Irak: Haşimi’yi Hizbullah Tugayları mı öldürdü?

İran destekli Hizbullah Tugayları Bağdat’taki bir askeri geçit töreni sırasında (AFP-Arşiv)
İran destekli Hizbullah Tugayları Bağdat’taki bir askeri geçit töreni sırasında (AFP-Arşiv)
TT

Irak: Haşimi’yi Hizbullah Tugayları mı öldürdü?

İran destekli Hizbullah Tugayları Bağdat’taki bir askeri geçit töreni sırasında (AFP-Arşiv)
İran destekli Hizbullah Tugayları Bağdat’taki bir askeri geçit töreni sırasında (AFP-Arşiv)

Irak kamuoyunda gündemde olan iddia şöyle: “Haşimi suikasti “Irak Hizbullah Tugayları, Bağdat’taki Yeşil Bölge’ye saldırı hazırlığındaydı. Örgüt, bu hazırlığın Hişam el-Haşimi tarafından Başbakan Mustafa Kazimi’ye bildirildiğini öğrenince Haşimi’yi öldürdü.”
Irak’ta silahlı bir grubun 6 Temmuz Pazartesi akşamı siyaset ve güvenlik uzmanı Hişam el-Haşimi’ye düzenlediği suikast, Iraklı çevrelerin öfkesine yol açmasının yanı sıra güvenlik güçlerinin daima “faili meçhul” diye nitelendirdiği saldırılar yapan milis gruplarla ilgili bazı soruları gündeme getirdi. Haşimi’ye yakın isimler ise onun geçtiğimiz günlerde İran destekli gruplar tarafından ölümle tehdit edildiği bilgisini verdi.

Linç kampanyaları
Haşimi’nin yaptığı iş, DEAŞ ve ondan önce El Kaide’nin faaliyetlerini rapor haline getirmek ve DEAŞ’ın elindeki toprakları kurtarmaya çalışan Irak güvenlik güçlerine örgütle ilgili danışmanlık hizmeti sunmaktı. Haşimi ayrıca silahlı grupların liderleri ile iletişim halinde olan, DEAŞ ile mücadele zamanlarında onlarla diyalog kuran bir isimken, aşamalı bir şekilde gazeteciler ve aktivistlerle birlikte linç kampanyalarının hedefi haline getirildi.
2018’in sonlarında DEAŞ tehlikesinin ortadan kalkmasıyla birlikte DEAŞ ile mücadele döneminde oluşan devlet kontrolü dışındaki silahlı grupların lağvedilmesi çağrıları da arttı. Bunun üzerine silahlı grupların finanse ettiği medya organları, ekranlarda ve sosyal medya mecralarında ‘devletin saygınlığı, silahların devlet elinde toplanması ve Haşdi Şabi’nin orduya entegre edilmesi’ gibi meseleleri dile getiren gazeteci ve aktivistlere karşı sürekli bir hedef gösterme ve linç kampanyası yürüttü.
Aktivistlere ve gazetecilere karşı yürütülen bu kampanyaların dozu 2019’un sonlarına gelindiğinde artık zirveye ulaşmıştı. Zira o dönemlerde Haşdi Şabi’nin kontrolündeki medya, artık açık bir şekilde isim isim gazeteci ve aktivistleri hedef göstermeye başladı. Söz konusu medya medyada o dönemde Haşimi’nin de aralarında bulunduğu birtakım gazeteci ve yazar için ‘ABD ajanı’ ve ‘İsrail ile normalleşme projesinin taşeronu’ gibi ifadeler kullanıldı.
Irak Basın Özgürlüğü İzleme Örgütü 3 Eylül 2019’da yayınladığı raporda, Haşimi’nin de yer aldığı ‘fişleme listesini’ sosyal medyada dolaşıma koyulmasında Haşdi Şabi’nin parmağının olduğunu belgeledi.

