Britanyalı nörologlardan kritik uyarı: Kovid-19'u hafif atlatan kişilerde bile ciddi beyin hasarları oluşabilir

Uzmanlar daha önce koronavirüsün koku ve tat kaybı gibi nörolojik bozuklukları tetiklediğini belirtmişti (Unsplash)
Uzmanlar daha önce koronavirüsün koku ve tat kaybı gibi nörolojik bozuklukları tetiklediğini belirtmişti (Unsplash)
TT

Britanyalı nörologlardan kritik uyarı: Kovid-19'u hafif atlatan kişilerde bile ciddi beyin hasarları oluşabilir

Uzmanlar daha önce koronavirüsün koku ve tat kaybı gibi nörolojik bozuklukları tetiklediğini belirtmişti (Unsplash)
Uzmanlar daha önce koronavirüsün koku ve tat kaybı gibi nörolojik bozuklukları tetiklediğini belirtmişti (Unsplash)

Britanyalı uzmanlar Kovid-19’u hafif atlatan ya da iyileşmekte olan hastaların, koronavirüsün tetiklediği ciddi veya muhtemel beyin rahatsızlıkları yaşamasının gözden kaçıyor olabileceği konusunda uyarıyor.
The Guardian'ın haberine göre, nörologlar Çarşamba 40’tan fazla Kovid-19 hastasının sağlık durumlarına dair detayları paylaştı. Hastaların maruz kaldığı komplikasyonlar arasında iltihap, deliryum, sinir hasarı ve inme yer alıyor. Bazı durumlarda nörolojik sorunlar hastanın birincil veya ana belirtisi konumunda bulunuyor.
Brain isimli bilimsel yayında yayımlanan vakalara dair bilgiler, Britanya’da akut dissemine ensefalomiyelit (Adem) diye bilinen sağlık durumunda artış yaşandığını ortaya koyuyor.
University College London’daki (UCL) Nöroloji Enstitüsü, pandemiden önce ayda bir görülen Adem vakalarının Nisan ve Mayıs’ta haftada ikiye veya üçe yükseldiğini belirtiyor. 59 yaşındaki bir kadın bahsi geçen komplikasyon nedeniyle hayatını kaybetti.
Yapılan çalışmada 12 hastanın merkezi sinir sisteminde iltihap meydana geldiği, 10 hastada deliryum veya psikoz yaşandığı, 8 hastanın inmeye maruz kaldığı, 8 hastanın da çoğunda Guillain-Barre sendromu teşhis edildiği ve çevresel sinir sisteminde sıkıntılar yaşadığı ifade edildi. Bu sendromun görüldüğü vakaların yüzde 5’i ölümle sonuçlanıyor.
Çalışmada yer alan Michael Zandi, “Kovid-19’un daha önce başka virüslerde görmediğimiz şekilde beyni etkilediğini görüyoruz” ifadelerini kullandı.
Bahsi geçen vakaların Kovid-19’un uzun süreli etkileri açısından endişeleri artırdığı belirtildi. Vakaların bazı hastalar virüsten arınsa dahi nefes alma zorluğuna, hafıza problemlerine ve uyuşukluğa neden olabileceği ifade ediliyor.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, hazırlanan yeni makalede daha önce psikiyatrik bir hastalığı bulunmayan 55 yaşındaki bir kadının hastaneden taburcu edilmesinin ardından bir süre sonra tuhaf davranmaya başladığının saptandığı belirtiliyor.
Kadının ceketini tekrar tekrar giyip çıkardığı, halüsinasyon görerek evinde maymun ve aslan gördüğünü söylediği aktarıldı. Bahsi geçen kişi tekrar hastaneye kaldırıldı ve antipsikotik ilaç tedavisine başladı.
47 yaşında bir başka kadının da öksürük ve ateşinin çıkmasından bir hafta sonra baş ağrısı ve sağ elinde uyuşmadan şikayetçi olduğu belirtildi. Durumu daha sonra kötüleşen kadının beyin operasyonu geçirmesi gerekti.
Doktorlar bu tip vakalara yönelik hastaların daha sıkı tetkik edilmesi gerekebileceği yönünde uyarıda bulunuyor. 



