ABD’li General ve Kobani , DEAŞ operasyonlarını görüştü

Fotoğraf (CENTCOM)
Fotoğraf (CENTCOM)
TT

ABD’li General ve Kobani , DEAŞ operasyonlarını görüştü

Fotoğraf (CENTCOM)
Fotoğraf (CENTCOM)

ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Orgeneral Kenneth F. McKenzie, Suriye’nin kuzeydoğusna yaptığı ziyarette Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Kobani ile DEAŞ’a karşı başlatılacak yeni askeri operasyonları görüştü.
Kobani, McKenzie ile görüşmesinden sonra yaptığı Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “ABD Merkez Kuvvetler Komutanı ile aramızdaki birçok ortak meseleyi görüştük. Bunların başında DEAŞ ile mücadele, dünyamızı tehdit eden terör tehdidinin büyümesi ve bölgede barışın hakim kılınması geliyor” ifadesini kullandı.
Kobani, mesajının devamında, “Terörizmle mücadele ve istikrarın inşasında ABD güçlerinin sunduğu daimi desteği takdir ediyoruz” diye yazdı.
McKenzie ziyareti, Rusya’nın Suriye sahasındaki komutanı Alexander Chaiko ile Kobani görüşmesinden 4 gün sonra geldi. Chaiko-Kobani görüşmesinde iki taraf arasında ortak çalışma ve eşgüdüm düzeyinin artırılması ve Rus güçlerinin Fırat’ın doğusundaki konuşlanmasının yanı sıra Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusuna yönelik operasyonları ele alınmıştı.
Arap ve Kürt savaşçılarının yer aldığı SDG birlikleri geçtiğimiz günlerde Terörizmi Caydırma ismiyle askeri operasyon başlatmıştı. SDG’den yapılan açıklamada, operasyon kapsamında DEAŞ üyesi olduğundan şüphe edilen 110 kişinin tutukladığı bildirildi.
Kobani, Rakka kentinin aşiret liderleri ve kanaat önderleriyle yaptığı görüşmede DEAŞ faaliyetlerinin artış eğilimi gösterdiğine işaret ederek, “Güçlerimiz, Deyri Zor kırsalının kuzeyindeki DEAŞ hücrelerini ele geçirmek, örgüt tehdidine son vermek, istikrarı yeniden sağlamak ve bölge halkının endişelerini gidermek için yakın zamanda Fırat Nehri hattı boyunca bir güvenlik operasyonu başlatacak” dedi.
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Eşbaşkan Yardımcısı ve Sözcüsü Bedran Çiya Kurd, bölgenin karşı karşıya olduğu olağanüstü ekonomik ve saha koşullarına dikkati çekerek, “Zorlayıcı koşullar, vatandaşlara en iyi şekilde temel hizmetlerin sağlanmasını doğrudan etkiliyor. Bunun sebebi, genelde Suriye’nin özelde de Özerk Yönetimin kontrolündeki bölgelerin içinden geçtiği durumlardır. Zira büyük sorunlarla mücadele ediyoruz” diye konuştu.
Özerk Yönetimin buğday mahsulünü satın aldığını ve stratejik depolarının yaklaşık yarım milyon tona ulaştığını belirten Kurd, “Ceaser Yasası’nın olumsuz yansımalarını, hizmet sektörünü destekleyerek iyileştirmeye çalışıyoruz. Ayrıca koronavirüs salgınını mütevazi enerjimizle püskürtüyoruz ve uluslararası terörizmle çeşitli düzeylerde mücadele ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Fırat Nehri üzerinden Haseke kentine aktarılan içme suyunun kesildiğini ifade eden Kurd, “Bu durum, barajların normal seviyesinde önemli bir azalmaya yol açtı, elektrik üretimini, içme suyunu ve sulamayı etkiledi. Bu, tüm uluslararası normların ve sözleşmelerin açık bir şekilde ihlalidir” dedi.
Aluk su tedarik istasyonu, 460 bini aşkın kişinin yaşadığı bölgede nüfusu için tek içme suyu kaynağı olarak gösteriliyor. İstasyon, Ebu Raseyn beldesi, Tel Tamir nahiyesi, Haske kenti ve kırsalına su sağlıyor. Söz konusu bölgelerde içme suyu sıkıntısı yaşanıyor. İstasyon ayrıca, 68 bin kişinin kaldığı El Hol Kampı başta olmak üzere 3 mülteci kampının suyunu karşılıyor.
Kurd, ekonomik ve insani yardımları ulaştırmak için Özerk Yönetimin Uluslararası Koalisyon ülkeleri ve uluslararası toplumla sürekli iletişim halinde olduklarına işaret ederek, şunları kaydetti:
“Krizi hafifletmek için ortaklarımızla iletişim halindeyiz. Vatandaşlar için hayati sorun teşkil eden elektrik, ekmek ve su gibi sıkıntıların üstesinden gelmek için alarm halindeyiz. Sorunları gidermeye, ihmali bulunanları yargılamaya çalışıyoruz ve hukuki olarak yolsuzluğa batanların peşindeyiz”



Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
TT

Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)

Eski Başbakan Haydar el-İbadi Irak'ta ‘seçim sisteminin reforme edilmesi’ çağrısında bulunurken, Koordinasyon Çerçevesi’nin Mukteda es-Sadr'ın Kasım 2025'te yapılması planlanan seçimleri boykot etme kararına karşı tavır alması bekleniyor.

