Husiler içinde son bir ay içinde meydana gelen çatışmalarda ölü ve yaralı sayısı 100’e ulaştı

Bir Husi militanı, grubun Sana’daki toplantısında havaya ateş açtı. (EPA)
Bir Husi militanı, grubun Sana’daki toplantısında havaya ateş açtı. (EPA)
TT

Husiler içinde son bir ay içinde meydana gelen çatışmalarda ölü ve yaralı sayısı 100’e ulaştı

Bir Husi militanı, grubun Sana’daki toplantısında havaya ateş açtı. (EPA)
Bir Husi militanı, grubun Sana’daki toplantısında havaya ateş açtı. (EPA)

Savaşın birçok cephesinde kayıplar veren Husi milislerin liderleri arasında nüfuz, makam ve ganimet için yaşanan çatışmalar daha önce olmadığı kadar yoğunlaştı.
Konuyla ilgili bilgi sahibi kaynakların aktardıklarına göre işgal altındaki başkent ve milislerin kontrolü altındaki diğer Yemen şehirleri, son dönemde Husi liderleri ve yöneticileri arasında anlaşmazlıklara sahne oluyor. Söz konusu anlaşmazlıkların çoğu, kıdemli liderlerin de aralarında olduğu ve yaralanmalara neden olan çatışmalara yol açtı.
Grubun kontrolü altındaki 7 farklı Yemen şehrinde son 35 gün içerisinde Husi liderleri ve yöneticileri arasında en az 19 silahlı çatışma meydana geldi. Bu durum, grup içerisindeki anlaşmazlıkların ve yükselişin bir göstergesi sayılıyor.
Kaynakların aktardığına göre Sana şehri, İbb ve Zamar illeri, aynı zamanda el-Beyda, ed-Dali ve Taiz’deki bazı bölgelerde haziran ayı ile 5 Temmuz arasında neredeyse öncekilerden daha şiddetli silahlı çatışmalar yaşandı. Bu çatışmalar, militanlardan en az 38 kişinin ölümüne, 66 kişinin de yaralanmasına neden oldu.
Bir hafta önce grup tarafından başkent Sana'daki Şemlan bölgesi yöneticisi olarak atanan ‘Ebu Eyyüb’ lakaplı liderin, aynı bölgedeki Husi güvenlik unsurlarıyla çarpışan yoldaşları ile birlikte öldürüldüğü bildirilmişti.
Bu olay öncesinde ise Sana’nın güneyindeki Beyt Bavs bölgesi, Husi Şeyhi Ekrem Hidra’nın tasfiye edildiği, aynı bölgedeki evine suikast düzenlendiği haberleri Yemen haber sitelerinde yer almıştı.
Husilerin kendi aralarındaki çatışmalarda ciddi bir artış yaşanan İbb’den gruba yakın bir kaynak Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, iki gün önce silahlı çatışmaların patlak verdiğini bildirdi. Çatışmaların, güvenlik idaresine bağlı Husi unsurları ile ildeki suç soruşturma dairesindeki Husiler arasında karşılıklı yağma ve soygun suçlamaları sebebiyle gerçekleştiğini de sözlerine ekledi.
İsmini vermek istemeyen kaynak, söz konusu çatışmalarda tarafların ateşli silahlar kullandığını, ölüm tehditleri yapıldığını kaydetti.
Öncesinde de Saada ve İbb’dekiler ile el-Beyda, ed-Dali’deki savaş cephelerinden kaçan Husi unsurları arasında valiliğin emniyet müdürlüğü civarında başka çatışmalar yaşandı. 
Tanıklar, cephelerden kaçan unsurların Saada’da silahlarını milislere teslim etmeyi kabul etmediğini, bunun da gerginliğe neden olduğunu belirttiler. Aynı zamanda her iki tarafın da ateş açtığını ve yaralılar olduğunu aktardılar.
İbb’in 40 kilometre batısındaki el-Udeyn şehrinde ise, Husiler tarafından silah alınan bölge halkı ile milisler arasında 8 Temmuz’da şiddetli çatışmalar yaşandı. Şehirdeki görgü tanıkları, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamalarda milisler tarafından güvenlik müdürü olarak atanan Şakir eş-Şebibi liderliğindeki Husi unsurlar ile Husiler tarafından silah altına alınan Haliyan bölgesi halkından silahlılar arasında çatışma çıktığını bildirdi.
Şebibi’nin bölgeden öldürülen bir Husi’nin cenaze töreni sırasında verdiği havaya ateş açmama emri sonrasında ölen kişinin ailesinin bu emre karşı çıktığı ve meydana gelen silahlı çatışmada birçok kişinin yaralandığı belirtildi.
Bölgede grup tarafından desteklenen silahlı kişiler, çatışma sırasında Şebibi’nin arabasına da zarar verdi. Kaynakların aktardığına göre Şebibi, Haliyan’dan silahlı kişileri bulup tutuklayarak intikam almak için Udeyn’deki ünlü Anh Vadisi yakınlarında yeni kontrol noktaları kurdu.
Taiz’de de geçen mart ayında benzer çatışmalar yaşanmış, 3’ü Saada’dan olmak üzere grubun 7 lideri öldürülmüştü. Aralarında 60’ıncı cephenin tedarik sorumlusu ‘Ebu Ziya’ lakaplı Muhammed el-Mervani de bulunuyordu.
Yerel bir kaynağın belirttiğine göre Zamar’da tanınmış Husi liderlerinden Ali el-Veris, mart ayı başlarında şehrin sokaklarından birinde grup yanlısı silahlılar tarafından suikasta uğramıştı.
Suikastı sosyal medyada itiraf eden Husi aktivistler, grubun Zamar’daki önde gelen liderlerinden Veris’in neden öldürüldüğü hakkında ise bilgi vermediler.
Hudeyde’de de Hays cephesi başkomutanı Husi lider Muhammed Hamran, kendisine eşlik eden 4 unsur ile beraber geçen perşembe günü Cerrahi şehrine gittikleri sırada Husi unsurlarının kurduğu bir pusuda öldürülmüştü.
Hudeyde’den bilgi sahibi kaynaklar Hamran’ın tasfiyesinin, üst düzey liderlerin de bulunduğu bir toplantıdan öfkeli bir şekilde ayrılmasının ardından grubun eyaletteki liderlerinin verdiği emrin ardından geldiğini bildirdi. Kaynakların aktardığına göre Harman; Hays ve el-Huha hattına patlayıcı yerleştirmekten sorumluydu.
Dali valiliği sakinleri, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada orta derecedeki Husi liderlerin Saada’da cephe sorumlusu kıdemli liderlere suçlamalarda bulunduğunu, onlardan intikam almak istediklerini ve cephelerden tasfiye edilmeleri için uğraştıklarını aktardı.
Söz konusu liderler, orta derecedeki Husi liderlerinden kurtulmak veya ölmelerini sağlamak için ateş desteği olmadan cephelerin ön saflarına yollamak ve birçok meydan unsurlarının doğrudan tasfiyesinde yer almak ile suçlanıyorlar.



