Suriye İnsan Hakları Gözlemevi: TSK Münbiç’in batısını vurdu

Suriye’de Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ait zırhlı araç (AFP-Arşiv)
Suriye’de Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ait zırhlı araç (AFP-Arşiv)
TT

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi: TSK Münbiç’in batısını vurdu

Suriye’de Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ait zırhlı araç (AFP-Arşiv)
Suriye’de Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ait zırhlı araç (AFP-Arşiv)

Türk ve Rus askerleri, Haseke kentinin kuzeydoğusundaki Suriye-Türkiye sınırının Suriye tarafında bulunan Malikiye bölgesinde dün ortak devriye faaliyeti gerçekleştirdi. Bu, bir hafta içinde yapılan ikinci devriye. Önceki devriye ise 2 Temmuz’da Ayn el-Arab’da (Kobani) Rus uçaklarının eşliğinde gerçekleşti.
Türkiye Savunma Bakanlığı, Suriye’nin kuzeydoğusunda ‘Barış Pınarı’ adını verdiği bölgelerde tespit edilen top mühimmatının imha edildiğini bildirdi.
Bakanlıktan önceki gün yapılan açıklamada, “Barış Pınarı bölgesinde tespit edilen top mühimmatı, kahraman komandolarımız tarafından her türlü emniyet tedbiri alınarak kontrollü bir şekilde imha edildi” ifadesine yer verildi.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) 9 Ekim 2019’da Suriye Milli Ordusu’nun katılımıyla Suriye’nin kuzeydoğusundaki Fırat’ın doğusunda yer alan bölgelere ‘Barış Pınarı Harekatı’ ismiyle askeri operasyon başlattı. Washington-Ankara arasında varılan anlaşma sonrası harekat 17 Ekim’de durduruldu. Anlaşmada, ABD öncülüğündeki Uluslararası Koalisyon’un destek verdiği Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) ana omurgasını oluşturan YPG unsurlarının çekilmesi gerektiği ifade edildi. Akabinde Rusya ve Türkiye’nin 22 Ekim’de imzaladığı Soçi Anlaşmasında iki tarafın askerlerinin bölgede ortak devriye faaliyeti yürütmesi kararı alındı.
Öte yandan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, TSK’nın ve desteklediği grupların, pazarı pazartesiye bağlayan gece SDG’nin kontrolündeki bölgeleri roketlerle hedef aldığını açıkladı. Gözlemevi’nin aktardığına göre, Münbiç’in batısındaki El-Yaşili ve Arab Hasan köyleri bombalandı.
TSK ağır silahlarla Haseke kırsalındaki Nevihat, Hadravi ve Ebu Reseyn köylerinde konuşlanan SDG unsurlarını hedef aldı. Aynı şekilde Ayn İsa kırsalındaki Huşan köyü ile İstirahe Sakr bölgesine yapılan bombardımanda köydeki bulunan bir yakıt istasyonu alev alırken çevrede maddi hasarlar meydana geldi. Ayn İsa kırsalından Tel Abyad’ın batısına kadar uzanan bölgedeki savaş mevzileri bombalandı. TSK ve desteklediği gruplar ayrıca Tel Abyad’ın batı kırsalında yer alan Ebu Hayya, Kur Hasan, Kazeli Harbat Bakar, Tel ed-Debs köylerini bombaladı.
Türkiye Savunma Bakanlığı’ndan dün yapılan açıklamada, “Kahraman Komandolarımız, Barış Pınarı bölgesindeki Suriyeli kardeşlerimizin huzur ve güvenliği için her türlü tedbiri almaya devam ediyor. Komandolarımız, terör örgütü PKK/YPG’nin bir saldırı girişimini daha önleyerek 2 PKK/YPG’li teröristi etkisiz hale getirdi” denildi.



Suriye ordusu Süveyda'dan çekilmeye başladı

TT

Suriye ordusu Süveyda'dan çekilmeye başladı

Suriye ordusu Süveyda'dan çekilmeye başladı

Suriye ordusu, şiddet olaylarına sahne olan kentte yeni bir ateşkes anlaşmasının ilan edilmesinden saatler sonra, Dürzilerin çoğunlukta olduğu Süveyda kentinden çekilmeye başladı.

