Pompeo, İran’a yönelik silah yasağının genişletilmesi gerektiğini vurguladı

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, 24 Haziran’da basın toplantısı düzenledi. (AP)
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, 24 Haziran’da basın toplantısı düzenledi. (AP)
TT

Pompeo, İran’a yönelik silah yasağının genişletilmesi gerektiğini vurguladı

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, 24 Haziran’da basın toplantısı düzenledi. (AP)
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, 24 Haziran’da basın toplantısı düzenledi. (AP)

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, 24 Haziran’da yaptığı açıklamada ABD’nin dünyanın İran’a karşı silah yasağının genişletilmesi ihtiyacını anlamasını umduğunu söyledi. Pompeo, Washington’ın Tahran ile uygun zamanda görüşmeye hazır olduğunu bildirdi.
Mike Pompeo, Washington’daki ABD Dışişleri Bakanlığı binasında düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Tüm dünyanın bu silah yasağı önerisinin genişletilmesinin gerekliliğini anlayacağını umuyorum. Birkaç ülke hariç herkesin bu yasağın sonlanmaması gerektiğinin farkında olduğuna inanıyorum. Nasıl uzatılacağına ilişkin tartışmalar mevcut.”
Pompeo, İran’ın haydut bir devlet olduğunu ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) ile iş birliğini kabul etmediğini belirttiği açıklamasında “İran’ın UAEA’nın faaliyetlerini engellemesi, İran’ın çabaları ve gizlemeye çalıştığı şeyler hakkında ciddi sorulara yol açıyor” ifadelerini kullandı. Ülkesinin siyasi hedefleri konusunda oldukça açık olduğunu belirten Mike Pompeo, İran’dan istedikleri şeyin, ‘doğal davranmak ve haydut bir devlet olmaktan vazgeçmek’ olduğunu vurguladı.
Pompeo, Tahran’a uygulanan yaptırımları hafifletmeyi kabul etmezken ülkesinin İran’a yönelik silah ambargosunu genişletmek için çalışacağı taahhüdünden bulundu. ABD Dışişleri Bakanı ayrıca, “İran’ın elde edeceği silah, bölgedeki ve dünyadaki teröristlere sağlanacaktır” dedi.

İran’ın Venezuela’ya verdiği destek
Mike Pompeo, Venezuela’daki Maduro rejiminin özgürlüklere karşı savaştığına dikkat çekerken Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan bir bildiride de “Karakas ve Tahran’daki haydut rejimler, halkları bastırmaya, yolsuzluğa ve halklarının servetlerinin kötü yönetimine düşkündür” denildi. Bildirinin devamında şu ifadelerine yer verildi:
“Maduro rejimi, Venezuela’nın bol doğal kaynaklarını İran’dan benzin ithal edecek kadar yanlış yönetti. Tahran yönetiminin Venezuela’ya verdiği sürekli destek, İran’ın kaynaklarının yurt dışında kullanılarak acıları uzatan yanlış, yabancı maceralara harcandığının başka bir örneğidir. Venezuela’nın sorunlarının tek çözümü, özgürlüğü ve refahı yeniden kazandıracak demokrasiye geçiş yapmaktır.”
Diğer yandan ABD Hazine Bakanlığı, 5 İran şirketine Venezuela’ya petrol ve türevleri sevk etmesi dolayısıyla yaptırımlar uyguladı.
Yaptırımlar, ulusal denizcilik hatlarını, İran Ulusal Petrol Şirketi’ni, nakliye hatlarını ve İran petrol şirketi için çalışan 5 ismi hedef aldı. ABD Hazine Bakanlığı, yaptırımlar listesine ayrıca İran Petrol Şirketi’yle bağlantılı Ali Rıza Rahnord, Ali Rıza Veziri ve Hamid Yahya Zadeh’i de dahil etti.
ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin konuya dair şunları söyledi:
“Hazine Bakanlığı, İran’ın ABD yaptırımlarından kaçınma çabalarını destekleyen ve İran’ın dünyayı istikrarsızlaştırıcı davranışının arkasında duran herkesi hedef alacak. İran rejiminin Venezuela’daki yozlaşmış otoriter rejime desteği kabul edilemez. ABD yönetimi, bu durumu bozmak için yetkilerini kullanmaya devam edecektir.”
Pompeo da konuyla bağlantıılı olarak İran ve Venezuela’da çalışan denizcilerin, bu baskıcı rejime yardım etme riskine girmemesi gerektiğini belirttiği açıklamasında “Çünkü İran veya Maduro rejimi ile uğraşırlarsa ABD yaptırımlarıyla karşılaşacaklar” dedi.

İsrail’in ilhak planı
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun 24 Haziran’daki açıklamasının bir diğer gündem maddesi de İsrail’di. Pompeo, işgal altındaki Batı Şeria’nın bazı bölgelerinin ilhak kararının İsrail’e ait olduğunu belirtirken ABD’nin ilhak projesini uygulanması yolunda İsrail’e yeşil ışık yaktığını vurguladı.
Pompeo, Birleşmiş Milletler (BM) ve Arap Birliği’nden İsrail’e yapılan ilhak planından vazgeçme çağrıları sonrasında gelen açıklamasında “İsraillilerin bu topraklar üzerindeki egemenliklerini genişletme kararları kendilerine aittir” dedi.
Binyamin Netanyahu başkanlığındaki İsrail hükümetinin 1 Temmuz’da, ABD’nin Ortadoğu planını uygulamak için stratejisini açıklaması bekleniyor. ABD’nin planı, Filistinliler için silahlardan arındırılmış bir devlet oluşturma olasılığı olduğunu öne sürerken Doğu Kudüs’ü başkentleri olarak tanıma meselesine dair temel talepleri ise reddediyor. Ancak Trump’ın planı, Filistinlilerle yapılan görüşmelerden sonra ilhak kararının uygulanmasına olanak tanıyor.

Mike Pompeo, “İsrail Başbakanı’nın amacımızı benimsediğine inanıyorum. Bu da Ortadoğu barış vizyonumuzun başarılı olacağı anlamına geliyor” dedi. AFP’ye yaptığı açıklamada da Filistinlileri müzakerelere ‘katılmayı kabul etmemekle’ suçladı.
“Bu sürecin nasıl yönetilebileceğini görmek için bölgedeki tüm ülkelerle konuşuyoruz” diyen Pompeo, “Tüm Körfez ülkeleri, bunu gerçekleştirebileceğimizi umduklarını belirtti” dedi.
ABD Dışişleri Bakanı “Umarım, gelecek haftalarda gerçek bir ilerleme kaydetmeye başlayabiliriz” ifadelerini kullandı.
Ülkesinin, İsrail’in Batı Şeria’ya yönelik ilhak planı hususundaki tavrına ilişkin bir soruya da yanıt veren Mike Pompeo şunları söyledi:
“ABD yönetiminin İsrail- Filistin çatışması hakkındaki tavrı ve barışın sağlanması vizyonuna yönelik ısrarı, İsrail'in güvenliğini sağlamak da dahil egemenliğini genişletmeyi temsil ediyor. Bu çatışmanın çözümü hususunda diyalogu sürdürmeye devam ediyoruz. İsrail, bu vizyonu başarılı kılmak için uzlaşı sağladı. Filistinliler ise vizyonu görüşmek, hatta onu incelemek dahi istemiyorlar.”
Filistin tarafı ise planın açıkça İsrail yanlısı olduğunu ve Filistin devletinin kurulmasını engellemeye çalıştığını savundu. Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki, herkesin durumu ‘yol ayırımı’ olarak nitelediğini belirterek sorunun İsrail’in şoför olarak davranmasından ve seçeneklerinin sonuçlarını değerlendirmek için durmayı reddetmesinden kaynaklandığını vurguladı.

ABD – Lübnan – Hizbullah
Pompeo, basın toplantısında ülkesinin Hizbullah ile ilişkileri doğrultusunda Lübnan’a yönelik tavrına ilişkin de açıklamalarda bulundu. ABD ve uluslararası toplumun Lübnan hükümetine yardım desteğinin hükümetin üstlendiği reformlarla sınırlı olduğunu söyledi.
Ülkesinin Lübnan’daki koşullara dair görüşünde açık olduğunu belirten Pompeo “Hükümete olan yardımımız doğrultusunda Lübnan’a, Hizbullah’a bağlı olmama çağrısı yapıyoruz” dedi. Pompeo ayrıca “Tüm dünya ülkeleri, iç reformlar hususunda tam sorumluluk aldıktan ve Hizbullah’ı terk ettikten sonra Lübnan’a ekonomisini canlandırmada ve koşullarını iyileştirmede yardımcı olacak” ifadelerini kullandı.

Libya krizi
Basın toplantısında Libya’daki koşullara da değinen Pompeo, “Washington, Berlin Konferansı’nın çıktılarını uygulamak için Avrupalı ​​ortaklarla çalışıyor. Dış tarafların Libya çatışmasına müdahalelerinin durması gerekiyor” diyerek ülkesinin barışı sağlama hususundaki tavrına dikkat çekti. ABD’li yetkili, Libya çatışmasının çözümünün barışçıl olduğunu ve askeri bir çözümün mümkün olmadığını vurguladı.

ABD – Sudan ilişkileri
Pompeo, Sudan’ın terörizmi destekleyen ülkeler listesinden çıkarılmasıyla ilgili bir soruya verdiği cevapta Sudan Başbakanı ile müzakerelerin devam ettiğini belirtti. “Geçtiğimiz günlerde Sudan Başbakanı ile görüşmeler yürüttüm. Müzakereler devam ediyor ve her şey vakti geldiğinde ilan edilecek” dedi.

DEAŞ’la mücadele
Pompeo basın toplantısında ayrıca DEAŞ’ın terörist liderinin yakalanması için bilgi sağlayanlara verilecek ödülün 10 milyon dolara çıkarılması gerektiğini vurguladı. ABD ve Koalisyon güçlerinin DEAŞ ile mücadeledeki çabalarına dikkat çekti.



Güney Asya’da sel ve kasırga: Sıfırdan başlamak zorundayız

Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)
Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)
TT

Güney Asya’da sel ve kasırga: Sıfırdan başlamak zorundayız

Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)
Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)

Sri Lanka'da 400'e yakın kişiyi öldüren sel felaketinden kurtulanlar yaşanan kaosu anlattı.

Sri Lanka Afet Yönetim Merkezi (DMC), ülkede geçen haftadan bu yana devam eden şiddetli yağışların yol açtığı afetlerde can kayıplarının 390'a çıktığını, 370 kişidense hâlâ haber alınamadığını bildirdi. 

Ayrıca arama kurtarma ekiplerinin su baskını ve heyelan riski taşıyan birçok bölgeye ulaşmakta güçlük çektiği vurgulandı.

Sri Lanka Devlet Başkanı Anura Kumara Dissanayake, ülke genelinde olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiğini duyurmuş, kurtarma çalışmaları için 20 binden fazla askeri personelin görevlendirileceğini belirtmişti.

Guardian'ın irtibata geçtiği Layani Rasika Niroşani, yoğun yağışlara alışık olduklarını fakat bu kadar büyük bir afetle karşılaşacaklarını tahmin etmediklerini söylüyor. 

Selde her şeyini kaybettiğini belirten iki çocuk annesi 36 yaşındaki kadın şöyle devam ediyor: 

Evimiz toprak altında kaldı. Ailem hâlâ şok içinde. Sıfırdan başlamak zorundayız. Bazen bu, yaşamaktan bile daha kötü olabilir.

Kantharuban Praşant da sel nedeniyle evlerini kaybeden 125'ten fazla aileye Badulla'daki bir okulda barınak sağladıklarını belirtiyor.

Yardım malzemelerine ulaşmakta güçlük çektiklerini belirten 32 yaşındaki öğretmen, birçok ailenin selde mahsur kaldığını söylüyor. 

Bazı Sri Lankalılar, yetkililerin afet uyarısı yapmadığına da dikkat çekiyor. 45 yaşındaki Ja Nilanthi, nehir suları tehlikeli seviyeye ulaştığında bile herhangi bir uyarı veya tahliye emri almadıklarını belirtiyor.

Ditwah Kasırgası ve muson yağışlarının yol açtığı sel ve toprak kaymaları nedeniyle can kaybı Endonezya'da 604'e, Tayland'da 176'ya ve Malezya'da üçe yükseldi. 

Güney Asya'da toplamda en az 1172 kişinin canını alan afetlerin yol açtığı yıkımın boyutu henüz tam olarak bilinmiyor. 

Bilim insanlarına göre Güney Asya, iklim değişikliğine karşı yüksek riskli bölgelerden biri. 

Independent Türkçe, Guardian, Reuters, CNN


Gazeteciler, Filistin topraklarında işlenen savaş suçları ve basın özgürlüğünün engellenmesi nedeniyle Paris'te suç duyurusunda bulundu

Gazze Şehri'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilen Filistinli aileler için geçici çadırlar (EPA)
Gazze Şehri'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilen Filistinli aileler için geçici çadırlar (EPA)
TT

Gazeteciler, Filistin topraklarında işlenen savaş suçları ve basın özgürlüğünün engellenmesi nedeniyle Paris'te suç duyurusunda bulundu

Gazze Şehri'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilen Filistinli aileler için geçici çadırlar (EPA)
Gazze Şehri'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilen Filistinli aileler için geçici çadırlar (EPA)

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), Fransa şubesi Ulusal Gazeteciler Birliği (SNJ) ile iş birliği yaparak, 26 Kasım'da Paris'teki Ulusal Terörle Mücadele Savcılığı'na, Filistin topraklarında medya özgürlüğünü engelleme ve savaş suçları işleme suçlamalarıyla şikayette bulundu.

Kimliği belirsiz kişiye karşı açılan dava, Fransız gazetecilerin güvenliklerini ve çalışmalarına devam edebilmelerini sağlamak amacıyla gizlice toplanan çok sayıda tanık ifadesine dayanıyor.

İki kuruluştan yapılan açıklamada, "Temel ilkeler olan basın özgürlüğü ve bilgiye erişim hakkı Gazze ve Batı Şeria'da yeniden tesis edilmelidir"denildi.

"İşgal altındaki Filistin topraklarında gazetecilerin çalışmalarının yaygın olarak engellendiği göz önüne alındığında, sembolik açıklamalar önemini koruyor, ancak yeterli değil. Harekete geçilmeli ve Fransız yargısının bu konuda bir rolü olmalı. Geçen hafta Paris'te yaptığımız şikayetin anlamı da bu."

Şikayette, özellikle 7 Ekim 2023'ten bu yana hiçbir yabancı gazetecinin serbestçe girmesine izin verilmeyen Gazze'ye uygulanan medya karartması ve Hamas saldırıları hedef alınıyor.

İki kuruluş, bu durumu "silahlı çatışmada eşi benzeri görülmemiş bir karartma" olarak nitelendirirken, Filistinli gazetecilere ve medya çalışanlarına yönelik "sert baskı"nın da eşlik ettiğini belirterek, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu'nun 225 cinayeti belgelediğini kaydetti.

Kuruluşlar, İsrail ve Batı Şeria'da gazetecilerin çalışmalarına getirilen kısıtlamaları da kınadı.

Sahada çalışan Fransız muhabirler, günlük hayatta olayları takip etmelerinin engellendiğini, tehdit edildiğini, ekipmana el konulduğunu, fiziksel saldırılara maruz kaldıklarını, silahların savrulduğunu, tutuklamalar, aramalar ve sorgulamalar, gözaltılar ve keyfi sınır dışı edilmeler yaşandığını ve hatta bazen "vurulduklarını" anlattılar.

Şikayette, belirli bir kişiyi hedef almadıklarını belirtilerek, belgelenen ihlallerin işgal altındaki topraklarda, siviller ve yerleşimcilerin yanı sıra askeri, polis, gümrük ve idari birimlere atfedildiği, "olayların doğru ve dengeli bir şekilde aktarılmasını engellemek ve tek taraflı bir anlatım dayatmak" amacı güdüldüğü belirtildi.

Bu bağlamda SNJ Genel Sekreterleri Vanessa Ribush ve Julien Fleury, "Gazeteciler gözlemci olarak görülmekte zorlanıyorlar, çünkü çoğu zaman aktivist, hatta terörist gibi muamele görüyorlar" dedi.

"Onlarca silahlı yerleşimci tarafından takip edildiklerinde, hayatlarına yönelik tehlike mevcut ve bazen somut hale geliyor. Gazetecilerin temel haklarının bu şekilde ihlal edilmesi cezasız kalamaz" diye eklediler.

İki örgüt, işgal altındaki topraklarda yaşanan ihlallerin, İsrail'in "devlet dokunulmazlığı"nı ileri sürmesini engellediğini ve özellikle ihlallerin Fransız vatandaşlarını etkilemesi ve temel özgürlüklerini ihlal etmesi nedeniyle, Fransız yargısının harekete geçmesinin önünü açtığını savundu.

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu Genel Sekreteri Anthony Bellanger ise "Fransız gazetecilerin uluslararası insancıl hukukun tamamen geçerli olduğu alanlarda çalışmalarını engellemelerine, tehdit ve sindirilmelerine veya hedef alınmalarına artık izin vermeyeceğiz" dedi. Bellanger, "Basın özgürlüğü çiğnendiğinde ve savaş suçları işlendiğinde, Fransa vatandaşlarını korumak için harekete geçmelidir. Şikayetimiz, uluslararası hukukun üstünde kimsenin olmadığını ve gerçeğin susturulamayacağını herkese hatırlatmak için gerekli bir adımdır" ifadesini kullandı.

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu ve Ulusal Gazeteciler Birliği'ni temsil eden avukatlar Inès Dafoe ve Louise L. Yafe, bu şikayetin Fransa'da "eşi benzeri görülmemiş" olduğunu doğrulayarak, "Gazetecilerin çalışmalarının sistematik olarak engellenmesi ve onları hedef alan savaş suçları temelinde, çatışma bölgesindeki Fransız muhabirlerini korumak için ulusal bir mahkemeye ilk kez böyle bir dava açıldı" dediler.

"Basın özgürlüğünün korunması, hukukun üstünlüğüyle yönetilen her devlette temel bir ilkedir ve Fransız gazetecilerin görevlerini yerine getirme yetenekleri ihlal edildiğinde, mahkemelere başvurmalarını tamamen haklı çıkarır" vurgusu yapıldı.


Kremlin: Putin-Witkoff görüşmesi, çatışmanın barışçıl çözümü için önemli bir adım

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)
TT

Kremlin: Putin-Witkoff görüşmesi, çatışmanın barışçıl çözümü için önemli bir adım

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in bugün ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile yapacağı görüşmenin Ukrayna ile olan çatışmanın barışçıl bir şekilde çözülmesi için önemli bir adım olduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Rus medya kuruluşu RT’den aktardığına göre Peskov, Putin ve Witkoff'un bugün Washington'un son günlerde Kiev ile yaptığı görüşmelerde elde ettiği sonuçları tartışacaklarını söyledi.

Peskov, “Rusya barış görüşmelerine açık, ancak Ukrayna'daki askeri operasyon çerçevesinde belirli hedeflerine ulaşması gerekiyor... Rusya, Ukrayna çatışmasına gelecek nesiller için bir çözüm bulunmasını istiyor” ifadelerini kullandı.

Witkoff, Miami'de Ukrayna heyetiyle yapılan görüşmelerin sonuçlarını Rusya Devlet Başkanı’na aktarmak ve Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için Başkan Donald Trump'ın önerilerini iletmek üzere Putin ile görüşmeye hazırlanıyor.