Suriye’ye insani yardımı engelleyen Moskova, ‘savaş suçlarını’ reddetti

Suriye’nin farklı bölgelerinden yerlerinden edilmiş mültecilerin Atme Kampı’ndan görüntüleri (Reuters)
Suriye’nin farklı bölgelerinden yerlerinden edilmiş mültecilerin Atme Kampı’ndan görüntüleri (Reuters)
TT

Suriye’ye insani yardımı engelleyen Moskova, ‘savaş suçlarını’ reddetti

Suriye’nin farklı bölgelerinden yerlerinden edilmiş mültecilerin Atme Kampı’ndan görüntüleri (Reuters)
Suriye’nin farklı bölgelerinden yerlerinden edilmiş mültecilerin Atme Kampı’ndan görüntüleri (Reuters)

Moskova ve Pekin, Suriye’nin kuzeyindeki iki sınır kapısı aracılığıyla sağlanan insani yardım mekanizmasının uzatılması kararının kabul edilmesini önlemek için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) veto haklarını kullandı. Gelişmeden bir gün sonra Moskova, son aylarda Suriye’nin bazı bölgelerinde savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar hususunda hazırlanan bir raporu sert bir şekilde eleştirerek, BM ile Suriye’deki koşullara ilişkin olarak anlaşmazlıkları genişletecek yeni bir adım attı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, BM’ye bağlı komite tarafından yürütülen ve Esed rejimi ile Rus savaş uçaklarının ‘Suriye’nin bazı bölgelerinde insanlığa karşı suç veya savaş suçu düzeyine ulaşan ihlaller gerçekleştirdiğini’ savunan soruşturma sonuçlarına sert bir dille karşı çıktı.
Ülkesinin, bağımsız olmadığını savunduğu bu komitenin çalışmalarının sonuçlarını kabul etmediğini söyleyen Lavrov, bunlardan şüphe duyduğuna dikkati çekti. Lavrov Kongo, Mısır ve Güney Afrika dışişleri bakanları ise, 8 Temmuz’daki toplantı sırasında, “Suriye çatışmasının sorunları somut gerçekler temelinde çözülmelidir. Suriye konulu Bağımsız Komite, bu kriterleri karşılamıyor” dedi.
Raporda, Esed güçlerinin Halep ve İdlib vilayetlerini ele geçirdiği Kasım 2019 ve Haziran 2020 arasında savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işlediği belirtildi. Aynı raporda, Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) ve diğer gruplardaki milislerin de sivillere karşı çok sayıda suç işlediği ifade edildi.
Bu çerçevede Rusya Dışişleri Bakanı, kendisini ‘Suriye’de bağımsız bir soruşturma komisyonu’ olarak adlandıran komisyonun oybirliğiyle oluşturulmadığını ve çalışma mekanizmaları nedeniyle birçok sorulara yol açtığını belirtti. Sergey Lavrov, “Bu komiteyi kurma kararı, her şeyden önce Suriye’deki rejimi değiştirmeye çalışan Batı ülkeleri tarafından ve BM’ye bağlı İnsan Hakları Konseyi’nin oy birliğiyle, Şam ve müttefiklerine karşı kanıt aramak amacıyla önceden belirli bir hedefi olan bir mekanizma oluşturmak için alındı” dedi. Komitenin hiçbir zaman İdlib’e gitmediğine işaret eden Lavrov, bilgi toplamak üzere sosyal medyadan ve bazı kaynaklardan sağlanan verileri kullandıklarına dikkati çekti.
Rusya, yasaklı silahların kullanımıyla ilgili gerçek bulgular veya savaş suçları olarak nitelendirilebilecek suçlar da dahil olmak üzere, son yıllarda BM tarafından atanan soruşturma komitelerinin ulaştığı tüm sonuçları reddetti.
Rusya Dışişleri Bakanlığı, birçok kez bu komitenin, ‘muhalefetin kaynaklarına dayalı olduğunu’ ve çalışmalarının sonuçlarının ‘Rusya’ya karşı yürütülen medya savaşı yöntemlerinin sadece bir parçasını oluşturduğunu’ vurguladı.
Rusya’nın BM komitelerine karşı sert tavrı, BMGK’nın Suriye’de insani yardımların sağlanması için Türkiye sınır kapısı aracılığıyla çalışmalara devam etme kararının veto edilmesinden bir gün sonra ortaya koyuldu. Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenziya, Rusya’nın insani yardımları transfer etme kararına alternatif bir taslak hazırladığına dikkati çekti. Nebenziya, Rus projesinin mevcut yardımların 6 ay boyunca uzatılmasını ve yardımların sağlanacağı sınır kapısının Babu’l Hawa ile sınırlandırılmasını içerdiğini belirtti.
Rus Temsilci, “Bu yardım mekanizması başlangıçta geçiciydi ve Suriye sahasındaki değişiklikler nedeniyle faaliyetini sonlandırma zamanı geldi” diyerek, Moskova’nın İdlib’de silahlıların kontrolü altındaki alanın yüzde 30 oranında küçülmesinden ve bölgedeki sivillerin ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra tek bir sınır kapısının yardımların transferi için yeterli olacağına inanıyor. Yardımların sadece yüzde 14’ünün Babu’s Selam kapısı aracılığıyla transfer edildiğini söyleyen Nebenziya, ilgili tüm taraflara da ‘Suriye’ye yönelik insani yardım transferine katkıda bulunma, konuyu siyasileştirmeme ve Rusya’nın İdlib halkına sürekli yardım sağlayacak projesini destekleme’ çağrısında bulundu.
2019 sonunda yine Almanya ve Belçika’nın hazırladığı tasarıda, 2014’ten bu yana Ürdün ve Irak üzerinden de gelen, yani toplam 4 sınır kapısı kullanılarak ulaştırılan yardımların 3 sınır kapısından (Türkiye’deki iki kapı ve Irak’taki sınırdan) geçirilmesi öngörülüyordu.
Öte yandan Rusya Savunma Bakanlığı, Türk tarafıyla ortaklaşa kurulan Suriye’deki İhlalleri İzleme Komitesi’ndeki Rus tarafının, Türkiye’nin son 24 saat içerisinde takip ettiği bir ihlal karşısında ateşkese karşı 7 ihlalin takip edildiğini açıkladı. Açıklamada, İdlib’in Halep ve Lazkiye’de bir ihlal karşısında beş ihlale tanık olduğu belirtildi.
Moskova, ateşkes anlaşmasının uygulanmasında kaydedilen ilerlemeden memnun olduğunu açıklarken, Savunma Bakanlığı da sınırlı ihlallerin bölgedeki durumu etkilemediğini söyledi. Moskova ayrıca, ihlallerin Türkiye’ye yakın Suriyeli muhalif güçler tarafından değil, militan gruplar tarafından meydana geldiğini doğruladı.