Suriye Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, “Suriye Arap Ordusu güçlerinin Süveyda kentinden çekilmesi, anlaşma şartlarına uygun olarak ve kentin yasadışı gruplardan temizlenmesinin tamamlanmasının ardından başladı” denilirken, kentte konuşlu diğer hükümet güçlerinin çekilmesinden söz edilmedi.

Anlaşma, İsrail'in Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayı ve Suriye ordusu karargâhı yakınlarına ve Suriye'nin güneyindeki Süveyda ve Dera vilayetlerindeki hükümet güçlerine art arda düzenlediği saldırıların ardından sağlandı.

Ateşkes anlaşmasının şartları

Anlaşma, hükümet ile Süveyda ileri gelenleri arasında bir anlaşmaya varıldığını duyuran topluluğun Dürzi Şeyhi Akl Yusuf Cerbu tarafından imzalanırken, Dürzi Şeyh Hikmet El Hicri anlaşmayı reddederek çatışmaların “tüm Süveyda'nın kurtarılmasına” kadar devam edeceğini vurguladı.

El Hicri yaptığı açıklamada herhangi bir anlaşma, müzakere ya da yetkilendirmeyi reddetti ve bu birleşik pozisyondan sapan ve tek taraflı olarak iletişim kuran ya da anlaşan herhangi bir kişi ya da tarafları uyardı.

Cerbu, anlaşmanın Süveyda'daki askeri operasyonların tamamen ve derhal durdurulmasını, ordu güçlerinin kışlalarına dönmesini ve ateşkesin uygulanmasını denetlemek üzere devlet ve Süveyda ileri gelenlerinden bir izleme komitesi kurulmasını içerdiğini söyledi.

Dürzi lider anlaşmanın ayrıca Süveyda'nın Suriye devletine tam entegrasyonunu öngördüğünü ve tüm vilayet toprakları üzerindeki tam egemenliğini teyit ettiğini söyledi.

Anlaşma aynı zamanda iç güvenlik kontrol noktaları ve devlet polisi ile Süveyda ve komşu bölgelerden polis personelinin konuşlandırılmasını ve Süveyda'dan polis memurlarının vilayetteki güvenlik dosyasını yönetmek için liderlik ve yürütme görevlerini üstlenmesini de içeriyor.

Cerbu ayrıca iki tarafın, silahların devlet çerçevesi dışında ortaya çıkmasına son verilmesini sağlamak amacıyla Süveyda'daki ağır silahları düzenleyecek bir mekanizma üzerinde ve Süveyda'nın tüm bölgelerindeki tüm devlet kurumlarının Suriye yasaları ve yönetmeliklerine uygun olarak yeniden faaliyete geçirilmesi konusunda anlaştığını söyledi.

Çok sayıda ceset

Suriye Sağlık Bakanlığı bugün İsrail'in Şam'a yönelik saldırılarında üç kişinin öldüğünü ve 34 kişinin yaralandığını bildirdi. Bakanlık Süveyda'daki Ulusal Hastane'de aralarında güvenlik güçleri mensupları ve sivillerin de bulunduğu onlarca cesedin bulunduğunu belirtti.

Suriye Dışişleri Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada İsrail'in Genelkurmay karargâhı, başkanlık sarayı çevresi ve ülkenin güneyini hedef alan son saldırılarının “tehlikeli bir tırmanış” olduğunu söyledi.

Yapılan açıklamada şöyle denildi: “Suriye bu tehlikeli tırmanıştan ve yansımalarından tamamen İsrail'i sorumlu tutmaktadır. Suriye, topraklarını ve halkını uluslararası hukuk tarafından güvence altına alınan tüm araçlarla savunmak için tüm meşru haklarını saklı tutacaktır. İsrail'in Suriye'de gerginliği tırmandırmak, kaos yaratmak ve güvenlik ve emniyeti baltalamak için izlediği sistematik bir politika bağlamında gerçekleşen bu bariz saldırganlık, BM Şartı ve uluslararası insancıl hukukun açık bir ihlalidir.”