El-İbadi liderliğindeki Zafer Koalisyonu, seçim sisteminin ‘yolsuzluk’ suçu işleyen kişilerin seçime katılmasını engellemesi gerektiğini bildirdi. Koalisyon tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, “Ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklar, özellikle de bu tarihi anda, sistemin siyasi tabanını genişletmeyi, herkesi dahil etmeyi ve seçim sürecini yolsuzluğa bulaşmış kişilerden ve manipülatörlerden korumayı gerektiriyor” denildi.

Koalisyon, ‘herhangi bir devletin çöküşünün üstesinden gelmenin, halkın çıkarlarını ve devletin varlığını koruyarak iç siyasi ve sosyal birlikle başarılabileceğini’ vurguladı. Açıklamada, “Ulusal bir reform vizyonu temelinde aday olmamak, çıkarlar nedeniyle başkalarının seçimlere katılmasına izin vermemekten temelde farklıdır” ifadesi yer aldı.

Koordinasyon Çerçevesi’nin ana bileşenlerinden biri olan el-İbadi'nin koalisyonu, Sadr'ın benzer bir açıklama yapmasından bir gün sonra seçimleri boykot ettiğini duyurdu.

 Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)

Koordinasyon Çerçevesi'nin pozisyonu

Koordinasyon Çerçevesi, Sadr ve el-İbadi'nin kararları ve bunların bir sonraki parlamentoda Şii temsiliyeti üzerindeki etkileri konusunda hemen bir görüş bildirmedi. Bilgi sahibi kaynaklar, “Sadr ve el-İbadi'nin kararlarını ele alma konusunda Şii meclisi içinde anlaşmazlıklar var” dedi.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar şu ifadeleri kullandı: “Bedir Örgütü lideri Hadi el-Amiri ve Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim'in başını çektiği bazı Şii liderlerin durumu kontrol altına alma çabaları var. Yaşananlara uyum sağlamak için uzlaşmacı bir çözüm arayışının yanı sıra Sadr'a seçimlere katılması ve boykotu tersine çevirmesi için davette bulunma ve Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu'nu birkaç günlüğüne adaylık kapısını yeniden açmaya davet etme olasılığı da var… Koordinasyon Çerçevesi içinde farklı görüşler var, ancak Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki'nin tutumunun Sadr'ı boykotu kırmaya ve seçimlere katılacağını açıklamaya davet etme eğiliminde olduğu dikkat çekiyor.”

Sadr, Kasım ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerini boykot etme kararından dönmek için zorlu koşullar öne sürdü.

Sadr X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Yolsuzluk var olduğu sürece hiçbir seçime katılmayacağım. Doğruluk ancak kontrolsüz silahların teslim edilmesi, milislerin dağıtılması ve ordunun güçlendirilmesiyle tesis edilecektir” ifadelerini kullandı.

Yerel platformlarda, Sadr Hareketi liderleri ile aralarında Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin de bulunduğu Şii liderler arasında seçimlere katılma amacıyla temaslar kurulduğuna dair sızıntılar dolaşıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan siyasi bir kaynak, ‘Sadr Hareketi ile geri dönme olasılıkları konusunda şu ana kadar görüşmelerin durmadığını’ söyledi.

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)

Seçimlerin meşruiyeti

Son dönemde izlenen çeşitli göstergelere göre seçimlerin meşruiyetine ilişkin endişeler bulunuyor. Boykotun kırılgan bir bölgesel ve uluslararası ortamda diğer kesimler tarafından da tekrarlanması, özellikle silah taşıyan ya da geçmişte silah taşımış olanlar başta olmak üzere pek çok Şii gücün, İran'ın hedef alınmasının ardından ABD ve İsrail tarafından hedef alınabilecekleri korkusunu taşımaya devam ettikleri bir dönemde, siyasi sistemin meşruiyetini etkileyebilir.

Aynı bağlamda araştırmacı Seyf es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Irak'taki siyasi sınıf, boykot eden çoğunluğun seçimlere katılma güvenini yeniden tesis edecek olgun bir seçim sistemi sunamadı. Bunun nedeni, seçim yasasının her seçim döneminde, oy veren halkın gerekçeleri dikkate alınmaksızın, büyük geleneksel partilerin ölçülerine uyacak şekilde değiştirilmesidir… Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ve iki eski başbakan Haydar el-İbadi ve Mustafa el-Kazımi'nin boykotu, seçimlere giden sürecin ciddiyetinin bir göstergesidir.”

Ancak es-Saadi, ‘seçim bölgesi sistemi, Sainte Lague sistemi ve benimsenen yüzde ile her seçimde sorunlara neden olan sonuç hızlandırma cihazlarına ilişkin doğru istatistiklere dayanan olgun bir yasanın çıkarılması yoluyla Irak'taki seçim sisteminde reform yapılabileceğini’ düşünüyor.