Kral Abdulaziz’den Roosevelt’e: Araplar topraklarını teslim etmektense ölmeyi tercih ederler

Suudi Arabistan Kralı Abdulaziz Al Suud ve ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt, 14 Şubat 1945 tarihinde ABD ‘USS Quincy’ destroyerinde bir araya geldi. (Getty)
Suudi Arabistan Kralı Abdulaziz Al Suud ve ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt, 14 Şubat 1945 tarihinde ABD ‘USS Quincy’ destroyerinde bir araya geldi. (Getty)
TT

Kral Abdulaziz’den Roosevelt’e: Araplar topraklarını teslim etmektense ölmeyi tercih ederler

Suudi Arabistan Kralı Abdulaziz Al Suud ve ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt, 14 Şubat 1945 tarihinde ABD ‘USS Quincy’ destroyerinde bir araya geldi. (Getty)
Suudi Arabistan Kralı Abdulaziz Al Suud ve ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt, 14 Şubat 1945 tarihinde ABD ‘USS Quincy’ destroyerinde bir araya geldi. (Getty)

Joanna Al-Halabi
Suudi Arabistan’ın kurucusu Abdulaziz Al Suud bundan yaklaşık 75 yıl önce, ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt ile Süveyş Kanalı’ndaki USS Quincy destroyerinde önemli bir toplantı yaptı.
ABD dış politikasının resmi belgelerini yayınlamaktan sorumlu resmi organ olan ABD Tarih Ofisi (Office of the Historian), toplantıya ilişkin bir belgeyi yayınladı.
Roosevelt söz konusu dönemde Yalta’da ileri gelen Arap liderlerle bir araya geldiği bir konferanstan dönüyordu ve bu görüşme Suudi Arabistan Kralı ile ABD Başkanı arasındaki ilk toplantıydı. Görüştüğü kişiler arasında Mısır Kralı 1. Faruk ve Etiyopya İmparatoru Haile Selassie de vardı.
Roosevelt ve Abdulaziz arasındaki toplantıda, Arap sorunları üzerinde duruldu. Kral, Fransız sömürgeciliği altında olan Lübnan ve Suriye de dahil olmak üzere Arap halklarının topraklarını koruma ve yaşama haklarına dikkati çekti. Roosevelt ise Kral ile görüşmesi sırasında, Arap ülkeleri de dahil olmak üzere tarım ve su kaynaklarının geliştirilmesine olan ilgisini dile getirdi.
Toplantının büyük bir kısmında Kral ve Başkan, Filistin meselesini, Yahudi göçünü ve Filistin halkının kendi topraklarında barış içinde yaşama hakkını ele aldı.
İki taraf arasında imzalanan Quincy Anlaşması, o günlerde ortaya çıktı. Kral Abdulaziz, 14 Şubat’ta Arapça nüshaya imza attı ve Başkan Roosevelt de ertesi gün İskenderiye’de İngilizce metni imzaladı. Anlaşma daha sonra Başkan Harry S. Truman’a sunuldu.
Quincy toplantısına ilişkin ABD belgesi 3 bölüme ayrılıyor. İlk bölümde diyalogun başlangıcı var. Roosevelt, Kral’ın Avrupa’dan kovulan ‘Yahudi mülteciler’ sorunuyla ilgili tavsiyelerini sorduğunda aldığı yanıt ‘yaşamlarını, kovuldukları alanlarda sürdürmeleri gerektiği’ yönünde oldu. Evleri yıkılan ve kendi ülkelerinde yaşama fırsatına sahip olmayanlara gelince; Kral onlara zulüm gördükleri ülkelerde yaşayacakları bir yer verilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Kral, Roosevelt’e Arap meselesini ve topraklarında yaşama ilişkin meşru haklarını sunarken ABD Başkanı’na Arapların ne Filistin’de ne de başka bir ülkede Yahudilerle iş birliği yapmayacaklarını iletti. ABD belgesinde, Arapların varlığına yönelik artan tehdide ve Yahudi göçünün devam etmesi ve toprakların Yahudiler tarafından satın alınmasından kaynaklanan krize dikkat çekildi. Kral, Arapların topraklarını Yahudilere teslim etmek yerine ölmeyi tercih edeceklerini vurguladı.
Belgeye göre Kral Abdulaziz, ABD Başkanı’na ‘Arapların umudunun müttefiklerinin onuruna ve ABD’nin adalet sevgisine dayandığını ve kendilerini desteklemesini beklediklerini’ ifade etti.
