Irak Başbakanı Kazimi: Haşimi’nin kanı boşa gitmeyecek

Kazimi, Haşimi’nin ailesine taziye ziyaretinde bulundu. (Başbakanlık Ofisi)
Kazimi, Haşimi’nin ailesine taziye ziyaretinde bulundu. (Başbakanlık Ofisi)
TT

Irak Başbakanı Kazimi: Haşimi’nin kanı boşa gitmeyecek

Kazimi, Haşimi’nin ailesine taziye ziyaretinde bulundu. (Başbakanlık Ofisi)
Kazimi, Haşimi’nin ailesine taziye ziyaretinde bulundu. (Başbakanlık Ofisi)

Irak’ta pazartesi akşamı başkent Bağdat’taki Zeyyune bölgesindeki evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren güvenlik uzmanı Hişam el-Haşimi’nin cenazesine resmi makamların ve halkın ilgisi yoğun oldu.
Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi çarşamba akşamı Haşimi’nin ailesine taziye ziyaretine bulundu.
Acılı aileye başsağlığı temennisinde bulunan Kazimi, failleri adalet teslim etme sözü verdi.
Kazimi, “Hişam sadece bir dost değil, aynı zamanda ulusal bir simgeydi. Kanı boşa gitmeyecek” diye konuştu. Haşimi suikastının araştırılması için özel bir soruşturma komitesi kurma talimatı verdi.
Haşimi suikastı, aktivist ve etkili isimlere yönelik kimliği belirsiz kişilerce düzenlenen suikastlar tarihini akıllara getirdi. Gözlemciler, Haşimi suikastının faillerinin bulunması için başlatılan soruşturmaların daha önceki süreçte herhangi bir sonuç elde edilemeyen soruşturmalarla aynı akıbeti paylaşacağı görüşünde. Irak’ta birçok çevre Haşimi suikastını ‘devlet otoritesi ve kurumları’ ile bazı çetelerin ve kontrol dışı milislerin ülkede yaymaya çalıştığı ‘devletsizlik otoritesi’ arasında bir ayrım noktası olarak görüyor.
2003’ten bu yana yüzlerce kişi ağırlıklı olarak siyasi gerekçelerle işlenen suikastlarda yaşamını yitirdi. Haşimi suikastını planlayan ve uygulayanlarla uzlaşı yapılması durumunda suikast zincirinin asla sona ermeyeceği görüşü birçokları tarafından dile getiriliyor. Ancak yerel ve ulusal ölçekte yapılan kınamalar, kontrol dışı silahlı gruplar için caydırıcı olabilir. Ayrıca Haşimi cinayetinin siyaset ve güvenlik açısından bir dönüm noktası olacağını düşünenler de var. Bu çerçevede İngiltere’nin Bağdat Büyükelçisi Stephen Hickey, “Haşimi’nin ölümünün Irak’ta siyasi sürece büyük etkisi olmasını bekliyorum” dedi.
Hickey, dün bir gazeteye verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı:
“İran yanlısı Iraklı grupları devlet şemsiyesi altına sokmadan Irak'ta istikrar olmaz. Haşimi suikastı ve Irak’ta aktivistlere uzanan diğer suçlar, aktivistlere, gazetecilere ve hatta diplomatlara koruma sağlamaya acil ihtiyaç olduğunu gösteriyor.”
İngiliz diplomat, Irak hükümeti ile silahlı gruplar arasındaki gerginliğin askeri çatışmaya dönüşme ihtimaline karşı uyardı.
Halk düzeyinde de Haşimi suikastına tepkiler devam ediyor. Nitekim Bağdat, Necef ve Nasıriye kentlerinde gösterici gruplar Haşimi’nin ölümüne tepki olarak protesto yürüyüşü düzenledi. Göstericiler, Haşimi suikastından sorumlu tuttukları İran’ı ve onun Irak’taki milis gruplarını eleştiren sloganlar attı. Sosyal medyada önceki gün yayılan bir videoda, 20’yi aşkın Tuk Tuk aracının Haşimi ailesinin evinin önünden konvoy halinde geçerek destek mesajı verdikleri görüldü. Tuk Tuk araçları, Ekim 2019’da başlayan ve yaklaşık 5 ay süren protestoların simgesi haline gelmişti.
Medyada ise Haşimi cinayetinin etkileri halen haber bültenlerinin ve tartışma programlarının gündemindeki yerini koruyor. Haşimi’nin ölümünden birkaç gün önce yayınladığı bir rapor bazı haber siteleri tarafından öne çıkarıldı.
Haşimi söz konusu raporda, Haşdi Şabi ile ilgili oldukça detaylı bir araştırmaya yer veriyordu. Raporda, Haşdi Şabi bünyesindeki Irak yanlısı gruplar ile İran yanlısı grupların etki oranları, bu gruplar arasındaki çatışmaların temelinde yatan faktörler ve Haşdi Şabi yönetiminde sahip oldukları makamlara işaret ediliyor. Rapora göre, İran yanlısı gruplar Haşdi Şabi yönetiminin yüzde 65’ini kontrol ediyor.
Raporda yer alan bilgiye göre, Haşdi Şabi içindeki Şii savaşçıların toplam sayısı 150 bine ulaşıyor. Bunların 70 bini İran yanlısı, 30 bini Iraklı Şiilerin en üst dini mercii Ali es-Sistani’nin takipçisi, 40 bini Sünni, 10 bini ise Irak’ın geri kalan oluşumlarından katılan savaşçılardan meydana geliyor.
Yüksek Yargı Konseyi de daha önceki açıklamasında Bağdat ve diğer illerde gerçekleşen suikastlarla ilgili özel bir araştırma komitesi kurduğunu ilan etmişti. Komitede 3 hakim ve bir başsavcının görevlendirildiği belirtildi.



