Cezayir’deki Kovid-19 vakalarında yaşanan artış endişeye yol açtı

Geçen Çarşamba günü başkent Cezayir’deki Huari Bumedyen Havaalanı’nda uçaklarının kalkış saatini bekleyen yolcular. (AP)
Geçen Çarşamba günü başkent Cezayir’deki Huari Bumedyen Havaalanı’nda uçaklarının kalkış saatini bekleyen yolcular. (AP)
TT

Cezayir’deki Kovid-19 vakalarında yaşanan artış endişeye yol açtı

Geçen Çarşamba günü başkent Cezayir’deki Huari Bumedyen Havaalanı’nda uçaklarının kalkış saatini bekleyen yolcular. (AP)
Geçen Çarşamba günü başkent Cezayir’deki Huari Bumedyen Havaalanı’nda uçaklarının kalkış saatini bekleyen yolcular. (AP)

Cezayir’deki günlük Kovid-19 vaka sayısı, virüsün teşhis ve tespitiyle ilgili yaşanan büyük eksiklikler nedeniyle büyük bir endişe kaynağı haline geldi.
Sağlık kaynakları, geçen ayın 29’unda yasağın kaldırılmasıyla sona eren dönemin ardından hükümetin yeniden kapsamlı karantina ilan etmek üzere olduğu aktardılar. Ancak ekonomik nedenler dolayısıyla bu plandan vazgeçildiğini kaydettiler.
Virüsten en çok etkilenen başkent Cezayir, başkentin güneyinde bulunan ve salgının ilk merkezi olarak kabul edilen Buleyde ve ülkenin doğusundaki nüfus yoğunluğu bakımından ülkenin ikinci en büyük şehir olan Setif’ta kötüye giden sağlık krizine yönelik perşembe gününden itibaren yeni tedbirler alınmaya başlandı. Yaz aylarında artan sünnet ve evlilik organizasyonlarının özel düğün salonlarında, hatta evlerde dahi düzenlenmesi yasakladı. Kurban Bayramı’nın yaklaşması sebebiyle oldukça revaçta olan büyük ticari merkezler ve hayvan pazarları da kapatıldı. Ticaret Bakanlığı’nın yerel düzeydeki yetkililerine, prosedürlere riayet etmeyen tüm dükkan ve mağazaların kapatılması için talimatlar verildi. Ayrıca Ulusal Güvenlik Müdürlüğü’ne koruyucu maske takma kuralına riayet etmeyen herkese para cezası uygulaması, güvenlik güçleri tarafından üç kişiden fazla bir araya gelinmesi durumunda her türlü toplantıya müdahale etmesi ve bu tedbirlere “karşı çıkanların” hapsedilmesine yönelik sert talimatlar verildi. Yeni prosedürler, polis memurlarına sahada karşılaştıkları duruma göre değerlendirme yapma yetkisi veriyor.
Başkentin el-Harrâş Mahallesi’ndeki ülkenin en büyük cep telefonu çarşısında mağazası olan Tahir Hilali duruma dair şunları söyledi:
“Faaliyetlerimiz 3 ay boyunca durduruldu. Mağazaları tekrar açmak için izin isteyen tüccarın yoğun baskısının ardından, henüz 3 hafta önce dükkanı açmaya başladık. Hükümet, bir yandan beyaz eşya mağazalarının satış yaparak ticaretlerine devam etmesine izin verirken benzer bir faaliyet yürütüyor olmamıza rağmen bizi engellemesi mantıklı değildi. Hükümetin ailelere sağlaması mümkün olmayan ihtiyaçları biz karşılıyoruz. Bu yüzden Fransa ve İspanya’da olduğu gibi koruyucu tedbirleri alarak çalışmaya devam etmekten başka bir çözüm yolu yok.”
Sağlık Bakanlığı’na bağlı Kamu Eczanesi kurumunun çalışanlarına göre hükümet şu an başkentte, salgının merkez üssü olarak sınıflandırılan el-Cebel, Baş Cerrah ve Bâb ez-Zuvvâr mahalleleri başta olmak üzere ülkenin doğusundaki Konstantin ve güneyindeki Biskra şehirlerinde, yüksek nüfus yoğunluğu ve genellikle çok sayıda insan çeken düzensiz pazarların yaygın olduğu gecekondu mahallelerinde kapsamlı karantina tedbirleri uygulamanın yollarını arıyor.
Perşembe günü yayınlanan son istatistiklere göre Cezayir’deki vaka sayısı 14 bin 657’ye ulaştı. Bu bilanço, her 100 bin kişiden 33,4’ünün virüsten etkilendiği anlamına geliyor. Koronavirüs Salgınını Takip Bilimsel Komite Sözcüsü Cemal Furar’a göre ölenlerin büyük bir kısmı 75 yaşın üzerinde. Cezayir’de şu ana kadar koronavirüs kaynaklı toplam 928 ölüm vakası kayıtlara geçti. Söz konusu istatistikler, Arap dünyasının batısında görülen en yüksek oranlara işaret ediyor. Başkentin güneyindeki Tablat Hastanesi doktorlarından Vesim Rabbani telefonla yaptığı açıklamada, “Krizin giderek daha da şiddetli hale gelmesine rağmen bazı rakamlar iyimser olmamızı sağlıyor” dedi. Dr. Rabbani sözlerini şöyle sürdürdü:
“Günlük iyileşen hasta sayısının 300’e ulaşması ve ayrıca ölenlerin sayısının da oldukça düşük olması bizdeki salgının Avrupa ve ABD’dekinden farklı olduğunu gösteriyor. Bunu çok çekinerek söylüyorum ki  ne biz ne de dünya şu anda salgının evrimi hakkında güvenilir araştırmalara sahip değil.”