Roosevelt, Suudi Arabistan Kralı’na ‘Araplara karşı Yahudilere yardım etmek için hiçbir şey yapmayacağı ve Araplara karşı düşmanca bir adım atmayacağı’ yanıtını verdi. Ancak aynı zamanda Kongre’den yayınlanan adımları ve kararları engellemenin ve basının herhangi bir konudaki görüşünü önlemenin imkansız olduğunu da kaydetti.
ABD belgesinde, Kral Abdulaziz’in ABD Başkanı’na teşekkürlerini ilettiği, Arapların ve Filistin’in durumunu açıklamak için ABD ve İngiltere’ye bir Arap misyonu gönderme önerisi de yer aldı. Fikir, Roosevelt tarafından memnuniyetle karşılandı ve bunun son derece iyi bir öneri olduğunu, çünkü ABD ve İngiltere’de birçok insanın yanlış yönlendirildiğini ifade etti. Kral ise bu misyonun insanları bilgilendirmek için faydalı olacağını ancak en önemli durumun Arap halkına yönelik özel politikası hakkında söyledikleri olduğunu kaydetti.
Belgenin ikinci kısmına gelince… Kral Abdulaziz, İngiltere’nin Filistin’i ve Irak’ı sömürdüğü dönemde, 20 yıldan uzun bir süredir Fransız sömürgeciliği altında kalan Suriye ve Lübnan’ın bağımsızlığı sorunuyla ilgili endişelerinden bahsetti. ABD belgesine göre Kral, Roosevelt’e ABD’nin bu konudaki tavrını sordu. Başkan, Fransa’nın kendisine Suriye ve Lübnan'ın bağımsızlığını garanti eden resmi bir yazı teslim ettiğini, sözlerine saygı duyması için Fransa’ya her zaman yazabileceğini söyledi. Lübnan, o dönemde bağımsızlığını ilan etmiş ancak Fransa ordusu 1946’ya kadar Lübnan veya Suriye topraklarından çekilmemişti. Roosevelt, Fransızların bu iki ülkenin bağımsızlığını engellemesi halinde ABD hükümetinin güç kullanmadan tüm desteği vereceğini de söyledi.
ABD belgesinin üçüncü ve son kısmına göre Kral Abdulaziz ve Roosevelt’in gündeminde tarım vardı. ABD Başkanı, su kaynaklarını geliştirme ve ekili arazileri artırma meselesine önem verdiğini belirtirken Arap ülkeleri de dahil olmak üzere birçok ülkede savaşın sona ermesinin ardından bu alanlarda gelişme kaydetmeye dair umudunu dile getirdi. Araplarını sevdiğini belirten Roosevelt, Kral’a da ekili arazinin çölleşmeyi azaltacağını ve daha büyük bir nüfus sağlayacağını hatırlattı. Daha sonra Kral Abdulaziz, eğer Yahudiler bu refahı miras alacaksa ülkesinde tarımı geliştirmeye hevesli olmadığını vurguladı.
Suudi Arabistan, o günden itibaren Arap meselelerine, özellikle de Filistin meselesine destek vermekten geri durmadı. Öyle ki Riyad, İsrail’in Filistin topraklarının bazı bölgelerini ilhak planını reddettiğini belirterek “1967 yılında işgal edilen Filistin Devleti topraklarının bazı bölgelerinin ilhak edilmesi, uluslararası meşruiyet kararlarına açık bir saldırıdır. Bölgede barış sürecini sürdürme, güvenlik ve istikrarı sağlama fırsatını tehdit eden tehlikeli bir tırmanıştır” açıklamasında bulundu.
1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin Devleti’nin kurulması, Filistin halkının haklarını tamamen elde etmeleri için mutlak destek sağlanması gerektiğini ifade etti. Suudi Arabistan, ilhakın Birleşmiş Milletler sözleşmesinin ilgili kararlarının ve uluslararası hukuk ilkelerinin çirkin bir ihlali olduğunu vurguladı.
Kral Abdulaziz bin Suud ve Franklin D. Roosevelt’in toplantısının 75’inci yıl dönümünde, 2020 yılının başlarında yeniden gündeme geldi.
Suudi Arabistan’ın Bahreyn Büyükelçisi Prens Sultan bin Ahmed bin Abdulaziz ve Roosevelt’in torunu, Cidde İslam Limanı’nda ABD ‘USS Quincy’ destroyerinde bir araya geldi.