Çatışmanın dozu yüseldi
Terörle Mücadele Kurumu’nun 26 Haziran’da Hizbullah Tugayları mensubu 14 kişiyi tutuklamasının ardından Haşimi ile Hizbullah Tugayları arasındaki çatışmanın dozu daha da arttı. Hizbullah Tugayları’nın finanse ettiği medya kanalları söz konusu kişilerin serbest bırakıldığı yönündeki haberleri dolaşıma koyduğu esnada Haşimi Twitter hesabı üzerinden bu kişilerin halen tutuklu olduğunu yazdı. Hizbullah Tugayları yetkilisi Ebu Ali el-Askeri, Haşimi’nin mesajına tepki göstererek, sosyal medya hesabından, “Emin olman için seni Hizbullah Tugayları karargahına getirmemi ister misin?” diyerek bir tehdit mesajı yayınlamıştı.
Ebu Ali el-Askeri, Hizbullah Tugayları’nın sosyal medyadaki sözcüsü ve grubun açıklamalarını duyurmak için kullanılan takma bir isim. Bu hesabı yöneten kişi daha önce tehdit ettiği ülkeler ve yetkililer arasında ABD ve Suudi Arabistan’ın yanı sıra Başbakan Kazimi, Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi ve Cumhurbaşkanı Berhem Salih de bulunuyor. Nitekim Ebu Ali el-Askeri isimli hesap daha önce gösterilere destek veren açıklamalarda bulunduğu için Salih’i başkent Bağdat’a girmesine izin vermemekle tehdit etmişti. Aynı hesap, silahlı grupların Bağdat’ta içki satan bir mağazaya düzenlediği bombalı eylem için tebrik mesajları yayınlamıştı.
Bu hesap üzerinden ayrıca Kazimi’den önce yoğun gösterilerin baskısı altında Başbakanlıktan istifa eden Adil Abdulmehdi’nin göreve iade edilmesiyle ilgili bir kampanya yürütülse de İran destekli siyasi gruplar bu konuda başarılı olamadı.

Haşimi, Ebu Ali Askeri’nin kimliğini deşifre etti
Gözlemciler, Haşimi’ye yönelik saldırının arkasında, Twitter’daki Ebu Ali Askeri isimli hesabın kullanıcısının kimliğini deşifre eden tweet’i de olduğu görüşünde.
Haşimi, Twitter hesabından paylaştığı mesajda, “Ebu Ali el-Askeri’nin ismi büyük ihtimalle Hüseyin Muennes’tir. Muennes, Hizbullah Tugayları Şura Meclisi üyesi ve devlete tahakküm eden devletsizlik ağlarından sorumlu kişidir” diye yazarak, Muennes’in fotoğrafını paylaşıma ekledi.

Katyuşa hücresi ve Haşimi suikastı
Haşimi’ye yakın gazeteci ve aktivistler önceki akşam gerçekleşen suikast ile ‘Haşimi’nin ‘katyuşa ağıyla’ ilgili bilgilerin resmi makamlara ulaştırılmasında oynadığı aktif rol’ arasında ilişki kuruyor.
Siyasi alanda araştırmalar yapan Ahmed el-Yasiri, suikast öncesinde Haşimi’nin kendisine gönderdiği bir mesajı yayınladı. Söz konusu mesajda Haşimi, Hizbullah Tugayları’nın kendisini ölümle tehdit ettiğini ifade ediyor.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Yasiri, “Aramızdaki mesaj uzundu ve milislerin yaptığı suçlamalarla ilgili bir video hakkındaydı. Haşimi birçok münasebetle, Hizbullah Tugayları’nın kendisini doğrudan tehdit ettiğini söyledi. Hizbullah Tugayları, katyuşa füzesiyle Yeşil Bölge’ye saldırı için yaptığı hazırlıkların bilgisini Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi’ye veren kişinin Hişam el-Haşimi olduğunu öğrendikten sonra Haşimi’yi öldürdü” dedi.
Yasiri, “Haşimi suikastı doğrudan Kazimi’nin şahsına ve Iraklılara bir tehdit mesajıdır. DEAŞ’ın işin içinde olduğuna ihtimal vermiyorum” ifadesini kullandı.

Sahte DEAŞ açıklaması
Silahlı grupların finanse ettiği sosyal medya hesapları, DEAŞ’ın Haşimi suikastını üstlendiği yönündeki bir açıklamayı yoğun bir şekilde paylaşmaya başladı. Ancak şüpheli haberleri inceleyen bir doğrulama platformu rolü üstlenen Barış İçin Teknoloji Merkezi, yaptığı açıklamada DEAŞ’a ait medya organlarında suikastın üstlenildiğine dair bir açıklamanın bulunmadığını ve bu iddianın doğru olmadığını belirtti.
Yasiri, “Haşimi’nin suikastı ‘Ekim devriminin’ doğru yolda olduğunu kanıtlıyor. Haşimi’yi öldürdünüz ancak o sizin kökünüzü kazıyacak. İran, Kazimi’nin son hamlesini (14 kişinin tutuklanması) Irak’taki etkisinin son bulması şeklinde okudu ve bu olaylar İran’ın son hamleye yönelik tepkisidir” dedi.

Filistin Caddesi ve Hizbullah Tugayları’nın ağırlığı
Bağdat’ta bulunan Filistin Caddesi ile Haşimi’nin suikasta uğradığı Zeyyune bölgeleri geçtiğimiz yıllarda güvenlik güçleri ile silahlı gruplar arasındaki çatışmalara sahne oldu.
Bağdat Operasyonlar Komutanlığı’nın söz konusu iki bölge üzerinde kontrolü sağlamak için uzun yıllardır gösterdiği çabalar sonuç vermedi.
Öte yandan Başbakan Kazimi, Filistin Caddesi ile Zeyyune bölgelerinin güvenlik sorumlusunu görevden aldı. İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Kazimi’nin talimatı üzerine söz konusu iki bölgeden sorumlu Federal Polis 1. Tümen Komutanı Muhammed Kasım’ı görevden alındığı belirtildi.
Filistin Caddesi, Hizbullah Tugayları’nın en önemli merkezi olarak biliniyor. Hizbullah Tugayları’nın bu bölgeyi faaliyetleri için kullanması nedeniyle geçtiğimiz dönemlerde güvenlik güçleri ile Hizbullah Tugayları arasında çok sayıda çatışma yaşandı.
Eylül 2015’te Hizbullah Tugayları’nın Türk işçileri rehin aldığı yönündeki suçlamalar üzerine güvenlik güçleri Filistin Caddesi’nde Hizbullah Tugayları’na baskın düzenlemiş, Meclis Güvenlik Komisyonu Başkanı Hakim ez-Zamili’nin arabulucu rolüyle olaya müdahalesinin ardından iki taraf arasında muhtemel bir çatışma engellenmişti.
2018’in sonlarında güvenlik güçleri ile Hizbullah Tugayları arasında çatışma meydana geldi. Dönemin İçişleri Bakanı Kasım el-Araci’nin müdahalesiyle çatışmalar son buldu.
Bir güvenlik kaynağı, o dönemki açıklamasında, Hizbullah Tugayları’nın Filistin Caddesi’ni kendisi için güvenli bölge ilan etmeye çalıştığını ancak hükümetin güvenlik alanında aldığı tedbirler sayesinde bundan sonra böyle bir şeye cesaret edemeyeceğini söylemişti.
Filistin Caddesi’nin ismi, hükümet binaları ve yabancı misyon temsilciliklerinin bulunduğu Yeşil Bölge’ye yönelik saldırılarda sık sık gündeme geliyor. Irak hükümetine bağlı Güvenlik Medya Ağı, Şubat’ta Yeşil Bölge’ye yönelik roketli saldırının akabinde, Hizbullah Tugayları’na ait karargahların bulunduğu Filistin Caddesi’nde füze fırlatma rampaları ele geçirdiğini duyurmuştu.

Kazimi’ye çağrı
Muvatinun Grubu lideri Gays et-Tamimi, Haşimi’nin son olara kendisine gönderdiği mesajları yayınlayarak, Haşimi’nin geçtiğimiz dönemlerde Hizbullah Tugayları tarafından tehditler aldığını söyledi.
Tamimi, Twitter hesabından Haşimi’nin fotoğrafını ekleyerek paylaştığı mesajda, “Söz verdiğim gibi, Ey Hişam! sana karşı bir vefa olarak susmayacağım. Delilleri kamuoyundan gizleyerek ölümüne ortak olmayacağım” diye yazdı.
Tamimi, mesajının devamında, “Hişam’ın kanı bizim sorumluluğumuzdadır. Gençler! Onların suçları karşısında susmamalıyız, katiller güven içinde uyumamalıdır. Kazimi kardeşim, sorumluluk senindir, bizde daha fazlası var” ifadesini kullandı.
Tamimi, Başbakan Kazimi’yi etiketlediği diğer tweet’inde ise elinde Haşimi cinayetine kimin karıştığını gösteren belgeler olduğunu söyledi. Tamimi, “Haşimi onları (belgeleri) bana verdi ve ben de size bütün detayları aktarmaya hazırım” diye yazdı.
ABD merkezli El-Hurra televizyon kanalına konuşan Tamimi, Haşimi ile aralarında geçen diyalogda, Haşimi’nin kendisine, “Hizbullah Tugayları beni ölümle tehdit etti” dediğini aktardı.

Maskeler düştü
Haşimi’ye yakın gazeteci ve yazarlar, Hizbullah Tugayları’nı Haşimi suikastında parmağı olmakla suçlayarak, silahlı örgütlerin geçirdiği bu dönüşümün Irak için oldukça tehlikeli olduğuna dikkat çekiyorlar.
Güvenlik tehlikesi nedeniyle isminin açıklanmasını istemeyen Iraklı bir gazeteci, Independent Arabia’ya verdiği demeçte, “Faaliyetlerinde gerçekleşen dönüşüme bakılırsa silahlı gruplar artık gelişmelere savaş durumu gözüyle bakıyor ve yanında olmayan herkesi düşman olarak görüyor. Hişam el-Haşimi, Terörle Mücadele Kurumu’nun Hizbullah Tugayları’na yaptığı baskına güçlü destek verdi” diye konuştu.
Gazeteci, “Kazimi artık maskelerin düştüğünü ve silahlı grupların kendileriyle mücadeleye yeltenenlere ‘karşılık vermek için kurşunumuz var’ diye yanıt vermeye başladıklarını görmelidir. Bana göre, önceden korkutma amaçlı yapılan tehditler artık eyleme dökülüyor. Şu an tehdit değil, öldürme döneminde yaşıyoruz. Kazimi hükümetinin gerçekçi ve büyük bir adım atmaması halinde Kazimi de dahil Cumhurbaşkanı ve bütün askeri liderlerin hayatı tehlikeye girer. Bugün sokağın güvenliği devletin değil, bu grupların elinde” ifadelerini kullandı.

Son tweet
Haşimi, hayatını kaybettiği olaydan yaklaşık 1 saat önce, Twitter hesabı üzerinden paylaştığı mesajda, Irak’ta bölünmelerin iyice derinleşmesinde etkili olan 3 maddeyi şöyle sıraladı:
1- İşgalle birlikte gelen kotaların benimsenmesi (Şii, Sünni, Kürt, Türkmen ve azınlıklar). Bunlar Irak’taki oluşumların özüdür.
2- Bölünmeler üzerinden kazanımlarını pekiştirmek isteyen etkin partiler (Şii, Sünni, Kürt ve Türkmen).
3- Parti rekabetini mezhepçi rekabetle değiştiren dini partiler.
İngiltere merkezli Chatham House ve ABD merkezli Uluslararası Politika Merkezi gibi ileri gelen düşünce merkezlerine makaleler yazan Haşimi, DEAŞ başta olmak üzere silahlı radikal gruplar konusunda araştırmalar yürütüyordu.
Haşimi, Irak ve Suriye’de DEAŞ’a karşı savaş verilen yıllarda akademik bilgilerinden yola çıkarak yaptığı güvenilir analizler sayesinde örgütün tepe kadrosunun çözülmesine katkı sağladı. Haşimi ayrıca DEAŞ lideri Ebubekir el-Bağdadi gibi örgüt içindeki üst düzey mevkilerde bulunan isimlerle ilgili geniş bir arşive sahipti.



