Lübnan’da IMF ile müzakere ekibinden ikinci istifa

Beyrut’taki bir döviz dükkanı (Reuters)
Beyrut’taki bir döviz dükkanı (Reuters)
TT

Lübnan’da IMF ile müzakere ekibinden ikinci istifa

Beyrut’taki bir döviz dükkanı (Reuters)
Beyrut’taki bir döviz dükkanı (Reuters)

Lübnan’da Uluslararası Para Fonu (IMF) ile yapılan müzakere ekibinin üst düzey üyesi olan Maliye Bakanlığı Genel Müdürü Alain Biffany istifa etti.
Maliye Bakanı Gazi Vezni tarafından Biffany’nin istifası doğrulanırken, Biffany bu ay IMF ile müzakere ekibinden istifa eden ikinci kişi oldu.
Müzakere ekibinin Mali Danışmanı Henry Shaul, reformlara ilişkin ciddi bir irade olmadığı gerekçesiyle bu ayın ortasında istifa etmişti.
Lübnan televizyonlarında yapılan yorumlarda, Biffani’nin istifasının siyasi liderlerin ekonomik krizle başa çıkma yollarıyla ilgili olduğu öne sürüldü.
Biffany, bir süre önce Lübnanlı liderlerin izlediği yolun riskli olduğunu söylemişti.
Biffany, IMF’ye sunulan kurtarma planına atıfta bulunarak, “Yaklaşımımızın doğru olduğunu ve rakamlarımızın doğru olduğunu kanıtladık” demişti.
IMF ise hükümet rakamlarının boyut olarak doğru aralıkta göründüğünü ancak Beyrut’un ilerlemesi için ortak bir anlayışa ihtiyaç olduğunu vurgulamıştı.
IMF ile Mayıs ayında başlayan müzakereler, mali sistemdeki kayıplar ve bunların nasıl dağıtılacağı konusunda hükümet ve Merkez Bankası arasındaki anlaşmazlık nedeniyle durmuştu.
Cumhurbaşkanı Mişel Avn, geçtiğimiz ay, hükümetin uygulamaya koyduğu mali toparlanma planının IMF’nin Uluslararası Para Fonu'ndan destek talebi içeren bir kurtarma planı olduğunu ve reformlara bağlı kalacaklarını söylemişti.
Ülkede yaşanan kriz, 1975-1990 yılları arasında yaşanan iç savaştan bu yana Lübnan’ın istikrarı için en büyük tehdit olarak görülüyor.



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe