Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov'dan Suriye’de ‘Arap rolü’ çağrısı

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov. (Reuters arşiv)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov. (Reuters arşiv)
TT

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov'dan Suriye’de ‘Arap rolü’ çağrısı

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov. (Reuters arşiv)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov. (Reuters arşiv)

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov,  3 Temmuz’da Moskova’nın, Suriyeliler arasındaki bir diyalog aracılığıyla, dış müdahale olmaksızın varılacak bir çözümü garanti edecek şekilde 2254 sayılı uluslararası kararın tam olarak uygulanmasına verdiği önemi vurguladı. Lavrov, Suriye krizine ilişkin Arap varlığını güçlendirme çağrısı yaparken ülkesinin bu yönde aktif bir Arap rolünün olmasını memnuniyetle karşıladığını söyledi.
Rus Bakan, 3 Temmuz’da Libya Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih ile Moskova’da gerçekleştirdiği bir görüşmede, Arap ülkelerinin daha aktif rolünün Rusya tarafından memnuniyetle karşılanacağına ve Suriye çözümünü hızlandıracağına dikkat çekti. Lavrov, ‘Batı’nın çabalarıyla yüzleşecek tüm adımların Suriye'ye izolasyonu hedeflediğini ve bunları bertaraf etme girişimlerinin memnuniyetle karşılanacağını’ ifade etti.
Rusya’nın Suriye’nin Arap ailesi içerisindeki doğal pozisyonuna geri dönmesinden yana bir tutum sergilediğini belirten Lavrov sözlerini şöyle sürdürdü:
“Arap Birliği içerisinde aktif tartışmalar olduğunu biliyoruz. Bu sorunun, Suriye’nin çıkarlarını karşılayarak Arap ve İslam dünyalarının tüm bileşenlerinin çıkarlarına hizmet edecek şekilde çözüleceğini umuyoruz.”
Rusya Dışişleri Bakanı ülkesinin, 2254 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) kararını uygulamak için ‘aktif ve büyük bir güçle’ çalıştığını belirtirken bu kararın tam olarak uygulanması gerektiğini vurguladı. Yetkili, Rusya’nın çabalarının Suriye’deki ateşkes garantörlerinin ‘Astana grubu’ çerçevesinde aktif şekilde devam ettiğini söyledi. Birkaç gün önce Rusya, İran ve Türkiye liderlerinin Suriye’de siyasi çözüm mekanizmalarını görüşmek üzere video konferans aracılığıyla bir toplantı düzenlediklerini hatırlattı. Sergey Lavrov, çabaların en önemli unsurunun ‘esas olarak Suriyeliler arasında yürütülecek diyalogla siyasi bir çözüme ulaşmak için çalışmak’ olduğunu belirtti.
Lavrov, Rusya’nın Arap ülkelerinin üstleneceği daha geniş bir rolü memnuniyetle karşılayacağını hatırlatırken bu ülkedeki Arap diplomatik misyonlarının çalışmalarını devam ettirerek Suriye’deki Arap varlığının artırılması gerektiğine dikkat çekti. Sergey Lavrov, bu durumun siyasi sürecin önemli bir bileşeni olacağını kaydettiği açıklamasında Akile Salih’e hitaben şunları söyledi:
“Bu sürecin daha evvel başladığını biliyoruz. Şam’daki diplomatların varlığını sürdürmesi için çalışan Arap ülkeleri var. Libya’nın Suriye’deki diplomatik varlığını sürdürmeye çalıştığını da biliyoruz ve bu adımı memnuniyetle karşılıyoruz.”
Lavrov, Suriye ve Libya’da olduğu gibi tüm bölgenin önceliğinin, terör tehdidini yenmeyi sürdürmeye yönelik olması gerektiğini belirterek, “Bu mücadele hem ilkeli olmalı hem de çifte standart politikalarından uzak durulmalıdır” değerlendirmesinde bulundu. Rus Bakan, bir kez daha Moskova’nın ‘bazı tarafların dar jeopolitik çıkarlar elde etmek için teröristleri kullanma girişimlerini’ reddettiğini vurguladı.



Maduro, Trump ile "dostça" bir görüşme gerçekleştirdiğini doğruladı

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AP)
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AP)
TT

Maduro, Trump ile "dostça" bir görüşme gerçekleştirdiğini doğruladı

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AP)
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AP)

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, iki ülke arasındaki krizin ardından ABD'li mevkidaşı Donald Trump ile "dostça" bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini doğruladı.

Maduro, devlet televizyonunda yaptığı açıklamada, "Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump ile görüştüm," dedi. "Görüşmenin saygılı, hatta dostça olduğunu söyleyebilirim." Maduro, "Daha da ileri gideceğim... Eğer bu davet, eyaletler arası, ülkeler arası saygılı bir diyaloğa doğru adımlar attığımız anlamına geliyorsa, diyaloğa ve diplomasiye hoş geldiniz, çünkü her zaman barış için çabalayacağız" ifadelerini kullandı.