Binance’e Hamas davası açıldı: Kara para akladılar

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
TT

Binance’e Hamas davası açıldı: Kara para akladılar

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)

Hamas'ın 7 Ekim 2023'te düzenlediği Aksa Tufanı operasyonunda yakınlarını kaybedenler, Filistinli örgütün kara para aklamasını sağladığı gerekçesiyle kripto devi Binance'e dava açtı.

306 ABD vatandaşının açtığı ve pazartesi günü kamuoyuyla paylaşılan davada, Hamas'ın saldırısında hayatını kaybeden, yaralanan veya rehin alınan kişilerin yakınları Binance'in yaptırımları deldiğini savunuyor. 

Davacılar, kripto borsasının Hamas, Hizbullah, Filistin İslami Cihad Örgütü ve İran Devrim Muhafızları'nın platform üzerinden 1 milyar dolardan fazla para transferi yapmasına göz yumduğunu iddia ediyor. 

Bu tutarın en az 50 milyon dolarının Gazze savaşını başlatan 7 Ekim 2023'teki saldırının ardından transfer edildiği belirtiliyor. 

ABD'nin Kuzey Dakota eyaletinde açılan davada, sözkonusu örgütlerin Binance'i kullanarak şüpheli hesaplar üzerinden kara para akladığı ileri sürülüyor. Bu örgütlerin hepsi ABD'nin yaptırım listesinde yer alıyor. 

Şikayette "CZ" diye de anılan Çinli iş insanı Changpeng Zhao'nun kurduğu kripto borsasına dair şu ifadeler yer alıyor: 

Binance yasadışı faaliyetler için kasıtlı olarak bir sığınak şeklinde faaliyet gösteriyor. Bugüne dek Binance'in temel iş modelini anlamlı biçimde değiştirdiğine dair hiçbir gösterge yok.

Şirketin açıklamasında davanın detaylarına ilişkin yorum yapılmazken "uluslararası alanda tanınan yaptırım yasalarına tam olarak uyulduğu" savunuldu. 

Kasım 2023'te ABD Adalet Bakanlığı, kara para aklamayı önleme ve yaptırım yasalarının ihlali nedeniyle Binance'le 4,3 milyar dolarlık bir uzlaşmaya varmıştı. Bu rekor tutar şirket tarafından kurumsal olarak ödendi. CZ ise aynı anlaşma kapsamında CEO'luk görevinden ayrılmış ve şirketten bağımsız olarak 50 milyon dolarlık kişisel para cezasını ödemeyi kabul etmişti.

Amerika'da yürütülen ceza yargılamasının ardından Zhao'ya gerekli kara para aklama kontrollerini uygulamadığı gerekçesiyle 4 ay hapis cezası verildi ve iş insanı bu cezasını tamamen çekerek tahliye edildi. Geçen ay ABD Başkanı Donald Trump tarafından açıklanan af kararıyla da yeniden CEO'luğa dönmesi önündeki engeller kaldırılmış oldu.

Independent Türkçe, Times of Israel, Reuter


BM uyardı: Gazze Şeridi beka tehdidiyle karşı karşıya

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)
TT

BM uyardı: Gazze Şeridi beka tehdidiyle karşı karşıya

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından bugün yapılan açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi’nde yürüttüğü savaşın bölgenin ekonomisini mahvettiğini ve Filistin topraklarının ‘bekasını’ tehdit ettiğini belirterek, uluslararası ‘acil’ müdahale çağrısında bulundu.

BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından yayınlanan yeni bir raporda, Gazze'nin yeniden inşasının maliyetinin 70 milyar doları aşacağı ve onlarca yıl sürebileceğini belirtildi. Raporda, savaş ve ablukanın ‘Filistin ekonomisinde eşi benzeri görülmemiş bir çöküşe’ neden olduğu uyarısında bulunuldu.

Askeri operasyonların hayatta kalmanın her temel unsurunu önemli ölçüde zayıflattığı ifade edilen raporda, “Gazze Şeridi, gıdadan barınmaya ve sağlık hizmetlerine kadar insan eliyle yaratılmış bir uçuruma itildi” denildi.

