Suudi Arabistan: Normal hayata dönüş kararı koronavirüs verileri ile desteklendi... İyileşen vaka sayılarında yükseliş kaydediliyor

Vaka sayılarının düşmesi ile hareketlilik geri döndü(SPA)
Vaka sayılarının düşmesi ile hareketlilik geri döndü(SPA)
TT

Suudi Arabistan: Normal hayata dönüş kararı koronavirüs verileri ile desteklendi... İyileşen vaka sayılarında yükseliş kaydediliyor

Vaka sayılarının düşmesi ile hareketlilik geri döndü(SPA)
Vaka sayılarının düşmesi ile hareketlilik geri döndü(SPA)

Suudi Arabistan'da, Kovid-19 salgınının dünya genelinde turizm sektörüne verdiği zararın ardından "normal hayata dönüş" önceliklerinin arasında turizm sektörünün canlandırılması yer alıyor ve bu öncelik son zamanlarda alınan kararlarda açıkça görünüyor.
Normal hayata dönüşten günler sonra Suudi Arabistan “Teneffüs” adı altında mevcut yaz sezonu için bir turist programı başlattı. “Teneffüs” programı eğlence ve sağlık garantisi ile katı önlemler dahilinde iç turizm için bir plan oluşturuyor. Birçok bölgedeki otellerde yüksek doluluk oranları kaydedildi.
Turizm Bilgi ve Araştırma Merkezi (MAS) Genel Müdürü Mühendis Hasan Cennet, dün koronavirüs gelişmelerinin takibi için yapılan basın konferansında, yaz sezonunda otellerin doluluk oranlarını ele alırken, Sağlık Bakanlığı Sözcüsü ise Suudi Arabistan’daki koronavirüse dair son gelişmeler hakkında konuşma yaptı.

El-Baha ve Asir bölgeleri en çok başvurulan yerler
Mühendis Hasan Cennet "Suudi Arabistan Yaz" sezonunun başlamasından bu yana, Suudi Arabistan tarafından tahsis edilen 10 turistik alandaki otellerde ilk iki haftada doluluk oranlarında artış gözlemlendiğini, 25 Haziran’da doluluk oranının yüzde 36 olarak kaydedildiğini, bu oranın normal hayata dönüşün ilk aşaması olması sebebiyle garip bir oran olmadığını ayrıca ülke sakinlerinin normal hayata dönüş talimatları ile etkileşimlerini yansıttığını belirtti.
Cennet, El-Baha ve Asir bölgelerinin turizm açısından en çok başvurulan yerler olduğunu bu bölgelerdeki doluluk oranlarının en yüksek oranlar olduğunu ve bazı otellerdeki doluluk oranlarının yüzde 80’e ulaştığını bildirdi. Cennet, “Bu durumun turistlerin El-Baha ve Asir bölgelerini ziyaret etme ve yılın bu zamanında bölgenin güzel atmosferinin tadını çıkarma isteğini yansıtıyor” ifadelerini kullandı.
Ancak MAS Genel Müdürü doluluk oranının sektördeki mevcut oda sayısı ile hesaplanmasına dayalı olduğunu ve El-Baha ve Asir'deki otel odalarının bu sezonda hedeflenen 10 bölgedeki toplam otel odalarının yüzde 10’unu oluşturduğunu ve genel doluluk oranı üzerindeki etkisinin nispeten sınırlı olduğuna işaret etti.

İyileşen vaka sayılarında artış
Suudi Arabistanlı yetkililer günlük ortalama 3 bin hastanın iyileşme gösterdiğini açıkladı. Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Dr. Muhammed el-Abdulali, Krallık’ta koronavirüsün son gelişmelerine dair yaptığı konuşmasında, 3 bin 183 yeni vaka kaydedildiğini, 3 bin 46 kişinin iyileştiğini ve 41 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı.
Doğrulanan toplam vaka sayısı 223 bin 327’ye yükselirken, 161 bin 96 kişi sağlığına kavuştu. Aktif vaka sayısı ise 60 bin 131 ve bu kişilerden 2 bin 225’inin sağlık durumu kritik. Bunun yanı sıra toplam ölüm sayısı 2 bin 100’e yükseldi.
Sağlık Bakanlığı Sözcüsü el-Abdulali, “Tatman” ve “Teekküd” merkezlerine olan başvuruların artması ile 2,1 milyondan fazla laboratuvar testinin yapıldığına işaret ederek laboratuvar testlerinin yapılmasına devam edildiğini vurguladı.
Sağlık Bakanlığı Sözcüsü salgının başlangıcından bu yana birkaç ay geçtiğini ve önümüzdeki dönem “uzayabilir veya kısalabilir” olduğu için salgın ile mücadelede bir dengenin olması gerektiğini belirtti.
El-Abdulali, “İnsanlar genel olarak iki gruba ayrılıyor: Umursamayanlar ve gergin olanlar. En önemli denge çalışmaları ihtiyati tedbirlerin uygulanmasına özen gösterilmesidir. Sürekli baskı ve gerginlik hissedilmesi psikolojik sorunlara sebep olabilir” şeklinde açıklama yaptı.
El-Abdulali, koronavirüsün bulaşmasının temel yollarından birisinin damlacık olduğunu ve yeni vakaların çoğunun toplumsal temasa bağlı olarak virüse yakalandıklarını belirtti. El-Abdulali, dünya genelindeki vakaların yüzde 20’sinin hiçbir semptomlarının olmadığını, yüzde 70 ila 80’inin ağır semptomları olmadığını ve geri kalan vakaların tıbbi yardım almaları gerektiğini, bazılarının ise sağlık durumlarının yoğun bakımda olmalarını gerektirdiğini söyledi. Hastanın daha önce koronavirüse yakalanıp iyileştiğini veya yakalanmadığını gösteren onaylanmış bir test yöntemi veya tekniği olmadığı için bir sonraki duyuruya kadar sağlıklı davranışların tehlike grubundaki insanların sağlıklarından emin olmalarını sağlayacağını bildirdi.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.