Filistin yanlısı aktivist Mahmud Halil, Trump yönetiminden tutukluluğu için 20 milyon dolar tazminat talep ediyor

 Filistinli aktivist Mahmud Halil (Reuters)
Filistinli aktivist Mahmud Halil (Reuters)
TT

Filistin yanlısı aktivist Mahmud Halil, Trump yönetiminden tutukluluğu için 20 milyon dolar tazminat talep ediyor

 Filistinli aktivist Mahmud Halil (Reuters)
Filistinli aktivist Mahmud Halil (Reuters)

ABD'deki Filistin yanlısı üniversite protestolarının en önde gelen liderlerinden biri olan Mahmud Halil, dün Trump yönetimine karşı dava açarak, göçmenlik ajanları tarafından gözaltına alınması ve tutuklanması nedeniyle 20 milyon dolar tazminat talep etti.

Bir ABD vatandaşı ile evli ve bir çocuk babası olan 30 yaşındaki Halil, mart ayında gözaltına alınmasının ardından tutuklanmıştı.

Geçen ay Louisiana'daki federal göçmen gözaltı merkezinden, bir hakimin kefaletle serbest bırakılmasına karar vermesinden sonra serbest bırakıldı.

Halil'i destekleyen Anayasal Haklar Merkezi'ne göre “idare, Halil'i gözaltına alma, tutuklama ve sınır dışı etme yönündeki hukuka aykırı planını, onu ve ailesini terörize etmek için hesaplanmış bir şekilde gerçekleştirdi.”

Şikayette Halil'in “ciddi psikolojik sıkıntı, ekonomik zorluk ve itibarının zedelenmesinden” muzdarip olduğu belirtildi.

Resim  ABD Başkanı Donald Trump (AFP)ABD Başkanı Donald Trump (AFP)

Columbia Üniversitesi mezunu, ABD'nin müttefiki İsrail'in Gazze'deki savaşına karşı öğrenci protestolarının sembolü haline geldi ve Trump yönetimi tarafından ulusal güvenlik tehdidi olarak etiketlendi.

Halil, davayı “hesap verebilirliğe doğru atılmış bir ilk adım” olarak nitelendirdi.

Yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Hiçbir şey benden alınan 104 günü geri getiremez. Yaşadığım travma, eşimden ayrı kalmak ve bana zorla dayatılan ilk çocuğumun doğumu sırasında yanında olamamak.

Halil, “Siyasi intikam ve gücün kötüye kullanımı için hesap verilebilirlik olmalı” ifadesini kullandı.

“Siyasi intikam ve gücün kötüye kullanımı için hesap verilebilirlik olmalı” diye ekledi.

Khalil daha önce gözaltında yaşadığı “üzücü” deneyimden bahsetmiş, 70'ten fazla kişiyle aynı hücreyi paylaştığını, hiç mahremiyetinin olmadığını ve ışıkların sürekli açık olduğunu söylemişti.

Başkan Donald Trump yönetimi “Siyasi intikam ve gücün kötüye kullanımı için hesap verilebilirlik olmalı” diye ekledi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Halil daha önce gözaltında yaşadığı “üzücü” deneyimden bahsetmiş, 70'ten fazla kişiyle aynı hücreyi paylaştığını, hiç mahremiyetinin olmadığını ve ışıkların sürekli açık tutulduğunu söylemişti.

Başkan Donald Trump yönetimi Halil'in sınır dışı edilmesini, ABD'de kalmaya devam etmesinin “potansiyel olarak ciddi dış politika sonuçları” doğurabileceğini söyleyerek gerekçelendirdi.

Halil'in tutuklanması, Trump'ın son aylarda büyük Amerikan üniversitelerine karşı yürüttüğü kampanyanın bir parçası olarak gerçekleşti. Başkan, Columbia Üniversitesi, Harvard Üniversitesi ve bazı üniversiteleri uluslararası öğrenci kabul ettikleri için eleştirdi, bu üniversitelere verilen federal ödenekleri kesti ve akreditasyonlarını iptal etmekle tehdit etti.

Halil'in ekibi, açtığı davaya ilave olarak, gözaltı dışında da tehditlere maruz kalabileceğine dair endişelerini dile getirdi.