Avrupa’nın en öfkeli sürücüleri Fransızlar

Avrupa’nın en öfkeli sürücüleri Fransızlar
TT

Avrupa’nın en öfkeli sürücüleri Fransızlar

Avrupa’nın en öfkeli sürücüleri Fransızlar

Sonuçları dün yayınlanan bir araştırmada, Fransız sürücüler, araç kullandıkları esnada öfkelenen Avrupalılar arasında ilk sırada yer aldı.
Otoyol altyapı işletmelerinde uzmanlaşmış Vinci Anonim Şirketi tarafından hazırlanan araştırma, ankete katılan 5 sürücüden birinin araç sürerken davranışının değiştiğini ve çok stresli bir insan haline geldiğini ortaya kondu.
Vinci’nin Otoyollardan Sorumlu Sürüş Vakfı Genel Delegesi Bernadette Moreau, Fransızların büyük bir kısmının sürücü davranışları bakımından çok toleranslı olduğunu, ancak yoldaki diğer sürücüler için aynı toleransa sahip olmadıkları değerlendirmesinde bulundu. Bu değerlendirme şöyle bir soruyu akla getiriyor: “Fransızlar direksiyon başına oturduklarında şizofren mi oluyor?”
Çokuluslu bir piyasa araştırması ve anket şirketi olan Ipsos geçtiğimiz günlerde 11 Avrupa ülkesinde 12 bin 400 sürücüye anket uyguladı ve uygulanan ankete sürücülere ilk kez sürüş sırasındaki psikolojik durumları hakkında sorular yöneltildi. Sonuçlar şaşırtıcıydı. Zira sürücülerin beşte biri araba kullanırken başka bir kişiye dönüştüğünü ve öfkesi nedeniyle kendisini neredeyse tanıyamadığı kabul etti. Bu oran, Paris ve çevresindeki sürücüler arasında üçte bire kadar yükseliyor.
Yaşanan gerilim birçok uygunsuz davranış biçimine dönüşüyor. Ankete dahil olan Fransız sürücülerin yüzde 70’i, şoförlere ve hatta yol boyunca kalabalık oluşturan yayalara küfür etme konusunda hiçbir şeyden çekinmediklerini itiraf etti. Fransız sürücüler tarafından yapılan hakaretler, “aptal” ve “tavuk” gibi basit ve eğlenceli kelimelerden müstehcen içerikli sözlere kadar değişkenlik gösteriyor. Bunların içinde, trafikte kendisini sıkıştıran bir şoförle kavga etmek için aracından inenler de var. Bu oran, Fransızları sürüş sırasındaki davranış ölçeğinde Avrupa ortalamasının 15 derece üzerine çıkarıyor. Gerginlik ve trafik yoğunluğundan kaynaklanan iğneleyici sözler, hakaretler ve küfür ifadelerinde Avrupa’daki genel oran yüzde 55 olarak kabul ediliyor. Vinci Vakfı Delegesi, bu davranış biçimlerinin, şoförün kendisini aracın kabini içinde yalnız hissetmesinden ve bu sebeple de toplumsal davranış biçimlerini unutmasından kaynaklandığı şeklinde yorumladı.
Yapılan anket çalışmasında, Fransız sürücülerin dörtte üçü, sürüş sırasında iki saniyeden fazla bir süre gözlerini yoldan çektiklerin kendilerinde böyle bir durumun ortaya çıktığını, bu bakışın ise çoğunlukla telefon ekranlarına bakmak olduğunu ifade etti. Öte yandan Fransa’daki sürücülerin üçte birinin sağındaki arabayı solladığı belirtildi. Sürüş sırasındaki gerginlik nedeniyle, anket çalışmasına katılan Fransız sürücülerin yüzde 87’si, diğer sürücülerden tarafından saldırıya ve tacize uğrama korkusu hissettiğini dile getirdi. Bu, Fransa’daki araç sürücülerinin kendilerine yüksek not vermeleri,  hissettikleri yüksek düzeydeki özgüven ve beceriye rağmen geldi. Fransız sürücüler, sürüş sırasında kendilerini dikkatli, güzel davranışlı ve sakin olarak tanımlarken, diğerlerini pervasız, agresif ve sorumsuz olarak niteliyorlar.



Vücut geliştirenlerin kullandığı takviye, orta yaşlı kadınların hayatını değiştirebilir

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Vücut geliştirenlerin kullandığı takviye, orta yaşlı kadınların hayatını değiştirebilir

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Kreatin takviyeleri yakın zamana kadar neredeyse sadece performansı artırmak ve kas kütlesini kazanmak isteyen sporcular ve vücut geliştiriciler tarafından kullanılıyordu. Ancak artık şaşırtıcı hızda büyüyen bir pazar var: Orta yaşlı kadınlar.

