İran'ın Irak'taki milislerine verdiği destek, salgının ve yaptırımların yansımalarından etkileniyor

Iraklı milis unsurları, Kasım Süleymani’nin yıl başındaki cenaze töreni sırasında (AP)
Iraklı milis unsurları, Kasım Süleymani’nin yıl başındaki cenaze töreni sırasında (AP)
TT

İran'ın Irak'taki milislerine verdiği destek, salgının ve yaptırımların yansımalarından etkileniyor

Iraklı milis unsurları, Kasım Süleymani’nin yıl başındaki cenaze töreni sırasında (AP)
Iraklı milis unsurları, Kasım Süleymani’nin yıl başındaki cenaze töreni sırasında (AP)

Koronavirüs salgını ve Washington’un Tahran üzerindeki yaptırımların yansımalarının İran'ın Irak’ta vekaleten bulunan ve bölgesel dış politikasının temel direklerinden biri sayılan milislerine yönelik mali ve askeri desteğini ‘ciddi bir şekilde’ etkilediği ifade edildi.
Reuters’ın haberine göre, Iraklı 3 milis komutanı ve İran'ın Irak'taki faaliyetlerine vâkıf bir bölge yetkilisi tarafından yapılan açıklamada, salgını önlemek için sınırların kapatılması da dahil olmak üzere koronavirüs salgınının neden olduğu felcin İran'ın silahlı gruplara yönelik nakit arzını son birkaç aydır büyük ölçüde baltaladığını bildirdi.
3 lider, İran'ın sağladığı paranın, genellikle, ABD hedeflerine yönelik saldırı başlatmak da dahil olmak üzere silahlı grupların İran'ın düşmanlarıyla savaşmak gibi faaliyetleriyle ilgili askeri operasyonlar için ayrıldığını ekledi.
Bir milis lideri, İran’ın Irak'taki dört büyük milis topluluğundan her birine yaptığı aylık ödemenin daha önce 4 buçuk ila 5 milyon dolar arasında iken salgının başlangıcından bu yana 2 ila 3 milyon dolara indiğini bildirdi. Ödemelerdeki azalmanın silahlı grupların operasyonlarını etkilediğini açıkça belirten milis liderleri, bu nedenle alternatif fon kaynakları bulmaya yöneldiklerini dile getirdi.
Söz konusu kaynaklar, Tahran'ın silahlı gruplara sağladığı fonların son iki yıldır ABD’nin İran'a yönelik yaptırımlarının ağırlığı altında ezildiğini, salgının ise bu durumu daha kötü bir hale getirdiğini açıkladı.
Yaptırımlar, salgın ve petrol fiyatlarındaki düşüşün, büyük bir bütçe açığıyla karşılaşan İran'ı daha da zorladı; bu nedenle Devrim Muhafızlarına yönelik ödenekler de  dahil olmak üzere askeri harcamalar azaldı.
Bu hususu doğrulayan ABD İran Özel Temsilcisi Brian Hook ise “Azami baskı kampanyamızın İran rejimini terörist ajanlarına ve bölgedeki diğer istikrarsızlaştırıcı eylemlere fon sağlamaktan mahrum etmede etkili olduğuna dair ek kanıtlar var” ifadelerinde bulundu. 
Bir milis komutanı, ABD'nin yaptırımları yeniden aktif hale getirmesi öncesinde Tahran'ın Irak'taki silahlı müttefiklerine ayda 12 ila 15 milyon dolar gönderdiğini bildirdi.
Milislere yollanan fonlardaki azalma, Devrim Muhafızları’na bağlı Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani’nin yıl başında Bağdat'taki bir ABD hava saldırısında öldürülmesinin ardından geliyor.
Söz konusu 3 lider, bölge yetkilisi ve İranlı üst düzey diplomat, İran’ın Ortadoğu'da nüfuzunu ve Irak’taki siyasi müttefikleri yöneten Süleymani’nin öldürülmesinin milis operasyonlarına ve İran'ın Irak'taki daha geniş hedeflerine yönelik bir darbe niteliğinde olduğunu düşünüyor.
İran'a sadık silahlı grupların çoğunu içinde barındıran Haşdi Şabi’nin Medya Direktörü Muhanned el-İkabi, Tahran'dan doğrudan desteklenen gruplarla ilgili herhangi bir konu hakkında yorum yapmayı reddederek “Haşdi Şabi, ana para kaynağı çoğunlukla İran olsa dahi, resmi kanallar aracılığıyla Irak devleti üzerinden fon ve teçhizat alıyor” ifadelerinde bulundu.
İran'ın New York'taki Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliği Sözcüsü Ali Rıza Mir Yusufi, bu desteğin azalıp azalmadığı sorusuna verdiği cevapta, “Bu söylentiler iki ülke arasında anlaşmazlığa yol açmak için servis edildi” ifadelerini kullandı. İran'ın Irak hükümetini ‘tam olarak desteklediğini’ söyleyen Yusufi, “İki ülke, her iki taraf için de endişe verici tüm konuları yakından tartışıyor. Fakat İran, Irak'ın içişlerine karışmıyor” dedi.
Tahran, silahlı ortaklarını Irak'taki varlığını kanıtlamanın ve Bağdat'ın önemli müttefiki olan Washington'un nüfuzuna karşı koymanın bir yolu olarak görüyor. ABD Başkanı Donald Trump, 2018'de yaptırımlara yeniden dönüş yapmıştı. Bu kapsamda İran'ın füze ve nükleer programlarını engellemek ve Ortadoğu'daki etkisini azaltmak için Devrim Muhafızları’nı hedefleyen adımlar atıldı.
Söz konusu üç komutan, sınırların kapatılması ve salgının İran’ın diğer desteklerini de etkilediğini, bunlara silahlı muhalefetle çatışmasında Beşşar Esed rejimini desteklemek için Suriye'ye gönderilecek Iraklı savaşçıların tatbikatları ve mühimmatın da dahil olduğunu belirtti.
Komutanlardan biri ise, tanksavar kullanımı ve düşman yerlerini bulmak için kullanılan insansız hava araçlarını kullanımının da bu tatbikatlara girdiğini, ancak şuanda hepsinin durduğunu açıkladı.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.