9 yıl önce kadavradan rahim nakledilen Derya Sert, anne oldu

9 yıl önce kadavradan rahim nakledilen Derya Sert, anne oldu
TT

9 yıl önce kadavradan rahim nakledilen Derya Sert, anne oldu

9 yıl önce kadavradan rahim nakledilen Derya Sert, anne oldu

Antalya’da 2011 yılında rahim nakli yapılan ve tıp literatürüne giren Derya Sert (32), 9 yılın ardından ilk bebeğini 4 Haziran'da kucağına aldı. Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan, bebeğin cinsiyetinin erkek olduğunu belirterek, "28 haftalık ve 760 gram olarak doğdu" dedi.
Henüz 23 yaşındayken kadavradan rahim nakli yapılan Derya Sert'in mücadelesi, 2011 yılında başladı. 2009 yılında bekar olduğu dönemlerde kadın hastalıkları sebebiyle bir dizi operasyon geçiren Sert'e, kadavradan rahim bulunup 45 kişi arasında doku grubu ve diğer testleri tam uyunca, 8 Ağustos 2011 yılında Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde nakil yapıldı. Dünyada ilk kez yapılan nakil ise AÜ Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan tarafından gerçekleştirildi.
Derya Sert'e, 31 Mart 2013 yılında da embriyo transferi gerçekleştirildi, 12 Nisan 2013 yılında ise transferin başarılı olduğu ve Sert'in hamile kaldığı medyada yer bulmuştu. Ardından genç kadının, hamileliğinin 8'inci haftasındaki kontrolünde, embriyo kalp atışlarının izlenememesi üzerine gebeliği sonlandırılmıştı.
Bugün AÜ'de düzenlenen basın toplantısında, Derya'nın anne olduğu bilgisi açıklandı. Basın toplantısına AÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Ünal, AÜ Hastanesi Başhekimi ve Organ Nakli Merkez Müdürü Prof. Dr. Bülent Aydınlı, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Bahçeci ve Prof. Dr. İnanç Mendilcioğlu, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özlenen Özkan, Yeni doğan Yoğun Bakım Uzmanı Prof. Dr. Hakan Ongun katıldı.

Rektör Prof.Dr.Ünal: Emeği geçenleri tebrik ediyorum
AÜ Rektörü Ünal, 2011 yılında başarılı bir nakil gerçekleştirildiğini anlatarak, "O zamandan beri hastamız takip ediliyordu. İlk embriyo transferi 2013 yılında yapıldı. Bugünkü paylaşacağımız güzel haber, hastamız embriyo tranfserinden sonra çok başarılı bir gebelik geçirdi. 4 haziran'da sağlıklı bir bebek dünyaya getirdi. Ben bu başarıda emeği geçen Ömer Özkan hocam başta olmak üzere, ekipte yer alan herkese kurumum adına teşekkür ederim" dedi.

Prof.Dr.Özkan: Transferden sonra mutlu bir şekilde karşınızdayız
Derya Sert'in dünyada bir ilk olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ömer Özkan, "Dünyada önemli tepkiler topladı. Avrupa'nın Japonya'dan, Endonezya'sına kadar birçok merkezinden ziyaretler oldu. Bizde bilgi birikimlerimizi, teknik desteğimizi onlara yansıttık. Hem klinik literatüründe, hem de canlı olarak sunumlarımızı yaptık. Sonraki süreçte hocamızın da bahsettiği gibi gebeliklerimiz oldu. Ama hem hastayı sıkmayacak şekilde, hem de biz literatüre katkımız olacak şekilde çalışmaya devam ettik. Önemli çalışmalar oldu. En son yaptığımız transferden sonraki durumdan sonra da bugün mutlu bir şekilde karşınızdayız. Ben özellikle bizi o süreçte, daha dünyada yapılmamış nakile izin veren Sağlık Bakanlığı'na teşekkür ediyorum. Bize her türlü alt yapıyı ve teknik desteği verdiler. Ayrıca Derya Sert'e de bize olan inancından dolayı teşekkür etmemiz gerekiyor. Bize inandı ve mutlu bir şekilde bu günleri gördük" ifadelerini kullandı. 4 Haziran'da Sert'in anne olduğunu aktaran Özkan, "28 haftalık ve 760 gram doğurttuk" dedi.

