Rusya’nın İdlib’deki hastaneleri korumaya yönelik BM programından çekilmesi endişeye neden oldu

Türkiye sınırına yakın bir kampta Suriyeli mülteciler (AP)
Türkiye sınırına yakın bir kampta Suriyeli mülteciler (AP)
TT

Rusya’nın İdlib’deki hastaneleri korumaya yönelik BM programından çekilmesi endişeye neden oldu

Türkiye sınırına yakın bir kampta Suriyeli mülteciler (AP)
Türkiye sınırına yakın bir kampta Suriyeli mülteciler (AP)

Rusya, Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde yürütülen ve Suriye'deki hastaneleri ve insani yardım gönderilerini savaşan tarafların hedefinden korumak için oluşturulan gönüllü koruma programından ayrıldığını duyurdu.
Rusya’nın kararı, geçen yıl nisan ayında ülkenin kuzeydoğusunda üç sağlık tesisi, bir okul ve çocuklar için bir sığınağın ‘büyük ihtimalle’ hükümet güçleri veya müttefikleri tarafından vurulduğunu ortaya çıkaran BM iç soruşturma raporunun ardından geldi. 
Rusya'nın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia, "vekilleri aracılığıyla çeşitli muhalif grupları ve teröristleri kullanan tarafları, söz konusu programı istismar etmekle" suçladı. Nebenzia, BM’nin, raporun sonuçlarına ilişkin bilgileri Suriye hükümeti ile paylaşması gerektiğini söyledi.
Reuters'a yaptığı açıklamada, "Verilen bilgiler doğru ve güvenilir ise, çekilme kararımız sahadaki insani yardım çalışanları için bir tehdit oluşturmaz" dedi.
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed'in demokrasi isteyen protestoculara karşı yürüttüğü kampanyanın sonucu olan Suriye’deki iç savaşta Rusya Suriye'ye askeri destek sağlıyor.
Rusya ve Suriye, bölgedeki güçlerinin sivilleri veya sivil altyapıyı hedeflemediğini ve Birleşmiş Milletlerin saldırıları soruşturmak için kullandığı kaynakları uzun süredir sorguladığını söylüyor.
BM’nin bölgedeki tırmanışı azaltmaya yönelik programında savaşan taraflar, BM tarafından desteklenen tesisler ile hastaneler ve sağlık merkezleri gibi diğer insani yardım alanları hakkında bilgilendirildi.
Reuters tarafından ulaşılan ve BM’nin yardım kuruluşlarına ilettiği bildiriye göre Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi Rusya'nın geri çekildiğini doğruladı. Bildiride şu ifadeler yer aldı:
“Rusya, 23 Haziran Salı günü Birleşmiş Milletler'e ilettiği bildiride artık BM’nin gönüllü programına dahil olmadığını duyurdu. Birleşmiş Milletler Rusya’nın programdan çekilmesinden endişe duyuyor. Suriye'deki yardım çalışanları ve insani yardım operasyonları hakkındaki kararın sonuçlarını inceliyor.”
Bildiride BM’nin söz konusu durumu Rusya ile görüşeceği haberi de yer alıyor. Aynı zamanda, tırmanmayı azaltmak için gönüllü koruma programına katılan veya katılmayan tüm tarafların yine de uluslararası insancıl hukuka bağlı oldukları ifade edildi.
BM İnsan Hakları İzleme Örgütü Müdürü Louis Charbonneau yaptığı açıklamada, "Rusya bu çekilmenin savaş suçlarına yönelik hesap vermekten kaçmasına yardımcı olacağını düşünüyorsa tamamen yanlış düşünüyor. Biz ve diğer gruplar, Suriye’de hastanelerin kasten bombalanması ve diğer ciddi suçları araştırmaya ve belgelemeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

3,9 milyon Suriyeli gıda güvenliğinden yoksun
Dünya Gıda Programı dün yaptığı açıklamada, Suriye nüfusunun yaklaşık yarısının ülkenin karşı karşıya olduğu açlık krizinden etkilendiğini belirterek bunu  "benzeri görülmemiş" bir durum olarak nitelendirdi.
Açıklamada, yaklaşık 17 milyonluk bir nüfustan 3,9 milyon Suriyeli'nin gıda güvenliğinden yoksun olduğu ve önceki altı aya göre 1,4 milyon artış yaşandığı belirtildi. Program açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Temel gıda ürünlerinin fiyatları, dokuz yıldır süren çatışmanın zirvesinde bile görülmemiş seviyelere ulaştığından Suriyeliler daha önce benzeri görülmemiş bir açlıkla karşı karşıya.
Suriye için hayati bir köprü olan Lübnan ekonomisinin ekonomik çıkmazı ve hızlı çöküşü ve koronavirüs salgınının ortaya çıkması karşısında kapatma ve kısıtlama önlemleri nedeniyle gıdaların fiyatları bir yıldan az bir sürede yüzde 200'den fazla arttı.”
Dünya Gıda Programı’nın söz konusu açıklamaları, Suriye için dün düzenlenen bir bağış konferansının sonunda yaptığı konuşmada geldi. Roma merkezli Program, 8,4 milyon Suriyeliye gıda yardımı sağlamayı amaçladığını belirterek, bu yılın geri kalanında faaliyetlerine devam etmek için 200 milyon dolarlık "acil" ihtiyaca dikkat çekti.



Trump intikam alıyor: Suriye'de DEAŞ'a ait 70 hedef vuruldu

ABD askerleri, cuma günü Suriye'deki DEAŞ hedeflerine saldırmak üzere havalanmadan önce bir F-15E savaş uçağına mühimmat yüklüyor (AFP)
ABD askerleri, cuma günü Suriye'deki DEAŞ hedeflerine saldırmak üzere havalanmadan önce bir F-15E savaş uçağına mühimmat yüklüyor (AFP)
TT

Trump intikam alıyor: Suriye'de DEAŞ'a ait 70 hedef vuruldu

ABD askerleri, cuma günü Suriye'deki DEAŞ hedeflerine saldırmak üzere havalanmadan önce bir F-15E savaş uçağına mühimmat yüklüyor (AFP)
ABD askerleri, cuma günü Suriye'deki DEAŞ hedeflerine saldırmak üzere havalanmadan önce bir F-15E savaş uçağına mühimmat yüklüyor (AFP)

Başkan Donald Trump, geçen cumartesi günü Suriye çölündeki Palmira'da bir aşırılıkçı tarafından düzenlenen saldırıda üç Amerikalının (iki asker ve bir tercüman) öldürülmesinin ardından DEAŞ'a karşı misilleme tehdidini yerine getirdi. ABD hava saldırıları, cuma sabahı erken saatlerde Deyrizor, Hums ve Rakka çöllerindeki 70 DEAŞ mevzisini hedef aldı. Yaklaşık beş saat süren baskınlara uçaklar, helikopterler ve HIMARS roketatarları katıldı. Ürdün de uçaklarının saldırıya katıldığını açıkladı.

Trump cuma günü “çok güçlü bir misilleme saldırısı”ndan bahsederken, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, “ABD güçleri, DEAŞ savaşçılarını, altyapısını ve silah depolarını ortadan kaldırmak için Suriye'de Hawkeye Operasyonuna başladı” diyerek, operasyonu üç Amerikalının ölümüne yol açan Palmira saldırısının ardından “misilleme ilanı” olarak nitelendirdi.

Şarku’kul Avsat’ın görüştüğü Şam'daki Suriye Savunma Bakanlığına yakın kaynaklar, ABD saldırılarının süresiz olabileceğini ve günlerce devam edebileceğini söyledi.


Selam: Silahlar yakında Litani ve Evveli nehirleri arasındaki bölgeyle sınırlı kalacak

Başbakan Nevvaf Selam, Mekanizma Komitesi'ndeki Lübnan heyetinin başkanı Simon Karam'ı kabul etti, (Başbakanlık Ofisi)
Başbakan Nevvaf Selam, Mekanizma Komitesi'ndeki Lübnan heyetinin başkanı Simon Karam'ı kabul etti, (Başbakanlık Ofisi)
TT

Selam: Silahlar yakında Litani ve Evveli nehirleri arasındaki bölgeyle sınırlı kalacak

Başbakan Nevvaf Selam, Mekanizma Komitesi'ndeki Lübnan heyetinin başkanı Simon Karam'ı kabul etti, (Başbakanlık Ofisi)
Başbakan Nevvaf Selam, Mekanizma Komitesi'ndeki Lübnan heyetinin başkanı Simon Karam'ı kabul etti, (Başbakanlık Ofisi)

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, ordunun silahlanmayı kısıtlama planının ikinci aşamasının, yakında başlayacak şekilde, güneyde Litani Nehri ile kuzeyde Evveli Nehri kıyıları arasında, üçüncü aşamasının Beyrut ve Lübnan Dağı'nda, dördüncü aşamasının Bekaa Vadisi'nde ve sonrasında da diğer bölgelerde uygulanacağını belirtti.

