin bulunduğunu belirtti.

Suriye Dışişleri Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada İsrail'in Genelkurmay karargâhı, başkanlık sarayı çevresi ve ülkenin güneyini hedef alan son saldırılarının “tehlikeli bir tırmanış” olduğunu söyledi.

Yapılan açıklamada şöyle denildi: “Suriye bu tehlikeli tırmanıştan ve yansımalarından tamamen İsrail'i sorumlu tutmaktadır. Suriye, topraklarını ve halkını uluslararası hukuk tarafından güvence altına alınan tüm araçlarla savunmak için tüm meşru haklarını saklı tutacaktır. İsrail'in Suriye'de gerginliği tırmandırmak, kaos yaratmak ve güvenlik ve emniyeti baltalamak için izlediği sistematik bir politika bağlamında gerçekleşen bu bariz saldırganlık, BM Şartı ve uluslararası insancıl hukukun açık bir ihlalidir.”