Husiler, İsrail'in Eilat limanına ve askeri bir hedefe saldırı düzenlediklerini duyurdu

Husi savaşçıları, İsrail ile artan gerilimler sırasında bir kamyonetle devriye geziyor... Sana, 11 Temmuz 2025 (EPA)
Husi savaşçıları, İsrail ile artan gerilimler sırasında bir kamyonetle devriye geziyor... Sana, 11 Temmuz 2025 (EPA)
TT

Husiler, İsrail'in Eilat limanına ve askeri bir hedefe saldırı düzenlediklerini duyurdu

Husi savaşçıları, İsrail ile artan gerilimler sırasında bir kamyonetle devriye geziyor... Sana, 11 Temmuz 2025 (EPA)
Husi savaşçıları, İsrail ile artan gerilimler sırasında bir kamyonetle devriye geziyor... Sana, 11 Temmuz 2025 (EPA)

Husi grubu dünakşam yaptığı açıklamada, güçlerinin Eilat limanına ve İsrail'deki bir askeri hedefe üç İHA ile saldırdığını duyurdu.

Husi askeri sözcüsü Yahya Seri yaptığı açıklamada, grubun güçlerinin "üç İHA kullanarak eş zamanlı, ikili bir askeri operasyon gerçekleştirdiğini" söyledi. İHA'lardan ikisi Necef bölgesindeki Siyonist düşmanın önemli bir askeri hedefini, üçüncüsü ise işgal altındaki Filistin'deki Umm el-Raşraş (Eilat) limanını hedef aldı.

Şarku'l Avsat'ın DPA'dan aktardığına göre Seri, askeri operasyonun “Filistin halkının ve mücahitlerinin acılarının zaferi ve düşmanın Gazze Şeridi'ndeki kardeşlerimize karşı işlediği soykırım suçunun reddi olduğunu ve hedeflerine başarıyla ulaştığını” söyledi. Seri, “Operasyonlarımız Gazze'ye yönelik saldırı durana ve kuşatma kaldırılana kadar devam edecek. Yemen, Gazze'ye yönelik saldırganlığı ve kuşatmayı, Arap ve İslam ülkelerinin sömürülmesini reddederek, kendi kabiliyet ve kapasitelerine göre rolünü oynayacak” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Husiler, Ekim 2023'ten bu yana Kızıldeniz'de İsrail'e ve Kızıldeniz'deki ticari gemilere yönelik askeri operasyonlar düzenliyor ve bu operasyonların amacının İsrail gemilerinin veya Gazze'ye destek amacıyla İsrail'e giden gemilerin hareketini engellemek olduğunu iddia ediyor. 

Buna karşılık İsrail de Temmuz 2024'te Yemen'deki Husi mevzilerine hava saldırıları düzenlemeye başladı ve aralarında Hudeyde limanı ile Sana Uluslararası Havalimanı'nın da bulunduğu hayati tesisleri hedef aldı.