Rusya ve Çin, Suriye’ye insani yardım tasarısını veto etti

Rusya ve Çin’in insani yardımları veto etmesi üzerine İdlib’de gösteri düzenlendi (AFP)
Rusya ve Çin’in insani yardımları veto etmesi üzerine İdlib’de gösteri düzenlendi (AFP)
TT

Rusya ve Çin, Suriye’ye insani yardım tasarısını veto etti

Rusya ve Çin’in insani yardımları veto etmesi üzerine İdlib’de gösteri düzenlendi (AFP)
Rusya ve Çin’in insani yardımları veto etmesi üzerine İdlib’de gösteri düzenlendi (AFP)

Suriye’nin kuzeybatısında yaklaşık 3 milyon kişi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) dün itibariyle sona eren insani yardım mekanizmasını oylamasını bekliyordu. Ancak Rusya ve Çini mekanizmanın yenilenmesini öngören karar tasarını veto etti.
AFP’nin haberine göre, Almanya ve Belçika’nın BMGK’ya sunduğu tasarı 13 üye ülke tarafından onay alırken, Moskova ve Pekin’in veto hakkını kullanması nedeniyle kabul edilmedi.
BMGK’nın insani yardım mekanizması, Şam’ın onayına gerek kalmaksızın 2014’ten bu yana insani yardımların Suriyelilere ulaştırılmasına olanak tanıyordu. Mekanizmanın süresi dün itibariyle bitti. Bu veto, 2011’den bu yana Suriye ile ilgili meselelerde Rusya’nın 16’ıncı, Çin’in ise 10’uncu vetosu.
Karar tasarısı Suriye’nin kuzeybatısına Türkiye sınır kapıları üzerinden insani yardım ulaştırılmasını öngörüyordu. Buna göre yardımların, Türkiye’nin Öncüpınar ve Cilvegözü üzerinden Suriye’ye girişi sağlanması bekleniyordu.
BMGK’nın bu mekanizması, Suriye rejiminin kontrolünde olmayan bölgelere Şam’ın onayına gerek kalmaksızın insani yardımların ulaştırılmasına imkan tanıyor.
Söz konusu tasarıyı ‘Suriye’nin egemenliğini ihlal ettiği’ gerekçesiyle veto eden Rusya, Ocak ayında yardımların uzatılmasıyla ilgili görüşmelerde veto hakkını kullanmakla tehdit etmiş ve bunun üzerine taraflar arasında müzakereler başlamıştı. Rusya ve BMGK’nın diğer üyeleri arasında yürütülen müzakereler sonucu 2014 yılından beri insani yardımların yapıldığı sınır kapılarının sayısı 4’ten 2’ye indirilirken, daha önce 1 yıl uzatılan yardımların süresi 6 ayla sınırlı kaldı.
Rusya, oylamanın gerçekleştiği Çarşamba günü, yaklaşık 4 milyon kişinin yaşadığı Suriyeli muhaliflerin son kalesi İdlib’e yönelik yardımların devam etmesinden yana olduğunu bildirdi. Ancak bunun için Almanya ve Belçika’nın hazırladığı tasarıya karşı yeni bir tasarı sundu. Rusya’nın bu tasarısında, sınır kapısı sayısının 2’den 1’e indirilerek sadece El-Bab Sınır Kapısı’nın kullanılması ve sürenin 6 ay uzatılması teklifi yer aldı. Tasarı için yapılan oylamada Rusya’nın yanı sıra sadece 3 ülke onay verdi. Ancak tasarının geçebilmesi için daimi üyelerin veto hakkı kullanmaması ve 9 ülkenin onay vermesi gerekiyordu.
Almanya ve Belçika, Perşembe günü düzenlenen BMGK oturumunda müzakerelerin uzatılması için sunduğu yeni tasarı dün kabul edildi. Söz konusu iki ülkenin yardımların 6 ay süreliğine uzatılmasını kabul ettiği ancak sınır kapılarının 2’de kalmasında ısrar ettiği biliniyor.
ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Kelly Craft, “İnsani yardıma ihtiyacı olan mümkün olduğunca çok Suriyeliye ulaşmak gerekiyor” dedi. Craft, bu durumun bir ‘kırmızı çizgi’ olup olmadığı sorusuna, “Evet, kesinlikle” diye yanıt verdi.
Craft, Babüsselam Sınır Kapısı’nın devre dışı kalması halinde Halep’in kuzeyinde yaşayan 1,3 milyon Suriyelinin insani yardımlardan mahrum kalacağını söyledi.
BM, bölgede yayılan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı sınır kapısı sayısının mümkün olduğunca yüksek tutulmasının son derece önemli olduğuna dikkat çekiyor.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Haziran’da yayınladığı bir raporda, Suriye’ye yönelik insani yardımların 2 sınır kapısı üzerinden 1 yıl süreyle uzatılması talebinde bulundu.
Guterres’in Sözcüsü Stephane Dujarric, Perşembe günkü oturumda BM’nin yalnızca 1 sınır kapısına onay verip vermeyeceği sorusuna, “Sınırdan daha fazla yardım geçirmeye ihtiyacımız var, daha az değil” diye yanıt verdi.
Suriye’de evlerini terk ederek ülkenin kuzeybatısına yerleşen ve insani yardımlara ihtiyacı olan vatandaşlar, Beşşar Esed rejiminin müttefiki Rusya’nın uluslararası yardımları azaltma yönündeki çabalarını endişeyle karşılıyorlar.
BM verilerine göre Suriye’nin kuzeybatısında yaklaşık 2,8 milyon kişi yardımlara bağlı bir şekilde hayatını sürdürüyor.
İdlib’in kuzeyindeki El-Ezrak Kampı’nda kalan 48 yaşındaki 5 çocuk babası Ebu Salim, “Burada muhtaç insanlar var. Arkalarında evlerini bıraktılar, arkalarında her şeyi bıraktılar. Naylon bir çadırın içinde vantilatör olmadan kalıyorlar. Hangi sebeple insani yardımları durduracaklar? Yarın bir kilo pirinci veya bir kilo şekeri nereden getireceğiz?” diye konuştu.



Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

TT

Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

Dürzilerin önde gelen liderlerinden Şeyh Yusuf Carbu, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, Suveyda'da varılan ateşkes anlaşmasının, kendisi ve Şeyh Hamud el-Hanavi tarafından temsil edilen Dürziler ile Suveyda Vilayeti İç Güvenlik Komutanı Tuğgeneral Ahmed ed-Dalati ve diğer yetkililer tarafından temsil edilen Suriye hükümeti arasında imzalandığını duyurdu.

Suriye hükümeti, son günlerde şehirde devam eden ve çok sayıda ölü ve yaralıya neden olan çatışmalara son vermek için dün Suveyda halkıyla ateşkes anlaşması imzaladı.

Şarku'l Avsat'ın incelediği anlaşma, tüm askeri operasyonların derhal durdurulmasını ve tüm tarafların güvenlik güçlerine ve kontrol noktalarına yönelik her türlü saldırıyı durdurma taahhüdünde bulunmasını öngörüyor.

Anlaşmaya göre, ateşkesin uygulanmasını denetlemek ve uyulmasını sağlamak için Suriye devleti ve Dürzi şeyhlerinden oluşan bir gözetim komitesi kurulması planlanıyor.

hyujı8o9
Dürzi cemaatinin ruhani liderlerinde Şeyh Hikmet el-Hicri, Suveyda'da kendisini destekleyen ‘Askeri Konsey’ üyeleri ile birlikte (Arşiv)

Şeyh Yusuf Carbu, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Suriye'deki Dürzi Cemaati Meclisi’nin üç şeyhi, yani Şeyh Yusuf Carbu, Şeyh Hamud el-Hanavi ve Şeyh Hikmet el-Hicri'yi bünyesinde barındırdığını belirterek, Hikmet el-Hicri'nin ‘farklı bir yönelime sahip olduğu’ için ‘anlaşmanın tarafı olmadığını’ söyledi.

Anlaşmanın tüm taraflarca imzalanmadığını, çünkü Suveyda'daki güvenlik durumunun seyahat ve toplantılara izin vermediğini belirten Şeyh Yusuf Carbu, anlaşmanın ‘yazışmalar yoluyla’ kabul edildiğini belirtti. Anlaşmanın ardından iyimser olsa da, Şeyh Yusuf Carbu “Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor” ifadesini kullandı.

Şeyh Hikmet el-Hicri, çok geçmeden, ‘kendilerini sahte bir şekilde hükümet olarak adlandıran silahlı çetelerle herhangi bir anlaşma, müzakere veya yetki devri olmadığını’ teyit eden bir açıklama yayınladı. Bu ortak tutumdan sapan, tek taraflı iletişim veya anlaşma yapan herhangi bir kişi veya kuruluşun ‘istisnasız ve müsamahasız bir şekilde yasal ve toplumsal hesap verebilirliğe tabi tutulacağı’ uyarısında bulundu.