22 günlük ve 760 gram
Bebeğin sağlık durumu hakkında bilgiler veren Prof. Dr. Hakan Ongun, "Bebeğimiz 28 hafta olarak 760 gram doğdu. Şuanda 22 günlük ve 910 gram. Doğduğu andan itibaren hiç entübe olmadı. Şuanda yeni doğan ünitesinde destek tedavisine devam ediyoruz. Anne sütüyle ve sonda aracılığıyla beslenmeye devam ediyor. Büyümesine, gelişmesine tüm yeni doğan ekibi olarak destek olmaya çalışıyoruz, takipteyiz" diye konuştu.

"Emeğimizin karşılığını gördüm"
4 buçuk senedir Ömer Özkan ile beraber çalıştıklarını ifade eden Prof. Dr. Mustafa Bahçeci, "Bu süreç içerisinde bir takım denemeler yaptık. Daha sonra da son dönemde transferini yaptık. Tek bir embriyo transfer ettik. 4 Haziran'da doğumla emeğimizin karşılığını gördüm. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum" dedi.

"Derya doğum yapınca çok ağladım"
Prof. Dr. Özlenen Özkan, da bu projenin özel bir proje olduğunu kaydederek, "Birçok projeyle karşınıza çıktık ama bu benim için belki de hayatımın en güzel projelerinden biriydi. Bende doğum yaptım ama Derya'nın yaptığı doğumda çok ağladım. Çok ciddi bir emek var. 10 yıl var. Biz başka nakiller yapabilirdik ama Derya üzerine eğildik. Sert ailesi büyüdü, kocaman bir aile oldu" şeklinde konuştu.

"Bebeğimizi takip ediyoruz"
Geçtiğimiz zamanlarda Derya Sert'in sağlık durumu takibinde bulunduğunu anlatan Prof. Dr. İnanç Mendilcioğlu, "Hastamızın takibinde olası riskler hakkında bilgi sahibiydik. Bu tip nakil gebeliklerinde çeşitli problemler biraz daha ön planda olabiliyor. Bu konuda hazırlıklıydık ve sıkı bir takip yaptık. Bu dönemde pandemi sürecinde üzerine etkilendiğinde riskleri biraz daha arttı. Gebemizin takibinde 28. haftada anne ve bebeğin sağlığı için doğumun uygun olduğunu hep beraber tartışarak karar verdik ve doğurttuk. Sezeryanla doğum oldu ve sezeryan sonrasında herhangi bir sorunumuz oldu. Şuanda da bebeğimiz takipte. Türk tıbbına, dünya tıbbına hayırlı olsun" cümlelerini kullandı.
İnanç Mendilcioğlu "Kısırlık tarihe geçecek demek çok zor ama doğuştan rahmi olmayan insanlar var. Bunların çocuk doğurmaları için tek yol bu gibi görünüyor. Şuanda erken evrelerindeyiz. Ama çok daha yaygınlaşacağını düşünüyorum. Bu vaka da büyük kazanımlar olacaktır" diye konuştu.
Toplantı sonrasında soru-cevap yapıldı. Özkan, sorulan soru üzerine bebeğin cinsiyetinin erkek olduğu bilgisini vererek, 'Sert' bebek diye hitap ettiklerini söyledi.



Uzmanlardan aşırı işlenmiş bebek mamaları uyarısı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Uzmanlardan aşırı işlenmiş bebek mamaları uyarısı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Uzmanlar, "çocukları ömür boyu obeziteye hazırlayan" aşırı işlenmiş bebek mamalarının "süpermarket raflarını ele geçirdiği" uyarısında bulundu.

