Çoklu baro yasası TBMM’den geçti

Çoklu baro sistemine karşı yapılan bir protesto (AFP)
Çoklu baro sistemine karşı yapılan bir protesto (AFP)
TT

Çoklu baro yasası TBMM’den geçti

Çoklu baro sistemine karşı yapılan bir protesto (AFP)
Çoklu baro sistemine karşı yapılan bir protesto (AFP)

Türkiye’de baroların yapısının değiştirilmesini ve ‘çoklu baro’ sisteminin getirilmesini öngören kanun teklifi, bazı avukatların protestosuna rağmen Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı.
Söz konusu oylamaya 600 sandalyeli mecliste 417 milletvekili katılırken, 251 milletvekili ‘kabul’, 163 milletvekili ise ‘ret’ oyu kullandı.
AK Parti’nin TBMM’deki sandalye sayısı, 290, MHP’nin ise 49.  İki partinin bir araya geldiği Cumhur İttifakı’nda toplam sandalye sayısı 339 olmasına rağmen çoklu baro teklifine 251 oy çıkması, milletvekilleri arasında fire olduğunu, bazılarının oylamaya katılmadığını veya ret oyu verdiğini düşündürdü.
Çoklu baro yasası, avukat sayısı 5 binden fazla olan illerde en az 2 bin avukatın imzası ile yeni barolar kurulabilmesini öngörüyor. Bu durumda, Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlerde birden fazla baro kurulabilecek.
Türkiye Barolar Birliği (TBB), kuruluş işlemleri için Kurucular Kurulu’nu görevlendirecek. 4 kişiden oluşan kurul, 2 bin avukatın imzasını alarak kuruluş işlemlerini 6 ayda tamamlayacak.
TBB, avukat sayısının 2 binin altına düşmesi halinde ilgili baroya yazılı bildirimde bulunacak ve 6 ay içinde kuruluş için gerekli olan asgari avukat sayısı sağlanamazsa söz konusu baro tasfiye edilecek.
Her baro birliği, TBB Genel Kurulu’nda, baro başkanının yanı sıra 3 delege ve her 5 bin avukat için ilave 1 delegeyle temsil edilecek.
AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan, Avukatlık Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten bu yana avukat sayısının 13 kat artması nedeniyle baroların demokratik temsilinin ortadan kalktığını, avukatların baroyla irtibatlarını kopardığını ve bu nedenle barolar ve Türkiye Barolar Birliği’nde demokratik temsile büyük zarar verdiğini dile getirerek, yasanın gerekli olduğunu savundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Ramazan ayında verdiği bir hutbede eşcinsellik ve evlilik dışı ilişkiyle ilgili sarf ettiği sözlere Ankara Barosu’ndan gelen ‘Ortaçağ zihniyeti’ ifadeleri ve diğer barolardan gelen geniş tepkilerin ardından, “Daha demokratik bir baro yapısı oluşturmakta kararlıyız” ifadelerini kullanmıştı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çoklu baro düzenlemesine ilişkin düzenlemenin Resmi Gazete’de yayımlandığı gün Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını açıkladı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ve Uluslararası Hukukçular Komisyonu (ICJ) yaptıkları ortak açıklamada, çoklu baro teklifinin hukuk mesleğini siyasi açıdan bölmek ve büyük baroların insan hakları gözlemciliği rolünü ortadan kaldırmak için planlandığını iddia etti.
Çoklu baro yasasına tepki gösteren avukatlar, İstanbul’daki adliye binasında ‘Savunma susmadı, susmayacak’ sloganları attı.
Ankara’ya yürüyen bazı avukatlar da, TBMM önünde oturma eylemi düzenledi.
 



Hamaney: İran, her türlü yeni askeri saldırıya karşılık vermeye hazır

İran Dini Lideri Ali Hamaney'in internet sitesinde bu sabah yayınlanan fotoğrafı
İran Dini Lideri Ali Hamaney'in internet sitesinde bu sabah yayınlanan fotoğrafı
TT

Hamaney: İran, her türlü yeni askeri saldırıya karşılık vermeye hazır

İran Dini Lideri Ali Hamaney'in internet sitesinde bu sabah yayınlanan fotoğrafı
İran Dini Lideri Ali Hamaney'in internet sitesinde bu sabah yayınlanan fotoğrafı

İran Dini Lideri Ali Hamaney bugün yaptığı açıklamada, İran'ın her türlü yeni askeri saldırıya karşılık vermeye hazır olduğunu belirterek, Tahran'ın geçen ay İsrail'le yaptığı 12 günlük savaşta olduğundan daha güçlü bir darbeyi düşmanlarına indirebileceğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın İran Dini Lideri Ali Hamaney'in internet sitesinden aktardığına göre Hamaney, yargı yetkililerine İran'ın saldırılara verdiği yanıtın ‘kararlı ve etkili’ olduğunu söyledi ve İslam Cumhuriyeti'nin ‘hiçbir alanda zayıf taraf olmadığını’ vurguladı.

İsrail'i ‘kötü huylu tümör’ olarak tanımlayan Hamaney, ‘ABD'nin İsrail'in suçlarına ortak olduğunu’ söyledi. Hamaney, Tel Aviv'in Washington'a başvurmasının Tahran'a karşı sınırlı savunma kabiliyetinin kanıtı olduğunu ifade etti.

Hamaney toplum içindeki siyasi yönelim ve dini duruş farklılıklarına rağmen ‘ulusal birliğin’ korunması çağrısında bulunarak, ‘görüş farklılıklarının başta ülkenin ve siyasi sistemin savunulması olmak üzere önemli meseleler karşısında bölünme nedeni olmaması gerektiğini’ belirtti.

“İsrail savaşı İran'da hükümeti devirmeyi amaçlıyordu” diyen Hamaney, “Son savaşta ortaya çıkan milli irade, düşmanın komplolarının boşa çıkarılmasında çok önemli bir faktör oldu” şeklinde konuştu.

Hamaney sözlerini şu ifadelerle noktaladı: “Saldırganlar, İran'daki hassas kişileri ve merkezleri hedef almanın rejimi zayıflatacağını ve ardından uyuyan hücrelerini fitne çıkarmak ve rejimi devirmek için sokaklara dökmek üzere harekete geçirebileceklerini hesapladılar.”