Filistinlilerden İsrailli protestoculara destek: Biz ölümü kutlamıyoruz

Filistin'deki örgütlerden biri, İsrail'deki protestoculardan etkilenerek "Birlikte yaşar, birlikte ölürüz" mesajı veriyor (Gazze Gençlik Komitesi/AP)
Filistin'deki örgütlerden biri, İsrail'deki protestoculardan etkilenerek "Birlikte yaşar, birlikte ölürüz" mesajı veriyor (Gazze Gençlik Komitesi/AP)
TT

Filistinlilerden İsrailli protestoculara destek: Biz ölümü kutlamıyoruz

Filistin'deki örgütlerden biri, İsrail'deki protestoculardan etkilenerek "Birlikte yaşar, birlikte ölürüz" mesajı veriyor (Gazze Gençlik Komitesi/AP)
Filistin'deki örgütlerden biri, İsrail'deki protestoculardan etkilenerek "Birlikte yaşar, birlikte ölürüz" mesajı veriyor (Gazze Gençlik Komitesi/AP)

Öldürülen Filistinli çocukların fotoğraflarını taşıyan İsrailli eylemcilere karşı taraftan destek mesajı iletiliyor. Gazzeli eylemciler, Hamas'ın öldürdüğü İsrailli çocukların fotoğraflarıyla poz veriyor. 