Leeds Üniversitesi'ndeki araştırmacıların yürüttüğü çalışma, reyonları dolduran bebek maması ürünlerinin üçte birinin, uzun vadeli sağlık sorunlarıyla ilişkilendirilen aşırı işlenmiş gıda (UPF) olarak sınıflandırıldığını ortaya koydu.

Araştırmacılar ayrıca, endüstriyel olarak üretilen gıda ürünlerinde doğal içerikleri öne çıkaran "yanıltıcı" etiketler konusunda ebeveynleri uyardı.

Ekip, önde gelen markalara ait 600 bebek maması ürününü analiz etti ve bebek atıştırmalıklarının şaşırtıcı bir şekilde yüzde 87'sinin, bebek kahvaltılık gevreklerinin ise yüzde 79'unun UPF olarak sınıflandırıldığını tespit etti. Bu, sözkonusu gıdaların genellikle ev yemeklerinde bulunmayan malzemelerle endüstriyel teknikler kullanılarak üretildiği anlamına geliyor.

Ayrıca, bebekler için pazarlanan popüler atıştırmalıklarda "endişe verici eğilimler" buldular. Bunlar arasında "erimiş" şişirilmiş atıştırmalıklar ve meyve bazlı çiğnemelik ve barlar da var.

Çalışmanın yazarları, Birleşik Krallık hükümetine UPF'ler konusunda daha sıkı düzenlemeler getirmesi çağrısında bulunarak, sunulan gıdaların "küçük çocukların büyürken yemesi gerekenlere çok az benzediğini" söylüyor.

Çalışmanın baş araştırmacısı ve Leeds Üniversitesi'nde çocuk beslenmesi uzmanı olan Dr. Diane Threapleton şunları söyledi:

Bebek reyonunda aşırı işlenmiş atıştırmalıklar, tatlılar, kahvaltılık gevrekler ve hatta öğünlerin baskın olduğunu görüyoruz. Bunlar genellikle sağlıklı, organik veya 'ilave şeker içermez' iddialarıyla pazarlanıyor ancak küçük çocukların büyürken yemesi gereken gıdalara çok az benzeyen içeriklere sahipler ve yoğun işleme tabi tutuluyorlar. Bu ürünler, bebekleri en başından itibaren aşırı işlenmiş, aşırı tatlı yiyeceklere istek duymaya itiyor. Bu, hükümetin daha sağlıklı bir nesil yetiştirme konusunda ciddi olduğunu göstermesi için gerçek bir fırsat. Bebek maması reyonunun mevcut durumu kabul edilemez ve artık gözardı edilmemeli.

Çalışmaları, hükümetin "yanıltıcı" etiketlere sahip şekerli atıştırmalıkların satışını engellemek için "acilen" harekete geçmesi gerektiğini belirten Obezite Sağlık İttifakı (OHA) tarafından destekleniyor.

OHA Direktörü Katharine Jenner şunları söyledi:

Hükümetin 10 Yıllık Sağlık Planı, obeziteyi sona erdirmek için büyük bir hedeften bahsediyor ancak erken çocukluk dönemindeki açığı kapatmadığımız sürece asla bu hedefi yakalayamayız. Sağlıklı bir yaşam doğumdan itibaren başlar, bebeklerimize ve küçük çocuklarımıza gelişimlerini ve uzun vadeli sağlıklarını olumsuz etkileyen aşırı işlenmiş gıdalar veriyoruz. Bebek maması reyonu, çocukları ömür boyu kötü beslenme alışkanlıklarına, obeziteye ve diş çürümesine sürükleyen şekerli, aşırı işlenmiş atıştırmalıklarla dolu. Birleşik Krallık bir ağız sağlığı krizinin pençesindeyken, hükümetin bebek maması şirketlerinin yanıltıcı etiketlere sahip yüksek şekerli gıdaları satmasını acilen sınırlaması gerekiyor. Bu ürünler, çocuklarının sağlığını her şeyin üstünde tutmak isteyen ebeveynlerin ve bakıcıların iyi niyetlerini gölgeliyor.

Independent Türkçe