Dünya'nın manyetik alanının düşündüğümüzden 10 kat daha hızlı değişiyor

Manyetik alan bizi zararlı radyasyondan korumanın ve atmosferi yerinde tutmaya yardımcı olmanın yanı sıra navigasyon için de çok önemli

Dünyanın manyetik alanı son 700 yıldır aynı şekilde duruyor ancak her an değişmeye başlayabilir (Reuters)
Dünyanın manyetik alanı son 700 yıldır aynı şekilde duruyor ancak her an değişmeye başlayabilir (Reuters)
TT

Dünya'nın manyetik alanının düşündüğümüzden 10 kat daha hızlı değişiyor

Dünyanın manyetik alanı son 700 yıldır aynı şekilde duruyor ancak her an değişmeye başlayabilir (Reuters)
Dünyanın manyetik alanı son 700 yıldır aynı şekilde duruyor ancak her an değişmeye başlayabilir (Reuters)

Bilim insanları, Dünya'nın manyetik alanının daha önceden düşünülenden 10 kat daha hızlı değişmiş olabileceğini söyledi.
Manyetik alanın bize nasıl göründüğünü etkileyen yer altındaki demirin bilgisayar simülasyonunu kullanan araştırmacılar, manyetik alanın fark ettiğimizden çok daha hızlı hareket edebileceğini gösterdi.
Keşif, Dünya'daki yaşamı güçlendiren en temel süreçlerden bazılarını kavramamızı sağlayacak önemli çıkarımlara yol açabilir. Manyetik alan sadece pusulalarda ve navigasyon cihazlarında kullanılmıyor, aynı zamanda uzaydan gelen radyasyona karşı bizi korumaya da yardım ediyor ve atmosferimizi yerinde tutuyor.
Manyetik alanı, Dünya'nın dış çekirdeğini oluşturan erimiş metalin dönerek akması üretiyor ve düzenliyor. Sıvı demir hareket ettikçe yüzeydeki manyetik alana güç veren elektrik akımlarını oluşturuyor.
Günümüzde uyduları ve diğer teknolojileri kullanan bilim insanları, akışkan demirin hareket ederek alanı farklılaştırdığında meydana gelen değişimleri ölçebiliyor ve izleyebiliyor. Ancak geçmişteki hareketleri anlamak daha zor. Çünkü bu alan, görece çok yeni teknolojimizden çok daha uzun bir süredir değişim geçiriyor.
Tarih boyunca meydana gelen değişimi anlama girişimlerinde manyetik alanlara dair çıkarımlar yapmak için, uzun zaman boyunca hem doğal hem de insan yapımı kanıtları kullanmak gibi çok daha kusurlu veriler temel alındı. Ancak bu hala zor ve bu tekniklerin hassasiyeti tartışmalı.
Bunun yerine yeni çalışma, alanın nasıl meydana gelmiş olabileceğini anlamak için bilgisayar simülasyonları kullandı ve Dünya'nın manyetik alanının son 10 bin yılda nasıl değişmiş olabileceğine dair veriler sağladı.
Manyetik alanın rapor edilen en hızlı varyasyonlardan bile 10 kat daha hızlı şekilde yön değiştirdiğini buldular.
En hızlı olaylar manyetik alan zayıfladığında meydana geliyor. Ki bunlar da manyetik alan ters döndüğünde yani kutupları yer değiştirdiğinde ya da kuzey veya güney kutuplarından uzaklaştığı zamanlarda yaşanıyor.
Örneğin 39 bin yıl kadar önce bir ara alanın yönü, her yıl yaklaşık 2,5 derece hareket ediyordu. Bu, yaklaşık 41 bin yıl önce yaşanan ve Laschamp Sapması diye bilinen Dünya'nın manyetik alanının kısa süreliğine tersine dönmesinden nispeten kısa bir süre sonra meydana gelmişti.
Bilim insanları, bu tür dramatik değişikliklerin, manyetik alanın bizim şu anda yaşadığımız zamana benzer görece istikrarlı zamanlarında da meydana gelip gelmeyeceğini anlamak için bu tür simülasyonları daha fazla inceleyebilmeyi umuyor.
Araştırmanın yöneticilerinden ve Leeds Üniversitesi'nden Chris Davies, "400 yıl öncesinin manyetik alanı hakkındaki bilgilerimiz epey eksik. Bu hızlı değişimler, sıvı çekirdeğin daha aşırı davranışlarından bazılarını temsil ettiğine göre bunlar Dünya'nın içindeki derinliklerin davranışıyla ilgili önemli bilgiler verebilir" dedi.



