Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başkanı Fayiz es-Serrac ve İtalya Başbakanı Giuseppe Conte, 27 Haziran’da Roma’da bir araya gelirken, ‘herkesin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararı ve Berlin Konferansı çıktıları uyarınca istikrarı sağlayan siyasi bir yolda çalışması gerektiğini’ vurguladı. İki lider, Libya krizinin askeri bir çözümü olmadığına da dikkati çekti.
Libya Ulusal Ordusu’na (LUO) bağlı askeri bir yetkili de Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, ordu güçleri ve Serrac hükümetine bağlı milisler arasında sahil kenti Sirte’ye yönelik bir savaşın başlamasını önlemek için uluslararası ve bölgesel çabalar sarf edildiğini belirterek, yolun müzakerelere açık olduğunu kaydetti. Aynı şekilde petrol meselesi de 27 Haziran’da Libya’daki siyasi ve askeri tartışmalara egemen olurken, kapalı petrol sahalarının yeniden açılması için uluslararası talepler arttı.
İsminin verilmesini istemeyen bir yetkili, ordu kuvvetlerinin Sirte’den geri çekildiği iddialarını yalanlarken, “Henüz bir geri çekilme yok. Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin ifadeleri, harflerin üzerine nokta koydu” diyerek, Sisi’nin Cufra ve Sirte şehirlerinin Mısır ulusal güvenlik hattının kırmızı çizgisi olduğu yönündeki açıklamasına dikkati çekti.
Yetkili, “Mareşal Hafter, ABD, Rusya ve Batı güvenceleri ortasında müzakere masasına oturmak için baskı altında” diyerek, ayrıntılı bilgiye ise yer vermedi. Yetkili, karşılıklı savaş tehditlerinin, hala devam eden müzakereler sırasında hayal kırıklığı oluşturduğunu ve nihayetinde siyasi bir çözümü zorlaştırdığını söyledi.
27 Haziran’da İtalya’ya sürpriz bir ziyarette bulunan Serrac, Başbakan Giuseppe Conte ile bir araya gelirken iki lider, Libya krizinin askeri bir çözümü olmadığını ifade etti. Serrac ve Conte, herkesin, BMGK kararları ve Berlin Konferansı çıktıları uyarınca istikrar sağlayan siyasi bir yol için çalışması gerektiğini vurguladı.
Serrac’ın ofisinden yapılan açıklamaya göre taraflar, İtalyan şirketlerinin Libya’daki faaliyetlerinin takip edilmesi için bir komite kurulması ve İtalya’nın Libya’da mayın imha çalışmalarına desteğinin devam etmesini kararlaştırdı.
Serrac, daha sonra BM Libya Özel Temsilcisi Stephanie Williams ile Roma’da düzenlediği bir toplantı sırasında da UMH’ye bağlı Petrol Şirketi’nin gözetiminde petrol sahalarının açılmasının ve petrol üretiminin sürdürülmesinin gerekliliğine değindi. Serrac, 27 Haziran’daki görüşmesi sırasında, BM’nin ‘Berlin Konferansı çıktıları ve 2510 sayılı BMGK kararı uyarınca ve Libya’nın egemenliğini, bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü ve ulusal birliği koruyacak şekilde’ siyasi sürecin canlandırılması çabalarının görüşüldüğünü belirtti.
İki yetkili, Tarhuna şehrindeki toplu mezarların, başkent Trablus’taki yerleşim bölgelerine mayın ve patlayıcıların döşendiğinin keşfedilmesinin arka planında BM İnsan Hakları Konseyi’nin Libya’da insan hakları ihlallerinin failleri için hesap verebilirlik sağlamak amacıyla Libya’da uluslararası bir misyon oluşturma kararını memnuniyetle karşıladıklarını vurguladı.
Öte yandan UMH’ye bağlı İçişleri Bakanı Fethi Başağa, Avrupa Birliği’ne (AB) Rusya merkezli Wagner şirketini, Libya’da insanlığa karşı işlediği suçlar dolayısıyla yaptırım ve teröre sponsorluk eden kurumlar listelerine dahil etme çağrısı yaptı. Başağa, geçtiğimiz Cuma günü yaptığı açıklamada, söz konusu şirkete mensup paralı askerlerin, Cancavid grubuyla birlikte eş-Şerare Petrol Sahası’ndaki kontrolüne dikkati çekti. Bakan, durumu ‘Libya petrolünün ve Libya servetlerinin yabancı paralı askerler tarafından kontrolü hususunda tehlikeli bir emsal’ olarak niteledi.
Fethi Başağa, Rus unsurların Libya petrol sahasını kontrolünün, Libya ulusal güvenliğine ciddi bir tehdit oluşturduğunu, benzeri görülmemiş bir Rus işgaline rehin olacak Libya’daki petrol sektörüyle ilişkilere sahip ABD’li ve Avrupalı şirketlerin çıkarlarını etkilediğini vurguladı.
Öte yandan ABD’nin Libya Büyükelçiliği, petrol şirketinin faaliyetlerine devam etmesine derhal izin verilmesinin, ‘Libya egemenliğinin yeniden kurulması için kritik bir adım ve daha fazla dış manipülasyonu ve askeri eylemi önlemek için belirleyici bir güvence’ olduğuna dikkati çekerek, sorumlu tarafların BM öncülüğündeki ateşkes müzakerelerine geri dönmesi çağrısı yaptı.
Büyükelçilik, geçtiğimiz Cuma akşamı yayınladığı bir bildiride, ‘Libya’daki enerji sektörünü zayıflatmak ve petrol üretiminin yeniden başlamasını önlemek için yurt dışından destek alan benzeri görülmemiş bir kampanya’ olarak nitelendirdiği koşullar ortasında ABD’nin petrol şirketine yönelik desteğini yineledi. Büyükelçilik, Wagner grubunun ve yabancı paralı askerlerin, şirket tesislerine ve eş-Şerare Petrol Sahası çalışanlarına utanç verici mücadelesine ilişkin olarak, derin bir endişe duyduğunu ifade etti. ABD Büyükelçiliği ayrıca, Libyalı tarafların petrol ve doğalgaza karşı uygulanan ablukanın kaldırılması için elverişli bir çözüme ulaşılamaması, kuruluşun tüm Libyalılar adına hayati çalışmalarına ülke çapında devam etmesine izin verilmemesi dolayısıyla da üzüntü duyduğunu dile getirdi.
Büyükelçilik, “Petrol şirketinin faaliyetlerini sürdürmesini sağlamak, Libya anlaşması için bir ön koşul ve ülkenin servetinin adil bir şekilde dağıtılması için acil bir ihtiyaç haline geldi” dedi.
Öte yandan LUO’ya mensup Ulusal Kuruluş Muhafızları, eş-Şerare petrol sahasında silahlı unsurların ve paralı askerlerin bulunduğu iddialarını yalanladı. Muhafızların lideri, Cuma akşamı saha yetkilileriyle düzenlediği bir toplantının ardından yayınladığı bildiride, “Bu iddialar asılsızdır” diyerek, alanda herhangi bir silahlının bulunmadığına dikkati çekti.
Serrac ve Conte: Libya krizinin askeri bir çözümü yoktur
Serrac ve Conte: Libya krizinin askeri bir çözümü yoktur
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة