ABD Anayasa Mahkemesi, başkanlık yarışında delegelere kısıtlamalar getirdi

Washington'daki Anayasa Mahkeme binası ( Reuters)
Washington'daki Anayasa Mahkeme binası ( Reuters)
TT

ABD Anayasa Mahkemesi, başkanlık yarışında delegelere kısıtlamalar getirdi

Washington'daki Anayasa Mahkeme binası ( Reuters)
Washington'daki Anayasa Mahkeme binası ( Reuters)

ABD Anayasa Mahkemesi, oy birliğiyle, başkanlık seçimlerini kimin kazanacağına karar veren, halk oylamasını arkasına alan adayları desteklemesini şart koşabileceği ve halk oyuna aykırı oy kullanmak isteyen seçici delegeleri cezalandırabileceği kararına vardı.
Başkanlık seçimlerine dört ay kala çıkan bu karar, Anayasa Mahkemesi’nin seçici delegelere verilen klasik yetkiyi desteklemediğini göstermiş oldu.
Hakimler, 2016’daki başkanlık seçiminde halk oyuna uygun şekilde Hillary Clinton'a oy vermekten çekinen “sadakatsiz delegeler" denilen bazı kişilere cezai işlem uygulayan Colorado ve Washington'daki eyalet mahkemesinin kararını destekledi.
Delegeler kurulu, hangi eyalette parti toplantıları sonucunda hangi adayın ne kadar oy aldığını belirleyen 538 seçici delegeden oluşuyor.
Anayasa Mahkemesi hâkimlerinden Elena Kagan, mahkeme adına kaleme aldığı bildiride, ülke anayasasının ve milli tarihin, herhangi bir eyalete partisinin adayını destekleme ve halk oyuna uygun başkan adayını seçme sözü veren delegeye yönelik birtakım kısıtlamalar getirmesine izin verdiğini belirtti.
18.yüzyıl Amerikan anayasasında öngörülen sistem kapsamında, toplamda daha fazla oy alan değil, 50 eyalet ve Kolombiya bölgesindeki seçici delegelerin en fazla oyuna ulaşan kişinin başkan olması, Amerikan siyasal sistemin dikkat çekici özelliklerinden biri olarak biliniyor.
2016 ‘daki başkanlık yarışında 538 seçici delegeden 10’u eyaletinde halkın oyunu kazanmayan aday lehine oy kullanmıştı. Bu rakamın, bundan önceki 58 başkanlık seçimlerinden 5’inin sonucunu değiştirecek kadar yüksek bir sayıya ulaşması dikkat çekti.
Hakimler, Washington’daki eyalet yüksek mahkemesinin kararını desteklemiş ve üç sadakatsiz delegenin 1.000 dolar para cezasına çarptırılmasını, delegeler kurulu sürecini öngören yasaların işleyişine uygun bir durum olarak değerlendirmişti.
Hakimlerin bir taraftan Denver'deki 10.Yargitay Temyiz Mahkemesinin delegelerin istedikleri şekilde oy kullanabileceklerine dair aldığı kararı reddedip diğer taraftan Colorado'nun, sadakatsiz delegelerin  kullanmış olduğu oyları iptal etme kararını desteklemesi dikkat çekti.



Yapay zeka kullanan Rubio taklitçisi dışişleri bakanlarıyla iletişime geçti

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)
TT

Yapay zeka kullanan Rubio taklitçisi dışişleri bakanlarıyla iletişime geçti

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)

Reuters'ın dün gördüğü bir diplomatik telgraf, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'yu taklit etmek için yapay zeka sesi kullanan bir kişinin, geçen ay ABD'nin en üst düzey diplomatı olduğunu iddia ederek üç dışişleri bakanı ve iki ABD yetkilisiyle temasa geçtiğini gösterdi.

Telgrafa göre, şahıs haziran ayı ortalarında, mesajlaşma uygulaması Signal üzerinden bakanlar, bir ABD eyalet valisi ve bir Kongre üyesi ile temasa geçmiş ve en az ikisi için sesli mesaj bırakmıştır. Bir seferinde de hedefi Signal üzerinden iletişim kurmaya davet eden bir kısa mesaj gönderilmiştir.

Telgrafta şu ifadeler yer aldı: “Sahtekar muhtemelen yapay zeka ile üretilmiş metin ve sesli mesajları kullanarak hedeflenen kişileri manipüle etmeye ve bilgi ya da hesaplara erişim sağlamaya çalışıyor.”

Bu girişimi ilk haber yapan Washington Post gazetesi oldu.

İsminin açıklanmasını istemeyen üst düzey bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, “Dışişleri Bakanlığı bu olaydan haberdar ve şu anda bir soruşturma yürütüyor” dedi.

Yetkili, “Bakanlık, bilgilerini koruma sorumluluğunu ciddiye alıyor ve gelecekteki olayları önlemek amacıyla bakanlığın siber güvenlik duruşunu iyileştirmek için sürekli adımlar atıyor” ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanlığı'nın 3 Temmuz tarihli telgrafı tüm diplomatik ve konsolosluk misyonlarına gönderildi ve personelin yabancı ortaklarını sahte hesaplar ve taklitçilik konusunda uyarması önerildi.

Bakanlık, “Bu kampanyadan Bakanlığa yönelik doğrudan bir siber tehdit söz konusu değildir, ancak hedeflenen kişilerin bilgilerinin ele geçirilmesi halinde üçüncü bir tarafla paylaşılan bilgiler risk altında olabilir” uyarısında bulundu.

Ne telgrafta ne de ABD'li yetkililer olayla ilgili bir şüpheli tanımlamadı, ancak telgrafta nisan ayında Rusya bağlantılı bilgisayar korsanları tarafından Doğu Avrupa'daki düşünce kuruluşları, aktivistler ve muhaliflerle eski Dışişleri Bakanlığı yetkililerini hedef alan ikinci bir hackleme girişimine atıfta bulunuldu.