Dinozorlar Çağı'ndaki kuşların Arktika'da yuva yaptığı ortaya çıktı

Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)
Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)
TT

Dinozorlar Çağı'ndaki kuşların Arktika'da yuva yaptığı ortaya çıktı

Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)
Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)

Bilim insanları, kuşların kutup bölgelerine en azından 73 milyon yıldır yuva yaptığını keşfetti. 

Günümüzde Arktika'da yuva yapan 200'den fazla kuş türü var. Bilim insanları bu hayvanların ekosistemin önemli üyeleri olduğunu, polenleşme ve tohum dağılımı gibi temel görevlere katkı sağladığını söylüyor.

Daha önce yapılan araştırmalarda bu davranışın yeni olmadığı görülmüştü. Princeton Üniversitesi'nden Lauren Wilson "Kutup bölgelerinde yuva yapmaya dair en eski kanıt, Antarktika'nın Eosen dönemine ait yaklaşık 46,5 milyon yıl önce yaşamış bir penguen kolonisiydi" diyor.

Wilson liderliğindeki ekibin yeni araştırmasıysa bu tarihi yaklaşık 25 milyon yıl daha geriye çekti. 

Bilim insanları Alaska'nın kuzeyindeki Prince Creek formasyonunda yaptıkları kazılarda aralarında embriyo ve yavru kalıntıları da olan 50'den fazla kuş fosili ortaya çıkardı. Çoğunun boyu 2 milimetreden daha kısa olan bu fosiller, kuşların kutup bölgelerinde yuva yaptığına dair en eski kanıtı sunuyor. 

Bulguları hakemli dergi Science'ta yayımlanan çalışmanın ortak yazarı Patrick Druckenmiller, "Bu yeni fosiller, kuşların evrimi hakkındaki bilgilerimizde önemli bir boşluğu dolduruyor" diyerek ekliyor:

Bu çalışmadan önce, birkaç ayak izi dışında Alaska'da kuş fosilleri bulunmamıştı.

Araştırmacılar yaklaşık 73 milyon yıl önce Arktika'da yuva yapan bu kuşların en azından üç ayrı gruptan geldiğini saptadı. Fosillerin bir kısmı martıya benzeyen Ichthyornithes ve dalgıç kuşuna benzeyen Hesperornithes gruplarına aitti. Artık soyu tükenen bu gruplar dişli kuşları içeriyordu.

Ancak kalıntıların çoğu ördeklere benzeyen dişsiz kuşlara aitti. Araştırmacılar dişsizliğin, bugün yaşayan bütün kuşları içeren grubun belirleyici özelliği olduğunu ifade ediyor. Bu nedenle bulgular, milyonlarca yıl önce Arktika'da yuva yapan kuşların, modern kuşların yakın akrabaları olduğuna işaret ediyor.

Ekip, bölgenin o dönemde bugüne kıyasla daha sıcak olduğunu ve muhtemelen 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığı aldığını söylüyor. Ancak bu durum kuşların dondurucu soğuklara maruz kalmadıkları anlamına gelmiyor.

Druckenmiller "Kışlar bugünkü kadar sert olmasa da yıl boyunca burada yaşayan hayvanlar dondurucu soğuklara, ara sıra yağan kara ve yaklaşık 4 ay süren kış karanlığına katlanmak zorundaydı" diye açıklıyor.

Ancak bölgede o zaman yuva yapan kuşların tek sorunu sıcaklıklar değildi. Araştırmacılar bazılarının uzunluğu 5 metreye ve ağırlığı 2 tona çıkan yaklaşık 12-13 dinozor türüyle beraber yaşadıklarını söylüyor. 

Druckenmiller, Troodon gibi etçil dinozorların, "bu sevimli küçük kuşları akşam yemeğinde seve seve yiyeceğini" söylüyor. 

Edinburgh Üniversitesi'nden paleontolog Steve Brusatte, yer almadığı çalışmanın bulgularını şöyle değerlendiriyor:

Bu fosiller, kuşların onlarca milyon yıl önce bu yüksek enlemlerdeki toplulukların ayrılmaz bir parçası olduğunu ve bu toplulukların modern zamanlardaki ekolojik bir yenilik değil, Dünya tarihinin uzun vadeli bir normu olduğunu gösteriyor.

Independent Türkçe, Guardian, Live Science, Science