Sistematik bir şekilde devam eden yıkımın, Gazze'nin kendini yaşayabilir bir alan ve toplum olarak yeniden inşa etme yeteneğini zedelediği belirtilen raporda, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas ve diğer Filistinli silahlı grupların İsrail'in güneyine düzenlediği saldırıda çoğu sivil olmak üzere bin 221 kişi ölürken İsrail, Gazze Şeridi’ne  iki yıl süren yıkıcı bir savaş başlattı.

cdvfgthy
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’na geri dönen yerinden edilmiş Filistinlilerin görüldüğü havadan çekilmiş bir fotoğraf (AFP)

BM’nin güvenilir kabul ettiği Gazze Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre İsrail, Hamas'ın saldırısına misilleme olarak Gazze Şeridi’ne düzenlediği hava ve kara saldırılarında çoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 69 bin 756 Filistinliyi öldürdü.

Savaş, Gazze Şeridi'nde büyük yıkıma ve BM’nin bazı bölgelerde kıtlık ilan etmesine neden olan bir insani krize yol açtı.

UNCTAD raporuna göre Gazze Şeridi'ndeki yıkımın boyutu, ard arda ekonomik, insani, çevresel ve sosyal krizleri tetikleyerek, bölgenin gelişme düzeyindeki düşüşü tam bir yıkıma dönüştürdü.

Raporda, çift haneli büyüme ve önemli dış yardım desteğine rağmen, Gazze'nin 7 Ekim 2023 öncesi refah düzeyine geri dönmesinin onlarca yıl sürebileceği vurgulandı.

UNCTAD, koordineli uluslararası yardım, havale işlemlerinin yeniden başlatılması ve ticaret, hareket ve yatırım kısıtlamalarını hafifletmeye yönelik önlemleri bir araya getiren kapsamlı bir kurtarma planı çağrısında bulundu.

Gazze halkı ‘ciddi ve çok boyutlu bir yoksullukla’ karşı karşıya kalırken, UNCTAD, Gazze'deki her bireye yenilenebilir ve koşulsuz aylık nakit transferi sağlayan kapsamlı bir acil temel gelir programının başlatılmasını istedi.

Raporda, Gazze ekonomisinin 2023-2024 döneminde yüzde 87 oranında küçüldüğü ve kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYİH) 161 dolar gibi cüzi bir rakama gerilediği, bu rakamın da küresel olarak en düşük oranlardan biri olduğu belirtildi.

Öte yandan Batı Şeria'da durum o kadar vahim olmasa da raporda ‘şiddet, Yahudi yerleşim birimlerinin inşasındaki hız ve işçi hareketliliğine getirilen kısıtlamaların’ buranın ekonomisini vurduğu ve UNCTAD'ın verileri kaydetmeye başladığı 1972 yılından bu yana en kötü ekonomik gerilemeye yol açtığı ifade edildi.


Gazze Şeridi'nin güneyinde çadırlar sular altında kaldı: İnsani kriz derinleşiyor

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)
TT

Gazze Şeridi'nin güneyinde çadırlar sular altında kaldı: İnsani kriz derinleşiyor

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)

Gazze Şeridi’nin güneyinde yer alan Han Yunus kentinin Mevasi bölgesinde, bugün (Salı) sabah saatlerinde etkili olan yoğun yağışlar sonucu çok sayıda sığınmacı çadırı sular altında kaldı.

d
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş kişiler için kurulan geçici kampta, Filistinli çocuklar yağmurdan korunmaya çalışıyor (AFP)

Filistin Haber Ajansı WAFA bölgede çok sayıda çadırın yağmur suları nedeniyle zarar gördüğünü ve kullanılamaz hale geldiğini bildirdi. Kurtarma ekipleri su baskınından etkilenen çadır alanlarına müdahalelerini çeşitli noktalarda sürdürüyor.

csdfrg
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta, yağmur sonrası eşyalarını düzenleyen Filistinli bir aile (AFP)

Gazze Şeridi genelinde şiddetli sağanak yağış ve fırtınalarla birlikte sığınmacı kamplarında ek olumsuzluklara yol açmaktadır.

Öte yandan, 15 Kasım’da meydana gelen yağışlar sırasında da binlerce çadırın su baskını nedeniyle zarar görmüştü.

sd
Filistinliler, sular altında kalan sokaklardan, eşek arabalarıyla geçiyor (DPA)