Irak’ta Haşimi suikastı sonrası öfke hâkim: Başbakan Kazimi’den failleri cezalandırma sözü

Haşimi Bağdat’ta düzenlenen cenaze töreni sonrasında Necef’te toprağa verildi (AFP)
Haşimi Bağdat’ta düzenlenen cenaze töreni sonrasında Necef’te toprağa verildi (AFP)
TT

Irak’ta Haşimi suikastı sonrası öfke hâkim: Başbakan Kazimi’den failleri cezalandırma sözü

Haşimi Bağdat’ta düzenlenen cenaze töreni sonrasında Necef’te toprağa verildi (AFP)
Haşimi Bağdat’ta düzenlenen cenaze töreni sonrasında Necef’te toprağa verildi (AFP)

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi, önceki akşam başkent Bağdat’taki Zeyyune bölgesindeki evinin önünde silahlı bir çetenin saldırısı sonucu hayatını kaybeden güvenlik uzmanı Hişam el-Haşimi’nin isminin başkentte bir sokağa verilmesini istedi.
Kazimi, Bakanlar Kurulu toplantısında, “Hişam el-Haşimi’nin suikastının acısı bizi birbirimizden ayırmadı. Devlet yöneticileri olarak görevimiz, keder ve üzüntüyü doğrudan başarı ve üretime çevirmektir. Irak, failler suçlarından yargılanana kadar uyumayacak. Kim elini bir Iraklının kanına bularsa adaletle karşılaşır. Kaosa ve mafya siyasetine izin vermeyeceğiz. Hiç kimsenin Irak’ı çeteler ülkesine çevirmesine izin vermeyeceğiz” diye konuştu.
Irak kamuoyunda büyük tepki çeken suikast eylemi sonrasında vatandaşlar failler için ‘yasadışı devletsiz çeteler’ nitelemesini kullanmaya başladı. Bölgesel ve uluslararası aktörlerin olayı kınayan mesajları birbirini takip etti. Halkın ve siyasetin ileri gelen isimlerinin ortak talebi, faillerin bir an önce bulunarak adalete teslim edilmesi.
Haşimi için düzenlenen cenaze törenine ailesi ve akrabaları katıldı. Mütevazı bir katılımla gerçekleşen törende, suikast için kınama mesajı yayınlayan siyasi aktörlerden hiçbirinin yer almaması dikkati çekti.
İçişleri Bakanı Osman el-Ganimi, olayın araştırılması için üst düzey güvenlik birimlerinin öncülüğünde bir soruşturma komitesi oluşturma talimatı verdi. Ganimi, olayın gerçekleştiği bölgede görev yapan güvenlik güçleriyle ilgili bir araştırma komisyonu kurulmasını da istedi. Yüksek Yargı Konseyi de dün yaptığı açıklamada, Bağdat ve diğer illerde gerçekleşen suikastlarla ilgili özel bir araştırma komitesi kurduğunu ilan etti. Açıklamada, komitede 3 hâkim ve bir başsavcının görevlendirildiği belirtildi.
Resmi düzeyde yayınlanan kınama mesajlarına rağmen halkın büyük bir kısmı kurulan söz konusu araştırma komitelerinin olayın aydınlatılmasında etkin bir rol oynamasına şüpheyle bakıyor.
Haşimi suikastı, aktivistlerin ve aktif isimlere yönelik kimliği belirsiz kişilerce düzenlenen uzun suikastlar tarihini akıllara getirdi. Haşimi suikastının faillerinin bulunması için başlatılan soruşturmaların akıbetinin, daha önceki süreçte herhangi bir sonuç elde edilemeyen soruşturmalar gibi olmasından endişe ediliyor. Aktivistler ve protestocu gruplar, Ekim ayında başlayan ve yaklaşık 5 ay süren gösteriler sırasında yaklaşık 30 kişinin suikastlar sonucu hayatını kaybettiği olaylar için başlatılan soruşturmalarda sonuç alınamamasına dikkat çekiyorlar. Merhum Haşimi’nin sosyal medya ve haber kanallarında İran destekli silahlı gruplara yönelik sert eleştirilerine işaret eden gözlemciler, suikastın bu gruplar tarafından düzenlendiğini savunuyor.