Suriye'nin Suveyda vilayetinde çatışmalar devam ediyor

 Suriye'nin Suveyda vilayetinde düzenlenen bir protesto eylemine katılan vatandaşlar (Arşiv – Reuters)
Suriye'nin Suveyda vilayetinde düzenlenen bir protesto eylemine katılan vatandaşlar (Arşiv – Reuters)
TT

Suriye'nin Suveyda vilayetinde çatışmalar devam ediyor

 Suriye'nin Suveyda vilayetinde düzenlenen bir protesto eylemine katılan vatandaşlar (Arşiv – Reuters)
Suriye'nin Suveyda vilayetinde düzenlenen bir protesto eylemine katılan vatandaşlar (Arşiv – Reuters)

Suriyeli bir kaynak, Hikmet el-Hicri’ye bağlı güçlerin, Suveyda vilayetinin batı kırsalında yer alan kamu güvenlik birliklerine yönelik saldırılarını üçüncü gününde de sürdürdüğünü bildirdi.

Adının açıklanmasını istemeyen kaynak, Alman haber ajansı DPA’ya yaptığı açıklamada, “Kanun dışı gruplar ya da Hikmet el-Hicri’ye bağlı ‘Ulusal Muhafızlar’ adıyla bilinen unsurlar, dün akşam kamu güvenliği noktalarına saldırı düzenledi” dedi.

Kaynak, “Kanun dışı unsurlarla çıkan çatışmalarda kamu güvenliği personelinden yaralananlar oldu. Saldırganlar arasında ölü ve yaralılar bulundu, silahlı kişileri taşıyan bir araç imha edildi” ifadelerini kullandı.

Aynı kaynak, kamu güvenliği güçlerinin amacının bölgenin istikrarını sağlamak ve halkın geri dönüşünü kolaylaştırmak olduğunu vurgulayarak, “Ancak bu unsurların tekrar eden saldırıları ve roketli bombardımanı, sivillerin geri dönmesini engellediği gibi, zeytin hasadı yapan çiftçileri dahi hedef aldı” diye konuştu.

Dera’nın doğu kırsalındaki yerel bir kaynak, el-Hicri’ye bağlı silahlı unsurları taşıyan bir aracın roketle vurulduğunu, saldırıda çok sayıda kişinin öldüğünü ve yaralandığını, aracın ise tamamen tahrip olduğunu açıkladı.

Suveyda içinden gelen bilgilerde, vilayetin batı kırsalında kamu güvenliği güçlerine yönelik saldırıda en az 5 Dürzi militanın öldüğü, 10’dan fazla militanın da yaralandığı, kamu güvenliği personelinin öldürüldüğü iddiaların ise ‘el-Hicri’ye bağlı güçlerin moralini yükseltmeyi amaçlayan asılsız bilgiler’ olduğu belirtildi.