Azteklerin geniş ticaret ağı ortaya çıktı

Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)
Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)
TT

Azteklerin geniş ticaret ağı ortaya çıktı

Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)
Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)

Orta Amerika'daki obsidyen eşyaların kökenini araştıran arkeologlar, Aztek İmparatorluğu'nun geniş ticaret ağını ortaya çıkardı. 

Aztek İmparatorluğu'nun obsidyeni geniş çapta kullandığı biliniyor. Sıradan çelikten daha sert olan bu volkanik cam, jiletten daha keskin kenarlara ve aynaları andıran yansıtma özelliğine sahip olabiliyor. Ayrıca farklı renklerde oluşması, bu mineralin silahlardan takılara kadar çeşitli alanlarda kullanılmasına olanak tanıyor.

Bugüne kadar Azteklere ait arkeolojik kazı alanlarında yapılan çalışmalarda çok fazla obsidyen eşya bulunsa da bunların nereden geldiği detaylıca incelenmemişti. 

Bulguları hakemli dergi PNAS'te dün (12 Mayıs) yayımlanan çalışmada, Aztek İmparatorluğu'nun başkenti Tenoçtitlan'ın ana tapınağı Templo Mayor'dan çıkarılan 788 obsidyen obje analiz edildi. Araştırma bugüne kadar bölgede yapılan en kapsamlı obsidyen çalışması olma özelliği taşıyor.

Örneklerin yaklaşık yüzde 90'ının başkentin 94 kilometre kadar kuzeydoğusundaki Sierra de Pachuca'dan çıkarıldığı tespit edildi. Bu bölge, yeşil ve altın rengi volkanik camlarıyla biliniyor.

Ancak nesnelerin geri kalanındaki mineral, 7 farklı bölgeden geliyordu. Araştırmacılar Ucareo gibi bazı bölgelerin, imparatorluğun sınırlarının dışında yer aldığını belirtiyor.

Aztek İttifakı kurulmadan önce Tenoçtitlan'ın obsidyeni çoğunlukla yakındaki Pachuca'dan temin ettiği görülüyor. Ancak MS 1430 civarında imparatorluğun güçlenmesinden sonra başkente rakip devletlerden daha çok obsidyen girdiği anlaşılıyor.

Araştırmacılar ayrıca bu dönemde dini amaçlarla kullanılan obsidyenin neredeyse tamamının Pachuca'dan geldiğini saptadı. Bu durum merkezi kontrolün artarak dini alanı tek tipleştirdiği anlamına gelebilir.

Tulane Üniversitesi'nden makalenin başyazarı Diego Matadamas-Gomora "Meksikalılar yeşil obsidyeni tercih etse de çoğunlukla ritüel dışı amaçlarla kullanılan obsidyen eserlerdeki yüksek çeşitlilik, birden fazla kaynaktan gelen obsidyen aletlerin, imparatorluğun başkentine doğrudan madenler yerine pazar yoluyla ulaştığını düşündürüyor" diyor.

Tarihi belgeler de Orta Amerika'nın çeşitli bölgelerinden gelen tüccarların, Tenoçtitlan pazarında mallarını sattığını gösteriyor.

Araştırmacılar makalede şu ifadeleri kullanıyor:

En az 7 obsidyen kaynağının varlığı, Meksikalıların bu dönemde ticari etkileşimlerini genişlettiğine işaret ediyor.

Araştırmacılar, Aztek obsidyeninin kökenlerini inceleyerek Orta Amerika'daki ticari ağların daha net bir haritasını çıkarmayı umuyor.

Matadamas-Gomora yeni çalışma hakkında "Bu tür bir analiz imparatorluk topraklarının, siyasi ittifakların ve ticari ağların zaman içinde nasıl geliştiğinin izini sürmemizi sağlıyor" diyor.

Independent Türkçe, Science Alert, Phys.org, PNAS