Trump, pazar günü basında geniş yer bulan telefon görüşmesinin gerçekleştiğini kabul etti. Air Force One'dan konuşan ABD Başkanı, "İyi ya da kötü geçtiğini söyleyemem. Sadece bir telefon görüşmesiydi" dedi. Bu görüşme, ABD'nin Karayipler'de önemli bir askeri yığınak yapması, uyuşturucu kaçakçılığı yaptığından şüphelenilen gemilere hava saldırıları düzenlemesi ve Venezuela topraklarına yönelik olası saldırılar konusunda uyarılarda bulunmasıyla, Venezuela üzerindeki baskısını artırdığı bir dönemde gerçekleşti.

Maduro dün, "Yaklaşık on gün önce Beyaz Saray'dan Miraflores Sarayı'nı aradılar ve Başkan Donald Trump ile bir telefon görüşmesi yaptım. Tüm dünya bunu konuştu" dedi. "Dışişleri bakanı olarak geçirdiğim altı yıl boyunca diplomatik temkinli olmayı öğrendim. Temkinli olmayı severim, mikrofonlar aracılığıyla diplomasiyi sevmem. Önemli şeyler olduğunda, bitene kadar sessizce yapılmalı."

Donald Trump, Venezuela'yı ABD pazarını istila eden bir uyuşturucu kaçakçılığı operasyonu yürütmekle suçluyor. Karakas ise bunu reddederek, Washington'un asıl amacının rejim değişikliği yapmak ve Venezuela'nın petrol rezervlerinin kontrolünü ele geçirmek olduğunu söylüyor.


Witkoff, bugün Florida'da Ukraynalı müzakereci Umerov ile bir araya gelecek

Ukrayna heyetinin başkanı Rustem Umerov (Arşiv- EPA)
Ukrayna heyetinin başkanı Rustem Umerov (Arşiv- EPA)
TT

Witkoff, bugün Florida'da Ukraynalı müzakereci Umerov ile bir araya gelecek

Ukrayna heyetinin başkanı Rustem Umerov (Arşiv- EPA)
Ukrayna heyetinin başkanı Rustem Umerov (Arşiv- EPA)

ABD Başkanı Donald Trump'ın özel temsilcisi Steve Wittkoff ve damadı Jared Kushner, salı günü Moskova'da Vladimir Putin ile yaptıkları görüşmenin ardından bugün Florida'da Ukraynalı müzakereci Rustem Umerov ile bir araya gelecek.

Miami bölgesinde düzenlenecek görüşme, ABD Başkanı Donald Trump'ın dün Rus mevkidaşının Ukrayna'daki "savaşı bitirmek" istediğini söylemesinin ardından gerçekleşiyor.


Birçok Avrupalı ​​Rusya ile savaşın mümkün olduğuna inanıyor

Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha bölgesinde devriye geziyor (Arşiv- AP)
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha bölgesinde devriye geziyor (Arşiv- AP)
TT

Birçok Avrupalı ​​Rusya ile savaşın mümkün olduğuna inanıyor

Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha bölgesinde devriye geziyor (Arşiv- AP)
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha bölgesinde devriye geziyor (Arşiv- AP)

Fransız Le Grand Continent dergisinin bugün yayınladığı dokuz AB ülkesinde yapılan bir ankete göre, önemli sayıda Avrupalı, Rusya ile savaş riskinin yüksek olduğuna inanıyor.

9 bin 553 kişinin katıldığı anket, katılımcıların yarısından fazlasının (%51), önümüzdeki yıllarda Rusya ile ülkeleri arasında "yüksek" veya "çok yüksek" bir savaş çıkma riski olduğuna inandığını ortaya koydu.  Şarku’l Avsat’ın dergiden aktardığına göre ankete katılan dokuz ülke Fransa, Almanya, İtalya, İspanya, Polonya, Portekiz, Hırvatistan, Belçika ve Hollanda olup, her birinde örneklem büyüklüğü 1000 kişiyi aştı.

“Cluster 17” grubunun kasım ayı sonunda “Le Grand Continent” dergisine yönelttiği soru şuydu: “Sizce Rusya önümüzdeki yıllarda ülkenize savaş açabilir mi?”

Rusya ile açık çatışma riski algısı ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Rusya ve müttefiki Belarus ile sınırı olan Polonya'da, katılımcıların %77'si riskin yüksek veya çok yüksek olduğunu düşünürken, bu oran Fransa'da %54, Almanya'da ise %51 idi. Polonyalıların aksine, ankete katılan İtalyanların %65'i riskin düşük veya hiç olmadığını düşünüyordu.

Anket, büyük bir çoğunluğun (%81) önümüzdeki yıllarda Çin ile bir savaş çıkacağına inanmadığını gösterdi.

Öte yandan, ankete katılanlar ülkelerinin Moskova'ya karşı askeri kabiliyetleri konusunda şüphelerini dile getirdiler. Üçte ikisinden fazlası (%69) kendilerini Rus saldırganlığına karşı savunmakta "tamamen yetersiz" veya "oldukça yetersiz" hissetti.

Ancak listedeki nükleer silah sahibi tek ülke olan Fransa'da, katılımcıların %44'ü ülkelerinin kendini "bir nebze" veya "makul" ölçüde savunabileceğini belirterek daha az karamsardı. Buna karşılık, Belçikalılar, İtalyanlar ve Portekizliler ülkelerinin kendilerini savunamayacağına inanıyordu (sırasıyla %87, %85 ve %85).