Suveyda Valisi Mustafa el-Bekkur, Telegram hesabından yaptığı açıklamada, “Değerli Suveyda halkı, bugün bazı disiplinsiz silahlı grupların, Suveyda’nın batı ve kuzey kırsalında güvenlik ve istikrarı sarsma girişimiyle, çatışma çözme noktalarına ve iç güvenlik güçlerine saldırdığı bilgisini aldık. Bu eylemler, yalnızca kişisel çıkarlara ve kaos ile yağma eğilimine işaret ediyor; vilayetn değerleriyle ve halkının ahlakıyla bağdaşmıyor” ifadelerini kullandı.

Bekkur açıklamasını şu sözlerle sürdürdü: “Sizi bu tür uygulamalara karşı durmaya, halkın güvenliğiyle oynayan ya da insanların kaderini istismar etmeye çalışan herkesi engellemeye çağırıyoruz. Güvenlik ve istikrar ortak sorumluluktur; toplumu korumak her onurlu bireyin görevidir. Çıkar peşinde koşanlara sesleniyorum: Yeter artık. Ülke sizin hayallerinizden büyüktür ve Suveyda halkı, yıkıcı projelerinize kanmayacak kadar basiretlidir.”

Suveyda Emniyet Müdürü Süleyman Abdulbaki de sosyal medya paylaşımında şu ifadelere yer verdi: “Çeteler ve milisler, üçüncü gününde de iç güvenlik güçlerinin bulunduğu noktaları hedef almaya devam ediyor… Vilayetteki iç güvenlik komutanlığından talimat net: Ateş geldiği yer tespit edilip görüntülendikten ve ihlal belgelenip doğrulandıktan sonra yalnızca kaynaklara karşılık verilecektir.”

Paylaşımında, sivillere ve ‘toprağını ve namusunu savunmayı amaç edinen şerefli gruplara’ seslenen Abdulbaki, “Güvenlik güçlerinin ihlal gerçekleştirdiği ya da sizi hedef aldığı yönündeki söylenti ve yalanlara kapılmayın. Bu haberler asılsızdır ve nerede çatışma yaşanırsa tamamen bilgimiz dahilindedir. İç güvenlik güçleri, sivillerin güvenliğini korumak, gerginliği artırmamak ve istikrarı sağlamak için çalışmaktadır. Suriye devleti dışında ne bizim ne de sizin için güvenlik ve istikrarın garantisi yoktur. Halkımıza defalarca söyledik: Kan, kanı çeker; fitne ise öldürmekten beterdir. Bizim elimiz her zaman onurlu insanlara açıktır” ifadelerini kullandı.

Suveyda’daki Ulusal Muhafızlar’a yakın sosyal medya sayfalarında yer alan paylaşımlarda, Suveyda’nın batı kırsalında şiddetli çatışmaların yaşandığı bildirildi. Paylaşımlara göre, geçici hükümete bağlı kamu güvenliği güçleri, insansız hava araçları (İHA), orta menzilli silahlar ve havan topları kullanarak el-Mecdel köyünü hedef aldı ve komşu köylere doğru yeni cepheler açmaya çalıştı. Bu durumun, el-Mecdel köyüne yönelik bir baskın girişimini hedefleyen tehlikeli bir tırmanış olduğu öne sürüldü.

Aynı kaynaklar, Ulusal Muhafızlar’ın bölgeye takviye gönderdiğini ve el-Mecdel çevresinde bir saatten fazla süren ateş noktalarına karşılık verdiğini aktardı.

Suriye hükümet güçlerinin Suveyda’nın batı ve kuzey kırsalında kontrolü elinde tuttuğu, yerel güçlerin ise Suveyda kent merkezi ile vilayetin güney ve doğu kırsalını denetiminde bulundurduğu belirtildi.


Gazze'deki Nasır Hastanesi, ateşkes anlaşması kapsamında 15 Filistinlinin cenazesinin teslim alındığını açıkladı

İsrail ordusu tarafından şehit edilen 40 Filistinlinin cenazeleri, Sivil Savunma ve Sağlık Bakanlığı'na bağlı bazı çalışanların katılımıyla Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta toprağa verilmek üzere hazırlanan Nasır Hastanesi önünde, (DPA)
İsrail ordusu tarafından şehit edilen 40 Filistinlinin cenazeleri, Sivil Savunma ve Sağlık Bakanlığı'na bağlı bazı çalışanların katılımıyla Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta toprağa verilmek üzere hazırlanan Nasır Hastanesi önünde, (DPA)
TT