Gazze Gençlik Komitesi'nin üyeleri, "Filistinli çocukların fotoğraflarını kaldırdıklarını gördük ve biz de açık bir şekilde 'İsrailli çocukların öldürülmesine biz de karşıyız' demek istiyoruz" ifadesini kullanıyor.

Geçen hafta İsrail'deki sosyal medya kullanıcıları arasında yayılmaya başlayan fotoğrafların bazıları, 4 yaşındaki Ariel Bibas ve 9 aylık kardeşi Kfir'i de içeriyor. 

İsrail'de Hamas öncülüğündeki örgütlerin 7 Ekim 2023'te düzenlediği saldırıların sembolü haline gelen bu iki çocuk, anneleri Şiri Bibas'la birlikte kaçırılmıştı. Bir yıl sonra üçünün de cesetleri iade edilirken Hamas, bu ölümlerden İsrail'in hava saldırılarını sorumlu tutmuştu. 

Gazze Gençlik Komitesi, Tel Aviv, Kudüs ve Hayfa'da hem Binyamin Netanyahu yönetimini hem de savaşı protesto eden ve İsrail'in öldürdüğü Filistinli çocukların fotoğraflarını her hafta gündeme getirmeye çalışan göstericilere "barış içinde birlikte yaşama" mesajı verdi. 

İbranice ve Arapça "Yaşamak istiyoruz" yazıyor 

Örgütün Mısır'da yaşayan kurucusu Rami Aman, İsrail gazetesi Haaretz'e şöyle konuştu:

İsraillilere, çektiği tüm acılara rağmen Filistinlilerin de 'öteki'nin insanlığını tanıdığını göstermek istedik. Şiddeti meşru kılmayı asla düşünmedik, Filistinlilerin ölümleri kutladığı fikrine karşı çıkmayı hedefliyoruz. Gazze halkı bu savaşın bitmesini, İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasını istiyor.

Aman, Gazze Şeridi'nin nüfusuna işaret ederek "7 Ekim'de yaşananlar, 2,5 milyon kişinin ölümünü meşrulaştıramaz. Mesajımız duymak isteyen her İsrailliye ulaştı. Fotoğraflar ve mesajlar beklediğimizden daha çok yayıldı" dedi. 

2010'de kurulan Gazze Gençlik Komitesi, 500'ü aşkın aktif üyesinin olduğunu bildiriyor. 

Sosyal medyada İsraillilerin "Bu bana barış umudu verdi" ve "Irkçılık ve korku dolu bir gerçekliğe üflenen taze bir nefes" gibi yorumlar yaptığı görüldü. 

Gazze Gençlik Komitesi'nin Hamas gibi örgütler tarafından hedef alınmasından korkanlarsa "Onlar kendilerini tehlikeye atmadı mı?" ve "Cesur adamlar. Umudun kazanmasını sağlamalıyız" gibi ifadeler kullandı. 

Diğer yandan bu mesajı samimi bulmayanlar da var: 

Bu, Hamas'ın psikolojik savaş hamlesi. Bebekleri ve çocukları öldürdüler ve şimdi onların fotoğraflarıyla birlikte acınası biçimde boy gösteriyorlar.

Gazze Gençlik Komitesi'nin kurucularından Aman, İsrail'in kamu yayımcısı Kan'ın da aralarında bulunduğu medya kuruluşlarının bunu Hamas'a karşı bir eylem gibi lanse etmesinden rahatsız olduğunu da söyledi. 

Amaçlarının İsrail'deki ailelere seslenmek olduğunu vurgulayan Aman, "Son 10 yılda Hamas'a karşı lafını sakınmayanlar ya Gazze'yi terk etmeye zorlandı ya da kendilerine uygulanan siyasi baskıları kullanarak yurtdışına iltica etti" demeyi de ihmal etmedi.

İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı.

Hamas öncülüğündeki örgütlerin 7 Ekim 2023'te düzenlediği saldırılar, 1219 kişinin ölümüne neden olmuştu. 251 rehineden 49'u hâlâ Gazze'de. İsrail ordusu bunlardan 27'sinin öldüğünü bildiriyor. 

Independent Türkçe, Haaretz, AFP