ABD’de ‘beyin yiyen amip’ endişe yarattı

Naegleria fowleri olarak bilenen amip (AFP)
Naegleria fowleri olarak bilenen amip (AFP)
TT

ABD’de ‘beyin yiyen amip’ endişe yarattı

Naegleria fowleri olarak bilenen amip (AFP)
Naegleria fowleri olarak bilenen amip (AFP)

ABD’deki Florida Sağlık Dairesi (DOH), Hillsborough bölgesinde yaşayan kişiye beyin yiyen amip olarak bilinen ‘Naegleria fowleri’ bulaştığını açıkladı.
BBC’ye göre çıplak gözle görülmeyen bu tek hücreli amip, genellikle göller, nehirler, göletler ve kanallar gibi tatlı suda bulunuyor ve vücuda burundan girerek beyne yerleşiyor. Söz konusu amip, insandan insana bulaşmıyor.
Naegleria fowleri olarak bilenen amipin bulaştığı kişilerde, yüksek ateş, bulantı, boyun tutulması, kusma ve baş ağrısı gibi belirtiler görülüyor. Bu hastaların çoğu genellikle bir hafta içinde hayatını kaybediyor.
Bu enfeksiyon genellikle ülkenin güney eyaletlerinde görülürken, yaz ayları daha riskli olarak kabul ediliyor. 1962'den beri sadece 37 vakanın kaydedildiği Florida’da ise nadir görülüyor.
Yetkililer, Hillsborough bölgesinde yaşayan sakinlere musluktan gelen ve göl, gölet, nehir, kanal gibi diğer kaynaklardaki suyla burun temasından kaçınılması çağrısı yaptı.
Yetkililer ayrıca, hızla ilerleyen bu hastalığın belirtilerini taşıyan insanların derhal hastaneye gitmesini istedi.
 



Prostat kanseri teşhisinde çığır açabilecek bir idrar testi geliştirildi

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Prostat kanseri teşhisinde çığır açabilecek bir idrar testi geliştirildi

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları idrarda prostat kanserinin bir işaretini keşfetti. Bu ilerleme, ölümcül hastalığın teşhisinde daha basit ve iyi bir yönteme önayak olabilir.

Prostat kanseri, dünya genelinde erkekler arasında önde gelen ölüm nedenlerinden biri. Her yıl yüz binlerce kişi bu kötü huylu hastalığa yenik düşüyor ve yılda bir milyondan fazla yeni vaka teşhis ediliyor.

Bununla birlikte, vücutta erken aşamadaki tümörün spesifik belirtilerinin olmaması nedeniyle teşhisi hâlâ zor. Halihazırda, prostat bezi tarafından üretilen bir proteinin seviyesini ölçerek kanseri tespit etmek için PSA adı verilen kan testi kullanılıyor.

Prostat spesifik antijen (PSA) proteininin yüksek seviyeleri prostat kanserinin yanı sıra diğer kanser dışı durumlara da işaret edebiliyor.

PSA'ya dayalı tarama genellikle yanlış pozitif sonuçlara, gereksiz biyopsilere ve hatta bazen teşhisin atlanmasına yol açıyor.

Şimdiyse araştırmacılar, idrarda prostat kanserinin varlığını ve ciddiyetini yüksek hassasiyetle gösterebilecek bir dizi "son derece doğru" işaret tespit etti.

gfbhjyuk
Prostat kanseri illüstrasyonu (Michigan Medicine)

Cancer Research adlı akademik dergide yayımlanan son çalışmaya göre, SPON2, AMACR ve TMEFF2 adlı molekülleri içeren bu işaretler, prostat kanserini tahmin etmede PSA'dan çok daha doğru ve spesifik.

Araştırmacılar, bu yöntemlerin kötü huylu hastalığın tedavisini kişiselleştirmek üzere ilaç hedeflerini belirlemek için de kullanılabileceğini belirtiyor.

İsveç'teki Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarlarından Mikael Benson, "İdrarda biyolojik işaretleri ölçmenin pek çok avantajı var. İnvaziv değil, ağrısız, muhtemelen evde yapılabilir ve numune klinik laboratuvarlardaki rutin yöntemler kullanılarak analiz edilebilir" dedi.

Araştırmada bilim insanları prostat tümörlerinden alınan binlerce hücrede mRNA moleküllerinin aktivitesini analiz etti.

Araştırmacılar bu molekülleri ve faaliyetlerini, bu hücrelerin her birindeki kanserin yeri ve ciddiyetiyle eşleştirdi.

Daha sonra bilim insanları yapay zekayı kullanarak prostat kanseri için güvenilir işaretler olarak hizmet edebilecek molekülleri tanımladı.

Yaklaşık 2 bin hastadan alınan kan, prostat dokusu ve idrar örneklerini analiz ederek bulguları daha da doğruladılar.

Dr. Benson, "PSA'dan daha kesin yeni biyolojik işaretler, prostat kanseri olan erkekler için daha erken tanı ve daha iyi prognoz sağlayabilir. Dahası, sağlıklı erkeklerde gereksiz prostat biyopsilerinin sayısını azaltabilir” dedi.

Bilim insanları, bulguların prostat kanserini teşhis etmek için gen aktivite analizi ve yapay zeka gibi yöntemleri birleştirme potansiyelini gösterdiğini söylüyor.

Araştırmacılar, testi daha büyük, daha çeşitli popülasyonlarda doğrulamayı ve klinik uygulama için geliştirmeyi umuyor.

Independent Türkçe