Fail Hizbullah Tugayları mı?
ABD merkezli El-Hurra televizyon kanalına konuşan aktivist ve siyasetçi Gays et-Tamimi, İran destekli Hizbullah Tugayları’nın Haşimi’ye gönderdiği ölüm tehditleri göz önüne alındığında bu silahlı grubun suikastta parmağı olabileceğini söyledi. Nitekim Haşimi’nin ölmeden önce yakın çevresine Hizbullah Tugayları’ndan ölüm tehditleri aldığını bildirdiği belirtiliyor. Iraklı aktivistler Twitter hesaplarından “Hizbullah Haşimi’yi öldürdü” etiketiyle tepkilerini dile getirdiler.
Irak Bağımsız İnsan Hakları Komiserliği, yaptığı açıklamada, olayı, ‘korkunç bir suç ve insan haklarının açıkça ihlali’ olarak niteledi. Kazimi hükümetinin yasaları uygulama ve devletsizlik durumunun devamı sorunuyla karşı karşıya olduğu belirtilen açıklamada, suikastların Irak’ta yeniden baş göstermesi veya sürmesinin güvenlik birimlerinin zayıflığını ya da Iraklıların hayatı, güvenliği ve özgürlükleri ihmal ettiklerine işaret ettiği vurgulandı. Açıklamada ayrıca faillerin yakalanarak adil bir şekilde cezalandırılması talep edildi.
Irak’ta Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Meclis Başkanlığı’nın yanı sıra, siyaset dünyasının önde gelen isimleri ve Londra, Tahran ile Washington Büyükelçilikleri de dahil ülkede bulunan yabancı büyükelçilikler Haşimi suikastı sonrası kınama mesajı yayınladı.

Arap Birliği’nden kınama ve dayanışma mesajı
Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, Irak hükümetinin silahları devlet elinde toplama yönünde verdiği çabaları güçlü bir şekilde desteklediğini söyledi. Ebu Gayt, Arap Birliği’nin, Irak’ın egemenliği, istikrarı ve güvenliğini tehdit eden zorluklarla mücadelede Bağdat ile tam dayanışma içinde olduğunu kaydetti.
Arap Birliği Parlamentosu Başkanı Meşal es-Sulemi, Haşimi suikastını kınayarak, Irak hükümetinin güvenlik, istikrar ve hukukun üstünlüğünü sağlama yolunda aldığı tedbirleri ve gösterdiği çabaları desteklediğini belirtti. Düşünce özgürlüğünü hedef alan bu cinayetin bütün yasaların, normların ve dinlerin reddettiği bir terör eylemi niteliğinde olduğunu vurgulayan Sulemi, son zamanlarda aktivistleri hedef alan siyasi suikastların son bulması ve faillerinin bulunarak adalete teslim edilmesi yönündeki çağrıları desteklediğini ifade etti.



Ateşkes öncesinde bir yangın seli yaşandı

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)
TT

Ateşkes öncesinde bir yangın seli yaşandı

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)

İsrail, bugün Beyrut ve Tel Aviv saatiyle (TSİ 02:00) 04:00'te yürürlüğe giren Hizbullah ile arasındaki ateşkes anlaşmasının ilanını bir “ateş seli” ile karşıladı ve başta başkent Beyrut olmak üzere Lübnan'ın birçok bölgesine ve Suriye içlerine yönelik en ağır saldırılarını yaptı. Hizbullah ise İsrail'in kuzey ve orta kesimlerine doğru düzinelerce roketle karşılık verdi.

ABD Başkanı Joe Biden dün İsrail ve Lübnan'ın anlaşma şartlarını kabul ettiğini ve ülkesinin “Fransa ile iş birliği içinde Lübnan'da ateşkesin uygulanmasını sağlamak için destek vereceğini” açıkladı. Şarku'l Avsat Lübnan, İsrail ve UNIFIL'in yanı sıra Fransa'nın da dahil olduğu ABD liderliğindeki beş üyeli komitenin, Hizbullah'ın güney bölgelerinden tahliyesinin “ilki batı sektöründen başlamak üzere her biri 20 günden oluşan 3 aşamada” uygulanmasını denetleyeceğini ve anlaşmanın seçilmiş Başkan Donald Trump'ın onayını aldığını öğrendi. Biden anlaşmanın yürürlüğe girmesi için Beyrut ve Tel Aviv saatiyle sabah 4:00'ü belirledi.
Lübnan Başbakanı Necib Mikati, Biden'dan bir telefon aldı, mevcut durum ve ateşkes kararı hakkında istişarede bulundu.

Ateşkes anlaşmasının dün akşam kabinesine sunulmasından saatler önce İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu “herhangi bir ihlale güçlü bir şekilde karşılık vereceğini” duyurdu. Netanyahu televizyonda yayınlanan konuşmasında, “Anlaşmayı uygulayacağız ve herhangi bir ihlale güçlü bir şekilde karşılık vereceğiz. Zafere kadar birlikte çalışmaya devam edeceğiz” diyerek sözlerine şöyle sürdürdü: “Ateşkes arayışının üç nedeni var: İran'a odaklanmak, tükenen silah stoklarını yenilemek, orduya bir mola vermek ve son olarak Hamas'ı izole etmek.” Lübnanlılar dün, gerilimin başladığı 23 Eylül'den bu yana en şiddetli günü terör ve korku içinde yaşadı.

İsrail'in ateş topu Suriye'ye de sıçradı ve Hizbullah'ın yoğun olarak faaliyet gösterdiğine inanılan Humus vilayetinin el Kuseyr bölgesindeki köprü ve yolların bombalandığı bildirildi.