Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, BMGK’nın Husi saldırılarını kınamasını memnuniyetle karşıladı

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz Bakanlar Kurulu toplantısına video konferans aracılığıyla başkanlık etti (SPA)
Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz Bakanlar Kurulu toplantısına video konferans aracılığıyla başkanlık etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, BMGK’nın Husi saldırılarını kınamasını memnuniyetle karşıladı

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz Bakanlar Kurulu toplantısına video konferans aracılığıyla başkanlık etti (SPA)
Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz Bakanlar Kurulu toplantısına video konferans aracılığıyla başkanlık etti (SPA)

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, video konferans aracılığıyla Kral Selman bin Abdulaziz bakanlığında dün toplandı.
Bakanlar Kurulu’nda, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) Husi milislerin Suudi Arabistan’a yönelik saldırılarını kınamasından duyulan memnuniyet ifade edilirken, Suriye krizinde tek çözümün siyasi çözüm olduğu bir kez daha vurgulandı.
Toplantıda, BMGK’nın BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in sunduğu İran ile ilgili raporu değerlendirmesi ele alındı.
BMGK’nın, Husi milislerin Suudi Arabistan topraklarını silahlı insansız hava araçları (SİHA) ve balistik füzelerle hedef almasını kınamasından duyulan memnuniyet dile getirildi.
Suudi Arabistan’ın, bölgeyi istikrara kavuşturmaya istekli olduğunun altı çizilirken, sınırlarının ihlaline ve ulusal güvenliğine zarar verilmesinin yanı sıra su geçişlerinin güvenliği ve küresel ekonominin İran’ın düşmanca eylemlerine maruz kalmasına hiçbir şekilde izin vermeyeceği bir kez daha ifade edildi.
Uluslararası toplumun İran’a karşı sağlam bir duruş sergilemesi gerektiği bir kez daha vurgulanırken, İran rejiminin silahlandırılmasını yasaklamaya devam etmek için gerekli adımların atılması ve İran'ın geliştirdiği nükleer ve balistik programların ciddi bir şekilde ele alınması çağrısında bulunuldu.
Toplantıda, yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı vatandaşlar ve ülkede yaşayan yabancıların sağlığını korumak için gösterilen çabalar ve çeşitli bölgelerde genişletilmiş test çalışmaları hakkında bilgi alındı.
Kral Selman’ın imzaladığı Kraliyet kararnamesi ile koronavirüs salgınının ekonomik faaliyetler ve özel sektör üzerindeki etkilerini hafifletmek amacıyla bireyler, özel sektör kuruluşları ve yatırımcılara yönelik 142 inisiyatiften oluşan ve değeri 214 milyar riyali (58 milyon dolar) aşan hükümet girişimlerinin bir süre daha genişletilmesine yönelik karar ele alındı.
Suudi Arabistan'ın geçici Enformasyon Bakanı Macid el- Kasbi’ye göre toplantıda, Riyad’ın ‘Suriye ve Bölgenin Geleceğine Destek’ başlıklı 4. Brüksel Konferansı’nda ifade ettiği gibi Cenevre 1 süreci ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 2254 sayılı kararına göre Suriye krizinin tek çözümünün siyasi bir çözüm olduğu bir kez daha vurgulandı.
Suudi Arabistan’ın, BM Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen’ın bu trajediyi durdurmak için bir çözüme ulaşma ve Anayasa Komitesi’nin çalışmalarına devam etmesi yönündeki tüm çabalarına destek vermeye devam edeceği belirtildi.
Suudi Arabistan’ın, Suriye Yüksek Müzakere Komitesi’nin (HNC) kurulmasına yol açan Riyad 1 ve Riyad 2 konferanslarına ev sahipliği yaptığı hatırlatılarak, Suudi Arabistan’ın ayrıca yüz binlerce kardeş Suriyeliyi topraklarında ağırlayarak, Suriye halkının acılarını hafifletmeye katkıda bulunduğuna dikkat çekildi. 
İran’ın bölgesel projesinin, Suriye’nin geleceği ve kimliği için büyük bir tehdit oluşturmaya devam ettiğini vurgulanırken, tüm terör örgütleriyle her şekilde savaşmanın önemi bir kez daha ifade edildi.
Geçtiğimiz günlerde, video-konferans yoluyla düzenlenen Çin-Arap Ülkeleri İşbirliği Forumu 9. Bakanlar Toplantısı'nda, Suudi Arabistan’ın ev sahipliğinde Arap-Çin zirvesinin düzenlenmesi konusunda alınan karardan duyulan memnuniyet ifade edildi.
Bakanlar Kurulu toplantısında, İsrail’in işgal altındaki Filistin devlet topraklarının herhangi bir bölümünü ilhak etme planlarının reddedildiği bir kez daha dile getirildi.
Suudi Arabistan’ın, Arakanlı Müslüman azınlığa yönelik insan hakları ihlallerini kınadığı vurgulanarak, Rakhine eyaletinde insani çalışmalar yönünden yaşanan zorluğa dikkat çekildi.
Riyad’ın Arakan meselesine öncelik verdiğinin altı çizilirken, Myanmar hükümetinden Arakanlılara yönelik yardımın güvenli bir şekilde güvenli bir şekilde erişimini sağlamasını, bu konuda BM ajansları ve ortaklarıyla tam bir işbirliği yapmasını ve bu yılın başlarında verilen Uluslararası Adalet Divanı kararının hükümlerine uymasını talep etti.
Bakanlar Kurulu toplantısında ülkenin iç işlerine ilişkin bazı kararlar da alındı.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.