Sisi, Büyük Mısır Müzesi'nin açılışını yaptı: Bugün tarihte yeni bir sayfa açıyoruz

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve eşi Entissar Amer, Giza'daki Büyük Mısır Müzesi'nin açılış törenine katıldı (DPA)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve eşi Entissar Amer, Giza'daki Büyük Mısır Müzesi'nin açılış törenine katıldı (DPA)
TT

Sisi, Büyük Mısır Müzesi'nin açılışını yaptı: Bugün tarihte yeni bir sayfa açıyoruz

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve eşi Entissar Amer, Giza'daki Büyük Mısır Müzesi'nin açılış törenine katıldı (DPA)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve eşi Entissar Amer, Giza'daki Büyük Mısır Müzesi'nin açılış törenine katıldı (DPA)

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi cumartesi akşamı, yapılışına iki yılı aşkın bir süre önce başlanan Büyük Mısır Müzesi'ni resmi olarak açtı.

sdfrg
Giza'daki Büyük Mısır Müzesi'nin açılış töreni sırasında düzenlenen ışıklı gösteri (AFP)

Sisi, açılış sırasında yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Bugün, Büyük Mısır Müzesi'nin açılışını kutluyor ve şu anın ve geleceğin tarihinde yeni bir sayfa açıyoruz.”

Mısır Cumhurbaşkanı, müzenin, tek bir medeniyete adanmış dünyanın en büyük müzesi olduğunu belirtti.

t56y7u
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve eşinin Giza'daki Büyük Mısır Müzesi'nin açılışında çekilmiş bir grup fotoğrafı (EPA)

Fransız Haber Ajansı AFP'ye göre Sisi, müzenin inşası sırasında uluslararası bazı şirketler ve kurumlarla kapsamlı bir iş birliği yapıldığını söyledi.

dfrt
Havai fişek gösterisi, Büyük Mısır Müzesi'nin yer aldığı Giza'nın gökyüzünü aydınlattı (AP)

Sisi dün sabah, Büyük Mısır Müzesi'nin açılışına katılan Mısırlı konuklarını, dünya liderlerini ve önde gelen şahsiyetleri karşıladı. Resmi Facebook sayfasında yaptığı paylaşımda şunları söyledi:

“İnsan medeniyetinin beşiği olan Mısır'ın bereketli topraklarından, eski Mısır uygarlığının hazinelerini barındıran Büyük Mısır Müzesi'nin açılışına tanıklık etmek üzere gelen konuklarımızı, dünya liderlerini ve önde gelen şahsiyetleri hoş geldiniz diyorum. Antik Mısırlıların dehası ile modern Mısırlıların yaratıcılığını bir araya getiren bu müze, kültür ve sanat dünyasına yeni bir simge ekliyor, medeniyet ve bilgiye ilgi duyan herkesi kendine çekiyor ve insanlığın birliği ile halklar arasında barış, sevgi ve iş birliği değerlerine inanan herkes için bir gurur kaynağı oluyor.”

fjugyh
Giza'daki Büyük Mısır Müzesi'nde bulunan Kral 2. Ramses'in heykeli (EPA)

Büyük Mısır Müzesi, Giza Piramitleri yakınlarında 500 bin metrekarelik bir alanı kaplayan, modern Mısır tarihinin en büyük kültür projesi.

Müzede, tarih öncesi dönemlerden Ptolemaik döneme kadar Mısır medeniyetinin tarihini kapsayan 100 binden fazla eser sergileniyor. Müzenin en dikkat çekici salonları arasında, ziyaretçileri Asılı Obelisk ve Kral 2. Ramses'in heykeli ile karşılayan Büyük Salon., Antik Mısır krallarının heykellerini kronolojik sırayla sergileyen Büyük Merdiven, ve 2021 yılında dünyanın en karmaşık arkeolojik nakliye operasyonlarından biriyle taşınan Kral Khufu'nun Güneş Teknesi’nin yer aldığı salon bulunuyor.

dcfghy
Giza'daki Büyük Mısır Müzesi'nin açılış töreninde düzenlenen havai fişek gösterisi (AP)

Müze ayrıca, ilk kez tek bir yerde sergilenen Kral Tutankhamun'un koleksiyonunun tamamına da ev sahipliği yapıyor. Koleksiyon, kralın hazinelerinden 5 binden fazla parçanın yanı sıra, Mısır'ın tarihini çağlar boyunca anlatan binlerce eserden oluşuyor ve müzeyi Mısır medeniyetinin yaşayan bir kaydı haline getiriyor.

Büyük Mısır Müzesi ayrıca, yeni nesillere medeniyetlerini interaktif bir şekilde tanıtan bir çocuk müzesi, Ortadoğu'nun en büyüğü olan dünya standartlarında bir koruma merkezi, uluslararası sergi salonları, bir konferans merkezi, Firavun bahçeleri, eğlence alanları ve entegre turizm hizmetleri de sunuyor.