Dwayne "The Rock" Johnson hâlâ protein karışımını "hacim kazanmak" için kullanırken, Ivanka Trump bu yıl sabah smoothie'siyle birlikte bir doz aldığını açıkladı.

TikTok'taki fitness fenomenlerinden sağlık uzmanlarına kadar, bu tebeşirimsi toz artık kadınlar için bir dizi faydasıyla lanse ediliyor. Peki, kreatin tam olarak ne ve bilim bu trendi destekliyor mu?

Midland Health'te doktor ve direktör olan Dr. Rupa Parmar, The Independent'a "Kreatin üç amino asitten (arjinin, glisin ve metiyonin) elde edilen doğal bir bileşik" diye konuştu.

Enerji üretimi için esasen kaslarımızda depolanır.

Kırmızı et ve balık gibi gıdalardan az miktarda alınsa da vücudumuz da her gün yaklaşık 1 gram üretir.

Rupar, çoğu kadının gıdalardan günde önerilen 3 ila 5 gramı almadığını ve takviyenin yardımcı olabileceğini söyledi.

"Kadınlar doğal olarak erkeklerden çok daha düşük kreatin depolarına sahip ve kreaatin genellikle beslenmelerinde daha az yer alıyor. Dolayısıyla seviyelerini artırmak için kreatin almaktan daha fazla fayda görebilirler" diye ekledi.

Kreatinin bir takviye olarak yükselişi 1992'de Britanyalı kısa mesafe koşucusu Linford Christie ve engelli koşucu Sally Gunnell'in Barselona Olimpiyatları'nda altın madalya kazanmasıyla başlamıştı.

Parlak fitness dergileri onu bir "buluş" diye nitelendirmeye başlamıştı: Fortune dergisindeki 1998 tarihli bir makale bileşiği "doğanın steroidi" diye adlandırmış, Los Angeles Times da "Güç tozu" diye manşet atmıştı.

Başlangıçta büyük oranda kas geliştirme ve antrenman sonrası toparlanmaya faydalarıyla ünlense de araştırmalar kreatinin faydalarının spor salonunun ötesine uzanabileceğini gösteriyor.

Kreatin hafıza, beyin sağlığı, depresyon tedavisi ve enerji artışıyla ilişkilendiriliyor.

Rupar, "Bu madde beyin sağlığını bile destekleyebilir. Bilişsel işlevi iyileştirmeye ve yaşlandıkça bir miktar koruma sağlamaya yardımcı olduğunu öne süren çalışmalar var" dedi.

Kansas Üniversitesi Tıp Merkezi tarafından Alzheimer hastaları üzerinde yapılan bir ön çalışmada, kreatin takviyelerinin hafızayı ve yürütme işlevini geliştirebileceği bulundu. Kreatin hormonal dalgalanmalara da iyi gelebilir.

Rupar sözlerine şöyle devam etti:

Kreatin, özellikle kendinizi daha yorgun hissettiğinizde, istikrarlı enerji seviyelerini destekleyerek regl döneminizdeki yorgunluğu hafifletmeye yardımcı olabilir.

Adet döngüsünü düzenleyen hormonlar olan östrojen ve progesteron, vücudun kreatini nasıl ürettiğini ve kullandığını etkiliyor.

Rupar, "Adet döngüsü sırasında kreatin seviyeleri değişebilir ve takviyeler, özellikle östrojen düşük olduğunda, enerji ve kas fonksiyonunu daha istikrarlı tutabilir" dedi.

Menopoza yaklaşan veya menopoza giren kadınlar için kreatin, özellikle direnç antrenmanıyla birleştirildiğinde kas kütlesi, gücü ve kemik yoğunluğundaki düşüşleri önlemeye yardımcı olabileceğinden özellikle umut verici görünüyor.

12 aylık bir çalışmada, kreatinin menopoza girmiş 47 kadında kemik mineral yoğunluğu kaybını azalttığı bulundu.

Tüm potansiyel avantajlarına rağmen, kreatinin dezavantajları da var.

En yaygın şikayetlerden biri şişkinlik: Kasları doyurduğu için su tutulmasına neden olabilir, bu da bazen şişkinlik hissine ve su ağırlığından dolayı tartıda birkaç kilo fazlalığa yol açar.

Yine de çalışmalar, önerilen dozlarda alındığında kreatinin çoğu sağlıklı yetişkin için güvenli olduğunu defalarca gösterdi.

Uzmanlar, özellikle böbrek rahatsızlığı olanlar veya ilaç kullananların başlamadan önce bir sağlık uzmanına danışmasını tavsiye ediyor.

Independent Türkçe