Gazze'deki Nasır Hastanesi, ateşkes anlaşması kapsamında 15 Filistinlinin cenazesinin teslim alındığını açıkladı

İsrail ordusu tarafından şehit edilen 40 Filistinlinin cenazeleri, Sivil Savunma ve Sağlık Bakanlığı'na bağlı bazı çalışanların katılımıyla Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta toprağa verilmek üzere hazırlanan Nasır Hastanesi önünde, (DPA)
İsrail ordusu tarafından şehit edilen 40 Filistinlinin cenazeleri, Sivil Savunma ve Sağlık Bakanlığı'na bağlı bazı çalışanların katılımıyla Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta toprağa verilmek üzere hazırlanan Nasır Hastanesi önünde, (DPA)

Gazze Şeridi'ndeki Nasır Hastanesi, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail'den 15 Filistinlinin cenazesini aldığını duyurdu.

İsrail'in Gazze ateşkesi ve esir takası kapsamında serbest bıraktığı Filistinlilere Bureyc mülteci kampında cenaze töreni düzenlendi (AFP)İsrail'in Gazze ateşkesi ve esir takası kapsamında serbest bıraktığı Filistinlilere Bureyc mülteci kampında cenaze töreni düzenlendi (AFP)

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan hastane, yaptığı açıklamada, "Ceset değişim anlaşmasının 13. grubu kapsamında 15 Filistinli şehidin cenazesi Nasır Tıp Kompleksi'ne ulaştı. Teslim alınan cenaze sayısı 330'a ulaştı" ifadelerini kullandı.

İsrail, perşembe günü Gazze'de öldürülen bir rehinenin kalıntılarını teslim aldı ve bugün de on beş cesedi teslim etti.


İsrail, Rubio'nun Batı Şeria'daki şiddete yönelik eleştirilerinden endişe duyuyor

Filistinliler, işgal altındaki Batı Şeria'da Salfit yakınlarındaki Deyr İstiya köyündeki El-Hacı Hamida Camii'ne yerleşimcilerin dün verdiği zararı inceliyor (AFP).
Filistinliler, işgal altındaki Batı Şeria'da Salfit yakınlarındaki Deyr İstiya köyündeki El-Hacı Hamida Camii'ne yerleşimcilerin dün verdiği zararı inceliyor (AFP).
TT

İsrail, Rubio'nun Batı Şeria'daki şiddete yönelik eleştirilerinden endişe duyuyor

Filistinliler, işgal altındaki Batı Şeria'da Salfit yakınlarındaki Deyr İstiya köyündeki El-Hacı Hamida Camii'ne yerleşimcilerin dün verdiği zararı inceliyor (AFP).
Filistinliler, işgal altındaki Batı Şeria'da Salfit yakınlarındaki Deyr İstiya köyündeki El-Hacı Hamida Camii'ne yerleşimcilerin dün verdiği zararı inceliyor (AFP).

İsrail'in açıklamaları ve eylemleri, Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun Batı Şeria'daki yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik ölümcül saldırılarını eleştirmesinin ardından, mevcut ABD yönetimi içinde nadir görülen bir tutuma ilişkin endişeleri ortaya koydu.

Rubio, bu saldırıların Başkan Donald Trump'ın Gazze savaşını sona erdirme planını baltalayabileceği korkusunu ifade ederken yumuşak bir dil kullansa da İsrail hükümet çevreleri bunları "endişe kaynağı olarak değerlendirdi ve yerleşimlere karşı sert bir tutuma dönüşmelerini önlemek için çaba gösterilmesi gerektiğini" belirtti.

Şarku’l Avsat’ın İsrail'in 12. Kanalından aktardığına göre siyasi bir kaynak dün yaptığı açıklamada, "İsrail, Gazze'deki küçük ayrıntılara odaklanma yaklaşımından vazgeçmeli" ifadesini kullandı.

Yerleşimci saldırıları dün de devam etti. Yerleşimciler, işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde bulunan Salfit'in batısında, Deyr İstiya ve Kafr Haris kasabaları arasında bulunan Hacı Hamida Camii'ne saldırdı. Caminin bazı kısımlarını ateşe verdiler ve duvarlarına ırkçı sloganlar yazdılar.

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, caminin bulunduğu yeri araştırmak üzere asker gönderdiğini ancak herhangi bir şüpheliyi tespit edemediğini, "olayı İsrail polisi ve güvenlik güçlerine ilettiklerini" ifade etti.