Kral Tutankhamun'un eksiksiz koleksiyonu, müzede sergilenen en önemli eserlerden biri ve koleksiyon, Tutankhamun'un mezarının keşfedilmesinden bu yana ilk kez sergileniyor.


Geleceğe Yatırım Girişimi, Riyad'ı ekonomiyi yönlendirecek bir ‘küresel laboratuvar’ olarak konumlandırıyor

Geleceğe Yatırım Girişimi Vakfı Başkanı Yasir er-Rumeyyan, Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı'nın (FII) açılışında konuşma yaptı. (Şarku’l Avsat)
Geleceğe Yatırım Girişimi Vakfı Başkanı Yasir er-Rumeyyan, Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı'nın (FII) açılışında konuşma yaptı. (Şarku’l Avsat)
TT

Geleceğe Yatırım Girişimi, Riyad'ı ekonomiyi yönlendirecek bir ‘küresel laboratuvar’ olarak konumlandırıyor

Geleceğe Yatırım Girişimi Vakfı Başkanı Yasir er-Rumeyyan, Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı'nın (FII) açılışında konuşma yaptı. (Şarku’l Avsat)
Geleceğe Yatırım Girişimi Vakfı Başkanı Yasir er-Rumeyyan, Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı'nın (FII) açılışında konuşma yaptı. (Şarku’l Avsat)

Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı (FII), Suudi Arabistan'ın ev sahibi rolünün ötesine geçerek geleneksel ekonomik konferans kavramını yeniden tanımlayan bir merkez haline geldiği konusunda küresel bir konsensüsle sona erdi. Üç yoğun gün boyunca Riyad, binlerce lider, yatırımcı ve karar vericiyi ağırlamakla kalmadı, aynı zamanda dünyanın en etkili yatırımcılarını bir araya getiren küresel bir finans komuta merkezine dönüştü.

Konferans alanı, genellikle ekonomik geleceğin yönlendirildiği ve şekillendirildiği başkentlerde görülen bir sahnede, küresel servetin nasıl aktığı ve şekillendiğinin canlı ve nefes alan bir örneği haline geldi.

Bu yıl dokuzuncusu düzenlenen konferansa 9 binden fazla küresel figürün katılmasıyla, sahne bu olağanüstü toplantının benzeri görülmemiş gücünü yansıtıyordu. Salonlar, resmi oturumlar için basit mekanlar olmanın ötesine geçerek, küresel ekonomiyi yeniden şekillendirmek ve özgürleştirmek için canlı bir ‘laboratuvara’ dönüştü.

Yan tartışmaların gücü

FII’nın gerçek değeri ana sahnelerle sınırlı kalmadı; aynı derecede önemli olan ve perde arkasında gerçekleşen yan tartışmalarda da kendini gösterdi. Birkaç dakikalık samimi ve derin diyaloglar, sektör devleri arasındaki şiddetli rekabetin engellerini ortadan kaldırdı. Bu eşsiz ‘bilgi birleşiminde’, aylarca süren karmaşık pazar araştırmaları ve analizleri, finans sektörünün devleri ile yatırımcılar arasında doğrudan soru-cevap şeklinde özetlendi.

Bu görüş alışverişleri, piyasa performansı, faiz oranı tahminleri, enflasyon, Fed'in bağımsızlığı ve Wall Street üzerindeki etkisi, karmaşık gümrük tarifelerinin etkisi gibi son derece önemli konuları kapsadı.

Yatırım kararlarının yeniden tanımlanmasında yapay zekanın rolüne yoğun bir şekilde odaklanıldı ve her bir varlık yöneticisine, devlerin konsensüsü ışığında stratejilerini değerlendirmeleri için ‘gerçek bir ayna’ sunuldu. FII’nın gücü de budur: ‘Bireysel vizyonları stratejik bir mutabakata dönüştürme yeteneği.’ Burada ifade edilen her görüşün devasa yatırım portföyleri üzerinde doğrudan etkisi vardır ve herkesin bölgesel ve küresel düzeyde sermaye akışlarının şekillenmesine aktif olarak katılmasını sağlar.

Suudi Arabistan: Yatırım için bir referans noktası

FII, karmaşık jeopolitik ve ekonomik zorlukların üstesinden gelmeyi başardı ve kendini, yatırımları dünyanın en iddialı ve kârlı fırsatlarına yönlendiren bir pusula olarak sundu. Bu girişimin en dikkat çekici başarısı, hızlı ve etkili yatırım kararları için ideal bir ortam yaratarak vaatleri anında anlaşmalara ve stratejik ortaklıklara dönüştürme konusundaki olağanüstü yeteneğidir.

