Suriye: Rusya, İran’a karşı 15 bin Sünni milisi kendisine bağlıyor

Suriye’nin güneyinde Rus askerleri taşıyan bir tanker (Şarku’l Avsat)
Suriye’nin güneyinde Rus askerleri taşıyan bir tanker (Şarku’l Avsat)
TT

Suriye: Rusya, İran’a karşı 15 bin Sünni milisi kendisine bağlıyor

Suriye’nin güneyinde Rus askerleri taşıyan bir tanker (Şarku’l Avsat)
Suriye’nin güneyinde Rus askerleri taşıyan bir tanker (Şarku’l Avsat)

Rusya destekli Beşinci Kolordu, Suriye’nin güneyinde yaklaşık 15 bin yeni unsuru saflarına katmayı planlıyor.
Suriye’nin güneyindeki Dera bölgesinde bulunan özel kaynaklar, uzlaşı gruplarının oluşturduğu ve Rusya tarafından desteklenen Beşinci Kolordu’ya bağlı Sekizinci Tugay’ın, güney bölgesindeki halk arasından, kendi saflarına yeni unsurlar eklemek için güney bölgesine yeni davetler gönderdiğini belirtti.
Bölgede tugaya mensup eski bir unsura, Beşinci Kolordu’ya katılmaları için halka kapıların açılması talimatı verildi. Aynı şekilde son günlerde Dera’nın doğu kırsalındaki el-Harak ve batı kırsalındaki Inhil bölgelerinde yaşananlara da dikkat çekilirken, Beşinci Kolordu kapsamındaki Sekizinci Tugay’ın ‘daha önce çözüme karşı gelen muhalif gruplara, güney bölgeleri halklarından yeni unsurlar dahil etmek istediği’ belirtildi.
Kaynaklar, Suriye’nin güneyindeki Beşinci Kolordu’nun önerdiği son genişlemenin, yaklaşık bir ay önce başladığını söylerken, Dera’nın batı, doğu ve kuzey kırsallarındaki şehir ve kasabalardan yaklaşık 5 bin gencin, yakın zamanlarda Kolordu’ya katıldığını vurguladı. Gençlerin, biri güneyde kolorduya mensup kuvvetlerin ana eğitim kampı olmak üzere, kamplarda eğitim aldığını ve savaşçı, bekçi, piyade ve diğer gruplara belirli sayılarda savaşçı olarak gönderildiklerini belirtti. Kolorduya katılma kapılarının açılması sonrasında ise büyük sayılar kaydedildiği aktarıldı.
Gelişme, Beşinci Kolordu liderliği ve güneyde müzakere edecek olan merkezi komiteler, sivil faaliyetler, yerel elitler ve Rus tarafıyla koordineli olarak çözüm anlaşması kapsamındaki grup liderleri arasında sağlanan bir anlaşmanın ardından yaşandı.
Dera’daki Kolordu kuvvetleri komutanı Ahmed el-Avde, Kahil kasabası yolu üzerindeki bombardımanda ölen bir unsurun cenaze töreni sırasında, “Havran yakın zamanda, Havran’ı korumak için tek bir beden ve tek bir ordu olacak. Aynı şekilde tüm Suriye’yi korumak için de en güçlü araç olacak” dedi.
Suriye’nin güneyindeki aktivistlere göre kolordu kuvvetleri, Suriye’nin güneyinde büyük bir halk desteğine sahip ve İran’ın bölgeden çıkışını ve güvenlik kolunun kaldırılmasını talep eden gösterilerin yanı sıra, bölgede Rusya destekli çözüm anlaşmasının ihlalini önlemek için çabalıyor. Aynı zamanda kuvvetler, bölgede uzlaşının çökmesine, bölgenin yeniden işgaline yol açacak herhangi bir suiistimali önlemek, Rusya’nın Suriye’nin güneyindeki çıkarlarına hizmet edecek büyük bir askeri güç elde etmesini sağlamak ve güney bölgesinin gençleri kazanmak için diğer ülkelerin karşısında durmasını önlemek için çabalıyor.
Askeri uzmanlar, güney bölgesinin tanık olacağı yeni oluşumun, ‘Suriye’nin güney sınırlarını korumak ve kontrol etmek üzere Arap ülkeleri, ABD ve Rusya arasındaki koordinasyon bağlamında geliştiğini’ söyledi. Uzmanlar, “Son günlerde kolorduya katılan büyük sayılardaki unsurlara göre güney bölgesi halkının takip ettiği seçenek, Rusya’nın doğrudan sorumlu ve çözüm anlaşmasının garantörü olduğu göz önüne alındığında Beşinci Kolordu’nun seçimidir” ifadelerini kullandı. Kolordu, Rusya tarafından, Suriye’nin güneyindeki en büyük muhalif gruplardan biri olan ‘Sünni Gençlik’ güçleri komutanı Avde ile koordineli şekilde kuruldu.
Suriye’nin güneyindeki muhalif gruplardan oluşan, Rusya destekli Beşinci Kolordu’nun 3 üyesi, 27 Haziran’da kuzeybatıdaki Dera kırsalının Mahca kasabasında Suriye rejimine bağlı Devlet Güvenlik şubesi üyeleriyle çatışmalar sonrasında hayatını kaybetti.
Aynı şekilde 20 Haziran’da 9 üye, kolorduya bağlı Sekizinci Tugay kuvvetlerinden yaklaşık 40 unsurun bulunduğu bir otobüsü hedef alan bombardımandan sonra öldü. Cenaze töreni sırasında Busra eş-Şam şehrinde çok sayıda kişinin katılımıyla bir gösteri düzenlendi. Gösteri sırasında İran’ın Suriye’den ayrılması çağrısı yapılırken, Hizbullah karşıtı sloganlar da atıldı.



