BM Suriye Araştırma Komisyonu: Esed rejimi, İdlib'te sivilleri kasten vurarak savaş suçu işledi

BM Suriye Araştırma Komisyonu: Esed rejimi, İdlib'te sivilleri kasten vurarak savaş suçu işledi
TT

BM Suriye Araştırma Komisyonu: Esed rejimi, İdlib'te sivilleri kasten vurarak savaş suçu işledi

BM Suriye Araştırma Komisyonu: Esed rejimi, İdlib'te sivilleri kasten vurarak savaş suçu işledi

Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Arap Cumhuriyeti Soruşturma Komisyonu, Esed rejimi ve Rusya’ya ait savaş uçaklarının İdlib’de sivilleri kasten vurarak savaş suçu işlediklerini duyurdu.
Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Arap Cumhuriyeti Soruşturma Komisyonu Kasım 2019’dan Haziran 2020’ye kadar olan dönemi kapsayan yeni bir rapor yayınladı. 52 saldırıyı konu alan 29 sayfalık raporda başta İdlib olmak üzere Suriye halkına karşı "İsan hakları ihlalleri ve savaş suçları’’ işlendiği bildirildi. BM tarafından yetkilendirilen Soruşturma Komisyonu tarafından hazırlanan yeni bir raporda Suriye rejimi tarafından düzenlenen 52 saldırıda sivil kayıplara veya sivil altyapıya zarar verildiği, bunlar arasında hastaneleri ve tıbbi tesisleri etkileyen 17 saldırı, okulları etkileyen 14 saldırı, pazarları hedef alan 9 saldırı ve evleri hedef alan 12 saldırı yaşandığı bildirildi.
BM tarafından rapora ilişkin yapılan yazılı açıklamada, ayrıca "İdlib ve Batı Halep’in bazı bölgelerini yeniden ele geçirmek için askeri harekatlarını dramatik bir şekilde artıran Suriye Hükümeti güçleri, Rus Hava Kuvvetleri ile birlikte sivil alt yapıyı yıkan, kasabaları ve köyleri yok eden ve savaş suçları işleyerek kasıtlı saldırılarla çok sayıda hastane, okul, market ve evi hedef alan hava ve kara saldırılarıyla, ayrım gözetmeden yüzlerce Suriyeli kadını, erkeği ve çocukları yok etti’’ ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada “Suriyeli çocuklar, kadınlar ve erkekler, hükümet yanlısı güçlerin Suriye’de silahlı grupların kontrolü altında kalan son alanları yeniden ele geçirmek için 2019 sonlarında başlattığı askeri harekat sırasında tarifsiz acılara maruz kaldılar. Sınırsız hava bombardımanları ve yer bombardımanından sınırda tutuklama ve işkence, yağma ve yerinden etme koşullarına kadar sivillere yönelik her fırsatta ölümcül tehlikeler yaşandı. Şimdi, savaşın parçaladığı bu bölge küresel salgın ile karşı karşıya olduğu için büyük bir felaket yaşanıyor” ifadeleri kullanıldı.
Rapor hakkında konuşan Komisyon Başkanı Paulo Pinheiro, “9 yıldan fazla bir süre sonra sivillerin gündelik yaşamlarına devam ederken gelişigüzel saldırıya uğramaları ve hatta hedef alınmaya devam etmeleri tamamen iğrenç Çocuklar okulda, ebeveynler pazarda, hastalar hastaneye sığınmışlardı. Kaçarken bile tüm aileler bombalandı. Hükümet yanlısı güçlerin ve BM tarafından bilinen teröristlerin savaş yasalarını ve Suriyeli sivillerin haklarını açıkça ihlal ettikleri açıktır” şeklinde konuştu.
Sadece son üç ayda yaklaşık bir milyon insanın yerinden edildiği İdlib eyaleti ve çevresindeki, son olaylara ilişkin BM İnsan Hakları Konseyi tarafından Haziran ayında özel soruşturma talep edilmişti.



Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
TT

Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)

Eski Başbakan Haydar el-İbadi Irak'ta ‘seçim sisteminin reforme edilmesi’ çağrısında bulunurken, Koordinasyon Çerçevesi’nin Mukteda es-Sadr'ın Kasım 2025'te yapılması planlanan seçimleri boykot etme kararına karşı tavır alması bekleniyor.

El-İbadi liderliğindeki Zafer Koalisyonu, seçim sisteminin ‘yolsuzluk’ suçu işleyen kişilerin seçime katılmasını engellemesi gerektiğini bildirdi. Koalisyon tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, “Ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklar, özellikle de bu tarihi anda, sistemin siyasi tabanını genişletmeyi, herkesi dahil etmeyi ve seçim sürecini yolsuzluğa bulaşmış kişilerden ve manipülatörlerden korumayı gerektiriyor” denildi.