Selam, Lübnan askeri kurumunun yaptıklarının, Litani Nehri'nin güneyinden güney sınırlarına kadar uzanan bölge üzerinde devlet otoritesinin tam anlamıyla genişlemesine yol açtığını, ancak İsrail'in işgal ettiği noktalardan derhal çekilmesi gerektiğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Selam, Bakanlar Kurulu'nun yeni yılın başında ilk aşamayı değerlendirmek üzere toplanacağını belirtirken, İsrail'in karşılıklı adımlar atması, saldırılarını durdurması ve ateşkes kararını ihlal etmesinin engellemesi gerektiğinin altını çizdi. Ancak Selam, bunun Lübnan'ın silah kontrol planının ikinci aşamasına geçmesini engellemeyeceğine inandığını belirtti. İkinci aşama, Litani Nehri'nin kuzeyinden Evveli Nehri bölgesine kadar uzanan nispeten geniş bir alanı kapsıyor.


ABD, Katar, Mısır ve Türkiye Gazze'de itidal çağrısında bulundu

Başkan Donald Trump'ın özel temsilcisi Steve Wittkoff, Berlin'deki Şansölyelik binasında (EPA)
Başkan Donald Trump'ın özel temsilcisi Steve Wittkoff, Berlin'deki Şansölyelik binasında (EPA)
TT

ABD, Katar, Mısır ve Türkiye Gazze'de itidal çağrısında bulundu

Başkan Donald Trump'ın özel temsilcisi Steve Wittkoff, Berlin'deki Şansölyelik binasında (EPA)
Başkan Donald Trump'ın özel temsilcisi Steve Wittkoff, Berlin'deki Şansölyelik binasında (EPA)

ABD, Katar, Mısır ve Türkiye, dün Miami'de yapılan görüşmelerin ardından ABD Özel Temsilcisi Steve Wittkoff'a göre, Gazze ateşkesine taraf olan ülkeleri taahhütlerine uymaya ve itidal göstermeye çağırdı.

 Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre üç ülkenin yetkilileri, Başkan Donald Trump'ın özel temsilcisi Wittkoff ile 10 Ekim'de yürürlüğe giren ateşkesin ilk aşamasını gözden geçirmek üzere bir araya geldi.

Witkoff, X platformunda yayınlanan açıklamada şunları söyledi: "Başkan tarafından ortaya konan 20 maddelik barış planına olan tam bağlılığımızı yeniden teyit ediyoruz ve tüm tarafları taahhütlerini yerine getirmeye, itidal göstermeye ve izleme düzenlemeleriyle iş birliği yapmaya çağırıyoruz."

Gazze'deki sivil savunma yetkilileri, cuma günü bir sığınağı hedef alan İsrail hava saldırısında 6 kişinin öldüğünü açıkladı. Bu, ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesinden beri İsrail ateşiyle öldürülen Filistinlilerin sayısını 400 kişiye çıkardı.

İsrail, Hamas'ı ateşkesi ihlal etmekle defalarca suçladı; ordu, ekim ayından bu yana Filistin topraklarında üç askerinin öldüğünü bildirdi.

Dün yayınlanan bir açıklamada, insani yardımın genişletilmesi, rehinelerin cesetlerinin iadesi, İsrail güçlerinin kısmi çekilmesi ve düşmanlıkların azaltılması da dahil olmak üzere barış anlaşmasının ilk aşamasında ilerleme kaydedildiği belirtildi.

Dört ülke, anlaşmanın ikinci aşamasında öngörülen bir adım olan "geçici bir yönetimin yakın vadede kurulması ve faaliyete geçirilmesi" çağrısında bulundu ve uygulanmasına ilişkin istişarelerin önümüzdeki haftalarda devam edeceğini belirtti.

Anlaşmaya göre, İsrail Gazze'deki mevcut mevzilerinden çekilecek, Hamas'ın yerine Filistin topraklarının yönetimini geçici bir otorite devralacak ve uluslararası bir istikrar gücü konuşlandırılacak.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio cuma günü ülkelerin istikrar gücüne katkıda bulunacakları umudunu dile getirirken, Hamas'ın silahsızlandırılması çağrısında da bulundu ve bu adımın barış planının başarısı için hayati önem taşıdığını vurguladı.