UNIFIL: İsrail güçlerinin varlığı Lübnan ordusunun güneye konuşlanmasını engelliyor

UNIFIL güçleri, Güney Lübnan'daki Marun el-Ras kasabasındaki arazilerden mayınları temizliyor (AFP)
UNIFIL güçleri, Güney Lübnan'daki Marun el-Ras kasabasındaki arazilerden mayınları temizliyor (AFP)
TT

UNIFIL: İsrail güçlerinin varlığı Lübnan ordusunun güneye konuşlanmasını engelliyor

UNIFIL güçleri, Güney Lübnan'daki Marun el-Ras kasabasındaki arazilerden mayınları temizliyor (AFP)
UNIFIL güçleri, Güney Lübnan'daki Marun el-Ras kasabasındaki arazilerden mayınları temizliyor (AFP)

UNIFIL sözcüsü Candice Ardiel dün yaptığı açıklamada, İsrail güçlerinin Güney Lübnan'daki varlığının, Lübnan ordusunun İsrail ile varılan ateşkes anlaşmasında belirtildiği gibi bölgeye konuşlanmasını engelleyen "ciddi bir ihlal" olduğunu belirtti.

Ardiel bir televizyon röportajında, "İsrail güçlerinin Güney Lübnan'daki varlığı, hareket ve hareket özgürlüğü açısından bizim ve Lübnan ordusu için bir engel teşkil ediyor" ifadesini kullandı.

Lübnan ordusuyla iş birliğini "her zaman güçlü ve sürekli" olarak nitelendiren Ardiel, gücün tehlikelerin farkında olduğunu ve "görevlerimize ve bizden beklenen görevlere bağlı olduğumuzu" belirtti.

UNIFIL Kuvvet Komutanı Diodato Abagnara cumartesi günü yaptığı açıklamada, Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı Kararı'nın uygulanmasında ilerleme kaydedilebilmesi için Lübnan'ın egemenliğine, toprak bütünlüğüne ve birliğine tam saygı gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

"X" platformunda, Lübnan ordusuna destek verme kararlılığını vurgulayarak, onları "Güney Lübnan'da istikrarı sağlamada ortağımız" olarak nitelendirdi.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre İsrail, Gazze Şeridi'ndeki çatışmaların ardından Hizbullah ile yaşanan savaşın ardından bir yıl önce varılan ateşkes anlaşmasına rağmen Güney Lübnan'daki mevzilerini kontrol altında tutuyor ve ülkenin doğusu ve güneyine yönelik saldırılarını sürdürüyor.


Binance’e Hamas davası açıldı: Kara para akladılar

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
TT

Binance’e Hamas davası açıldı: Kara para akladılar

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)

Hamas'ın 7 Ekim 2023'te düzenlediği Aksa Tufanı operasyonunda yakınlarını kaybedenler, Filistinli örgütün kara para aklamasını sağladığı gerekçesiyle kripto devi Binance'e dava açtı.

306 ABD vatandaşının açtığı ve pazartesi günü kamuoyuyla paylaşılan davada, Hamas'ın saldırısında hayatını kaybeden, yaralanan veya rehin alınan kişilerin yakınları Binance'in yaptırımları deldiğini savunuyor. 

Davacılar, kripto borsasının Hamas, Hizbullah, Filistin İslami Cihad Örgütü ve İran Devrim Muhafızları'nın platform üzerinden 1 milyar dolardan fazla para transferi yapmasına göz yumduğunu iddia ediyor. 

Bu tutarın en az 50 milyon dolarının Gazze savaşını başlatan 7 Ekim 2023'teki saldırının ardından transfer edildiği belirtiliyor. 

ABD'nin Kuzey Dakota eyaletinde açılan davada, sözkonusu örgütlerin Binance'i kullanarak şüpheli hesaplar üzerinden kara para akladığı ileri sürülüyor. Bu örgütlerin hepsi ABD'nin yaptırım listesinde yer alıyor. 

Şikayette "CZ" diye de anılan Çinli iş insanı Changpeng Zhao'nun kurduğu kripto borsasına dair şu ifadeler yer alıyor: 

Binance yasadışı faaliyetler için kasıtlı olarak bir sığınak şeklinde faaliyet gösteriyor. Bugüne dek Binance'in temel iş modelini anlamlı biçimde değiştirdiğine dair hiçbir gösterge yok.

Şirketin açıklamasında davanın detaylarına ilişkin yorum yapılmazken "uluslararası alanda tanınan yaptırım yasalarına tam olarak uyulduğu" savunuldu. 

Kasım 2023'te ABD Adalet Bakanlığı, kara para aklamayı önleme ve yaptırım yasalarının ihlali nedeniyle Binance'le 4,3 milyar dolarlık bir uzlaşmaya varmıştı. Bu rekor tutar şirket tarafından kurumsal olarak ödendi. CZ ise aynı anlaşma kapsamında CEO'luk görevinden ayrılmış ve şirketten bağımsız olarak 50 milyon dolarlık kişisel para cezasını ödemeyi kabul etmişti.

Amerika'da yürütülen ceza yargılamasının ardından Zhao'ya gerekli kara para aklama kontrollerini uygulamadığı gerekçesiyle 4 ay hapis cezası verildi ve iş insanı bu cezasını tamamen çekerek tahliye edildi. Geçen ay ABD Başkanı Donald Trump tarafından açıklanan af kararıyla da yeniden CEO'luğa dönmesi önündeki engeller kaldırılmış oldu.

Independent Türkçe, Times of Israel, Reuter


BM uyardı: Gazze Şeridi beka tehdidiyle karşı karşıya

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)
TT

BM uyardı: Gazze Şeridi beka tehdidiyle karşı karşıya

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından bugün yapılan açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi’nde yürüttüğü savaşın bölgenin ekonomisini mahvettiğini ve Filistin topraklarının ‘bekasını’ tehdit ettiğini belirterek, uluslararası ‘acil’ müdahale çağrısında bulundu.

BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından yayınlanan yeni bir raporda, Gazze'nin yeniden inşasının maliyetinin 70 milyar doları aşacağı ve onlarca yıl sürebileceğini belirtildi. Raporda, savaş ve ablukanın ‘Filistin ekonomisinde eşi benzeri görülmemiş bir çöküşe’ neden olduğu uyarısında bulunuldu.

Askeri operasyonların hayatta kalmanın her temel unsurunu önemli ölçüde zayıflattığı ifade edilen raporda, “Gazze Şeridi, gıdadan barınmaya ve sağlık hizmetlerine kadar insan eliyle yaratılmış bir uçuruma itildi” denildi.

Sistematik bir şekilde devam eden yıkımın, Gazze'nin kendini yaşayabilir bir alan ve toplum olarak yeniden inşa etme yeteneğini zedelediği belirtilen raporda, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas ve diğer Filistinli silahlı grupların İsrail'in güneyine düzenlediği saldırıda çoğu sivil olmak üzere bin 221 kişi ölürken İsrail, Gazze Şeridi’ne  iki yıl süren yıkıcı bir savaş başlattı.

cdvfgthy
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’na geri dönen yerinden edilmiş Filistinlilerin görüldüğü havadan çekilmiş bir fotoğraf (AFP)

BM’nin güvenilir kabul ettiği Gazze Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre İsrail, Hamas'ın saldırısına misilleme olarak Gazze Şeridi’ne düzenlediği hava ve kara saldırılarında çoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 69 bin 756 Filistinliyi öldürdü.

Savaş, Gazze Şeridi'nde büyük yıkıma ve BM’nin bazı bölgelerde kıtlık ilan etmesine neden olan bir insani krize yol açtı.

UNCTAD raporuna göre Gazze Şeridi'ndeki yıkımın boyutu, ard arda ekonomik, insani, çevresel ve sosyal krizleri tetikleyerek, bölgenin gelişme düzeyindeki düşüşü tam bir yıkıma dönüştürdü.

Raporda, çift haneli büyüme ve önemli dış yardım desteğine rağmen, Gazze'nin 7 Ekim 2023 öncesi refah düzeyine geri dönmesinin onlarca yıl sürebileceği vurgulandı.

UNCTAD, koordineli uluslararası yardım, havale işlemlerinin yeniden başlatılması ve ticaret, hareket ve yatırım kısıtlamalarını hafifletmeye yönelik önlemleri bir araya getiren kapsamlı bir kurtarma planı çağrısında bulundu.

Gazze halkı ‘ciddi ve çok boyutlu bir yoksullukla’ karşı karşıya kalırken, UNCTAD, Gazze'deki her bireye yenilenebilir ve koşulsuz aylık nakit transferi sağlayan kapsamlı bir acil temel gelir programının başlatılmasını istedi.

Raporda, Gazze ekonomisinin 2023-2024 döneminde yüzde 87 oranında küçüldüğü ve kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYİH) 161 dolar gibi cüzi bir rakama gerilediği, bu rakamın da küresel olarak en düşük oranlardan biri olduğu belirtildi.

Öte yandan Batı Şeria'da durum o kadar vahim olmasa da raporda ‘şiddet, Yahudi yerleşim birimlerinin inşasındaki hız ve işçi hareketliliğine getirilen kısıtlamaların’ buranın ekonomisini vurduğu ve UNCTAD'ın verileri kaydetmeye başladığı 1972 yılından bu yana en kötü ekonomik gerilemeye yol açtığı ifade edildi.