Koalisyon, ‘herhangi bir devletin çöküşünün üstesinden gelmenin, halkın çıkarlarını ve devletin varlığını koruyarak iç siyasi ve sosyal birlikle başarılabileceğini’ vurguladı. Açıklamada, “Ulusal bir reform vizyonu temelinde aday olmamak, çıkarlar nedeniyle başkalarının seçimlere katılmasına izin vermemekten temelde farklıdır” ifadesi yer aldı.

Koordinasyon Çerçevesi’nin ana bileşenlerinden biri olan el-İbadi'nin koalisyonu, Sadr'ın benzer bir açıklama yapmasından bir gün sonra seçimleri boykot ettiğini duyurdu.

 Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)

Koordinasyon Çerçevesi'nin pozisyonu

Koordinasyon Çerçevesi, Sadr ve el-İbadi'nin kararları ve bunların bir sonraki parlamentoda Şii temsiliyeti üzerindeki etkileri konusunda hemen bir görüş bildirmedi. Bilgi sahibi kaynaklar, “Sadr ve el-İbadi'nin kararlarını ele alma konusunda Şii meclisi içinde anlaşmazlıklar var” dedi.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar şu ifadeleri kullandı: “Bedir Örgütü lideri Hadi el-Amiri ve Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim'in başını çektiği bazı Şii liderlerin durumu kontrol altına alma çabaları var. Yaşananlara uyum sağlamak için uzlaşmacı bir çözüm arayışının yanı sıra Sadr'a seçimlere katılması ve boykotu tersine çevirmesi için davette bulunma ve Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu'nu birkaç günlüğüne adaylık kapısını yeniden açmaya davet etme olasılığı da var… Koordinasyon Çerçevesi içinde farklı görüşler var, ancak Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki'nin tutumunun Sadr'ı boykotu kırmaya ve seçimlere katılacağını açıklamaya davet etme eğiliminde olduğu dikkat çekiyor.”

Sadr, Kasım ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerini boykot etme kararından dönmek için zorlu koşullar öne sürdü.

Sadr X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Yolsuzluk var olduğu sürece hiçbir seçime katılmayacağım. Doğruluk ancak kontrolsüz silahların teslim edilmesi, milislerin dağıtılması ve ordunun güçlendirilmesiyle tesis edilecektir” ifadelerini kullandı.

Yerel platformlarda, Sadr Hareketi liderleri ile aralarında Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin de bulunduğu Şii liderler arasında seçimlere katılma amacıyla temaslar kurulduğuna dair sızıntılar dolaşıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan siyasi bir kaynak, ‘Sadr Hareketi ile geri dönme olasılıkları konusunda şu ana kadar görüşmelerin durmadığını’ söyledi.

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)

Seçimlerin meşruiyeti

Son dönemde izlenen çeşitli göstergelere göre seçimlerin meşruiyetine ilişkin endişeler bulunuyor. Boykotun kırılgan bir bölgesel ve uluslararası ortamda diğer kesimler tarafından da tekrarlanması, özellikle silah taşıyan ya da geçmişte silah taşımış olanlar başta olmak üzere pek çok Şii gücün, İran'ın hedef alınmasının ardından ABD ve İsrail tarafından hedef alınabilecekleri korkusunu taşımaya devam ettikleri bir dönemde, siyasi sistemin meşruiyetini etkileyebilir.

Aynı bağlamda araştırmacı Seyf es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Irak'taki siyasi sınıf, boykot eden çoğunluğun seçimlere katılma güvenini yeniden tesis edecek olgun bir seçim sistemi sunamadı. Bunun nedeni, seçim yasasının her seçim döneminde, oy veren halkın gerekçeleri dikkate alınmaksızın, büyük geleneksel partilerin ölçülerine uyacak şekilde değiştirilmesidir… Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ve iki eski başbakan Haydar el-İbadi ve Mustafa el-Kazımi'nin boykotu, seçimlere giden sürecin ciddiyetinin bir göstergesidir.”

Ancak es-Saadi, ‘seçim bölgesi sistemi, Sainte Lague sistemi ve benimsenen yüzde ile her seçimde sorunlara neden olan sonuç hızlandırma cihazlarına ilişkin doğru istatistiklere dayanan olgun bir yasanın çıkarılması yoluyla Irak'taki seçim sisteminde reform yapılabileceğini’ düşünüyor.