Bu güçlü dönüşüm, finans devlerinin oybirliğiyle desteklediği Krallık'taki yoğun yatırım talebiyle teyit edilmektedir. Geleceğe Yatırım Girişimi Vakfı Başkanı Yasir er-Rumeyyan, bu başarıyı nesiller boyu sürecek fırsatların kapısını açan ‘ulusal vizyon için küresel bir referans noktası’ olarak nitelendirdi. Er-Rumeyyan, dönüşümü özetleyen etkileyici bir ifadeyle şöyle dedi: “Artık Suudi Arabistan kendini dünyaya sunmuyor; dünya Suudi Arabistan’a geliyor.” Bu sözleriyle, FII, Expo 2030 ve 2034 FIFA Dünya Kupası gibi büyük küresel etkinliklere ev sahipliği yapılmasını örnek gösterdi.

Teknolojik egemenliğe yatırım

Yapay zekâ, bu yılki FII'nın en öne çıkan ve stratejik odak noktasıydı. Bu, Suudi Arabistan'ın bir finans merkezi olmakla yetinmediğini, teknoloji ve inovasyon alanında küresel bir güç haline gelmek için güçlü adımlar attığını teyit ediyor. Tartışmalar, olasılıkları gözden geçirmekle sınırlı kalmadı; Suudi Arabistan’ın teknolojik egemenliğini sağlamak amacıyla yapılan devasa yatırım duyurularına dönüştü.

Bu önemin bir göstergesi, 2030 yılına kadar Suudi Arabistan'da 400 bin adede kadar yapay zekâ çipi kullanılmasına yönelik stratejik planın açıklanmasıydı. Bu devasa yatırım, yapay zekâ devrimini yerel olarak desteklemek için gerekli bilgi işlem kapasitesini oluşturmayı amaçlıyor. Kamu Yatırım Fonu’nun (PIF) portföy şirketlerinden biri olan Humane ile ABD merkezli Qualcomm Technologies arasında, Suudi Arabistan'da gelişmiş bir yapay zekâ altyapısı kurmak için stratejik bir ortaklık kurulduğu duyuruldu. Sektörün stratejik önemini vurgulayan bir hamle ile petrol devi Aramco, PIF ile önemli bir hisse satın alma konusunda anlaşmaya vardı ve Aramco, gelecekteki faaliyetlerinde yapay zekanın büyük önemini vurguladı.

Bu derin odaklanma, liderlerin yapay zekâ altyapısının gerçekten ‘refahın anahtarı’ olduğunu ve iddialı vizyonları ekonomik gerçeklikle birleştirmenin tek yolu olduğunu kabul ettiklerini yansıtıyor. Bu eğilim, Suudi Arabistan’ın yapay zekanın tüm alanlarda muazzam bir paradigma değişikliği getireceğine olan inancını gösteriyor.

Sonuç olarak FII artık sadece yıllık bir etkinlik değil, dünyanın yatırım geleceğini şekillendirmek için aktif olarak katılmak isteyen herkes için bir forum haline gelmiştir.


Suudi Arabistan, 2025 yılının üçüncü çeyreğine ait genel bütçe performans raporunu yayınladı

Riyad'daki Kral Abdullah Finans Bölgesi (Şarku’l Avsat)
Riyad'daki Kral Abdullah Finans Bölgesi (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Arabistan, 2025 yılının üçüncü çeyreğine ait genel bütçe performans raporunu yayınladı

Riyad'daki Kral Abdullah Finans Bölgesi (Şarku’l Avsat)
Riyad'daki Kral Abdullah Finans Bölgesi (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan Maliye Bakanlığı, 2025 yılının üçüncü çeyreğinde devlet bütçesinin performansına ilişkin üç aylık raporunu yayınladı. Rapora göre, gelirler 269,8 milyar riyal (71,9 milyar dolar), harcamalar 358,4 milyar riyal (95,5 milyar dolar) ve tahmini açık 88,5 milyar riyal (23,6 milyar dolar) olarak gerçekleşti.

Rapora göre, bu yılın başından üçüncü çeyreğin sonuna kadar gelirler 835 milyar riyal (222,6 milyar dolar) olarak gerçekleşirken, harcamalar bir trilyon riyali (271 milyar dolar) aştı. Bütçe, yaklaşık 181,758 milyar riyal (48,4 milyar dolar) açık verdi.